![]() |
Felsefe-Hareketin İdrakı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefe-Hareketin İdrakıBir hareket, dışardan şuura gelişinde, eğer şuur alıcı bir ayana durumunda düşünülürse, bize bir otomatizm gibi gelir ![]() ![]() Hareket karşısında almış olduğumuz tavır ![]() Bir hareket karşısında red –tasvip tavrı aldığımız zaman ahlaki sahaya girmiş oluruz ![]() ![]() ![]() Elinde balta ile odun yaran bir adam tasavvur edelim;baltayı oduna vuracağı yerde bir insana yada bir hayvana vurduğu zaman red ve tasviplerimiz başka başkadır ![]() Acaba hareketler içinde, bazılarının bizi red veya tasvip tavrına sürüklemesi nereden geliyor? Hoşlanma – nefret Psikolojik bir tavırdır ![]() Bunu psikolojik yaratılışımızın tabii bir neticesi kabul ettiğimiz taktirde, ahlaki hareketlerin doğuştan olduğunu, ruhun iyi ve kötüyü, hoşlanma ve nefreti ayırdığını kabul etmemiz lazım ![]() Rastyonalist felsefe, psikolojik ahlak nazariyeleri, faydacı ahlak görüşleri, ahlaki hareket karşısında alınan red ve tasvip, hoşlanma –nefret tavırlarını, psikolojik (motif) izah etmeye çalışırlar ![]() Bir kısım filozoflar iyi – kötünün şuurun mahiyetinde mevcut olduğunu ileri sürerler ![]() ![]() ![]() ![]() Bu “dışarı” nedir? Bizim dışımızda, iki dünya veya muhit vardır: 1 ![]() 2 ![]() Fizik Muhit cansızdır ve bizim için sadece bir idrak (algı) objesidir ![]() ![]() ![]() İkincisi sosyal muhittir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cemiyet kendi kaidelerini ferde fısıldamaktadır ![]() ![]() ![]() O halde, ahlaki harekette dışardan aldığımız iki unsur var ![]() ![]() Buraya kadar vermiş olduğumuz açıklama bize şunu öğretmiş bulunuyor ![]() ![]() ![]() Niçin bazı hareketler karşısında red ve tasvip, yahut başka bir değimle, iyi- kötü hükümlerinde birini vermek zorunda kalıyoruz? ![]() Bizi buna zorlayan nedir? Burada karşımıza iki problem çıkıyor ![]() 1 ![]() ![]() O halde, her ahlaki red ve tasvip fiilinde şu unsurlar bulunmaktadır ![]() a) Bunun insan hareketleri karşısında alınmış bir tavır olması, b) Red ve tasvibin doğuştan değil kazanılmış olması ve cemiyet tarafından bize telkin edilmesi c) Cemiyet tarafından bir şeyin telkin edilebilmesi için onda herkes tarafından kabul edilmiş müşterek ve objektif bir vasfın olması gerekmektedir ![]() ![]() d) Red ve tasvibin insan hareketlerine tatbik edilmesi, ferdi bir şuuru şart koşar e) Her red ve tasvibin gerisinde, hareketlerin muayyen kaidelere uygunluğunu isteyen bir yaygın emir vardır ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() Ahlakla örf ve adetlerin, hukukun red ve tasvibi arasında ne fark vardır? Fark red ve tasvip fiilinde mevcut olan müeyyide ve “otorite” den ileri gelmektedir ![]() ![]() Niçin her nevi hareket değil de sadece bir nevi hareket, ahlak sahasına dahildir ve bu bir nevi hareketin, diğer hareketler arasındaki özelliği ve kesinliği nedir? * Alıntı |
![]() |
![]() |
|