![]() |
Eski Palto|Tiyatro Tarihi Ve Skeçler |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Eski Palto|Tiyatro Tarihi Ve Skeçlereski palto ŞAHISLAR FİKRET (Edebiyat Fakültesi talebesi) -ŞEVKET (Güzel Sanatlar talebesi, ressam ![]() ![]() ![]() SAHNE Bir apartmanın çatı katında küçük bir oda ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() Fikret — ŞEVKET (Dışardan Feride ve Kasım'm sesleri) (Fikret masanın başına oturmuş, önünde kitaplar, ders çalışıyor ![]() ![]() Fikret'in sıkıldığı halinden bellidir ![]() ![]() ![]() FİKRET (Şevket'e) — Sen ne dersen de Şevket ama, işte bugün pazar vesselam! ![]() ![]() FİKRET — Ne mi olacak? Amma da yaptın ha! Havada bir ilamla bulut, bir nefes rüzgâr olmadığına bakılırsa dışarısı muhakkak cennet gibi! ![]() ![]() ŞEVKET —Eee ![]() ![]() ![]() FİKRET — Sonra mı? Bu genç yaşımda elbette masmavi semayı seyretmekten zevk duyarım! ![]() ![]() ŞEVKET — Söyle Fikret söyle! ![]() ![]() FİKRET — Girmek değil çıkmak istiyorum, çıkmak! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — Şöyle güzel bir gazinosu? ![]() ![]() FİKRET — Yahut da iyi bir restoranı ![]() ![]() ![]() ŞEVKET— Sen çıldırmışsın ayol! ![]() ![]() FİKRET — Yahu, ben sana paramız var demiyorum ki ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — Olur şey değil! Hem paran yok, hem de arzun keyif çatmak ha? Beyim otomobile atlayıp dağlara, kırlara lokantalara, gazinolara gidecek, baksana! ![]() ![]() FİKRET (Yerinden kalkar) — Canım öyle bir şey dediğim yok ![]() ŞEVKET — Ya ne diyorsun? FİKRET — Şunu diyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET (Fikret bunları söylerken onu: "Maşallah, çok iyi biliyorsun!" der gibi başını sallayarak, dudaklarını bükerek dinledikten sonra) — Sen avucunu yala! Ben saatimi rehine falan koymam! Bunu aklından çıkar! Bu benim büyük annemin annesinden büyük anneme, büyük annemden de anneme kalan ve annemin de bana yadigâr diye verdiği biricik kıymetli saatimdir! (Yerinden kalkar, paleti elindedir) Hem altın, hem de aynı zamanda çalar saat haaa! ![]() ![]() FİKRET — Çalar saat oluşu da neye yarar sanki? ŞEVKET — Neye mi yarar? FİKRET — öyle ya ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — Allah, Allah! Neye yarayacak? Kenarındaki düğmeye dokundun mu, tın! tın! saatin kaç olduğunu anlarsın! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET — Pek mühim şey doğrusu! ŞEVKET — Ne zannettin ya? ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET (Onun sözünü keserek) — Canım sen şimdi tın tını, çın çını bırak da, benim dediğimi yap! ŞEVKET — Hiç kendini üzme birader! ![]() ![]() FİKRET — Yahu paranın bir kısmiyle de sana bir çakmak alırım vallahi! Gece uyanıp da saati öğrenmek istedin mi? çakmağı çakar, yatak odasındaki masa saatine bakar, saatin kaç olduğunu yine pekâlâ anlarsın! ![]() ![]() ŞEVKET — Sen hiç boşuna kendini üzme! ![]() ![]() ![]() ![]() IİKRET — Yahu, sana saatini birisine ver demiyorum! Rehine ver diyorum, rehine! ŞEVKET — Ben rehin mehin anlamam! ![]() ![]() FİKRET — Sanki cebinde bir şeye yarıyor! ![]() ![]() FİKRET — Canım Şevketçiğim, dinle! Saatin en fazla kimlere lüzumu var? Bir kere düşünelim! Meselâ bin bir yerde işi olan tüccarlara ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — Ben onu bunu anlamam! Hem sen benim saatime öyle abuk sabuk falan deme! Bir sene sonra ressam diploması alacağım ressam! Anladın mı? FİKRET — Ben de, Allah kısmet ederse, edebiyat diploması ![]() ŞEVKET — Neye? FİKRET — Okmeydanı'nda buhur yakmaya! O kadar gülünç! ŞEVKET — Sen istediğin kadar alay et! Zaten işin gücün benim canımı sıkmak! FİKRET — Ne münasebet? Sana öyle geliyor! ŞEVKET -— Zengin değilsek de şu arada iyi kötü geçinip gidiyoruz işte! Vakıa senin ailen de, benim ailem de bizlere ancak tahsil masraflarımıza ve en lüzumlu ihtiyaçlarımıza yetecek kadar para yollayabiliyorlar ama, çok şükür pekâlâ idare ediyo ruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET —öyle ama ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — öylesi böylesi yok! Talihimiz varmış ki, bu odayı da iyi bir aile yanında ucuz olarak bulduk! Allah için ev sahibimiz Nuriye Teyze bize âdeta annelik ediyor! ![]() ![]() FİKRET — Orası öyle vakıa ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — Feride, değil mi? Doğrusu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET — Dikişçi değil, hattâ mükemmel terzi! ŞEVKET — öyle! Bize az gömlek mi dikti? FİKRET — Daha geçen gün benim ceketimin astarını tamir etti! ŞEVKET — Gördün mü ya? ![]() ![]() FİKRET —- Doğru! Vallahi pırlanta gibi bir kız! (Aklına birden bir şey gelmiş gibi) İyi ya işte! Tam fırsatı! Sen saatini rehine koyup para al, bugün gezmeye giderken onu da davet ederiz ![]() ![]() ![]() ŞEVKET —- Sen yine saçmalamaya, beni üzmeye başlıyorsun! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET-—Dedim ya, Pazar da ondan! ŞEVKET — Pazarın sanki başka günlerden farkı mı var? FİKRET— Elbette! Pazar! Hem de bahar mevsiminde bir Pazar! Bak, hava enfes! İnsan biraz gülüp eğlenmek, hava almak istiyor! Bahar! Tabiatın sultanı! ![]() ![]() "Etti teşrif çemen mülkünü sultân-ı bahar!" ŞEVKET — Maşallah! Sen daha Fakülteyi bitirmeden şÃ¢ir olmuşsun yahu! Tebrik ederim, tebrik ederim! FİKRET — Ben sana kendi şiirimi okumuyorum ayol! Bu mısra, meşhur Bâkî'nindir! Sen de böyle şeylerden hiç anlamazsın zaten! Hem insanın şairliği fakülte ile falan olmaz! Tabiatında olmalı tabiatında! ![]() ![]() ŞEVKET — Sen biraz şu saçma sapan laflarını kısa kessen, sana daha ciddi bir şeyden bahsadeceğirn ![]() ![]() FİKRET — Neymiş o ciddi söz? Söyle bakalım! Dinliyorum! ŞEVKET — Ne dinliyorsun? Sözlerime hiç aldırdığın bile yok! FİKRET — İşte görüyorsun ki dinliyorum! ŞEVKET — Ne gezer? FİKRET — Allah, Allah! Seni dinliyorum diye yemin mi edeyim sana? Yoksa fevkalâdeden bir tavır mı takınayım? Seni dinlemek için şu üç iskemlemizden hangisine oturayım, söyle? (Bir iskemleyi göstererek) Buna mı? (Oturur) Buyurun! Nasıl iyi mi şimdi? Madem ki ciddi bir şey söyleyeceksin, başla da görelim! ŞEVKET — Dinle bak! Meselâ saati değil de, başka bir şey satsak diyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET — Neymiş o resim? ŞEVKET —* Ne olacak? Leylâ ile Mecnun!! ![]() ![]() FİKRET — Allah, Allah! Leylâ ile Mecnun ha? koca Fuzûlî'nin ruhu şÃ¢d olsun! (İnşad eder): Can verme gam-ı aşka ki aşk âfet-i candır! Aşk âfet-i cân olduğu mâlûm-ı cihandır! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — öyle deme! Hani şu bizim köşe başında, resim çerçeveleri, tablolar, antika eşya falan satan bir dükkân var ya ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET — Eğer hakikaten sanat eserlerinden anlayan bir zat ise, korkarım, eserini ona hemen hemen bedava bırakman lâzım gelecek! ŞEVKET — Merak etme! O tam kıymetini verir! FİKRET — Ben de onu demek istiyorum ya! ŞEVKET — Yani, on para etmez mi demek istiyorsun? FİKRET — Yok, öyle bir şey demedim ![]() ŞEVKET — Vakıa mevzu, bir paravana için biraz fazla ciddi ![]() ![]() ![]() FİKRET — öyle ya ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — Meselâ? FİKRET — Meselâ Karagözün Hacivattan dayak yemesini gösteren bir resim! ![]() ![]() ![]() kanatlarını aralayarak içine bakar) O! ![]() ![]() ![]() ŞEVKET (Memnun) Yani tablomda orijinallik var değil mi? IİKRET — Evet ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET (Hiddetle Fikret'in yanına gelir) — Amma yaptın ha! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET (Alaylı) — Fırçan sayesinde mi? Ayol sen fırçaların topunu satılığa çıkarsan on para bile veren olmaz! ![]() ![]() ŞEVKET — Sen öyle bil! (Şevket, paravana ile koridora açılan kapıya doğru gider ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET — EeeL Ne olacak? ŞEVKET — Ne olacak olur mu? Elbet beni sırtımda bir paravana ile görmesini istemem! FİKRET — Onuruna dokunur demek? ![]() ![]() ŞEVKET — Ne zannettin ya? Kadınların yanında tuhaf vaziyetlere düşmek istemem! ![]() ![]() KASIM (Dışardan sesi duyulur) — Eskiler alıyorum: Eski ceketler, pantolonlar, eski eşya, hurda bakır alıyorum! ![]() ![]() ŞEVKET — Bak, bizim eskici Kasım da, koridorun dibindeki odasına dönüyor ![]() ![]() FİKRET (Aklına bir şey gelmiş gibi) — Yahu, işte alıcı ayağına kadar gelmiş iken, sen paravananı antikacıya götüreceğine şu Kasım'a satsan a!! ![]() ![]() ŞEVKET — Haydi gevezelik edip de beni kızdırma gene! ![]() ![]() FİKRET — Sen bilirsin! ŞEVKET — İnsafsız herif, geçenlerde bize oynadığı oyunu hatırladı da, koridordan geçerken kapımızın önünde ondan bağırıyor galiba! ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET — Doğru! ŞEVKET — Ama kabahat sende! Ben evde yokken ne satarsın benim yeleği? FİKRET — Sana iyilik olsun diye yaptım! Şunu satalım diyen sen değil miydin? Hem senin yeleğin cebine para koymuş olduğunu nereden bileyim? kerametim mi var? Yeleğin cebine para konur mu hiç? Fazla paran varsa bankaya koy! ŞEVKET — Ne yapayım? Başka cebimde olursa elime çabuk geçer de harcarım korkusu ile, ihtiyat olsun diye yeleğin cebine koymuştum! FİKRET — Ama ne ihtiyatlısın ya! ![]() ![]() KASIM (Dışardan sesi, biraz daha uzaktan) — Eski ceket, pantolon, eski yelek alıyorum! ![]() ![]() ŞEVKET — Bak şu mendebura! Bizimle sanki alay eder gibi hâlâ bağırıyor! Yağlı müşterileri buldu, öyle ya! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FERİDE (Dışardan ses) — Evde misiniz? Bay Fikret, Bay Şevket? ŞEVKET (Telâşla) — Eyvah! Bayan Feride geliyor! (Omuzunda paravana ile şaşkın şaşkın olduğu yerde döner ![]() FİKRET — Ne oluyorsun yahu? Çıldırdın mı? (Kapıya doğru giderken) Buyrun Bayan Feride, buyrun! Evdeyiz! ![]() ![]() ŞEVKET (Şaşkın ve telâşlı) — Dur yahu, açma Allah aşkına, dur biraz ![]() ![]() ![]() ![]() II ![]() FERİDE (Basit ve temiz bir sokak kıyafeti ile girer ![]() ![]() ŞEVKET (Kendi kendine) —Eyvahlar olsun! Rezil olduk! FİKRET — Günaydın, Feride! Buyrun! Sefa geldiniz! FERİDE — Günaydın, Bay Şevket! (Onu omuzunda paravana ile görerek) Ne o? Evin içinde paravana ile mi dolaşıyorsunuz? ŞEVKET (Şaşkın) — Yok ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FERİDE (Gülerek) — Sokağa mı? Omuzunda paravana ile öylemi? ![]() ![]() ŞEVKET (Kendi kendine) — Gel de cevap ver! FİKRET — Evet, evet sokağa çıkıyordu! Evde paravana ile dolaşacak değil ya! FERİDE — Bastonla, şemsiye ile çıkılır ama, paravana ile çıkıldığını hiç işitmemiştim! Pek rüzgâr falan da yok! Ben şimdi sokaktan geliyorum ![]() FİKRET — öyle, pek nefis! ![]() ![]() ŞEVKET (Alçak sesle Fikret'e) — Ah Fikret! Ettiğin haltı görüyorsun ya! ![]() ![]() ![]() III ![]() Fikret — Feride (Dışardan Şevket'in sesi) FİKRET (Odanın ortasına doğru ilerleyen Feride''ye)—Kusura bakmayın Bayan Feride! Evin içinde lüzumsuz yere kalabalık eden bir paravanamız vardı da ![]() ![]() ![]() ![]() FERİDE — Muhakkak bir ahbabınıza hediye edeceksinizdir! FİKRET — Yok! Daha iyi bir şey! Satıp da parasını fakirlerimize dağıtacağız! FERİDE — Yaaa! Demek yardım ettiğiniz fakirler de var? FİKRET — Evet, ikimizin de birer fukarası var! FERİDE (Alayla) — Sizinki, şimdi kapıdan çıkan olacak galiba! FİKRET — Ben de öyle sanıyorum! ![]() ![]() FİKRET — Tabii! Şarkınıza burada da devam etmez misiniz? FERİDE — Maalesef hayır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET — Neden? ![]() ![]() FERİDE — Şey ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET — Ha! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FERİDE — Beni gezmeye davet ediyorsunuz demek! Hem de yemeğe, yahut çaya? FİKRET — Elbette! FERİDE (Gülerek) — Davet ha? Ne ile bu davet? FİKRET (Hürmetle eğilerek) — Gayet ciddiyetle ve nezaketle! FERİDE — Mükemmel! Yemeğe veya çaya gitmek için kâfi şeyler doğrusu! FİKRET — Ya paravanayı hiçe mi sayıyorsunuz Bayan Feride? Şevket üstünde tam altı hafta çalıştı! Ağırlığınca altına satar vallahi! ![]() ![]() FERİDE — İnşallah! Ben de bunu arzu ederim! ![]() ![]() FİKRET — Hem de paravananın üstüne yaptığı resmin mevzuu: Leylâ ile Mecnun! Şaheser! Şaheser! FERİDE — Leylâ ile Mecnun ![]() ![]() ![]() FİKRET — Evet, aşk ve ayrılık destanı! FERİDE — Hani geçen gün okuyordunuz ![]() "Mecnunum Leylâmı gördüm" FİKRET (Devam eder): "Bir kerece baktı geçti Ne sordum, ne de söyledi, Kaslarını yıktı geçti ![]() Koca halk şairi Âşık Veysel ne de güzel söylemiş! Leylâ ile Mecnun! Ne büyük aşk değil mi? FERİDE (Teessürle) — Aşk ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET —- Evet, mesleğinizin tabiriyle, ona isterseniz moda diyelim ama, modası geçmeyen bir moda! ![]() ![]() ![]() ![]() öyle değil mi? Biraz evvel siz de neşe içinde şarkı söylüyordunuz, şimdi âdeta kederli bir haliniz var! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET — Nasıl olacak? Şevket'in eski bir yün yeleği vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FERİDE — A! İstemediniz mi geriye? FİKRET — İstemez oJur muyuz? İstedik ama inkâr etti! FERİDE — Hay insafsız hay! ![]() ![]() FİKRET — İnsafsız da söz mü? (Dışarda bir gürültü olur ![]() FERİDE — O ne? Birisi düştü galiba! FİKRET — İnşallah Kasım merdivenden sokak kapısına kadar yuvarlanmıştır! ![]() ![]() ŞEVKET (Dışardan sesi duyulur) — Hay Allah müstahakını versin!! ![]() ![]() FERİDE — Aaa! Bay Şevket'miş! FİKRET — Paravanayı iyi bir fiyata satmış inşallah! (Kapıya koşar ve açar ![]() ![]() IV ![]() Feride— Şevket -— Fikret (Dışardan Kasım'm sesi) ŞEVKET — Tam üst basamakta aksi gibi ayağım kaydı! Merdivenin alt başına kadar yuvarlanmamak için kendimi zor tuttum! Ama, paravandan da hayır kalmadı! Yırtıldı! Zavallı Leylâ ve Mecnun eserim mahvoldu! ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — Hayır olmadı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET — Eee! ![]() ![]() ŞEVKET — Canım bırak şu budalalığı! ![]() FERİDE (Şevket'e bir iskemle göstererek) — Ayağınızı şuraya koyun da, pantolonunuzun dizini tamir edivereyim! Çantamda daima iğne iplik bulunur! (Çantasından iğne iplik çıkarır ![]() ŞEVKET (Paravanayı bir köşeye dayar) — Teşekkür ederim! Ne kadar iyi bir kızsınız Bayan Feride! (Paravanayı işaretle) Ah şunun da bir tamiri mümkün olsa idi! Yazık, yazık! FİKRET — Sağlık olsun canım! FERİDE — öyle ya! ŞEVKET — Ah! Sanatkâr ıztırabı ne büyük oluyor! FERİDE — Hiç bir şey değilmiş, küçücük bir yırtık! (Dikmeye başlar) Şimdi olur biter! FİKRET — İsabet! Fazla vakit kaybetmeyeceğiz demek! ŞEVKET — Ne o? Acele işin mi var? FİKRET — Bayan Feride'yi bizimle beraber yemeğe davet ettim! Artık ne demek istediğimi anlarsın! ŞEVKET (Asabi) — Hiç bir şey anladığım yok! FİKRET — Canım hani ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET (Sinirli sinirli kollarını oynatarak) — Olmaz dedik ya yahu! Olmaz! Ay! dizime iğne battı! FERİDE — Canım siz de neye kımıldanıyorsunuz öyle? ŞEVKET — Neye olacak! Fikret, ille saatini rehine koy da para al diyor! Siz de hak verin Bayan Feride! Bu saat, büyük annemin annesinden büyük anneme, büyük annemden de anneme kalan ye annemin de bana yadigâr diye verdiği saattir ![]() ![]() FERİDE — Paraya o kadar ihtiyacınız var demek? ŞEVKET — Maalesef öyle! FİKRET — Canım siz Şevket'in sözüne bakmayın! O, pireyi deve yapar zaten! Bu günlerde bir parçacık paraya ihtiyacımız var ![]() ![]() ŞEVKET — Sen alayı bırak! FERİDE — İşte bitti! ŞEVKET — Çok teşekkür ederim! Eskisinden daha iyi oldu vallahi! Çok teşekkür ederim! FERİDE — Bir şey değil! (Tereddütle) Madem ki paraya ihtiyacınız var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET — Teşekkür ederiz! Fakat dostlarımızdan borç para almak hiç âdetimiz değildir! ŞEVKET — Maalesef düşmanımız da yok! FERİDE — Ya Kasım? ŞEVKET — Ah! Elime geçse boğarım hınzırı! Yeleğin cebindeki beş lirayı nasıl da iç etti! FERİDE — Ya! Bay Fikret demin anlatıyordu ![]() ŞEVKET — Ama kabahat Fikret'te! Ben evde yokken sen tut Kasım'a yeleği sat! Hem de kaça? İki liraya! Cebindeki beş lira da beraber! FİKRET — Canım, kabahat yalnız bende mi? Kasım'm hiç mi kabahati yok bu işte? İstedik de utanmadan inkâr etti! Beş liranın üstüne yattı! FERİDE — Benim aklıma bir şey geliyor! Mükemmel bir fikir! Eğer beni dinlerseniz, hem Kasım'a iyi bir ders veririz, hem de bugün üçümüz de gezmeye gideriz! FİKRET — Sahi mi? FERİDE — Söz veriyorum! Tesadüfen bir eski paltonuz var mı? ŞEVKET — Asıl, tesadüfen yeni bir paltomuz olsaydı daha iyi olurdu! FERİDE — Demek var? Mükemmel! FİKRET — Var ya! Bizim meşhur siyah palto! Hem gayet şık, gayet kullanışlıdır! Ne çok kalın, ne çok ince! Yakası da kadifedir ha! Bilmiyordunuz demek? FERİDE — Yooo! FİKRET — Şimdi size onu takdim ederim! Şu elbise dolabında, kafesteki arslan gibi duruyor! İsmini de "Beyefendi" koyduk! Şimdi Beyefendiyi evinden çağırırız! (Elbise dolabının kapısına ihtiramla üç kere vurur ![]() ŞEVKET — Korkarım, Beyefendi çoktan evinden çıkıp gitmiş galiba! FİKRET — Ne münasebet! Pekâlâ evinde! (Dolabı açar, siyah ve eski bir palto çıkararak bir iskemlenin üstüne koyar ![]() FERİDE — Bu paltoyu kim giyiyor? ŞEVKET — İcap ettiği zaman, mühim bir yere, bir davete filân gitmek lâzım gelirse Fikret ile beraber, sıra ile giyiyoruz! FERİDE — İki kişiye bir palto! FİKRET — Bir palto ama, hem siyah, hem de yakası kadifeli! FERİDE — Acaba size nasıl geliyor bu palto? Merak ediyorum! FİKRET — Şevket'e vakıa biraz büyükçe ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — Fikret de, içinde cendereye girmiş gibi oluyor! FİKRET — Giyeyim de bakın! (Paltoyu giyer) Nasıl! Yakıştı değil mi? FERİDE — Çok dar! Düdük gibi! (Fikret paltoyu çıkarır ![]() ŞEVKET — Bravo Bayan Feride! Ben de aynı şeyi söylüyorum da Fikret bana kızıyor! Şimdi de ben giyeyim ![]() ![]() ![]() ![]() FERİDE — A! Evvelâ sol kolunuzu mu sokuyorsunuz? en âdeta kaçıyor!Gördün mü? Bana kalırsa ikinize de olmayan şu paltoyu satsanız asıl! ŞEVKET — Olmaz! Lâzım o! (Paltoyu çıkarıp bir iskemlenin üstüne koyar ![]() FİKRET — Zaten sekiz liradan fazla veren de olmadı! Sekiz lirayı veren de, yine bizim eskici Kasım ![]() ŞEVKET — Hınzır herif! FİKRET — Sekiz lira da neye yarar ki? FERİDE — Eğer bana bırakırsanız, ben onu yirmi liraya salarım! Hem Kasım'a adamakıllı bir ders vermek için bundan daha iyi bir fırsat olmaz! ŞEVKET — Yirmi liraya mı satarsınız? İmkânı yok! FERİDE -— Birazdan görürsünüz! KASIM (Koridordan geçtiği duyulur) — Eskiler alıyorum! Ceket, pantolon, yelek alıyorum! Hurda bakır, yün, pamuk alıyorum! IİKRET — Herif amma da sanatına âşık yahu! Daha sokağa çıkmadan bağırıyor! FERİDE — İşte tam sırası! Siz beni beş dakika paltonuzla ve Kasım'la yalnız bırakın! İkiniz de yatak odasına gidin! (Şevket Feride'ye paltoyu uzatır ![]() FİKRET — Yemin ederim ki, Şevket'in aksırığı tutacaktır! FERİDE — Yalnız beş dakika canım! Bay Şevket, siz bana saatinizi de verin! ŞEVKET — Saatimi mi? Saate ne lüzum var? FERİDE — Merak etmeyin Bay Şevket! Sizden beş dakika müsaade istiyorum ![]() ![]() ![]() ŞEVKET (Saatini çıkarır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — öyle ama ![]() ![]() ![]() FİKRET — Uzatma yahu! FERİDE — Haydi ![]() ŞEVKET (Saatini verir) — Dikkat edin rica ederim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FERİDE — Hiç üzülmeyin, Bay Şevket, hiç üzülmeyin! Haydi, siz Bay Fikret'le doğru yatak odasına! Sakın aksırayım falan demeyin ha! FİKRET — Ben onun burnunu tutarım, merak etmeyin! I ŞEVKET (Bir müddettir aksırma alâmetleri göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() V ![]() FERİDE (Saati paltonun cebine koyar ![]() ![]() ![]() KASIM (Dışardan) — Buyrun! FERİDE — Gel! Gel! Yukarı çık! KASIM (Dışardan) — Geliyorum! ![]() ![]() ![]() FERİDE — Evet buradayım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KASIM — Bayan Feride! Kelepir bir kumaş ele geçirdim! Bohçamda ![]() ![]() ![]() FERİDE — Yok, teşekkür ederim! Bir şey satın alacak değilim! KASIM — Canım, satın almazsanız da bir kere görün! Görmek de para ile değil ya! (EHerindekileri yere koyar, bohçayı omuzundan indirir ![]() FERİDE — Hiç zahmet edip gösterme! Hem işim çok! Vak-lim de yok! KASIM — Bir dakikalık iş canım! Başka güzel şeylerim de var! FERİDE —- İstemez dedim ya! Sen şu paltoya baksana bakalım! Ne verirsin buna? (iskemledeki paltoyu gösterir ![]() KASIM (Paltoya bakarak) — Bu mu? Ben onu çoktan gördüm! Biliyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FERİDE -— İyi bakmamışsın herhalde ![]() KASIM (Güler) — Yirmi lira mı? Dura dura eskidi de onun için mi? FERİDE (Paltoyu verir) — Sen hele bir alıcı gözü ile bak! KASIM — Dedim ya, gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FERİDE — Amma yaptın ha! Haydi ağız yapma şimdi! Dur bakayım? (Dışarıya kulak verir) Galiba beni annem çağırıyor! Şimdi gelirim! Sen de iyi düşün, taşın! (Koşarak çıkar ![]() VI ![]() KASIM (Paltoyu evirip çevirir, kendi kendine) — Artık giyilecek hali de kalmamış gayrı! (Paltoyu silkeler) Yahu, bunun cebinde bir şey var be! (Saati çıkarır) Vay canına! Saat! Hem de altın! (Saati elinde tartar) Oldukça da ağır! Yahu, bu çocuklar sersem mi nedir? Daha geçen gün bana sattıkları yeleğin cebinde beş lira unutmuşlardı! Haydi beş lira ne ise ne ama, bu seferki altın saat! Bunu da, bilmiyormuş gibi, alsam mı? Ulan Kasım, hırsızlık gibi bir şey olur bu be! (Saati muayeneye devamla) Yok canım, bu saat da palto gibi eski, hurda bir şey! Belki işlemez bile! Saat değil, enfiye kutusu mübarek! Etse, etse üstündeki altını biraz para eder! O da altın-sa! İncecik bir şey! Paltoya on beş lira versem, ikisini birden satın almış sayılır, olur biter ![]() ![]() VII ![]() Feride — Kasım FERİDE (Girer) — Eeee! Neye karar verdin bakalım? KASIM — Madem ki aramızda komşuluk var, senin güzel hatırın için on lira veririm! FERİDE — Haydi, haydi! Sen git de başka yerde kelepir eşya ara! Haydi, güle güle! Beni de fazla meşgul etme, işim var! KASIM — İnan olsun fazla etmez! FERİDE — Yirmi liradan on para aşağı vermem! Ben, komşusun diye evvelâ sana gösterdim ![]() ![]() ![]() ![]() KASIM (Kendi kendine) — Yalnız, saat yirmi liradan fazla eder hani! (Feride'ye) Vallahi, yine hem senin, hem de, Bay Fikret'le Şevket'in hatırı için beş lira daha vereyim ![]() ![]() FERİDE — Hayır, hayır ![]() ![]() KASIM (Eşyalarını toplar) — Sen bilirsin! Sonra pişman olacaksınız! (Kendi kendine) İkisini yirmi liraya alsam da ziyan etmem hani! ![]() ![]() KASIM (Kapıya giderken) — On yedi? 182 FERİDE — Olmaz dedim ya! Beyhude vakit geçirtme bana! KASIM (Kapıdan döner) — Vallahi, sırf başkasına kısmet olmasın diye alacağım! Ziyan ettiğim muhakkak ya! Ne ise hatırınız var yoksa! FERİDE — Vallahi sen bilirsin! İstersen alma! Kime olsa yirmi liraya satarım! KASIM (Elindekileri yere bırakır para çıkarır) — Al bakalım ![]() KASIM (Telâşlı) — Ne o? Bay Fikret'le Şevket burada mı? (Şevket ve Fikret girerler ![]() VIII ![]() Feride — Fikret — Şevket — Kasım FERİDE — İşte, aziz komşularım, tam yirmi lira! Meşhur paltonuzun parası! FİKRET —- Yaşasın bizim eskici Kasım! Malın kıymetini ne de güzel biliyor vallahi! KASIM (Toplanır) — Ben gideyim gayri ![]() FERİDE — Dur biraz! Dur canım! Acelen ne? ŞEVKET (Feride'ye) — Bayan Feride, ver bakalım bizim saati! FERİDE — Saati mi? Ha ![]() ![]() KASIM — Artık bana müsaade ![]() ![]() ![]() FERİDE — Canım biraz dur dedim ya! Sana söyleyeceğim var! ŞEVKET (Feride'ye) — Saatimi rica etmiştim ![]() FERİDE — Masanın üstüne koydumdu galiba ![]() ![]() ![]() FİKRET — Tabii! Tabii! Kasım da gelsin! Hep komşu değil miyiz şurada? ŞEVKET (Hâlâ aranmaktadır) — Bulamadım yahu! Ne masanın üstünde var, ne de altında! FERİDE — Belki iskemlenin üstünde falandır ![]() ![]() ![]() KASIM — Teşekkür ederim, sağ olun! Müsaade edin bari gideyim de, kendime biraz çeki düzen vereyim! (Çıkmak ister ![]() FERİDE (Mani olur) -— Yok canım ![]() FİKRET — Hem yemeği de kırda bir lokantada yiyeceğiz! Listeden istediğin yemeği seçmek hakkını da sana veriyorum! ŞEVKET —Canım, saati bulamıyorum işte! Şaka olsun diye sakladınız falansa, verin artık Allah aşkına! FERİDE — Sahi bulamadınız mı hâlâ? KASIM — Bari şu eşyalarımı odama bırakıp da geleyim! FERİDE — Sen de amma işi uzatıyorsun ha! Şuraya, bir köşeye bırakıverirsin! Yoksa bizimle beraber olmaktan canın mı sıkılıyor? FİKRET (Kasım!a) — Şöyle bir hindi kızartması ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — Deminden beri boşu boşuna arıyorum ![]() ![]() ![]() FERİDE — Hayret vallahi! Beş dakika evvel elimde idi saat! ŞEVKET — Kayboldu ise mahvoldum demektir! Ben intizamı sever bir adamım ![]() KASIM — Bir köşeye yuvarlanmış olmalı ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — Yok! Hiç bir yerde yok! ![]() ![]() FİKRET — Canım, şimdi saati bırak bir tarafa Allah aşkına! Yarın rahat rahat ararız! ŞEVKET — Madem ki şimdi bulunmuyor, kayboldu demektir! Zavallı saatim ![]() ![]() ![]() FİKRET — Üzüldüğü şeye bak! Bir başkasmı alırsın yahu! ŞEVKET — Bir başkasını alırsın ne demek? Hem o yadigâr bir saat idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FİKRET (Alayla) — Hem çeyrek saatleri de çalıyordu değil mi? Çın! dedi mi? on beş dakika ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — Aynı bulunabilir mi hiç onun? KASIM (Kendi kendine) — Ah, şuradan hayırlısıyla bir kurtulabilsem! FERİDE — Hep beraber arayalım bari ![]() ![]() ŞEVKET — Yok işte! Kayboldu! Ah, zavallı saatçiğim, gitti! (Müteessir bir halde bir iskemleye oturur ![]() FERİDE — Uçmuş olacak! KASIM (Telâşlı) — Allah, Allah! Saati de kim uçuracak? Hem kimse girdi mi buraya? FERİDE — Canım, ben sana birisi aldı, yahut çaldı demiyorum! Uçmuş diyorum, uçmuş! FİKRET — Evet öyle bir şey olmuş olacak ![]() âdeta matemde! ŞEVKET — Sen istediğin kadar işin alayında ol! Matemdeyim ya ne zannettin? Büyük annemin annesinden ![]() ![]() ![]() FİKRET (Sözünü keserek) — Malûm! Hem de çaları var! Tın! tın! Çın! çın ![]() ![]() ![]() FERİDE (Kendi kendine) — Zavallı Bay Şevket ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KASIM (Kendi kendine) — Eyvah! Oldu olanlar! ŞEVKET — Ne? Paltonun cebine mi? (Kasım'in üstüne atılır, saati paltonun cebinden çıkarır) Buldum! Buldum! Alı sevgili saatim! (Saati öper) Ah biricik saatim! FİKRET — Tebrik ederim! ŞEVKET — Camı çatlamış ama zarar yok artık ![]() ![]() KASIM — öyle ise bizim paralan geriye verin! FERİDE — Ne parası? KASIM — Palto dediğiniz şu paçavraya yirmi lira verecek kadar enayi miyim ben? FİKRET — Aşk olsun be! Demek paltonun cebinde saat olduğunu biliyordun ha? ![]() ![]() KASIM (Şaşkın) — Yok ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FERİDE — Yok, Bay Fikret, Kasım öyle şey yapacak adamlardan değil! FİKRET — Evet ![]() ![]() ![]() KASIM — Ne on lirası yahu? Yeleğin cebinde beş lira vardı, beş! FİKRET — Ha! İtiraf ediyor! Bayan Feride, siz de şahitsiniz! İtiraf ediyor! FERİDE — Aman ne ayıp! Hem de komşu arasında! ŞEVKET (Kasım'a) — Şimdi de benim saate göz koydun değil mi? KASIM — İnan olsun ki, paltonun cebinde saat olduğundan falan haberim yoktu ![]() ![]() ![]() onu da şaka olsun diye aldım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() FERİDE — Korkma! Seni kimse karakola haber verecek değil ![]() ŞEVKET (Kasım'a) — Haydi, yine Bayan Feride'ye dua et! FİKRET — öyle! ![]() ![]() FERİDE (Fikret ve Şevket'e) — Haydi, vakit geçiyor! Hazırlanın çıkalım artık! Davetinizi kabul ediyorum ![]() ŞEVKET — Pekâlâ ![]() FİKRET — Daveti kabul ediyorsunuz ya, çok teşekkür ederiz! FERİDE (Kasım’ın yanına gelir) — Görüyorsun ya! Başkasını aldatmaya kalkan mutlaka aldanır! Çalma kapıyı, çalarlar kapını derler! (Feride Kasım'a bunları söylerken, Şevket ile Fikret, üstünde palto duran iskemleye yaklaşırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ŞEVKET — Kabahat sende! Zaten her zaman giymek istersin şu paltoyu! İşte tamam oldu! FİKRET — Kızma Şevketciğim! Fena mı? Artık bu yüzden kavga etmeyiz! Kurtulduk paltodan! (Şevket ve Fikret, paltonun, biri bir ucundan, diğeri öbür ucundan tutarak Kasım a fırlatırlar ![]() FİKRET - Al! Güle güle kullan! ŞEVKET — Hayrım gör! KASIM — Hem yirmi liraya satın, hem de paltoyu şu hale koyun! Bana da günah değil mi? FERİDE — Merak etme! Ben sana onu eskisinden daha iyi diker ve tamir ederim ![]() ![]() müşteri versin! ![]() ![]() KASIM — Eyvallah! Teşekkür ederim ![]() ![]() ![]() IX ![]() Kasım'a iyi bir ders verdik! Gidecek isek çıka- FERİDE -hm artık! FİKRET — Evet, evet çıkalım! Geç bile kaldık! Dur ben yatak odasından şapkalarımızı alayım ![]() ŞEVKET (Yatak odasına doğru giden Fikret'e) — Benim portatif resim takımımı da getiriver! Hazır kırlara gitmiş iken belki bir de tablo yaparım ![]() ![]() ![]() (Perde) Cemil MİROĞLU |
![]() |
![]() |
|