|  | Bir Halk Düşmanı|Tiyatro Tarihi Ve Skeçler |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bir Halk Düşmanı|Tiyatro Tarihi Ve SkeçlerBir Halk Düşmanı Yazan: Henrik IbsenÇeviren: Yılmaz OnayYönetmen: Yılmaz OnayYönetmen yardımcısı: Celal Kadri KınoğluSahne ve giysi tasarımı: Şükran AkgörenIşık tasarım: Ercan Doğru Eser hakkında Henrik Ibsen'in yazdığı oyun, 1882'de "En Folkefiende" adıyla basılmış ve ilk kez 1883'te oynanmıştır  Bir Halk Düşmanı, kendi kasabasının zenginliğinin kaynağı olan hamamları incelemekten dolayı suçlanan Dr  Thomas Stockmann'ın yaptıklarını anlatıyor  Doktor suyun kirletildiğini ortaya çıkarıyor  Susmayı red edince, halkın düşmanı ilan ediliyor  Burada Stockmann Ibsen'in sözcüsü yerinde: Yaşamın, her zaman hoş olmasa da, gerçek resmini gösteriyor ve gerçeğin kabul görmekten daha önemli olduğunu söylüyor   Kaynak: Merriam-Webster's Encyclopedia of Literature Yorum Gerhard Hauptmann'ın Dokumacılar'ı, Maksim Gorki'nin Sonuncular'ı, F  G  Lorca'nın Mariena Pieda'sı gibi, Henrik Ibsen'in Bir Halk Düşmanı da bu usta yazarların öteki oyunları yanında hem içerik hem biçim yönünden ayrıcalıklı bir yer tutmaktadır  Bu yüzden, adı geçen oyunlar sahneye pek seyrek geliyor  Sahnelenmesi de zevk verici olduğu kadar zorluklar da taşıyor  Ama sanatı yükselten, izleyiciye kaliteli tadlar verecek zorlukları göğüslemek değil midir? Bir Halk Düşmanı'nın içeriği, 1882'de yazıldığından bu yana yüz yıldan uzun bir süre geçtiği halde hiç eskimediği gibi, oynandığı her toplumsal ortama göre yeni boyutlarıyla öne çıkmakta  Klasik eserlerin genel insansal değerleri buradan geliyor zaten  Örneğin Dr  Stockmann'ın bir dönem için önemini kaybetmiş sayılabilecek romantik insancıllığı ve aydın kahramanlığı, bağnaz gericiliğin geliyorum diyen kapkara tehlikesi karşısında nasıl bambaşka bir önem kazanmakta? Veya dar bir mülk sahibi kesimin oy hakkına dayalı o dönem demokrasisi ile her yurttaşın oy hakkına sahip olduğu ama hala büyük parasal güçlerin iktidarı paylaştığı günümüz demokrasileri arasındaki şaşırtıcı temel benzerlik? Öte yandan böylesine kapsamlı bir sorunsalı işlerken insanca duyguları, ince ayrıntıları, derin çelişkileri ikinci plana atmak bir yana, oyunun asıl bu insan değerleri üstüne kurulup yükselişi, insanın sanattan neredeyse kovulmak üzere olduğu günümüz moderninde başlı başına bir yenilik değil mi? Hele oyunun, hiçbir kesitinde düz olmayan, hep çelişkileri yakalayan dokusu, bizi de çelişkilere dayalı çağdaş bakışlara, ve yöntemlere vardırmakta  Oyunun gözyaşı ile kahkaha arasında gidip gelen, trajikle mizahı iç içe barındıran ritmi de bu çelişkilerden kaynaklanıyor  Bu zengin ritmi, oyunu izleyen seyircimizle bir ortak soluk alışverişi içinde paylaşacağımıza inanıyoruz   Yılmaz Onay | 
|   | 
|  | 
|  |