Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Makaleler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşkın, oyunu, sevinçlerin, umutların, yaşı, yoktur

Umutların Ve Sevinçlerin Oyunu Aşkın Yaşı Yoktur

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Umutların Ve Sevinçlerin Oyunu Aşkın Yaşı Yoktur




Umutların ve sevinçlerin oyunu: ‘Aşkın Yaşı Yoktur’

Dolores ve Fernando, eşleri öldükten sonra yaşama küsmüş iki karakter İkisi de çocuklarının dikkatini çekmek için hastalıklar dışında hiçbir şeyle ilgilenmemekte Sürekli gidilen doktor/lar, yinelenen ilaçlar, uydurulan hastalık/larla geçmekte olan günlerinin birinde, Dolores ile kızı Manuela ve Fernando ile oğlu Ricardo, Dr Bolt’un muayenehanesinde rastlaşırlar İşte bu rastlaşmayla, yaşam sevinci kalmamış yaşlılar ile hayatı sadece iş olarak gören gençler açısından yeni bir dünyanın kapısının açılacağını anlarız

Uyarlamaya gerek var mıydı?

Hadi Çaman Tiyatrosu (Hadi Çaman-Yeditepe Oyuncuları olan adı değişmiş galiba), 2007-2008 tiyatro sezonunu İspanyol Yazar Alfonso Paso’nun yukarıda özetlediğim konudaki oyunuyla açtı Oyunu Hale Kuntay dilimize çevirmiş ve uyarlamış Oyunun özgün adı “Cosas de Papa y Mama” Yıllar önce Van ve Bursa Devlet Tiyatroları tarafından gene Hale Kuntay imzalı çeviriyle “Kırkından Sonra” adı altında Defne Yalnız Sezer ve Kartal Tibet rejileriyle sahnelendiğini şıpınişi anımsadım Yanılmıyorsam, geçmişte Dormen Tiyatrosu’nda Nisa Serezli-Turgut Boralı ikilisinden de izlenmişti Anımsadım anımsamasına da, çevirmenin bu kere ad değiştirmesine bir türlü anlam veremedim Uyarlamasına da… Uyarlamada, Dolores Beyhan Berdan, Fernando Orhan Özdemir, Manuela Aylin Berdan, Ricardo Cem Özdemir, Dr Bolt Esat olmuştu Doktorun muayenehanesinin bulunduğu semt ile Dolores ile Fernado’nun ikâmet ettikleri semt ise Nişantaşı olarak belirlenmişti Ne değişmişti? Uyarlamaya gerek var mıydı, bilemedim

Hadi Çaman’ın sahneye koyuşu

Hale Kuntay’ın kötü olmayan çevirisini Hadi Çaman sahneye koymuş Komedi sanatını iyi bilen Çaman, bu kere komedi türünün olmazsa olmazları sahne kullanımını, komedide uyumlu ve tutarlı yürüyüşleri, duraklamalara aldırmamış Oyun içindeki sürprizlerin ya da karakter yaratımlarının getirdiği olumsuzlukları, izleyici ile oyuncu arasındaki iletişim kopukluklarını önleyememiş Emeğin göz dolduruculuğunu ortaya çıkartamamış, performansı ve monotonluğu dengeleyememiş

Oysa, Hadi Çaman’ın benden çok daha iyi bilebileceği gibi, komedide de diğer türlerde olduğunca sahne üzerindeki ritim ve temponun tüm oyuncular tarafından gerçekleştirilmesi gerekliliği var Oyun örgüsünün akışının bozulmaması, diyaloglarda temponun düzeyli olması, tutulması da gerekli Kullanılan sözcüklerin (ulan, oğlum gibi) sürekli yinelenmemesi de esas

Geleneksel kurguya uymak

Hadi Çaman bütün bunları savsakladığı için, konu ne kadar sabun köpüğü olursa olsun sahneleniş olmamış Paso’nun vermek istediği; “Hangi yaşta olunursa olunsun insanın yaşama ve aşka dair daima umutları ve sevinçleri olması gereklidir” iletisi bir türlü seyirciye geçmiyor Finalin çifte düğünle biten mutlu sonu sanırım olanaklar nedeniyle makaslanınca, komedyanın geleneksel kurgusuna uygun çözüm de bulunamamış oluyor

Dekor tasarımı böyle mi olmalı?

Murat Aydoğdu, yazarın metnine uyarak sahneyi muayenehane ve Fernando’nun (yani Orhan’ın) evinin salonu olarak ikiye bölmüş, tamam da sonrasında Yeditepe Oyuncuları’nın geçmiş yıllardan kalan dekor parçalarıyla, aksesuarlarıyla fevkalade derme çatma, olamazcasına eften püften bir dekor tasarlamış O ne kapı öyle! Doktor muayenehanesi öyle mi olur? Bir evin eşyaları birbirleriyle bu kadar mı “imtizaçsızdır”? Bir oyunun sahne tasarımındaki çevre düzeni oyuncuya, olaya, karaktere bu denli uyumsuz olabilir mi?

Murat Aydoğdu’ya, dekorun amacının salt olayın geçtiği mekânı yansıtmak değil, oyuncunun kabullendiği, kavrayabildiği, yabancılık çekmeyip hareketlerini kısıtlamayacağı ortamı yaratmak olduğunu “bilvesile” anımsatmak isterim

Işık ve kostüm

Işık tasarımı için: “Serdar Ece, seviyeleri yüksek atmosfer ışığı kullanarak oyuncuların yüzlerindeki detayların yitip gitmesine neden olmuş” derim, başka da bir şey demem Oyuncuya kostüm seçme hakkının yönetmence tanınmasına gelince, elbette saygı duyarım, ama oyuncunun komediye olan duyarlılığını artıracak ve imgelemini bu yönde yoğunlaştıracak nitelikte olması koşulunu da “ön koşul” olarak öne koyarım Olumlu örnek olarak Suna Keskin’in ikinci (daha doğrusu üçüncü) perdedeki kostümünü örnek olarak ortaya atarım

Hadi Çaman’ın oyunculuğu

Oyunculardan Orhan’da Hadi Çaman için, benim oyunu izlediğim akşam belindeki disk kaymasından kaynaklanan sancıyı çekerek ve doğal olarak hareketlerini kısıtlayarak oynamasına tanık olduğumdan, korseyle sahneye çıktığını da bildiğimden bir değerlendirme yapmak doğru olmaz diye düşünüyorum Düşünüyorum ve olumlu-olumsuz hiçbir şey yazmıyorum Yazmama eylemini elbette eleştirmen olarak değil, “insani yaklaşımla” yerine getiriyorum

Genç oyuncuları eleştirmek gerek

Doktor’da Kevork Türker görevini yapıyor Genç oyuncular İdil Vural ve Arda Karapınar’ı aklıma dolayarak fazla “açılmak” niyetinde değilim Arda Karapınar için yöntemli oyunculuğun tiyatral başarıyı sağlayabileceğine olan inancımı yineleyeceğim Cem Özdemir’e aklının ve duygularının uyumlu beraberliğinde mi can veriyor, bu soruyu kendi kendine birkaç kez sormasını ve sıkılmadan yanıtlamasını salık vereceğim İdil Vural’a, oyunculuğun ön plana çıkması için gerekli olan “etkileyici olma” halinin bireysellikle gerçekleşmeyeceğini anımsatacağım Tiyatro adına yapılan her şeyin, ama her şeyin ayırma, seçme, yöntem aşamasından sonra diyaloglara geldiğini anlatacağım “Uyumlu ve birbirini mükemmel oyunculuğa özendirici oyuncular sahnede tiyatro yapmış oluyorlar” diyeceğim Söylediklerimi bir eleştirmen “amca”nın öğüdü olarak not etmesini önereceğim

Suna Keskin’e gelinceee

Yılların deneyimli ve usta oyuncusu Suna Keskin’e gelince: Suna Keskin, kendisini çok iyi tanıdığından oyunculuğunun sınırlarını da mükemmel çiziyor Hale Kuntay’ın Paso’dan uyarladığı metinde, Beyhan’a ait ne bulduysa, o tekstten ne algıladıysa seyirciye aktarıyor, aktarırken kavrama ve yorumlama sınırlarını sahneyi paylaştığı oyunculara örnek olacak biçimde zorluyor Komedide amacın sadece güldürmek olmadığını biliyor Keskin Seyirciyle arasındaki ortak paydayı arıyor, buluyor, yansıtıyor Görselliğe yaslanmıyor, fiziksel gücü yeğlemiyor, oyunculuğunu dil ile bütünleştiriyor

Suna Keskin, iyi olmayan bir oyunda “iyi” oyunculuk örneği veriyor

Üstün Akmen



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.