Prof. Dr. Sinsi
|
Meddah Hakkında Geniş Bilgi
meddah ile ilgili bilgiler, meddah hakkında bilgi, meddah ne demektir, meddah anlamı, meddah özellikleri, meddah nedir, meddah hakkında kısa bilgi
Meddah, Öyküsünü anlatırken; canlandırma ve benzetme öğelerinden yararlanır Anlattığı öykünün konusuyla ilişkili olarak çeşitli etnik gruplardan kişilerin, değişik yaştaki ve tipteki insanların, hayvanların, makinelerin ve doğa taklitlerini yapar Elinde bir değnek ve omuzunda büyükçe mendil vardı Değneğini yere vurarak izleyicilerin dikkatini üzerine toplar, oyunun başlayacağını bildirir Deyneği tüfek, süpürge, at v b yerine aksesuar olarakta kullanılır Mendilli çeşitli etnik grupların ve değişik meslekten kişilerin giyimlerini, başlıklarını taklit eder, kadın taklidi sırasında başörtü olarak kullanılır mendilin bir işlevi de değişik sesler çıkarmada yardımcı olmasıdır Meddah, öyküden çıkarılacak öğreneği vurguladıktan sonra kalıp sözlerle öykünün sorulugunu kaynağına bırakıp özür diler; gelecek öykünü adını, anlatılacağı yeri ve zamanını belirterek gösteriye son verir
Evliya Çelebi İstanbul ve Anadolu‘daki meddahları anlatmakla, İstanbul’dan bunların sayısını 80, Bursa’da 75 olduğunu Malatya’da gezinti yerlerinde de gösteri yaptıklarını yazmaktadır Bu konuda bilgi veren yabancı kaynaklar da vardır Bunlardan birinin XVIII yy ’da meddahların öykü anlatmak yanında resmi haber kaynağı gibi devletçe alınan kararları aktardıklarını ve bir tür gazete işlevi gördüklerini belirtmesi ilginçtir Bu bilgi daha sonraki başka kaynaklar ve tanıklarca da doğrulanmıştır Örneğin Moltke’nin Türkiye’deki durumlar ve olaylar üzerine mektuplar (1960) adıyla türkçeye çevrilen yapıtında, bundan söz edilmektedir
Meddah kahvesi, Özellikle ramazan ayında çok rağbet gören yerlerdi İstanbul’un çeşitli semtlerinde meddah kahveleri vardı XIX y y ’ın ikici yarısı ve XX yy ’ın başında meddahların öykü anlattığı başlıca kahvelerden birkaçı şunlardır; Aksaray’da Dilküşa kıraathanesi, Merkez kıraathanesi; Beyazıt’da Afitab kıraathanesi,Mısır lokantası bahçesi; Dolmabahçe’de Yüksek kahve; Fatih’te Reşadiye kıraathanesi; Kadıköy Sögütlüçeşme’de Kurbağalıdere’de kıraathanesi Samatya’da Coil Efendi tiyatrosu;Sultanahmet’te Köşebaşı kıraathanesi; Şehremini’de Hacı Selim Ağa kahvesi; Tpohane’de Arnavut Ahmet Efendi kahvesi; Üsküdar’da İsmail Efendi kıraathanesi
Meddah hikayesi masallarla olduğu gibi dev, peri türünden doğa dışı yaratıklarla, destanlarda olduğu gibi insanüstü gücü olan kahramanlara yer vermez Halk hikayelerinde olduğu gibi saz eşliğinde söylenmez Buna karşılık meddah, kahramanlarını şive taklitleri yaparak canlandırır Bu hikayeler köy çevrelerine kadar yayılmış halk hikayelerinden farklı olarak kent çevresinin malıdır; saraylarda, konaklarda, XVI y y sonlarından başlayarak da kahvehanelerde anlatılmışlardır XVII y y ’dan sonra konuların kentlerin, özellikle İstanbul’un günlük yaşamı etkilemiştir Bu son dönemdeki meddah hikayelerinin anlatımı halkın konuşmasıyla, yarı okumuş orta sınıfın özentili konuşmasını birleştirir En eski meddah hikayeleri yazılı olarak günümüze ulaşmamıştır Ancak bunların Şehname’deki bazı konuları, kahramanları arasında Hz Ali, Hz Hamza; Battal Gazi v b ‘nin yer aldıgı dinsel ve tarihsel kahramanlık serüvenlerin aktardıkları bilinmektedir XVI yy ’da Varka ve Gülşah mesnevsini yazan Yusuf-i Meddah’ın bu hikayesini dinleyiciler tarafından okuyan bir meddah oldugu belirtilmektedir XVI yy ’ da , Murat III’ün sarayındaki “eğlence” adlı meddah, kendisinden önceki hikaye konularını aktarıyordu Padişahın yeni hikayelerin istemesi üzerine şair cenani, bedayi ül-asar adlı yapıtı kaleme aldı Bu yapıtta halkın o dönemdeki yaşamı dile getiriyor, gezinti yerlerine, mahalle baskınına, kervan ve gemi yolculuğuna ait görüntüler canlandırılıyordu Bu yüzyılda vahdi nin “hoca abdür rauf” hikayesi halk arasında ün kazanmış çoğalan kahvelerde birlikte istanbul, bursa, erzurum, maraş gibi kahvehanede “Bedi ve kasım” adlı hikayesi dinleyen topluluk iki kahramanı destekleyen iki gruba ayrılmış, çıkan tartışmada şair hayli, saçakcızadeadlı hikayeciyi öldürmüştü Gene bu yüzyılda meddahların biri diye adlandırılan ve hikayelerini murat IV ün sarayında anlatan tifli daha öncekilerden bütün bütüne farklı, yeni hikayeler meydana getirmiş Bunların kahramanları arasında padişahla birlikte yazarın kendisi de bulunmaktaydı
Batakhaneye düşen bir delikanlı padişahın araya girmesiyle kurtulur, batakhane sahibi kadın ağır biçimde cezalandırılır Gene bu döneme ait “cevri celebi” “tayyarzade” gibi meddah hikayeleri de XVII y y yaşamındaki gerçekçi izler taşıyan bu hikayeleri andırır Farklı şivelerle konuşan ayrı ırklardan ,kentlerden, toplumsal kesimlerden insanların birbirleriyle ilişkileri meddah hikayelerinde geniş yer tutar Bu yoldaki taktiklerden hoşlanan murat VI için cevri 12 farklı şivenin taklidine dayanan bir” şehzade hicvi” yazmıştı Tifli derecesinde sergüzeşt söylediği kabul ediliyor Evliya celebi, murat VI ün sarayında meddahlık yapan sarı recebin “boğuk kaptan “ “forsa mustafa” “Rumeli hisarı” gibi hikayelerin çok beğenildiğini anlatır Meddah hikayelerin doğadan anlatır Girişte,bitişte belirli yerlerde kalıplaşmış sözler yer verir Tekerlemeler uyaklı sözlerle anlatımlarıyla süsler XVII yy ‘da İstanbul ‘da anlatılmış meddah hikayelerini tanıtan bir yapıtta (İstanbul Üniversitesi Kitaplığı, T Y 6758) bu hikayelerin adları, bazılarının özetleri verilmiş,kimler tarafından anlatıldığı belirtilmiştir Bu kaynakta yer alan, örneğin “Hazinedar Ahmet Ağa Yusuf Ba Attarzade hikayesinde konunun geleneksel Yusuf ile Züleyha” hikayesinden alınarak kişilerin çağdaş ve gerçek bir olay çerçevesinde canlandırıldığı görülmektedir XIX yy Meddahylarından Hafız Ömer’in başlıca hikayeleri arasında “Serseri Arif Ağa “,”Affeyle devletli “, Halil odabaşı “,”Kaptanpaşa çıplağı”,”Çifte yeniçeri ağası “ Abdullah çavuş “ gibi hikayeler yer alıyordu Padişah Abdülaziz (1862) yanında bulunan bu sanatçının o yolculukta anlattığı “çala mehterbaşı “hikayesi çok beğenilmiş ve o dönemde sık sık anlatılmıştır Bu yüzyıl meddahlarından Kız Ahmet’in anlattığı” Lüleci Ahmet’in menkibesi”; Nazif Efendi’nin anlattığı “Hacı vesvese “ gibi hikayeler o dönemde ermeni harfleriyle Türkçe olarak basıldı Meddah Aşkı’nın (öl 1934) anlattığı “Portakalcı yahudi”,”surpik dudu ile belalı bıçkın “, sulukule kavgaları gibi hikayeler plağa; Küçük Ali ‘nin (muhittin sevilen ) anlattığı “sandıklı ebe”,”dünya güzeli”, İstanbul’un taşı toprağı altın” gibi taklitli hikayeler ses bandına alındı Birçok güldürü sanatçısı,meddah hikayelerini yer yer yenileştirerek gösteriler düzenlediler Erol Toy’un Meddah (1971)adlı yapıtı geleneksel malzemeyi çağdaş temalarla birleştiren bir deneme oldu Meddah hikayelerinin seyirci sürükleyen anlatımı ilk türk romanlarına örnek alındı Bu anlatım biçimi okurla senlibenli söyleyişi havası içinde Ahmet Mithat Efendi ‘nin romanların tipik yanını oluşturur
|