10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Fasl-İ Güldür Bu...|Makaleler-Denemeler
Mustafâ Demirci
Hoş geldin Canımın Cananı! Hoş geldin! Derdimin dermanı! Hoş geldin! Gönlümün sultânı! Hoş geldin! Hoş geldin! , Gönül yurdumu sana açtım, Aşk elinden bâde içtim
Ben bu cenu tenden geçtim Hoş geldin! !Hoş geldin!, ! Hoş geldin! Senden önce gelenler,senin gelişinin habercisiydi "Rahmetin lilâlentîn"vasfinı müjdelemişlerdi  Huda'nın en büyük ihsanı demişlerdi: "Kelâmı "rahmeten lİIâlemİn" vasfında münzeldir Hûda'nın en büyük İhsanı sensin yâ Rasulullah '" Senin Süleyman Efendi (k s ) Çölleşen ruhlarımıza Nisan yağmurları gibi yağdın Zulmete boğulan kâinat nurunla aydınlığa kavuştu Ölü toprağı serpilmiş gönüller varlığınla hayat buldu: "Âlemlere gönderdi Huda zâtı rahmet Hakka ki Cİhân mürde iken eyledin İhya" Sabuhi Sen nebiler şahı! Sen şefkat ve merhamet degâhı! Sen iki cihan sultânı! Sen gönül fezamızın hurşîd ü mânı! Sen âhir zamanda gönderilen ilkbahar gülü nebiler şahı! Hoş geldin! "Ey şah-ı enbiyâ sen O rahmet-şİârısın Ahir zamana birgül-İ evvel baharsın" Kâmî Bir gül mevsimiydi gelişin, ,Gül bahçesine döndü âlem  Kâinatın bir tek gülüne kavuştu âdem  Kokun bütün cihâna yayıldı, Bülbül oldu her gönül âşkınla inleyerek Gül yüzüne baktı ağladı ,gül yüzüne baktı güldü hemDoyamadı biç kimse kıyamadı bakmaya gül yüzüne; "Ya incinirse!" diye "Terlerse güller olurdu her teri Hos direrlerdi terinden gülleri " Süleyman Çelebi Gül senin terindendi Rengi , râyihası Sen'dendi Öyle ki; bahçevân bin gül bahçesini sulasa, Sen gibi bir gül açmazdı cihanda Çünkü kâinat bir bahçe ve bu bahçenin bir tek gülü Sen'din Bu alemin gülleri Sen'in aşkınla açan, Sen'in kokunla teselli bulan ve Sen'in âşıklarına Sen'i hatırlatan birer teselinâmedir Gül bahçesinde gezinmek, gül kokularıyla nefeslenmek açılmış gülleri dermek âşıkların en büyük zevkidir "N'ola tacım gibi başımda götürsem dâim Kadem-i pakini ol Hazreti Şâh-l rusulün Gül-i gülzâr-ı nübüvvet o kadem sahibidir Bahti'yâ durma yüzün sür kademine o gülün " Birinci Sultan Ahmed "Peygamberler Sultânı Rasûl-i Kibriya'nın o tertemiz ayaklarını, tıpkı lâeım gibi hep başımda taşıyabilsem ne olur! Ey Bahtı ! O mübarek ayağın sahihi, peygamberler yetiştiren müstesna gül bahçesinin eşsiz bir gülüdür Haydi hiç durma! O Gül'üıı mübarek ayaklarına hemen yüzlerini sür!" Kadem-i pâkine yüz sürebilen âşıklar Sen (S A V)'in gül yüzün hürmetine gönüllere sultan, başlara tâc olmuştur Gül kokulu ellerinle okşadığm başlardan hala gül kokusu yayılmaktadır Seyrimde bir şehre vardım Gördüm sarayı güldür gül Sultânımın tâcı tahtı Bağı duvarıgüldür gül Gül alırlar gül satarlar Gülden terazi tutarlar Gülü gül ile tartarlar Çarşı pazarı güldür gül Nesimî Habibim fâsl-ı güldür Gül yüzüne susamış gönüller, gül çağını özler  Sensiz yetimler buruk  Kimsesizler çâresiz  Mü'minler öksüz Aşıklar uykusuz  İnsanlık huzursuz  Hac'dan döner gibi gel! Mîracdan iner gibi gel! Bekliyoruz yıllardır  Gül mevsimi geldi mi her şey bize yâr olur Gönüller gül kokarken geceler nehâr olur Bâd-ı sabâ getirir diyar-ı gülden koku Figân eden bülbüle şifayâb rüzgâr olur Gözyasıyla yoğrulur şebnemler yanağımla Dünüşür yağmurlara damlalar cuybâr olur Yağmur damlalarıyla yıkanırken gülistan Dile gelir goncalar çiçekler gülnar olur Gül derip gülyüzünden armağanlar taşısam Çoraklaşan şu dünya yemyeşil diyar olur Gül rengine boyanır kuşanır özlemini Kalbim aşkınla yanıp tutuşarak var olur Ey bülbülün sevdası sultânı gülistanın Sensiz bütün mevsimler bize sonbahar olur GÜL BESTESİ (Rıfkı Kaymaz)
|
|
|