Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Makaleler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ankara’ya, kadri, treniyle, yakup

Yakup Kadri Treniyle Ankara’Ya...

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yakup Kadri Treniyle Ankara’Ya...




Yakup Kadri treniyle Ankara’ya

Haberi okuduğumda ne çok sevindiğimi, içimi nasıl bir ışıltının kapladığını tahmin edemezsiniz Ne miydi beni bunca mutlu eden şey? Aslında çoğu kimsenin hiç mi hiç ilgilenmeyeceği bir uygulama

“Devlet Demir Yolları, Ankara–İstanbul arasına ek tren seferleri koyacak ve bu trenlerden birine ‘Yahya Kemal’, diğerine ‘Yakup Kadri’ adını verecek” Saat 2100’de, Yahya Kemal treni Ankara’dan İstanbul’a, Yakup Kadri treni de İstanbul’dan Ankara’ya hareket edecekmiş Tren yolculuklarında masalsı bir şiirsellik bulan, bu iki edebiyatçının iyi bir okuru olmaktan bahtiyarlık duyan ve hele onların İstanbul ve Ankara sevdalarını bilen biri, bu habere sevinmez de ne yapar?
Yazarların, şairlerin adlarının olur olmaz yerlere verilmesini pek hoş karşılamam; ama sahihliği zayıf bir rivayet bile olsa ‘Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüş yolculuğunu seven’ Yahya Kemal’in adının Ankara–İstanbul trenine; sefaletler içindeki bir ‘kasaba’dan ‘başkent’e dönüşmesine tanıklık ettiği Ankara’da ‘destansı bir hava’ bulan Yakup Kadri’nin adının da İstanbul–Ankara trenine verilmesi, pek anlamlı geldi bana Artık nice yıllar bu iki ‘aziz dost’un hatırası, adlarını taşıyan trenlerle, kaderlerinde pek çetin dönemeçler açan bu iki kent arasında gidip gelecek ve ihtimal ki bir yerde karşılaştıklarında, makinistlerin yapacağı tatlı bir jestle selamlaşacaklardır
‘Aziz dost’ dedim de, bu trenlere ‘Yahya Kemal’ ve ‘Yakup Kadri’ adının verilişi, iki büyük edebiyat adamının şahsi maceraları bakımından da bambaşka bir anlam taşıyor Yahya Kemal ile Yakup Kadri, İstanbul’un en dağdağalı günlerini yaşadığı 1911 ile 1916 yılları arasında, hemen bütün zamanlarını birlikte geçirmişler; Beyoğlu meyhanelerinde, adalarda ve itibarlı konaklarda süren neşeli ve işretli günlerin ardından, bütün arkadaşları memleketi terk edip kendileri de ortalıkta beş parasız, ‘sudan çıkmış balık gibi’ kaldıklarında, Yakup Kadri’nin annesiyle birlikte oturduğu Kızıltoprak’taki daracık evine sığınmışlardı Burada annesinin verdiği küçük harçlıklar ve Yakup Kadri’nin yazılarından kazandığı ayda üç–dört lira ile yaşamak zorunda kalmışlardı Öyle bir dostluktu ki bu, Yakup Kadri’nin, İsviçre’de tedavide bulunduğu zamanlarda yazdığı o güzelim eseri “Erenlerin Bağından”da ‘Aziz Dost’ diye hitap ettiği kişi, Yahya Kemal’den başkası değildi Fakat Yahya Kemal, bütün yakın dostları gibi uzun yıllar nice acı tatlı günleri bir arada geçirdiği, fikir ve kader bağlarıyla bağlı olduğu Yakup Kadri’yi de, aralarında çıkan bazı dedikodular yüzünden ucu zehirli yergi oklarıyla delik deşik etmekten çekinmemişti Hatta bununla da hıncını alamamış, birer mektup göndererek Yakup Kadri’yle Falih Rıfkı’yı düelloya davet etmişti O kadar ciddi idi ki bunda, o sıralar genç bir edebiyat meraklısı olan Ahmet Hamdi Tanpınar ile gönderdiği düello mektubunda, muhataplarına,”Şahitlerinizi gönderin, silahlarınızı tayin edin” diyordu İki kadim dost, gerçekleşmeyen bu düello vakasından sonra uzun yıllar küs kalmış ve en az dört beş yıl sonra Atatürk’ün sofrasında zoraki barıştırılmışlardı
İşte şimdi, Ankara–İstanbul arasında trenle gidip gelecek yolcular, ihtimal ki adlarını taşıyan trenlerde Yahya Kemal’in şiirlerini, Yakup Kadri’nin romanlarını okuyacak ve onların olmadık dedikodular yüzünden yıkılan dostluklarını hayallerinde yeniden tesis edeceklerdir (TCDD, trenlerin birer vagonunu onların eserlerinin, eşya ve hatıralarının yer alacağı mini bir müzeye dönüştürür mü acaba?) Böylece, belki de tren yolculuklarının epey bir zamandır unutulan lezzeti yeniden yaşanacak, o zengin tren edebiyatımız hatırlanacaktır Öyle ya, artık Reşat Nuri’nin “Anadolu Notları”nda anlattığı tren yolculuklarını kaç kişi biliyor, o güzelim hatıraların tadına kimler varıyor? Tanpınar’ın “Bir Tren Yolculuğu” hikâyesini kim okuyor? Bu otomobil ve uçak çağında yazarlarımız, şairlerimiz de artık trene itibar etmiyor ve kimse trenlerin o masalsı hikâyesini yazmıyor
Ne dersiniz, bu ‘tren haberi’ni fazla mı abartıyorum?



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.