|  | Diksiyon , Fonetik , Artikülasyon |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Diksiyon , Fonetik , ArtikülasyonDİKSİYON Diksiyonu söyle tanımlayabiliriz: söz söylerken, duygu ve düşünceleri doğru, üslubuna uygun olarak anlatmak için sesin uyumunu, söylenişini, sözcük hecelerinin uzunluğu, kısalığı ve vurguları bakımından doğruluğu; jesti, mimiği, takınılacak tavırları yerinde ve güzel kullanma sanatıdır  Doğru bir diksiyon için gerekli iki temel koşul vardır   Birincisi: ses aletini doğru kullanmak  Yani konuşma için yeteri kadar havayı ses yollarını kasmadan içeri almak, gereğinden fazla durak kullanmamak, durakları doğru yerde gerektiği gibi kullanmak ve sesi duyulur ve net bir hale getirmek  İkincisi: söz söylerken konuştuğumuz dili düzgün ve doğru söylemek için düzeltmeye çalışmak ve mimiği, jesti,tavrı yardımcı olarak kullanmak  Şimdi pek sikici olan ilk bölüme bir göz atalim   SES AYGITIMIZ Şu ana kadar sahne üzerinde ve isinma çalişmalarinda ses aygitimizi tanimiş ve çaliştirmayi ögrenmiştik  Bundan sonra yapacaklarimiz onu kullanmaktir   Ses aygıtımızı doğru kullanmayı doğal hala getirebilmek için günlük yaşantımız içerisinde de onu kullanmalı ve önce kendimizi sonra çevremizi gözlemlemeyi unutmamalı  DİKSİYON, FONETİK, ARTİKÜLASYON Diksiyonun ne olduğunu başta konuşmuştuk şimdi onun yardımcıları boğumlama ( artikülasyon) ve söyleniş (fonetik) ‘i inceleyelim   BOĞUMLAMA (ARTİKÜLASYON) : Konuşma organlarinin bogazdan çikan sese biçim vermek için topluca çalişmasi  Kapimizin önünden geçen sokak saticilari bagirarak sattiklarini herkese duyurmak isterler  Yinede ne dediklerini anlamak için çikip sorma ihtiyaci duyariz  Önemli olan denilenin anlaşilmasidir  Söylenen sözlerin anlaşilmasi için temel sesler ünlüler degil ünsüzlerdir  Seslerin agizdan çikişina dilin konumuna dikkat etmek gerekir  SÖYLENİŞ (FONETİK) :Sadece söylenişi göz önünde tutar  Diksiyon, güzel bir söylenişin asal kurallarini verir ve söylenişteki ihmali yenmeye çalişir  Fonetikse diksiyonda seslerin meydana gelmesini ve ses organlarinin durumlarini inceler   Genel olarak söyleniş bozukluklari ünlülerin fonetik yönünden biçimlenmelerindeki yanlişliklardan dogar  Örnegin: açik E yerine kapali E, kalin E kalin A yerine ince A söylemek gibi  Bogumlanma bozukluklariysa ünsüzlerin fonetik yönünden biçimlenmelerindeki yanlişliklara denir  Örnegin:gilama, şeleme, leleştirme gibi   Her ikisi de düzgün söz söylemekte önemli yer tutar  Böyle söyleniş ve bogumlanma bozukluklari olan kimseler aliştirmalar üzerinde çalişarak bu sorunlarini yenebilirler  Doguştan ileri gelen sorunlar o engellerin ortadan kalkmasiyla giderilebilir  Bogaz ve burundaki et fazlaliklari, küçük dilin görevini yapamamasi, dişlerin seyrek oluşu ve onlarin üst üste binerek siralanmasi, üst dudagin kisa ve yukari dogru çekik oluşu, çenelerin dişari dogru çikikligi ve içeri dogru çekikligi vb   Diğer fonetik hatalara şöyle bir göz atalım: Atlama: pek yaygın olan bir söyleniş bozukluğudur   Örneğin: (kendisi) yerine (kensi) , (karşılaşma) yerine (kaşlaşma) , (hanımefendi) yerine (hamfendi) , (nasılsınız) yerine (nassınız) , (Galatasaray) yerine (gassay) , (kalk oradan) yerine(kak ordan) , (kilitledim) yerine (kitledim) vb  Harflerin çıkarılışına özen gösterip başlangıçta ağır konuşarak bu bozukluğun önüne geçilebilir  Gevşeklik: bir boğumlama tembelliğinden ileri gelir  Bu bozukluğun önüne geçmek için dişler arasına bir kurşun kalemi sıkıştırıp heceleri söylerken onların iyice anlaşılmasına çalışılır  Dişler arasından kalem çekildiği zaman, boğumlanma daha açık olarak anlaşılan bir biçim alıp dil, yanaklar ve dudaklar görevlerini yapmaya başlarlar   Gılama: ( R ) ünsüzünün, küçük dilin titremesiyle boğazda meydana gelmesidir  Bu bozukluğu gidermek için ( R) ünsüzünü doğru boğumlandırmaya çalışalım  (R) ünsüzü dilin ucunu damağa kadar kaldırarak verilir  Öyle ki dil şiddetle çıkan havaya dokununca geri çekilir ve bir çeşit titreme yaparak yerine gelir  Böylece dilin ucunu uzun zaman titremeye çaba harcamakla iyi bir sonuç alınabilir   Islıklama: ( s ) ünsüzünün şiddetini abartmaktan ileri gelir  Dil üst dişlerin iç tarafina dayanip hava dişlerin arasindan sizarsa bu yanliş ortaya çikar   Değiştirme: bir ünsüzün yerine başka bir ünsüzü söyleme alişkanligi olup bir çok çeşitleri vardir   Sert ünsüzlerle olanına sık rastlanır: (zeleştirme) ( j ) yerine (z) söylemek örnegin: (şarj) yerin (şarz) (Seleştirme) ( ş ) yerine ( s ) söylemek  Örn: (paşam) yerine (pasam) vb  (jeleştirme) ( c ) yerine (j) söylemek  Örn: (kucak) yerine (kujak) (şeleştirmek): (s) yerine (ş) söylemek  Örn: (sana) yerine (şana) Diğer ünsüzleri ilgilendiren değişmeler: (leleştirmek) (r) yerine (L) söylemek  Örn: (merhem) yerine (melhem), (birader) yerine (bilader) bazen de (n) yerine (L) söylenir (fincan) yerine (filcan) Yerleştirme: bazı yerine veya arasına (y) ünsüzünü sıkıştırmaktan ileri gelir  (Müezzin) yerine (meyzin), (iade) yerine (iyade), (gönlüm) yerine (göynüm)  Bazı ağızlarda (b) yerine (p), (d) yerine (t) olduğu görülür  Örn: (Kıbrıs) yerine (Kıprıs), (leblebi) yerine (leplepi) vb  Yutma: genellikle içinde (h) ünsüzü bulunan kelimelerde sık görülür  Örn: (Ayhan) yerine (ayan), (Mehmet) yerine (memet) vb   Söyleniş bozuklulari: ünlüleri ilgilendiren değişmeler  (ince a) yerine (kalın a) söylemek  Örn: (Kemal) yerine (kemal) vb  (e) yerine (a) söylemek  örn: (elektrik) yerine (alektrik)vb  (a) yerine (e) söylemek  Örn: (Azrail) yerine (ezrail)vb  (ince o) yerine (kalın o) söylemek (lokma) yerine (lokma) vb  | 
|   | 
|  | 
|  | Diksiyon , Fonetik , Artikülasyon |  | 
|  10-24-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Diksiyon , Fonetik , ArtikülasyonPROSODİE (VURGU) Sözcük vurgusu, dilin en doğal söyleniş özelliklerindendir  Sözcük vurgusu hecenin şiddetiyle ilgili olduğu gibi birde hecenin süresi yani uzunluğu kısalığı ile ilgili olan (nicelik)i vardır  Sözcüklerde bu iki özellik birbirini karıştırmamalıdır  Nicelik , bir hecenin uzunluğu ve kısalığı ile ilgilidir  Halbuki şiddet ise bir hecenin vurgusuyla ilgilidir   Dilimizde süresi uzun olan heceler hep yabancı sözcüklerde bulunur  Örn: katil, kase, cahil, ebedi, hazine vb yanlış söylememek için kelimelerin kökenlerini araştırmak gerekir   Türkçe de (ğ) ünsüzü kendinden önce gelen ünlü üzerinde etki yaparak bulunduğu hecenin uzamasına neden olur  Örn: yağmur= yaamur, öğretmen= ööretmen, öğle=ööle , çağdaş= çaadaş  İlk hecelerde (y) nin de gevşeyip kendisinden önceki ünlüyü etkileyip heceyi uzattigi görülür  Örn: böyle=bö-le, şöyle= şö-le, öyle=ö-le, söylemek=sö-lemek vb  (Ğ) ünsüzünün bir etkisi de şöyledir: yapacağım= yapıca-m (ğ) demin bahsettiğimiz uzatma etkisini yaparken kendisinden sonra gelen ünlünün de düşmesine sebep olur  Bu durum genellikle eylemlerde görülür  Örn: edeceğim= edice-m, oturacağım= oturuca-m vb   BİR kelimesinden biraz konuşalım  Adet belirttiği zaman yani kendi sayı anlamıyla kullanıldığında (bir) herhangi bir şeyden bahsederken (bi) olarak söylenir  Örn: adam bir gün bir sinemaya gitmiş  Soru: adam ne gün gitmiş? Her hangi bir gün gitmiş  Yada söyle sorabiliriz bu soruyu adam yalnızca bir gün mü bir tek sinemaya gitmiş? Burada (bir) kendi sayı anlamıyla değil (herhangi) anlamıyla kullanıldığı için (bi) olarak söylemek daha doğrudur  Orada, burada, şurada kelimeleri de (bir)e benzer özel bir söyleniş biçimi taşirlar  Burada = burda, şurada= şurda, orada= orda, olur ve aradaki a harfi düşer   Kelime sonlarındaki -yor heceleri üzerine birkaç söz: -yor hecesi fazla bastırılmadan yada bastırmayacağı diye yok saymadan söylenmelidir  Son uyarıda çok sık kullandığımız (değil) kelimesi için  Değil kelimesi söylenirken (e) harfi düşer ve yerini (i) harfi alır  DEĞİL=DİĞİL olur   - SES TEKNİĞİ İLETME GÜCÜ İzleyicinin oyuncunun sesini yalnızca duymakla kalmaması, söylediklerini anlaşılır kılması ve ayrıca ondan sanki her yönden geliyormuşçasına etkilenmesi için sesin iletme gücüne özel bir önem verilmelidir  İzleyici, ses yalnızca oyuncunun durduğu yerden değil, her yönden geliyormuşçasına oyuncunun sesiyle çevrelemelidir  Duvar bile oyuncunun sesiyle konuşmalıdır   İyi iletim gücüne sahip gerekli olan iki koşul şudur: a) sesi taşiyan hava kolonu güçlü olmali ve hiçbir engelle karşilaşmadan dişari çikmalidir  Örnegin : larenksin kapali olmasi veya çenenin yetersiz açilmasi  b) Fizyolojik tınlatıcılarla ses güçlendirilmelidir   Bunların hepsi doğru solumayla çok yakın ilişkilidir  Eğer oyuncu yalnızca karnından yada göğsünden soluk alırsa, yeterli havayı toplayamaz; bu durumda kendini tutumlu bir şekilde hava kullanmaya zorlar, larenksini kapatır, sesi bozar ve sonunda vokal bozuklukların oluşmasına neden olur  Bütünsel solumayla (üst göğüs ve karın) oyuncu yeterli miktardan biraz daha fazla hava biriktirebilir  Bunun için hava kolonlarının hiçbir engelle karşılaşmaması yaşamsal bir önem taşır  | 
|   | 
|  | 
|  | Diksiyon , Fonetik , Artikülasyon |  | 
|  10-24-2012 | #3 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Diksiyon , Fonetik , ArtikülasyonSOLUMA Üç çeşit soluma vardir   a) üst göğüs ve göğüs boşluğu soluması (özellikle kadınlarda gözlenir) b) alt soluma veya karından soluma  Karın, göğüs kullanılmadan şişirilir  Genellikle tiyatro okullarında öğretilir  c) Bütünsel (üst göğüs ve karın) soluma  Karın aşaması baskındır  Bu biçim en sağlıklı ve en işlevsel solumadır  Özellikle çocuklarda ve hayvanlarda gözlenir  Bütünsel soluma oyuncu için en etkili solumadır  Ancak her oyuncunun soluması onun fizyolojik yapısına göre değişir  Ayrıca kadın ve erkeğin solunum olanaklarına ilişkin bazı doğal ayrımlar vardır  Her ne kadar kadınlarda üst göğüs erkeklere göre daha gelişmiş olsa da kadınlarda doğru soluma karın fazıldadır  Değişik duruşlar ve aksiyonlar bütünsel solumadan daha farklı solunum biçimi gerektirdiğinden, oyuncunun farklı solunum çeşitlerini denemesi gerekmektedir  Yani oyuncu solunum organlarının işlevlerini denetleyebilmelidir   Solunumun bütünsel olup olmadığını anlamak ve geliştirebilmek için çeşitli alıştırmalar vardır  a) yere veya herhangi bir sert zemin üzerine yatın, böylece omurga kendiliğinden düz duracaktır  Bir eli göğsüne, diğerini karına yerleştirin  Soluk alırken önce karnın üstündeki elin, daha sonra göğsün üstündeki elin yükseldiği duyumsanır: bu yumuşak ve sürekli bir harekettir  Bütünsel solumayı iki ayır evreye bölmemeye özen gösterilmelidir  Göğüs karın genişlemesinde gerilim olmamalı ve iki evrenin ardışıklığı fark edilmemelidir  Bu ardışıklık gövdede küçük şişmeler oluşturmalıdır  Evrelerin bölümlere ayrılması vokal organlarda ödemlere yolaçabilir  b) Yogadan uyarlanan bir yöntem: sert bir zemine yatılır  Burun deliklerinden biri kapatılır ve diğeriyle soluk alınır  Soluk verilirken açık olan delik kapatılır ve önceden kapalı olan burun deliğinden hava dışarı verilir  Üç evre birbirini şöyle takip eder : soluk alma 4 saniye, soluk tutma 12 saniye, soluk verme 8 saniye c) Ayakta dururken, elleri en alttaki kaburganın üstüne yerleştirin  Soluk alma başlangıçta elleri yerleştirdiğiniz noktada bir etki yaratmalıdır ( elleri dışarı itecektir  ) ve göğüs boyunca bunu sürdürdüğümüzde hava kolonunun doğruca kafaya ulaştığı şeklinde bir duygu oluşur  (bunun anlamı şudur: soluk alındığı zaman önce alt kaburgalar, hemen ardından yumuşak bir geçişle göğüs genişler  ) karın duvarları kaburgalar genişlediğinde kasılır, toplanan hava için bir temel oluşturur ve böylece ağızdan çıkan ilk sözcükle soluğun dışarı çıkması engellenir  Karın duvarı ( dışarı doğur daralır) alt kaburgaları genişleten kasları tersyönde çeker ( dışarı doğru büyür), ve onları soluk alıp verme sırasında mümkün olduğunca uzun süre bu durumda tutar  (En çok karşılaşılan hata , bütün soluma tamamlanmadan karın kaslarının sıkıştırılmasıdır  Bu yalnızca üst göğüs solunumuyla sonuçlanır  ) soluk verme bunun tersidir: kafadan başlayarak, göğüs boyunca avuçların durduğu noktaya doğru  İçeriye alınan havayı çok fazla sıkıştırmamaya özen gösterilmelidir, ve -önceden de belirtildiği gibi bütün süreç yumuşakça yerine getirilmelidir: başka bir deyişle,karın ve üst göğüs solumaları arasında hiçbir bölünme oluşturulmadan soluma tamamlanmalıdır  Böylesi bir alıştırma solunumu solunum olsun diye öğretme niyetinde değildir; sesi taşıyacak bir solunumu hazırlar  Bu alıştırma kolay ve etkin bir soluk vermenin gerçekleşmesi ve ses çıkması için bir temelin nasıl oluşturulması gerektiğini öğretir  Bütünsel soluma sırasında çok fazla hava almamak ve biriktirmemek gereklidir  Bir oyuncu çabuk ve sessiz soluk almalıdır  Metinde mantıksal durak olarak saptadığı yerlerde soluk alır  Bu işlevsel bir şeydir zamandan tasarruf sağlar ve gereksiz durakları engeller: bu gereklidir çünkü bu duraklar metnin ritmini düşürür   Oyuncu her zaman nerede soluk alacağını bilmelidir  Örneğin hızlı ritimli bir sahnede, arkadaşınım son sözü bitmeden soluk almalıdır, bu sayede arkadaşı bitirir bitirmez konuşmaya hazır olabilir  Öte yandan, eğer sahne arkadaşının son sözünden sonra soluk alırsa, diyaloğun orta yerinde ritimde delik açacak kısa bir sessizlik oluşturacaktır   Hızlı ve sessiz soluma için alıştırmalar: a) ellerinizle kalçanızı tutarak ayakta durun  Söz söylemeden önce alabildiğiniz kadar havayı çabuk ve sessizce dudaklarınızın ve dişlerinizin arasından alın  b) Aşamalı olarak hızınızı arttıracağınız bir dizi kısa ve sessiz soluk alin  Doğal bir şekilde dışarı verin  Soluma organik ve kendiliğinden oluşan bir süreçtir ve çalışmalar onun çok sıkı denetimini sağlamak için değil, doğal olmayan kimi olguları düzeltmek için yapılır  Her şeye karşın solumanın kendiliğindenliği korunmalıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Diksiyon , Fonetik , Artikülasyon |  | 
|  10-24-2012 | #4 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Diksiyon , Fonetik , ArtikülasyonLARENKSİN AÇILMASI Konuşurken ve soluk alırken larenksinizi açık tutmaya özel önem veriniz  Larenksin kapalı olması havayı etkili biçimde dışarı çıkarmayı engeller, böylece oyuncunun sesini doğal olarak kullanmasını olanaksız kılar  Larenksin kapalı olduğu aşağıdaki koşullarda anlaşılır: a) ses yavansa b) eğer oyuncu gırtlağında larenksi hissediyorsa c) soluk alırken küçük bir ses işitiliyorsa d) adem elması yukarı doğru hareket ediyorsa ( yutkunurken larenks kapalıdır ve adem elması yukarı doğru çıkar  ) e) ense kasları kasılıyorsa f) çene altı kasları kasılıyorsa ( bu baş parmağı çenenin altına, işaret parmağının da alt dudağın altına yerleştirilmesiyle denetlenebilir  ) g) alt çene kemiği çok fazla önde veya gerideyse eğer oyuncu ağzının arka kısmında çok geniş bir boşluk olduğunu duyumsarsa, larenks mutlaka açıktır  ( esnerken olduğu gibi) Oyuncu alabildiğince derin soluk almalı ve havayı tutumlu kullanmaya çalışmalıdır  Her sözcük, özelliklede sesli harfler havayı emercesine kuşatmalıdır  Bununla birlikte sözcükler arasında havasız kalmamaya özen gösterilmelidir  Larenksi açmak için temel alıştırma: Baş dahil olmak üzere vücudun üst kismini öne dogru egin  Alit çene bütünüyle gevşemiş, baş parmaga dayalidir, işaret parmagi alt dudagin azicik aşagisinda durur ve çenenin düşmesini önler  Üst çeneyi ve kaşlari kaldirin, ayni zamanda alni buruşturun, başin üstündeki, gerisindeki ve ensedeki kaslari gererken şakaklarda tipki esnemede oldugu gibi bir gerginlik duyumsayin  Sonunda sesin çikmasina izin verin  Bütün aliştirma boyunca çenenin altindaki kaslarin gevşek ve yumuşak olmasina çenenin altindaki kaslarin gevşek ve yumuşak olmasina gösterin: çeneye destek olan parmak hiçbir dirençle karşilaşmamalidir  En çok yapilan hata çenedeki ve boynun önündeki kaslarin kasilmasi, alt çenenin yanliş konumlanmasi (çok geriye itilmesi), baş kaslarinin gevşekligi ve üst çenenin kaldirilmasi yerine alt çenenin düşürülmesi  | 
|   | 
|  | 
|  | Diksiyon , Fonetik , Artikülasyon |  | 
|  10-24-2012 | #5 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Diksiyon , Fonetik , ArtikülasyonTINLATICILAR Fizyolojik tınlatıcıların görevi dışarı çıkarılan sesin iletme gücünü arttırmaktır  İşlevleri, hava kolonlarını vücudun ses yükseltici olarak seçilen bölümlerine sıkıştırmaktır  a) en çok kullanılan, kafa tınlatıcısı veya üst tınlatıcı  Teknik olarak hava akışının başın ön tarafına doğru yönlendirilmesiyle çalışır  Oyuncu elini alnının üst kısmına yerleştirerek ve “m” sözünü söyleyerek kesin bir titreşim duyabildiğinde bu tınlatıcının kolaylıkla farkına varır  Gündelik konuşmada üst perdeden konuşulduğunda üst tınlatıcı kullanıma girer  Bu tınlatıcı kullanıldığında oyuncu ağzın, başın tepesinde bulunduğunu hissetmelidir  b) Nadiren bilinçli olarak kullanılır göğüs tınlatıcısı  Alçak perdeden konuşulduğu zaman devreye girer  Çalışıp çalışmadığını denetlemek için bir eli göğsün koyup titreşip titreşmediğine bakmak gerekir  Bu tınlatıcıyı kullanmak için ağız göğüsün üstündeymişçesine konuşmak gerekir  c) Burun tınlatıcısı  Bu tınlatıcı “n” ünsüzünü söylendiğinde otomatik olarak ortaya çıkar   d) Larenks tınlatıcısı  Çıkardığı ses vahşi hayvanların kükremesine anımsatır  Kimi caz şarkıcılarının karakteristiğidir  Luis Armstrong   e) Kafa tınlatıcısı  Çok yüksek perdeden konuşulduğunda ulaşılabilir  Oyuncu hava akışını üst tınlatıcıya doğru yönlendirir ve giderek yükselen bir perdeden konuşursa, hava akımı art kafaya yönelir  Çalışma sırasında oyuncu yüksek perdeden miyavlamayla bu tınlatıcıya uylaşabilir  f) En verimli olan vücudun bir tınlatıcı olarak kullanılmasıdır  Baş ve göğüs tınlatıcılarının eş zamanlı kullanılmasıyla elde edilir  Teknik olarak, dikkatin, konuşulduğu anda kullanımda olmayan tınlatıcıya yoğunlaşması gerekir  Örneğin yüksek perdeden konuşulduğunda doğal olarak kafa tınlatıcısı kullanılır bu nedenle aynı anda göğüs tınlatıcısı kullanmaya yoğunlaşılmalıdır  Burada yoğulaşmanın anlamı hava kolonunun etkin olmaya tınlatıcıya itilmesidir  Alçak perdeden konuşurken bunun tersi gerekmektedir  Doğal halde göğüs tınlatıcısı kullanılıyorsa kafa tınlatıcısına yönlenilmelidir  | 
|   | 
|  | 
|  | Diksiyon , Fonetik , Artikülasyon |  | 
|  10-24-2012 | #6 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Diksiyon , Fonetik , ArtikülasyonGÜZEL KONUSMA & DIKSIYON Güzel ve etkili konusmada diksiyon (söylenis-telaffuz-pronounciation) yani seslerin dogru çikarilmasi son derece önemlidir  Fonetik bilgisi seslerin çikarilisini inceler  Diksiyon ise buna ek olarak daha genis bir kapsamda, ses organlarinin dogru sesleri çikarabilecek sekilde egitilmeleri üzerinde odaklanir  Bu yönüyle diksiyon önemli ölçüde fonetige dayanir  Ancak biz bu bölümde konunun fonetik yönü üzerinde ayrintili durmayacagiz  Türkiyede seslerin çikarilmasinda yörelere göre farklilik vardir  Ancak güzel seslendirmede daha çok Istanbul agzi esas alinir  Seslerin gerektigi gibi çikarilabilmesi için ses aletlerinin- girtlaktan baslayarak dil, dudaklar, çene ve buruna kadar tüm ses aletlerinin egitilmesi gerekir  Bu çerçevede asagida çesitli alistirmalar yer alacak   Alistirmalari yaparken ses çikislarini netlestirecegiz  Iyi bogumlanma yani heceleri netlestirerek seslendirebilmek için dudak tembelligini ortadan kaldirmamiz gerekir  Sesleri ses organlarini abartili kullanarak çikaralim  Asagidaki doküman dört bölümden olusmustur:     Birinci bölüm ses organlarinin egitimine iliskin alistirmalar; ikinci bölüm, sesli harflerin çikarilisi; üçüncü bölüm sessiz harflerin çikarilisi ve kullanimini anlatmaktadir  Dördüncü bölüm ise sesli ve sessiz harflerin cümle içinde karisik sekilde kullanimina iliskin alistirmalardan olusmaktadir   Bu alistirmalarda verilen örnek cümle veya hecelerin bikmadan israrla tekrar tekrar seslendirilmesi gerekir  Bu çalisma sürdürüldükçe seslerin agizdan akarcasina çikmaya basladigini, baslangiçtaki zorlanma veya tutuklugun ortadan kalktigini göreceksiniz  Diksiyon sesin güzel çikmasini ve sözlerin dogru seslendirilmesini amaçlayan sanatin adidir  Diksiyon bu yönüyle ses ve söz üzerinde odaklanmistir  Sözün içeriginin kodlanmasi yani etkili iletisim diksiyon sanatinin disinda kalan bir konudur  Ancak konu üzerinde olusturulan eserlerde bir karmaşanin mevcut oldugunu da itiraf edelim   Diksiyon bölümünde diksiyonun temel ögeleri üzerinde durulmustur  Bu ögeler söylenis-fonetik, bogumlanma, vurgu, durak ve ulamadan olusmaktadir  Fonetik seslerin dogru çikarilmasiyla ilgilenen bir alandir  Boğumlanma, seslerin birbiri ardina tam ve tok sekilde kaybolmadan çikarilmasi alaniyla ilgilenir  Vurgu, söylemedeki monotonlugun kirilmasini saglayan, her dilde kendine özgü gelisen bir telaffuz konusudur  Yazi noktalamasi ve duraklariyla konusma noktalamasi veya duraklari birbirinden farkli olabilmektedir  Durak bölümü, bu sorunun çözümünü amaçlamaktadir  Ulama çalismalarina gelince, bu çalismalar kelimeler arasinda uyumlu geçisler saglamayi amaçlamakta ve dilin dogal kurallarindan yararlanmaktadir  | 
|   | 
|  | 
|  | Diksiyon , Fonetik , Artikülasyon |  | 
|  10-24-2012 | #7 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Diksiyon , Fonetik , ArtikülasyonSöylenis-Fonetik Söylenis bölümünde sesli ve sessiz harfleri ayri ayri inceleyecegiz  Türkçede 8 adet sesli ve 21 adet sessiz harf vardir  Sesli harfleri "ünlü", sessiz harfleri de "ünsüz" kelimesiyle tanimlayacagiz  Türkçemizdeki ünlüler "a, e, ,i, i, o, ö, u, ü"den olusur  Ünsüzler ise "b, c, ç, d, f, g, g, h, j, k, l, m, n, p, r, s, s, t, v, y, z" den olusur  Söylenis bölümünde ünlü ve ünsüz harflerin fonetigini ögrenecegiz  Asagida konular hem anlatilmis hem de gerekli alistirmalar birlikte verilmistir  Ses Organlarını Geliştirme : Akcigerlerden çikan hava girtlaktan geçerken ses tellerinde titresimler olusturur, bu titresimlerle girtlak yapisina göre degisik sekillerde çok zayif sesler olusur  Bu sesler diger ses organlariyla yogrulur, titresimlerle rahatlikla isitilebilecek kadar büyür ve kimlik kazanir   Herkesin ses organlarinin yapisinin farkliligi ölçüsünde farkli sesleri veya ses kimlikleri vardir  Burada önce ses organlarimizin istedigimiz sesi çikarabilecek yetenege ulasmasini saglamaliyiz   Ses organlarinin egitimi diksiyonun altyapisini olusturur  Ses organlari egitimsiz oldugunda diksiyon çalismalarinin her asamasinda tikanikliklar olusacaktir  diksiyon çalismalarinin kendisi de dolayli sekilde ses organlarinin gelisimine yol açar  Ana ses organlarini tek tek ele alalim ve gelistirilmeleri için alistirmalar yapalim  Dil : Dilimiz ünlüleri hariç tutarsak diger tüm seslerin çikarilmasinda mutlaka kullandigimiz çök önemli bir ses organimizdir  "a,e,i,i,o,ö,u,ü" den olusan ünlülerin dilimiz sabit dururken seslendirilmeleri mümkündür  Sadece farkli ünlülerde çene ve agiz içinin aldigi pozisyonun degisimine paralel olarak degisik pozisyonlar alabilir  Ancak dil özellikle bazi seslerin çikarilmasinda en önemli fonksiyonlari icra eder  Dil agiz içinde çok rahat hareket edebilmelidir  Dilin ön alt dislerin köküne, ön alt dislerin üst bölümüne, ön üst dislerin köküne, kivrilarak üst dudaga dokunabilmesi gerekir  Dilin ucu rahatlikla kasilabilmeli ve kivrilabilmelidir  Dilin agiz içinde sag ön ve arka yönde, sag ve sol yönde veya ucundan kivrilarak geriye dogru hareketi rahat olabilmelidir  Eger dilimizin kaslarinin dilimize rahat bir sekilde hakim olmasini saglayamazsak özellikle dilimizi kullanarak çikardigimiz seslerin bozuk çiktigini görürüz  Degisik milletlerin dillerindeki fonetik özellikler farkli dil yeteneklerini gerektirebilir  Örnegin Japonca "tsu" sesi, Ingilizce "the" sesi, Arapça'daki "peltek z" Türkçe fonetiginde bulunmaz  Bu sesleri çikarabilmek için de o milletlerin fonetikleri çerçevesinde dilimizi gelistirmemiz gerekir  Eger dilimizin kullaniminin genel anlamda gelistirilmesini saglamayi basarirsak, bu yetenegimiz yabanci dil ögrenirken "telaffuz- pronounciation" sorununu çok kolay asmamizi saglayacaktir  Türkçe'de dil tembelliginin en fazla olumsuz etkiledigi sesler sunlardir: "c, ç, d, j, l, n, r, s, s, t, z" Eger bu seslerden herhangi birini çikarmakta güçlük çekiyorsaniz veya seste bogukluk, olusuyorsa dil egzersizleri üzerinde yogunlasmaniz gerekecektir   Sesin Çıkışını Düzeltme : Güzel ve etkili konusmada önemli bir konu sesin mükemmel çikisidir  Sesin mükemmel çikisi ses çikisi ile nefesin kullanimi arasinda basarili bir uyum olusturulmasini gerektirir  Düzgün sesin dört temel özelligi vardir  Bunlar sesin "isitilme düzeyi)yükseklik)", "sesin hiz düzeyi", "hosa gitme/tini düzeyi", "degisirlik/bükümlülük düzeyi"nden olusmaktadir  Asagida bu özellikleri ögrenelim ve gelistirmeye çalisalim  Isitilebilme-Yükseklik Bazi insanlarin sesleri bir metre mesafeden bile güçlükle duyulabilmektedir  Böyle bir sesle yapilan konusmanin anlasilabilmesi son derece güçtür ve dinleyiciler dinlerken psikolojik gerginlik içerisine girerler   Ses dinleyiciler tarafindan isitilebilecek kadar yüksek olmalidir  Normal ses kalabalik kitlenin en uzagina ulastirilacak kadar yüksek çikmalidir  Ancak yüksek ses bagirmaya dönüsmemelidir  Bu anlamda eger mikrofon kullanmiyorsaniz özellikle konusma yaptiginiz toplulugun büyüklügüne dikkat etmelisiniz  Hemen yaninizdaki bir arkadasiniza 20 metre uzaktaki insana konusur gibi konusursaniz sesin yüksekligini hatali kullanmis olursunuz  Sesin yüksekligi salonun büyüklügüne göre ayarlanmalidir  Ancak sesi yükseltirken "bagirma" tonu olusturmamak çok önemlidir   Dikkat edin: Kaç kisilik bir guruba konusuyorsunuz? Salonunuz ne kadar genis? Ortamda gürültü var mi? Sesiniz 20 metreden rahat duyulabiliyor mu? Yoksa mirilti gibi mi çikiyor? sesiniz yükselince bagirmaya dönüsüyor mu? Uygun ses yüksekligi dinleyici kitlesini tamamen ve rahatlikla kusatan sestir   | 
|   | 
|  | 
|  | Diksiyon , Fonetik , Artikülasyon |  | 
|  10-24-2012 | #8 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Diksiyon , Fonetik , ArtikülasyonALISTIRMA: FONETIK- Ünlüler A Konusma dilimizde birbirinden ayri söylenen iki (a) vardir  Bunlardan biri (kalin a) digeri de (ince a) dir  Her iki (a) bazen uzun, bazen kisa okunabilir  Bu iki (a) yi söylerken birbirinden ayirt etmek için (ince a) nin üzerine su ( ^ ) isareti koyarak gösterelim  Kalin A Su sekilde söylenir: Dil dogal durusunu degistirerek ortaya dogru biraz yükselir, dudaklar hareketsiz, yanaklar gevsek ve çeneler açik  aaa aaaa aaaa Elâlem ala dana aldi ala danalandi da biz bir ala dana alip aladanalanamadik  Akrabanin akrabaya akrep etmez ettigini  Aglarsa anam aglar, kalani yalan aglar  Ince A (Kalin a) ya oranla daha ileriden söylenen bir ünlüdür  Dilimize geçen yabanci kelimelerden gelmistir  Bu kelimelerin basinda, ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek: lâla, lâstik, hâl  hâlbuki, lâf, lâkirdi, lâle, lâl, kâse, lâle, lânet, lâzim, kâzim, kâtip gibi  Lâla lâtif lâleli lâmbasini lâcivert lâke lâvabodan nâzik, nâdide sefkâte verdi  Uzun A Bunu da (â) seklinde gösterelim : Önek: Nâne, nâdir, nâme, câhil, câhit, seyahât, sâdik, sâbit, kâtil, nâzik târih, mâvi, hâttâ, hârf, dikkât, sefkât, kabahât, sihhât, nâmus, nâne, nâsihat, E Konusma dilimizde birbirinden ayri söylenen iki (e) vardir  Bunlardan biri (açik e) digeri de (kapali e) dir  Bu iki (e) yi söylerken birbirinden ayirt etmek için (kapali e) nin üzerine su () isareti koyarak (açik e) den ayiralim  eee eeee eeee Açik E (Açik e) su sekilde söylenir: Çeneler (a) ünlüsünde oldugu gibi, dil ileri dogru yükselir  Kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek: Es, sen, sene- Edebi edepsizden ögren: Ekmegi ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver: Evlinin bir evi, evsizin bin evi var  - Bir elin nesi var, iki elin sesi var  - Sen dede ben dede bu ati kim timar ede  Kapali E (Kapali e) su sekilde söylenir: dudak kenarlari kulaklara dogru biraz yaklasip çeneler hafifçe sikilir  Gece penceredeki benekli tekir kedi tenceresindeki eti yedi  I Su sekilde söylenir: Çikis noktasi damagin arka kismindadir  Dudaklarin kösesi kulaklara dogru açilir  Dil damagin arkasina dogru toplanarak dar bir geçitten havayi birakir  Dilimizde (i) ünlüsü kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek: Isi, islik, ilicali iiii iii iiiii - Ihlamuru isit: Tikir tikir: Miril miril: Sikir sikir  Yigin yigin, kipir kipir, gicir gicir, islak islak, piril piril, firil firil, ziril ziril  I Su sekilde söylenir: Çikis noktasi damagin ön kismindadir  Dudaklarin kösesi kulaklara dogru açilir, dil damagin iki yanina dayanarak dar bir geçitten havayi birakir  Kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek: Iz, dil, izci iii iiiii iiiii Iki dinle bir söyle- iki el bir bas içindir  Dilimizde süresi uzun olan (i) lere rastlanir: Icat, biçare, bitap, bitaraf, veli, fenni, fiziki, cani, hayati, nihai, fuzuli, deruni O Konusma dilimizde kalin ve ince olmak üzere iki ayri O vardir  Kalin O Çeneler açik, dudaklar birbirine yakindir ve agiz içi yuvarlaktir  Kelime baslarinda sik rastlanir  Örnek: Ot, ova, ocak, olmak, ordu, oda, orman, ortak, bando, banyo, biblo, bono, fiyasko, tango, solo, fono, foto, radyo, stüdyo, sato, tempo, vazo, Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz  oooo oooo ooo Ince O Biraz daha ileriden daha az yuvarlak yapilarak söylenir  Lobutlari los locasinda notaliyan normâl lort losyoncusunun lokantasinda nohutlari lokumlarla karistirdi  Ö Çeneler ve dil (açik e) ünlüsünde oldugu gibidir  dudaklarin alt ve üst köseleri birbirine yaklasip agiz küçük bir yuvarlak gibi olur  (ö) ünlüsü çogunlukla kelime basinda bulunur  ööö ööö öööö Örnek: öbek, öc, ödenek, ödünç, ödesmek, ödev, öfke, ögrenmek, ögrenim, ögretim, ögünmek, ögüt, ökçe, öksürük, örs - Ölenle ölünmez  - Ölüm kalim bizim için  - Önce düsün  sonra söyle  - Öfkeyle kalkan zararla oturur  U Konusma dilimizde birbirinden ayri söylenen iki (u) vardir  Bunlardan biri (kalin u) digeri de (ince u) dur   Kalin U Çeneler açik, dudaklar birbirine iyice yaklasik ve agiz tam bir küçük yuvarlak olur  Örnek: Uç, ucuz, uçak, uçurum, uykucu, ulu uuu uuu uuu Unkapani ugradigi ugursuzluktan upuzun uzandi  Ince U (Kalin u) ya oranla daha ileriden söylenir  Ünlüsü çogunlukla yazida (ü) ünlüsü ile gösterilir  Örnek: Rûya, rûzgâr, hûlya, gûya, lûzûm, lûtfen, lûgat, nûr, nûmara, Nûri, Gûya Hûlya rûyasinda Lûtfiye nûmarali nûtuk söyliyerek lûtfetmis  Ü Çeneler ve dil (açik e) ünlüsünde oldugu gibidir  Dudaklarin alt ve üst köseleri birbirine iyice yaklasir ve büzülür  (ü) ünlüsüne dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda sik rastlanir  Örnek: Üç, üçgen, üçlü, üçüz, üflemek, ülker, ülkü, ün, ünlem, ünlü, üreme, ürkek ,ürpermek, üzüm, üstün, üsenmek, ütü üüü üüü - Üzüm üzüme baka baka kararir  -Ülker üzüntüden üzüm üzüm üzüldü  -Ürümesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir  Ünsüzler B Dudaklarin birlesip açilmasiyla meydana gelir  Kelimenin basinda veya ortasinda bulunur  Kelime basinda örnek: Bas, bos, biçak, biber Kelime sonunda (p)ye dönüsür  Örnek: Kitap, kap, hesap, çorap  Ancak kelime sonunda ünlü bulunursa eski konumuna döner: Örnek: Kitabi, dolabi, kabi, hesabi Gerçekte (p) ile biten kelimeler ise degismezler  Örnek: sap-sapi, çöp-çöpü, top-topu, tüp-tüpü, küp-küpü, kulp-kulpu, hap-hapi, Bi Be Ba Bo Bu Bö Bü Bi Bip Bep Bap Bop Bup Böp Büp Bip Bil Bel Bal Bol Bul Böl Bül Bil Bir Ber Bar Bor Bur Bör Bür Bir Bit Bet Bat Bot But Böt Büt Bit Bis Bes Bas Bos Bus Bös Büs Bis Babasinin benekli bildircini bitisik bostanda böceklerden bunalarak büzüldü  C Disler birbirine yaklasik, dil ucu dizlerin ön kenarina yayilmis, alt çene asagi düserek çikar  Örnek: Cam  caba, cacik, coskun, cömert, cüce, cümle  Kelime sonunda (ç) olur  Ci Ce Ca Co Cu Cö Cü Ci Cip Cep Cap Cop Cup Cöp Cüp Cip Cik Cek Cak Cok Cuk Cök Cük Cik Cit Cet Cat Cot Cut Cöt Cüt Cit Cambaz Cevat ciliz cimri coskunla cömertlige cumbada cüret ettiler  Ç C harfinden biraz daha sert olarak çikar  Çikis biçimi aynidir  Çi Çe Ça Ço Çu Çö Çü Çi Iç Eç Aç Oç Uç Öç Üç Iç Çip çep Çap Çop Çup Çöp Çüp Çip Tiç Teç Taç Toç Tuç Töç Tüç Tiç *** Peç Paç Poç Puç Pöç Puç Püç *** Siç Seç Saç Soç Suç Söç Suç Süç Siç Çardakli çesmedeki çirak, çiçekleri, çorbanin çöregini ve çuvallari çürüttü  D Dilin damagin ön kismina üst dis köklerine dokunmasiyla çikarilir  Örnek: Dam, dal, dar, dis, dis, dadi, dede, deney,-demir, Kelime sonunda (t) olur  Yalniz anlamlan ayri olup söylenisleri benzeyen bir kaç kelimeyi birbirinden ayirmak için (d) olarak yazilir  Örnek: Ad (isim), at (hayvan), od (ates), ot (bitki), had (derece), hat (çizgi) Di De Da Do Du Dö Dü Di Dip Dep Dap Dop Dup Döp Düp Dip Dik Dek Dak Dok Duk Dök Dük Dik Dit Det Dat Dot Dut Döt Düt Dit Dir Der Dar Dor Dur Dör Dür Dir Diz Dez Daz Doz Duz Döz Düz Diz Davulcu dede disarlikli dikisçiyi dolandirirken dönemecin duvarindan düstü  F Üst kesici disler alt dudagin üstüne dokunup açilmasiyla çikarilir  Dilimizde çogunlukla kelime basinda, pek seyrek olarak da ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek: Fal, fil, fakat, falaka, falanca, faras, felek, ferman, fasafiso, federasyon, felâket, felç, fevkalâde, frak, fitre, film•, fayans, fötr, fonojenik, futbol, füze Fil Fel Fal Fol Ful Föl Fül Fil Fit Fet Fat Fot Fut Föt Füt Fit Fip Fep Fap Fop Fup Föp Füp Fip Fif Fef Faf Fof Fuf Föf Füf Fif G Dil sirtinin damagin gerisini, bir de damagin daha ön kismini kapatmasiyla meydana gelir  Örnek: Gaga, gagalamak, gam, galiba, gar, garaj, gargara, gazete, gelincik, göçmen, gölge, gönye, görev, güzellik  (G) ünsüzünün iki çikis noktasi vardir  Ince ünlülerle damagin ön kismindan çikar  Örnek: Gâh, gel, gör, git, gûya, güç  Kalin ünlülerle damagin gerisinden çikar  Örnek: Gar, gicik, gocuk, guguk, gibi  Gi Ge Ga Go Gu Gö Gü Gi Gik Gek Gak Gok Guk Gök Gük Gik Gip Gep Gap Gop Gup Göp Güp Gip Gif Gef Gaf Gof Guf Göf Güf Gif Gil Gel Gal Gol Gul Göl Gül Gil Gir Ger Gar Gor Gur Gör Gür Gir Galip Geyvede gir gir giden gocuklu göçmen gururluya güldü  G Dilimizde varligini ancak kendinden evvel gelen ünlünün süresini uzatmakla hissettirir  Kelime basinda bulunmaz, iki ünlü arasinda ise ikili ünlü meydana getirir  Örnek: Bogaz-boaz, dogal -doal, yogurt - yourt Konusma dilimizde bazan y ve v seslerine döner  Örnek: Eger-eyer, diger-diyer, soguk-sovuk Gi Ge Ga Go Gu Gö Gü Gi Gir Ger Gar Gor Gur Gör Gür Gir Gip Gep Gap Gop Gup Göp Güp Gip Gil Gel Gal Gol Gul Göl Gül Gil H Bir soluk harfi olup agzin (kalin a) ünlüsünü çikardigi durumla meydana gelir  Örnek: Habbe, haberci, haber, hacamat, haci, haciyatmaz, hadde, hademe, hafiz, hafif, hafta, hakiki, hakir, hâlbuki, hallac, hassâs, hece, himhim, hipnotizma, hokkabaz, hulâsa, hulyali, hüner, hücum, hücre, hüviyet, Hi He Ha Ho Hu Hö Hü Hi Hih Heh Hah Hoh Huh Höh Hüh Hih Hip Hep Hap Hop Hup Höp Hüp Hip Hit Het Hat Hot Hut Höt Hüt Hit Hil Hel Hal Hol Hul Höl Hül Hil Hir Her Har Hor Hur Hör Hür Hir Habes hemsire hirkali hizmetçi hoppa hödüge hurmalari hürmetle sundu  J Disler birbirine, dil sirti da kati damaga yaklasir, havanin dil ortasindan sizmasindan meydana gelir  Örnek: Jale, Japon, jandarma, jambon, jelâtin, jeoloji, jeolog, j jest, jilet, jübile, jüri  Halk arasinda (j) ünsüzünün (c) oldugu görülür  Örnek:Japon- Capon, jandarma - candarma, panjur = pancur, jurnalci = curnalci, Ji Je Ja Jo Ju Jö Jü Ji Jij Jej Jaj Joj Juj Jöj Jüj Jij Jir Jer Jar Jor Jur Jör Jür Jir Jil Jel Jal Jol Jul Jöl Jül Jil Jip Jep Jap Jop Jup Jöp Jüp Jip Jis Jes Jas Jos Jus Jös Jüs Jis Japon jeolog jiletini jurnaliyle jüriye verdi  K Dil sirtinin damagin gerisini, bir de damagin daha ön kismini kapatmasiyla meydana gelir  Ince ünlülerle damagin ön kismindan kalin ünsüzlerle ise arka kismindan çikar  Örnek1: Kel, kir, kör, kâtip kâhya, Örnek2: Kaba, kaya, kaçak, kadastro, kadin kadife, kalp, kal Ki Ke Ka Ko Ku Kö Kü Ki Kik Kek Kak Kok Kuk Kök Kük kik Kil Kel Kal Kol Kul Köl Kül Kil Kir Ker Kar Kor Kur Kör Kür Kir Kip Kep Kap Kop Kup Köp Küp Kip Kit Ket Kat Kot Kut Köt Küt Kit Kara ketenlik külahli kus kara kediyi yedi L Dil ucu damagin ön kismina(lale), bir de daha gerisine(olay) dayanir, hava dilin yanlarini titreterek sizar  Örnek: lâbirent, lâboratuvar; lâcivert; lâçka, lâdes, lâf, lâkap, lâhana, leylâk, leziz, limon, lise, litografya, liyakat, löca, lödos, lökanta, lokma, lökomotif, lösyon, lös, Li Le La Lo Lu Lö Lü Li Lil Lel Lal Lol Lul Löl Lül Lil Lir Ler Lar Lor Lur Lör Lür Lir Lip Lep Lap Lop Lup Löp Lüp Lip Lit Let Lat Lot Lut Löt Lüt Lit Lin Len Lan Lon Lun Lön Lün Lin (L) ünsüzü bazi kelime ortalarinda ve sonlarinda kaybolur, Örnek: Nasi sey = nasil sey, kak ordan = kalk ordan, Adi konusmada (r) ünsüzünün (l) olduguna sik rastlanir  Buna (Lelesme) denir  Önek: Birader-bilâder, Berber-belber, servi - selvi, serbest = selbes, bâri = bâli, diye= diyelek, kerli ferli = kelli felli, zemberek -zembelek, merhem - melhem, terlik = tellik, amerikan = amelikan M Dudaklarin birlesip açilmasi ve damagin hafif alçalmasiyla meydana gelir  Dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek: Maalesef, macera, maç, madalya, maalmemnuniye, maarif, modern, mücevher, madenî, manzume, müzakere, mütemmim Mi Me Ma Mo Mu Mö Mü Mi Mip Mep Map Mop Mup Möp Müp Mip Mir Mer Mar Mor Mur Mör Mür Mir Mil Mel Mal Mol Mul Möl Mül Mil Min Men Man Mon Mun Mön Mün Min Mim Mem Mam Mom Mum Möm Müm Mim Muhallebici melankolik Misirli Mirza modern mösyöyle Muradiyede müzik dinledi N Dilin damagin ön kismina, dis köklerine dayanip açilmasiyla meydana gelir: Dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek: Nasir, nadan, nadide, nafaka, nafile, naftalin, nakil, nakit , nal nalbant, namaz, namus, nankör, narin, narkoz, nâsihat, nâzim, nazik, nesir, nezaket, nilüfer, nisan Ni Ne Na No Nu Nö Nü Ni Nip Nep Nap Nop Nup Nöp Nüp Nip Nil Nel Nal Nol Nul Nöl Nül Nil Nir Ner Nar Nor Nur Nör Nür Nir Nim Nem Nam Nom Num Nöm Nüm Nim Nin Nen Nan Non Nun Nön Nün Nin Namli nane nini nini naneleri numaraladi P Dudaklarin birlesip açilmasiyla ve açilma sirasinda disariya hava firlamasiyla meydana gelir  Dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek: Paça, paçavra, paket, pala, palamut, panorama, pansiyon, pantolon, papatya, paragraf, paramparça, parasüt, paratoner, parazit, patinaj, pedagoji, plak, plaka, plan, planör, politika, porselen, porsiyon, program, projeksiyon, protesto, psikoloji, Pi Pe Pa Po Pu Pö Pü Pi Pip Pep Pap Pop Pup Pöp Püp Pip Pil Pel Pal Pol Pul Pöl Pül Pil Pir Per Par Por Pur Pör Pür Pir Pit Pet Pat Pot Put Pöt Püt Pit Pis Pas Pos Pus Pös Püs Pis Palavraci peltek pisirik piskin poturlu porsuk pulcu püskürdü  R Dil ucunun yukaridaki kesici dislere yakin noktayla meydana getirdigi kapagin bir çok defa açilip kapanmasiyla meydana gelir  Kelime basinda bulunan (R) kolay söylenir  Fakat kelime sonlarindaki (R) ünsüzlerine önem verilmezse anlasilmasi güç olur  Örnek: Rabita, radyatör, radyografi, rahat, roket, raket, ramazan, randevu raptiye, rol, reçete, rehber, rehin, rejisör, rakip, reklâm, rekor, repertuvar, reverans, rezonans, riyakâr, romatizma, rota, rozet, röportaj, rûya, rûzgâr, Ri Re Ra Ro Ru Rö Rü Ri Ir Er Ar Or Ur Ör Ür Ir Rir Rer Rar Ror Rur Rör Rür Rir Tir Ter Tar Tor Tur Tör Tür Tir Fri Fre Fra Fro Fru Frö Frü Fri Gri Gre Gra Gro Gru Grö Grü Gri Radyolu ressam Ramis Rasimin romaniyla röportaj yapti S Dudaklar açiktir, dilin ucu alt dis köklerine yaklasir ve hava dilin arasindan tonsuz olarak sizar  Dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek: Sap, saat, sabah, sabotaj, saman, servis siska, seksek senaryo, stüdyo, spiker, smokin, hassas, kasa gibi    Si Se Sa So Su Sö Sü Si Sil Sel Sal Sol Sul Söl Sül sil Sir Ser Sar Sor Sur Sör Sür Sir Sis Ses Sas Sos Sus Sös Süs Sis Sis Ses Sas Sos Sus Sös Sus Sis Isi Ese Asa Oso Usu Ösö Üsü Isi Sandiklida sepetleri sirali simitçi sofrada sökülen sucuklari süpürdü S Disler birbirine, dil sirti da kati damaga yaklasir, hava dilin ortasindan çikar  Örnek: santaj, santiye, safak, sahin, saksakçi, simendifer, simsek, sarapnel, sarjör, Sifre, sövale, süphe, sölen, Si Se Sa So Su Sö Sü Si Sil Sel Sal Sol Sul Söl Sül Sil Sir Ser Sar Sor Sur Sör Sür Sir Sis Ses Sas Sos Sus Sös Süs Sis Sis Ses Sas Sos Sus Sös Süs Sis Siz Sez Saz Soz Suz Söz Süz Siz Samli semsek simsir safak saksaklandi T Dilin damagin ön kismina dis köklerine dayanip açilmasiyla meydana gelir:  Dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek: Tabak, taban, tabela, tablet, tablo, talih, tarih, tapu, tatil, teklif, tekzip, telefon, teleskop, televizyon, telgraf, temenni, tempo, temsil, tentene, tepki, terlik, termos, testere, transatlantik, transformatör, trapez, titiz, tiyatro, tren, tribün, turp, turnike, tünel, Ti Te Ta To Tu Tö Tü Ti Tik Tek Tak Tok Tuk Tök Tük Tik Tir Ter Tar Tor Tur Tör Tür Tir Tit Tet Tat Tot Tut Töt Tüt Tit Tis Tes Tas Tos Tus Tös Tüs Tis Tis Tes Tas Tos Tus Tös Tüs Tis Tatar tepsici tiknaz titiz Tosun tömbekici tulumbaciyla tütün tüttürdü  V Üst kesici disler alt dudagin üstüne dokunur  Dilimizde kelime basinda, ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek: Vade, vadi, vagon, vahsi, vakit, vantilâtör, vapur, varil, varis, vasiyet, velvele, vergi, vestiyer, vesvese, Vi Ve Va Vo Vu Vö Vü Vi Viv Vev Vav Vov Vuv Vöv Vüv Viv Vil Vel Val Vol Vul Völ Vül Vil Vir Ver Var Vor Vur Vör Vür Vir Vis Ves Vas Vos Vus Vös Vüs Vis Vis Ves Vas Vos Vus Vös Vüs Vis Velveleli vasi vesvese vadide vagon verdi Y Dil ortasiyla ön damak arasindan çikar  Dilimizde kelime basinda ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek: Yaba, yaban, yagmur, yalan, yamyam, yanki, yan, yaris, yaz, yas, yangin, yayan, toy, çay Yi Ye Ya Yo Yu Yö Yü Yi Yiy Yey Yay Yoy Yuy Yöy Yüy Yiy Yil Yel Yal Yol Yul Yöl Yül Yil Yir Yer Yar Yor Yur Yör Yür Yir Yis Yes Yas Yos Yus Yös Yüs Yis Yiz Yez Yaz Yoz Yuz Yöz Yüz Yiz Yalvaçli yelpazeli yildiz yirmi yoksul yörükle yumurtalarini yükledi  Z Dilin ucu alt dis köklerine yaklasir, hava dilin arasindan tonlu olarak çikar  Kelimelerin basinda, ortasinda ve sonunda bulunur  Örnek; Zafer, zahire, zahmet, zakkum, zalim, zaman, zambak, zamk, zar, zarar, zarf, zemzem, zenci, zerdali, Zi Ze Za Zo Zu Zö Zü Zi Zip Zep Zap Zop Zup Zöp Züp Zip Zil Zel Zal Zol Zul Zöl Zül Zil Zir Zer Zar Zor Zur Zör Zür Zir Izi Eze Aza Ozo Uzu Özö Üzü Izi Zis Zes zas Zos Zus Zös Züs Zis | 
|   | 
|  | 
|  | Diksiyon , Fonetik , Artikülasyon |  | 
|  10-24-2012 | #9 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Diksiyon , Fonetik , ArtikülasyonBOGUMLANMA Ünlü ve ünsüz sesleri tam bir belirginlikte seslendirebilenler saglam bogumlanma yaparlar  Bogumlanma yetenegimizin gelismesi için ses organlarimizin zorlandigi tekerlemeleri bol bol seslendirmemiz sorumuzu çözmemize yeterli olacaktir  Asagida önce ünlaler ve ardindan ünsüzlerin esas alindigi tekerleme örnekleri verilmistir  Bu tekerlemeleri hatasiz ve çok rahat okuyabilecek sekilde tekrar etmelisiniz  Bogumlanma yeteneginin gelisimi için her türlü metnin bol bol okunmasini tavsiye ediyoruz  ALISTIRMA: BOGUMLANMA ÜNLÜLER: (A) Abanadan Adanaya abarta abarta apar topar ahlatla agdali avuntucu ahmak Ahmetin avandanliklarini aparanlardan Acar Abdullah ile akilli Abdi aksam aksam bize geldi  Al bu takatukalari, takatukaciya takatukalatmaya götür  Takatukaci takatukalari takatukalamam derse takatukacidan takatukalari takatukalatmadan al getir  (i) Igdirin igil igil akan iliman irmaginin kiyilari iklim tiklim ilgin kaplidir  (o) Okmeydanindan Oguzeline otostop yap; Oltuda volta at, olta al; Orhangazide Orhanelili Orhana otostopluk ögret; sonra da Osmancikli Osmana otoydu, totoydu, fotoydu, dök! (u) Uluborlulu utangaç Ulviye ile Urlali ugursuz Ulvi ugrasa ugrasa Urfadaki urgancilara uzun uzun, ulam ulam urgan sattilar  (i) Ibibiklerin ibiklerini iyice iyilestirmek için Istinyeli istifçi Ibisin istif istiridyeleri mi, yoksa, Iskilipli Ispinoz isportaci Ishakin isligindeki ibrisimleri mi daha iyi, bilemiyorum  Ibisle Memis, mahkemeye gitmis, mahkemelesmis mi, mahkemelesmemis mi? (e) Eger Eleskirtli elestirmen Esref ile Edremitli Bedriyi Egenin en iyi egercisi biliyorlarsa, ben de Ermenekli Erdem Ergenenin en iyi elektrikcisidir derim  (ö) Özbezönün özbeöz Ödemisli öngörülü ögretmeni Özgüraslan ile Özgüluslan özellikle özerk ön ögretimde öylesine özverili, övünç verici ve övgüye deger kisiler ki, hani tüm ögretim örgütleri içinde en özgün örnek onlardir diyebilirim  (ü) Ürdünlü ûnlü üfürûkçü Üryani, Ünye, Üsküdar, Ürgüp üzerinden ûlküdeslerine üstüpü, üstübeç, üvez, üzûm, üzengitasi ve üzünç götürürken, Üveyikten ürûyerek, ûvendirelerini sürüyerek yürüyen ûçkagitçi ütücülerin ürkûntü ûreten ünü batasica ünlemleriyle ürküverdi   ÜNSÜZLER: (f) Farfaraci Fikriye ile favorili fasa fiso Fahri Fatsali Fatmayi görünce, feslegenci feylesoy Feyyazi, findikçi Ferhundeyi animsayarak feveran ettiler  Felemenkte Felemenklerin Felemenkçe mi konustuklarini düsûne düsüne fertligi çektiler  (p) Pohpohçu pinti Profesör pofur pofur pofurdayarak hinçla tunç çanak içinde punç içip pûlverizatör prospektüsünû papazbaligi biblosunun berisindeki papatpa buketinin bu yanina biraktiktan sonra pâlas pandiras Pülümürle Pötürgeden getirdigi pörsük pötikare pöstekiyi Palulularin Pitircik pazarinda partenogenes pasaparolasi ile pertavsiz pervasiz pervaz peysajini ve peronospora pestenkerani pestilini posbiyikli pisbogaz pedegoga Pinarbasinda bes etti  (m) Marmaradaki Karmarisli mermerciler mermerciligi meslek edinmisler, ama Mamaktaki mamacilar manyetizmacilikla marmelâtçiligi meslek edinememisler  (v) Virvirci Vedia ile vidi vidici Veli velinimeti vatman Vahit e vilâyette veda edip Vefâ ya dogru vaveylâsiz, velevasiz velespitle volta vururlarken voleybolcu Vatran virtüöz Vicdanî ve Viransehirli vatansever viyolonselist Vecibe ile karsilastilar  (b) Babaeskili babacan Bahri Beberuhi Bedri ile biyiksiz biçkici bingildak Bahirin Bigadiçteki bonbon bonmarsesine varmislar, o adadakilerin yüzlerine bön bön bakarak, büyülü büyük buhurdanligi bugulu bugulu bosaltip bombos birakmislar, sonra da Bodrumda gözden kaybolmuslar  (s) Sazende Sazi ile zifoz Zihni zaman zaman sizin sokagin sag kösesinde sinsi sinsi fiskoslasarak sizî zibidi Suziye sonsuz ve sorumsuz sorgun ederler  Sasonun susuz sazliklarinda badece soganla sarmisak yetisebilecegini söyleyen Samsunlu sebzecilerin sözüne sizler de sessizce ve sezgilerinize siginarak inanabilirsiniz  (s) Savsatli Saban, Sarkislali sipsakçi Sekip, Sishanesden seytankusunu, sis siyeyi sislemis, siye kesise sis demis  (ç) Çatalagzinda çatalsiz Çatalcali çatalcinin çarpik çurpuk çalçene Çoruhluya çarptirmasina ne dersin? Çatalcada topal çoban çatal yapip çatal satar, nesi için Çatalcada topal çoban çatal yapip çatal satar? Kari için Çatalcada topal çoban çatal yapip çatal satar  Çarik çorap dolak, ben sana çarik çorap dolak mi dedim  (l) Leyla ile Lalelili Laleye leblebi ile likör ikram etmis  Lüpçüler,1ütfen lüzumlu lüzumsuz lakirdilari birakin da lüzferle rizk, rot, rop, rint, ring, ray, radyoaktivite nedir diye konusun  (z) Zonguldakli Zaloglu Zöhrenin kizi Zühal zibidi Zekiye ziyafet zerketti  (s, t, z) Sedat Tinazin tasasi suratsiz teyzesine rastlama sezen siska sülük tazisini tuz tortusu tütsüsüiie tutmasiydi  (s, s) Su köse yaz kösesi, su köse kis kösesi, 0rtadaki soguk su su sisesi  (c) Cemil, Cemile, Cemal cumalari cilaci cüce Canipin cicili bicili cumbali ciltevinde cümbür cemaat cacikli civcivle cücüklü cacik yerler sonra da Cebecili cingöz cografyacinin cinci ciciannesinin circirböcegini dinlerler  Ocak kivilcimlandiricilarindan misin, kapi gicirdaticilarindan misin? Ne ocak kivilcimlandiricilarindanim, ne kapi gicirdaticilarindanim  (d) Dadayli dadimin Dodurgali düdük delisi dedesi diline doladigi dedbebeli dedim dedisiyle dirdirini dilinden düsürüp de bir kez olsun doya doya düden diyemeden, düdenin dallara doldurdugu doyumlu yemislerden doyasiya yiyemeden daridünyadan göçüp gitti  (k -i-u) Kilisli kikirik kilimci Kilizmandaki kilitli kilisede kimligini kimseye sezdirmeden kucak kucak kuskuslu kuskonmazi kukumav kusuna, kisiliksiz kulagakaçan kirlig kirloz kirpiye de Kusadasinin kushanesindeki kusbasli kusbazla birlikte önce kisnisli kusüzümünû, sonra da Kumlanin kumlu kumlu kuskirazini yutturmus  (k-i-i) Kinikli kilibik kirpinti Kiyasettin, Kirimli kilkuyruk kitmiri kikir kikir kikirdatarak küskütük küçümen küfeci külhaniyle külüstür Kürsati külünklü küngür üstüne küttedek devirdi  Kirikhandaki kirikçi kirçil kargin kirgin kirikçisi kirmizi kirda kikir kikir kikirdayarak Kirimli kikirdakçinin kizil kirlangiçlarini kisin kirlarda Kirgizli kirpintici kirisik Kirimtovun kirikkiraklariyla besliyormus  (k-o-ö) Koca kokoz kokainman kokorozlana kokorozlana Kazablankali kozmonota kök, kok, köken, kokot, kök sökmek, kokoreç, kökmantar, köknar, köçekçe, körkandil, krematoryum, kösnüklük ne demek diye sormus  (y) Yalancioglu yalincik yayladiginin yahnisini yagsiz yiyebilirse de yayladiginin yagli yogurdundan, Yüksekovanin yusyumru yumurta yumurtlayan tavuklarindan, bir de yörük ayraniyla yufkasindan asla vazgeçemez  (g) Güneyli girgin gammaz Galip Gavurdaginda güpegündüz galeyana gelmis de Gülgiloglu Gaziantepli gazup gazinocuyu Gölköylü gitaristle birlikte Gümüshaneye göndermis  Geçen gece Gemerekten Gedize gelen Gebzeli gezginci gizemcilerden gitarist general Genzel, gençlere, gerçekdisilikla gerçeklik disi iliskiler arasinda ne gibi bir geçerlilik gerçekligi oldugunu sordu  (k, g) Galata kulesi kapisi karsisindaki kuru kahvecinin gigisi çikik, disi kirik, kurbaga kafali, karakoncolos kalfasi Hakki karisikliga getirip kahveye kavruk kakule kirigi katti  (h) Hahamhanede hahambasi hahami homur homur homurdanir görûnce, hemencecik heyecanlandi, hizlandi, hosnutsuz hirçin halhallarla halkalari, halatlari hallaçlara verdi  (b- p- d-y) Bati tepede tahta depo dibinde beytutet eden pullu dede tekkesinden matrut bitli Vedat, dar derede tatli duttan dürülü pide yutup pösteki dide dide dört ayda dört türlü derde tutuldu  (b-p)Bir pirinci birinci bulusta bir inci gibi birbirlerine baglayip Perlepe berberi bastibacak Bedri ile beraber Bursa bagrina parasiz giden bu paytak budala, basasi topal Badiden biberli bir papara yedi  (b-d) Baldiran dallari ballandirmali mi, ballandirilmamali mi? Sonra o bala daldirilan baldiran dallari dallandirilmali mi, balli dalla dallandirilmamalimi? (t-d) Titiz, temiz, tendürüst dadim; tadini tattigi tere demetini dide dide dagitti da hiddetinden hem dut dalinda takili duran dirilti düdügünü öttürdü, hem de didine didine dedim dedi, dedim dedi dedi durdu  (t-ç-s) : Ûstü üç tasli taç sapli üç tunç tasi çaldiran mi çabuk çildirir, yoksa iç içe yüz ton saç kapli çani kaldiran mi çabuk çildirir? Üç tunç tas has kayisi hosafi  (t-k) AI bu takatukalari takatukaciya takatukalatmaya götür  Takatukaci takatukalari takatukalamam derse, takatukacidan takatukalari takatukalatmadan al gel  (l-d-n) Elalem bir aladana aldi aladanalandi da biz bir aladana alip aladanalanamadik  (k-r) : Kirk kirik küp, kirkinin da kulpu kirik kara küp  (k-r-d) A be kuru dayi, ne kuru sari dari bu dari a be kuru dayi? (b-m-s) : Ibisle memis mahkemeye gitmis, mahkemelesmis mi, mahkemelesmemis mi? (d-l-t-r-k) Su karsida bir dal, dalda bir kartal; dal sarkar, kartal kalkar; kartal kalkar, dal sarkar  Dal kalkar, kartal sarkar, kantar tartar  Su karsidaki kara kuru kavak, karardin mi ey kara kuru kavak, sarardin mi ey kara kuru kavak! (s-k) Bu yogurdu sarmisaklasak da mi saklasak, sarmisaklamasak da mi saklasak  (m-y-l) Bu yogurdu mayalamali da mi saklamali, mayalamamali da mi saklamali? (b-s-z) Sizin damda var bes boz basli bes boz ördek, bizim damda var bes boz basli bes boz ördek  Sizin damdaki bes boz basli bes boz ördek, bizim damdaki bes boz basli bes boz ördege : siz de bizcileyin bes boz basli bes boz ördek misiniz demis  (d-p-k) Degirmene girdi köpek, degirmenci çaldi kötek; hem kepek yedi köpek, hem kötek yedi köpek   | 
|   | 
|  | 
|  | Diksiyon , Fonetik , Artikülasyon |  | 
|  10-24-2012 | #10 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Diksiyon , Fonetik , ArtikülasyonVURGU Konusma sirasinda kelimelerin tüm heceleri ayni tonda ve ayni vurgu ile okunmaz  Tüm dillerde kelimelerin farkli hecelerine vurgu yapilir ve bu vurgular konusmanin dogalligini olustururlar  Tek düze ve tek tonda çikan bir konusma akisini düsünün  Bilgisayar makinelerine okutulan konusma metinlerini dinlemisseniz bu vurgu monotonlugunu açik bir sekilde gözlemlemissinizdir  Her dilde kelimelere yapilan vurgu yerleri degisebilir  Burada Türkçede vurgularin yerleri konusunda bize yardimci olacak bazi kurallari aktariyoruz: 1  Her kelimenin bir hecesi üzerinde mutlaka ses baskisi (vurgu) vardir  Örnegin “heyecan” kelimesinde vurgu son hecededir  2  Türkçede kural olarak vurgular son hece üzerindedir  Istisnalar hariç kelimeye ekleme yapildikça vurgu son heceye dogru kayar   hece-- heceler-- hecelerde -- hecelerdeki 3  Bazen vurgu sondan önceki hecelerden birine yapilir  Bu tür istisna durumlari asagida gösterelim: --Ilk heceye: Il, bölge, semt adlari Il: Ankara, Samsun, Erzurum, Izmir, Konya, Rize, Urfa, Paris, Sofya, Moskova Bölge: Akdeniz, Marmara, Ege, Karadeniz Semt: Dikmen, Çankaya, Etlik, Bahçecik, Topkapi --Ortadaki hecelerden birine: Il, bölge, semt adlari Erzincan, Edirne, Trabzon, Sakarya, Denizli, Anadolu, Keçiören, Dusambe, --Zarf ve baglaçlarda ilk heceye: Niçin, ancak, önce, sonra, ayrica, yalniz, belki, henüz, ansizin, nasil, hangi --Türkçe kelimelerin aldigi bazi ekler vurguyu bir önceki heceye kaydirir  Bu ekler: “ ce, le, me/ma, se/sa, im/sin” “Sence, benimle, okuma, yazdirma, giderse, bilirsin” 4  Dilimizde bulunan Arapça- Farsça kökenli bazi kelimelerde uzun heceler vardir  Uzun seslerde istisna bir durum, vurgu uzatilan hece üzerinde görünür  Bu kelimeleri ögrenmek gerekiyor  Bu uzatmalar kelimelerin basinda, ortasinda veya sonunda olabilir  Bu kelimeler için genel bir kural yoktur  her birinin kendine özel bir vurgusu bulunur  Bu kelimelerin uzatilan hecelerinin yerine göre vurgu basta, ortada veya sonda bulunur  Vurgu basta: kâtil, câhil, sâmi Vurgu ortada: teâmül, mukâbil, hazîne, mücâdele, Vurgu sonda: Ziyâ, katî, denî, zekî, hafî, 5  Türkçede “g” her zaman, “y” ise bazi durumlarda vurguya benzer bir degisim olusturur  “G” ünsüzü bulundugu hecede kendinden önce gelen ünlünün uzatilmasina yol açar  Ayni uzatma durumu “y” için de geçerlidir  Söz konusu uzatma seslendirmede vurgu gibi yansimaktadir  (yan yana iki ünlü uzatmayi belirtmek için kullanilmistir  ) “G” ünsüzü ile: yagmur= yaamur, ögretmen=ööretmen, ögle=ööle, agabey=aabey, kogmak=koomak “Y” ünsüzü ile: böyle=bööle, söylemek=Söölemek, öyle=ööle 6  Sert ve gürültülü çikan bazi ünsüzler vurguyu bulunduklari heceye tasirlar  Bunun için söz konusu ünsüzün hecenin son harfi olmasi gerekir  Bu ünsüzler “ç, k, p, r, s, z” kaçtim, yokmus, sapti, ordu, sasti, ezdi 7  Abarti amaciyla kullanilan bazi heceler vurguyu kendi üzerlerine alirlar  simsiki, koskoca, büsbüyük, büsbütün, bambaska, binbir ALISTIRMA: VURGU 1  Asagidaki siirde kelimeler üzerindeki vurgulu heceler alti çizili -veya koyu olarak- olarak gösterilmistir  Bu vurgularin özellikleri üzerinde çalisin ve ardindan dogru vurgulari yaparak metni okuyun  HAYALIYLE CENNET OLDU BU BATAK 1) Bir izdirap verdin bana Iç dedin Gözlerimden yudum yudum içmisim Daracik dünyaya saçilmis kalbim Saçlarimdan püfür püfür dumanlar Tutam tutam, avuç avuç saçlarim 2) Bir dag yaptin yollarimda Geç dedin Tepe taklak, bas üstünde geçmisim Zulüm kustu zalim mahluklar bana Yüregim kan, cigerim alev alev Parça parça, bölük pörçük yüregim 3) Duygulari tek tek dizdin yoluma Seç dedin Içlerinde sevgi vardi, kin vardi Kan doldu gözlerim, kin doldu Sevsem ates, sevmesem bin bir ates Ezdi beni, yikti beni asklarim 4) Ümitleri kapattin simsikiya Suç dedin Daglar ördün aramiza, diken diktin Delinmez dag parçalari, asilmaz bu yol Ayaklarim delik desik, kucagimda daglarim Yapayalniz, hüngür hüngür aglarim 5) Lanet ettim bu karanlik döngüye Çik dedim Iç döngüler batak gibi, çikilmaz Al ellerim    Al kan olmus yüregim Bana beni bilen tek Rabbim yeter Hayaliyle cennet oldu bu batak Rahmetinde simsicacik ellerim | 
|   | 
|  | 
|  |