10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sosyal Yardımların Tarihi Gelişimi
SOSYAL YARDIMLARIN TARİHİ GELİŞİMİ
Osmanlı İmparatorluğunda toplumda gelirleri yüksek olan kişiler, yoksul ve muhtaç kişilere zekat, fitre, bağış, sadaka, adak, kurban, kefaret adı altında yardımlar yaparlardı Dini nitelikte olan bu yardımlar o zamanın sosyal yardımlarını meydana getirirlerdi İmparatorlukta ayrıca insanların hayır ve iyilik yapmak amacıyla kurulan bir takım sosyal yardım kurumları da vardı Çok yaygın olan bu kurumların en önemlileri ise vakıflardı Orhan Gazi zamanında günün gerek ve koşullarına göre tımar, zeamet, ocaklık, muhtacin gibi namlarla şahıslara dul ve yetimlere bazı kayıt ve şartlarla sosyal haklar tanınmış ve bu hakların karşılanabilmesi için bazı esaslar konulmuştur İmparatorlukta sosyal yardımlar daha çok dinsel kural ve geleneklere dayanmıştı
İmparatorlukta vakıflar yaygın bir durumda bulunuyordu “Avarız” ve “Müessesatı Hayriye” adını taşıyan vakıflar bir tür sosyal yardım kurumları idiler Doğuş ve gelişimlerini İslam dininin insanlara hayır iyilik ve yardım çağrısına borçlu olan bu kurumlar köprü, çeşme, kütüphane, mescit, misafirhane vs gibi bazı kamu ihtiyaçlarını karşılamakta muhtaçlara hastalık ve geçim sıkıntısı hallerinde yardım yapmaktaydılar
Türkiye'de ilk defa Devlet memurlarına yakacak yardımı adı altında, maaşlarının az olmasından dolayı, maaş dışında yardım niteliğinde genel bütçeden karşılanmak suretiyle ödenmesi kararlaştırılan bir meblağ olarak sosyal yardım uygulamaya girmiştir
Sosyal nitelikli parasal yardımın giderek uygulaması genişletilmiş olmakla birlikte niteliğini değiştirdiği iddia olunamaz
Çünkü adından da anlaşılacağı üzere sosyal yardım geniş anlamda toplumda gereksinimi olanlara herhangi bir prim karşılığı olmaksızın ve sadece çalışanlara değil, sosyal amaçla, yoksul ve muhtaç olanlara asgari bazı ihtiyaçlar için devlet tarafından anayasal görev olarak sağlanan bir miktar paradır Türk hukuk mevzuatında sosyal yardımlar sadece çalışanları kapsar biçimde uygulamaya geçirilmemiştir Sosyal güvenlik bağlamında çeşitli yasalarla, belirli şartlarda olanlara yardım veya koruma amacıyla verilmesi kararlaştırılmıştır
Bu yasalar, 01 07 1976 tarihli 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz, Kimsesiz ve Sakat Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Kanunu, 24 02 1968 tarih ve 1005 sayılı İstiklâl Madalyası Verilmiş Bunlarla Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun, 11 08 1941 tarih ve 4109 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu gibi olup, ülkede yaşayan birey olarak herhangi bir işte çalışmayla ve prim veya emekli keseneği ödemeyle ilişkilendirmeden sadece ülkenin vatandaşı olma ve yukarıdaki kanunlardan birinin kapsamında bulunma sebebiyle yardım yapılmaktadır
Sosyal yardım çalışanlar bakımından da ücret ve maaşlarının, enflasyon karşısında ücretlerdeki değer kaybından mağdur duruma düşen çalışanların ve emeklilerin ve diğer hak sahiplerinin bazı giderlerinin karşılanması amacıyla ödenmektedir Bu tediye ücret olmayıp parasal yardımdır [1] 3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri Yasası muhtaç sanatçıları; 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Yasa ise muhtaç çiftçilere yapılacak sosyal yadımları düzenlemektedir Belirtmek gerekir ki ayrıca, Sosyal hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü sosyal hizmet ağırlıklı faaliyet göstermekle birlikte aynı ve nakdi sosyal yardımlar yapabilmektedir [2]
Sosyal Yardımın tanımını vermek gerekirse: Sosyal yardımlar, zorunlu katılma ilkesine dayanmayan ya da katılma ile karşılığı (Yapılan yardım) arasında bir ilişki bulunmayan genel Devlet bütçesi ya da belirli bir amaca ayrılmış özel vergilerle finanse edilen kamu yardımları olarak tanımlanabilir Bu yardımlardan bir kısmı tazminat karakteri, bir kısmında ise koruma karakteri ağır basar
6 Beş yıllık kalkınma planında sosyal hizmet ve yardımlarının sosyal-ekonomik gelişme ve toplumsal refah ile orantılı ve toplumun yapısıyla uyumlu olarak arttırılması, ayrıca sosyal hizmet ve yardım programlarında koruyucu ve önleyici uygulamalara öncelik verilmesi öngörülmüştür [3]
|
|
|