|  | 6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan Efendi |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan EfendiArzuhalci Hasan Efendi ŞAHISLAR HASAN EFENDİ (Arzuhalci) — ZEYNEP (Arzuhalci Hasan Efendinin eşi) — HACI MEHMET EFENDİ — (Kumaşçı) — DURMUŞ (Çoban) — KADI EFENDİ — ZABTİYE, Mübaşir ve halk  I  PERDE (Sokak  Sahnenin solunda kumaşçı Hacı Mehmet efendinin dükkânı  Bu dükkân, üst katı sokağa doğru sundurulmuş bir evin altında  Dükkânın önünde sıra tahtalarının üstünde de birçok kumaş topları var  ) 1  SAHNE Hasan Efendi — Zeynep HASAN EFENDİ — Zeynepçiğim, benim zavallı karıcığım  İnceden inceye düşündüm, her çareye, hatta her hileye başvurdum, gene de hiç bir Tanrı kulu bana iş için gelmiyor  Ne yapmalı? Halbuki bu diyarda bilgili, becerikli iki kişi varsa birisi mutlaka benim  ZEYNEP — önceleri müşterilerin kapımızı aşındırırlardı, sokağa çıktığın zaman, etrafını alırlardı  Hâlbuki şimdi işsizlikten sinek avlıyorsun  Nerde ise dileneceğiz  Yiyip içecek, giyinip kuşanacak bir şeyimiz de kalmadı  Biz böyle aç açık dururken senin bilgili, becerikli olman ne işimize yarar, a kocacığım? HASAN EFENDİ — Ha! Giyinip kuşanmak dedin de aklıma geldi; gerçekten ihtiyacın varsa bir elbiselik alayım  ZEYNEP — Alayın tam sırası! HASAN EFENDİ — Senin bildiğin gibi değil canım! Allem edip kallem edip mutlak birisini kafese koyacağım  Söyle? Sana hangi renk daha gider? Yeşil mi, gök mavisi mi? ZEYNEP — Meteliğe kurşun atarken bana yaraşacak rengi sormaktan ne çıkar? İşte buna leyleğin ömrü laklakla, ördeğin ömrü de vakvakla geçer derler! HASAN EFENDİ — Üzülme, sen hemen eve git de beni bekle  Biraz sonra ikimiz için de en iyi kumaşı alıp getirmez-sem, bana da arzuhalci Hasan Efendi demesinler! ZEYNEP — İyi ama parasını kim verecek? HASAN EFENDİ — Onu hiç düşünme  Elbette bir gün öderiz  ZEYNEP — Ben gidiyorum, sen bildiğini yap! (Zeynep uzaklaşır  ) HASAN EFENDİ (Kendi kendine) — Ey Hasan efendi  Gayret sana düştü  Kendini göster bakalım! (Biraz yürüdükten sonra) İşte sana bir kumaşçı! 2  SAHNE Hasan Efendi — Hacı Mehmet Efendi HASAN EFENDİ — Merhaba Hacı Mehmet efendi! Nasılsınız? İyi misiniz? Hoş musunuz? HACI MEHMET EFENDİ — Hamdolsun… İyiyim  Siz ne haldesiniz? HASAN EFENDİ — Teşekkür ederim… İşleriniz nasıl gidiyor? HACI MEHMET EFENDİ — Şöyle böyle  Dostlar alışverişle görsün! HASAN EFENDİ — Allah ticaret edenleri sever  Sabırlı olmalı, gün olur ayı besler, ay olur günü besler… Hacı efendi, sizi görünce rahmetli babanızı hatırladım  O ne iyi, ne eli açık adamdı  Vaktiyle karım için ondan bir kumaş almıştım  Gösterdiği âlicenaplığı hiç unutamam  Deminden beri nurlu, sevimli yüzünüze bakıyorum  Emin olun, sizi o mübarek ve muhterem zattan ayırt edemiyorum  HACI MEHMET EFENDİ (Hasan efendiye bir iskemle göstererek) — Buyurun Hasan efendi, oturun  HASAN EFENDİ (Oturmadan devam eder) —Hakikaten, çehreleriniz bir elmanın yarısı gibi birbirine benziyor  Babanız, çok anlayışlı, derin düşünceli, ileriyi gören, eli öpülecek bir zattı  Söylediği birçok şeyler aynen çıkmıştır  Onu her zaman derin bir saygı ile anarım  HACI MEHMET EFENDİ (İskemleyi Hasan efendiye yaklaştırarak) — Rica ederim oturun  HASAN EFENDİ (Oturarak) — Hayır! Hayır! Dünyada sizin kadar babasına benzeyen bir adama rastlamak mümkün değil  Bu ağız onun ağzı, bu burun onun burnu, bu gözler onun gözleri!   (Bir kuması eliyle okşayarak) Rahmetli ne kadar da hoşsohbetti  Allah şahit, bu diyarda onun bir eşi daha yoktur, A! bu mavi kumaşın yünü ne kadar da yumuşak  İnsanın elini okşuyor  HACI MEHMET EFENDİ — Koyunlarımın yünlerinden dokuttum  HASAN EFENDİ (Kumaşı göstererek) — Kim bilir elbisesi ne güzel olur! Demek, bu cici kumaşlar, koyunlarınızın yünlerinden dokundu, öyle mi? HACI MEHMET EFENDİ — Evet! HASAN EFENDİ — Sağlamlığına da diyecek yok  HACI EFENDİ — Eşi bulunmaz bir kumaştır! HASAN EFENDİ — Gerçekten pek güzel! İnsanın hemen alıp kaçacağı geliyor  Ne yapsam  Hazırda biraz param var ama… Bu gibi ihtiyaçlarımı yıllık gelirimle sağlıyorum… Fakat kumaş o kadar hoşuma gitti ki gelirimi bekleyemeyeceğim  HACI MEHMET EFENDİ — Beklemenize lüzum yok  HASAN EFENDİ — Bundan karıma ve kendime birer elbiselik alabilsem!   HACI MEHMET EFENDİ — Ne kadar lazımsa vereyim  İsterseniz topu ile alın  Artan da bir gün işinize yarar  Parasını düşünmeyin  Hiç vermeseniz de olur  HASAN EFENDİ — Teşekkür ederim  Sağ olun, var olun  Hacı efendi! HACI MEHMET EFENDİ — Beğendiğiniz bu mavi kumaş, değil mi? HASAN EFENDİ — Evet  Yalnız, arşım kaçtan? HACI MEHMET EFENDİ — Sizden kâr almam  HASAN EFENDİ — Yani? HACI MEHMET EFENDİ — Yüz onbeş lira  HASAN EFENDİ — Pahalı değil mi? HACI MEHMET EFENDİ — Bana mal olduğu fiyatı söylüyorum  Bu kış koyunların çoğu soğuktan kırıldı  Piyasada yün pek azaldı  HASAN EFENDİ — Arşınına yuvarlak hesap yüz lira versem olur mu? HACI MEHMET EFENDİ — Bir kuruş dahi kırsanız ziyan ederim  Eskisine göre fiyatlar bir hayli yükseldi  HASAN EFENDİ — Peki! Size inanıyorum hacı efendi  ölçünüz  HACI MEHMET EFENDİ — Ne kadar istiyorsunuz? HASAN EFENDİ — Benim için dört, karım için beş buçuk arşın yetişir sanıyorum  HACI MEHMET EFENDİ (Kumaşı ölçtükten sonra) — Tam on arşın! Fazla mal göz çıkarmaz! Güle güle giyin! HASAN EFENDİ — Sağ olun! HACI MEHMET EFENDİ — Paranızı almak için evime kadar gelmez misiniz? HACI MEHMET EFENDİ — Şimdi gelmem  HASAN EFENDİ — Gelmezseniz çok üzülürüm  Çekinecek bir şey yok  Acı bir kahvemizi içerdiniz  HACI MEHMET EFENDİ — Burada verebilseydiniz daha çok memnun olurdum  HASAN EFENDİ — Dükkânın dışında alacağınız paranın sizce bir değeri yok mu? Hem evde kaz kızartması hazırlanıyor  Bir kanadını da size ikram ederiz  HACI MEHMET EFENDİ — Eh mademki ısrar ediyorsunuz, gidelim… Âdeta beni büyülediniz! (Hasan efendi kumaşa uzanır  ) Bırakın da ben götüreyim  HASAN EFENDİ — Müsaade edin, ben koltuğumun altına alayım da göğsümü gere gere eve gireyim  HACI MEHMET EFENDİ — Size zahmet olmasın  HASAN EFENDİ — Hayır, hayır, olmaz… Ben sizden önce gideyim  Hem yemeğe bakayım, hem de bir kahve hazırlatayım  HACI MEHMET EFENDİ — Azizim her şeyden önce parayı hazırlayın  HASAN EFENDİ (Kumaşlar koltuğunda giderken, kendi kendine) — Para!  , evet! Senden çok bana lâzım  Bana kumaş satarak para kazanacağını sanıyorsan aklına şaşarım  (Uzaklaşır  ) HACI MEHMET EFENDİ (Kendi kendine) — Budala! Dediklerime tamamıyla inandı  Hem kumaşı tatlıca sattım, hem de kaz ziyafetine konacağım! | 
|   | 
|  | 
|  | 6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan Efendi |  | 
|  10-24-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan EfendiII  PERDE 1  SAHNE Hasan Efendi — Zeynep HASAN EFENDİ (Koltuğunun altında kumaşla koşarak gelir  ) — Nasıl?   Gördün mü? Dediğimi yaptım mı? ZEYNEP — Ne demek istiyorsun? HASAN EFENDİ (Gülerek ve sıçrayarak) -— İşte sözünü tutmak da buna derler! Hâlâ, bu dilenci kıyafetiyle gezmekten sıkılmıyor musun? ZEYNEP — Gene neyin var? Benimle alay mı ediyorsun? HASAN EFENDİ — Daha anlayamadın mı? ZEYNEP — Söyle canım! Üzerinde ne var ki yerinde duramıyorsun? HASAN EFENDİ — Param yok ama, kumaşım var, kumaşım! (Gururla kumaş parçasını açar  ) ZEYNEP — Ah! Ulu Tanrım! Bunu kim ödeyecek? HASAN EFENDİ — ödendi bile, Zeynep! Merak etme  Bunu satan tüccar, pek yaman bir adam  Yani bir budalanın dörtte biri bile değil  ZEYNEP — O halde nasıl ödedin? Yoksa aklını mı oynattın sen? HASAN EFENDİ — Bir kuruş dahi vermeden Hacı Mehmet Efendiden kopardım  Ben daima bu biçim alışveriş ederim  Kendisi şimdi buraya gelecek  Belki biraz da gürültü patırdı eder, fakat eline bir şey geçmez  Ona babasının güler yüzlü, anlayışlı, mübarek bir adam olduğundan; kendisinin de rahmetliye çok benzediğinden dem vurdum  Halbuki babası da kendisi kadar ahmaktı… Sonra onu evimize davet ettim  Kahve ikram edeceğimi, pişirmekte olduğum kazın bir kanadını yedireceğimi söyledim  O sevinedursun, kumaşı koltuğuma sıkıştırdığım gibi soluğu burada aldım… Kumaş da pek güzel! dökerek elde ettin? (Kahkaha ile güler) Hacı Mehmet efendi e bizim gibi gülüyor mu bakalım? Doğrusu böyle bir alışve- rişe hiç aklım ermiyor  Adam neredeyse gelecek  Ayıkla bakalım pirincin taşını! MASAN EFENDİ — Zeynepçiğim, vakit geçirme de hemen yatağımı hazırla  O geldiği zaman yorganın altında zangır zangır titrer, kendime hasta süsü veririm  Sen de acıklı bir tavır takınırsın  Aylardan beri hasta yattığımı söyler, biraz ağlamaklı bir sesle konuşursun  ZEYNEP — Ya adamın hakkı ne olacak? HASAN EFENDİ — Sen aldırma  Dediğimi yap  Alt tarafını bana bırak  İşimiz düzelince elbet öderiz  (Acele soyunur, gecelik takkesini giyer, bu sırada kapı çalınır  Hasan efendi telâşla kumaşı yatağın altına saklar  ) Çabuk olalım, kapı çalınıyor  Aman yakayı ele vermeyelim! (Yatar ve çekilen perdenin arkasında kaybolur  ) 2  SAHNE Hacı Mehmet Efendi — Zeynep — Hasan Efendi HACI MEHMET EFENDİ (Dışarıda güm güm kapıyı döver) — Ey! Hasan Efendi! Ben geldim  ZEYNEP (İhtiyatla kapıyı açar) — Aman yarabbi! Bu nasıl kapı vuruş! Ne istiyorsunuz? Yavaş söyleyin! HACI MEHMET EFENDİ — Hemşire hanım, ben kumaşçı Hacı Mehmet efendiyim  ZEYNEP — Anladım, yavaş konuşun  HACI MEHMET EFENDİ — Siz onun ailesi değil misiniz? ZEYNEP — Kimin ailesi? Ne demek istiyorsunuz? Buraya niçin geldiniz  HACI MEHMET EFENDİ — Kocanızı görmeye geldim, hanım  ZEYNEP — Beni kimin karısı sanıyorsunuz? HACI MEHMET EFENDİ — Kimin mi? Allah Allah  Siz Hasan efendinin, Arzuhalci Hasan efendinin karısı değil misiniz? O, bu evde oturmuyor mu? ZEYNEP — Evet! Fakat son dakikalarını yaşıyor! HACI MEHMET EFENDİ — Nerde? ZEYNEP — Yatağında! İki aydan beri inim inim inleyen, ateşler içinde yanan bir adamı rahatsız etmek, doğrusu saygısızlıktan başka bir şey değil  HACI MEHMET EFENDİ — Kimden bahsediyorsunuz? ZEYNEP — Kimden olacak? Zavallı kocam Hasan efendiden! (Ağlar  ) HACI MEHMET EFENDİ — Nasıl olur, daha biraz önce beraberdik  HASAN EFENDİ (Perde arkasında) — Of! ölüyorum, ilâcımı getirin  HACI MEHMET EFENDİ — Hangi ilâçtan bahsediyorsun? Ben paramı almaya geldim  ZEYNEP —- Rica ederim, yavaş söyleyin  HACI MEHMET EFENDİ — Yavaş! Yavaş! Ne yapayım? Dilimi mi yutayım? Alacağımdan mı vazgeçeyim? ZEYNEP (Bağırarak) —- ölüm döşeğinde yatan bir hasta ile alay etmeyin, rica ederim  HACI MEHMET EFENDİ — Kendi sesiniz dokuz mahalle öteden işitilirken, bana ağız bile açtırmak istemiyorsunuz  ZEYNEP — Söyledikleriniz şakaysa da ciddiyse de yetişir artık! HACI MEHMET EFENDİ — O halde paramı verin  ZEYNEP — Ne parası? HACI MEHMET EFENDİ — Kumaşımın hanını, kumaşımın! ZEYNEP — Amma tutturdunuz ha! HACI MEHMET EFENDİ — Hasan efendinin evinde değil miyim? Alacağımı kim verecek? ZEYNEP — Siz işi çok ileri götürmek istiyorsunuz  HACI MEHMET EFENDİ — Rica ederim! Ya borcunuzu verin, ya kumaşı! ZEYNEP — Şimdi kocam ağır hasta  Bir alacağınız varsa, sonra bir çaresine bakarız  HACI MEHMET EFENDİ — Hemşire hanım  Beni budala yerine koymayın  Daha yarım saat önce kocan dükkânıma geldi  Bir hayli konuştuk  Sonra beğendiği kumaştan kestirdi, koltuğuna alıp koşa koşa buraya geldi  ZEYNEP — Son dakikalarını yaşayan bir adamın koşmasına imkân var mı? HACI MEHMET EFENDİ — Hattâ aldığı kumaş on arşındı, rengi de maviydi  ZEYNEP — Kumaşınızın rengi maviymiş, yeşilmiş, beni ilgilendirmez  Ben yalnız şunu bilir, şunu söylerim: Kocam iki aydır evden dışarı çıkmıyor  HACI MEHMET EFENDİ — Çıldırmak işten değil  ZEYNEP — Ah! Ne kadar da yüksek sesle konuşuyorsunuz! Rica ederim, daha yavaş söyleyin  Perişan bir halde yatan hastaya azıcık olsun acıyın, ne olur  HASAN EFENDİ (Perdenin arkasından) — Yastığımı biraz kaldırın, ıhlamur getirin, gürültü etmeyin  HACI MAHMUT EFENDİ — Hasan efendi  Verdiğiniz söz üzerine kumaş parasını almağa geldim  (Hasan efendi inleyerek bazı hareketler yapar, yatağında sıçrar  ) ZEYNEP — Ah! Zavallı kocacığım  (Hacı efendiye hitaben) görüyorsunuz ya, nasıl sıçrıyor  HACI MEHMET EFENDİ — Allah Allah! Gerçekten hasta mı? ZEYNEP — Amma da taş yüreklisiniz  Bu kadar da işkence  HACI MEHMET EFENDİ — Ah! şimdiye kadar kimseye veresiye vermemiştim!   HASAN EFENDİ (Daima perdenin arkasından) — İlâcımı verin! ZEYNEP — Görüyorsunuz ya  Ne olur, biraz merhamet edin de, susun  HACI MEHMET EFENDİ — Ama biraz önce kendisine on arşın mavi kumaş satmıştım  Uzun uzadıya da pazarlık etmiştik, fakat şimdi iş değişti!   Peki ocakta kaz kızartması olduğu da yalan mı? ZEYNEP — İlâhi, Hacı efendi! Biz kim, kaz kızartması kim? Doğrusu bu sözünüze hiç diyecek yok! Canınız kaz eti istiyorsa başka yerde arayın, bizimle de daha fazla alay etmeyin  HACI MEHMET EFENDİ — Kızmayın hemşire hanım, kızmayın  Söylediğim hakikatin ta kendisidir, ne eksiği var, ne de fazlası  Ama ne fayda! Hasan efendi ecelle pençeleşiyor, siz de olup bitenden habersiz görünüyorsunuz  Zihnim altüst oldu  Kim bilir belki de yamlıyorum  Bir defa daha kumaşlarımı elden geçireyim  (Çıkar  ) | 
|   | 
|  | 
|  | 6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan Efendi |  | 
|  10-24-2012 | #3 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan Efendi3  SAHNE Hasan Efendi — Zeynep HASAN EFENDİ (Perdenin arkasından kafasını uzatarak) — Gitti mi? ZEYNEP— Sus!   HASAN EFENDİ — Nasıl kandı, gördün ya? ZEYNEP — Aman sus! Tekrar gelebilir  HASAN EFENDİ — Fakat bir dakika daha kalsaydı patlayacaktım  (Kalkar ve gecelik elbisesiyle görülür) Müdafaa güç oldu  Mübareği bir türlü inandıramadık! (Her ikisi de kahkaha ile gülerler) Mavi kumaşından ne de yanık yanık bahsediyordu!   Aman karıcığım  Bu işte sonuna kadar dayanmak lâzım! (Kapının çalınmasıyla kahkahalar kesilir  ) 4  SAHNE Aynı Şahıslar ve Hacı Mehmet Efendi (Hasan efendi yatağına girmeye vakit bulamadığından eline geçen eşya ile biçimsiz şekilde giyinir  Bir saplı süpürgenin üzerine “ata biner gibi” biner, bir kulplu tencereyi başına geçirir, odanın içinde sağa sola koşmağa başlar  Zeynep kapıyı Hacı Mehmet efendiye açar ve kahkaha ile gülmekten kendini zor alıkor  ) HACI MEHMET EFENDİ — Yüzüme karşı gülüyorsunuz da paramı niçin vermiyorsunuz? ZEYNEP (Hazin çehresini tekrar takınarak) — Görüyorsunuz ya! İyice delirdi  HASAN EFENDİ — Bu hafta Aslan beyin kızıyla evleneceğim! Davullu, zurnalı düğün isterim  Otuz tane oğlum olacak! Fenerleri yakın! HACI MEHMET EFENDİ — Saçmalarınızı dinlemeğe gelmedim  Borcunuzu verin  ZEYNEP — A! Hâlâ ısrar mı ediyorsunuz? Zavallının halini görmüyor musunuz? (Hasan efendi bin bir çeşit gayri tabiî tavırlarla konuşmakta devam eder  ) HACI MEHMET EFENDİ — Nöbeti üstünde… Fakat, hiç şüphem yok, kumaşımı alan da bu idi  Ne tuhaf hasta!   (Hasan Efendi şarkı söyler  ) ZEYNEP — Şimdi de bir şarkı tutturdu! HACI MEHMET EFENDİ — Bin bir dereden su getirerek en güzel kumaşımı aldı, koltuğunun altında götürdü  Burada kahve içecek, kaz eti yiyecektik  Hepsinden vazgeçtim; fakat kumaşıma yanıyorum  HASAN EFENDİ — Çık dışarı!   Bu hödük de ne istiyor? Hangi telden çalıyor? HACI MEHMET EFENDİ — Doğrusu bu maskaralıklarınıza hiç diyecek yok Hasan efendi  ZEYNEP — Ne yaptığını bilmiyor, ağzına geleni söylüyor  HASAN EFENDİ (Anlaşılmaz şekilde şarkı söyler): İçmeden oldum sarhoş Gönlüm dolu, elim boş Ben bülbül bekliyorum İstemiyorum baykuş HACI MEHMET EFENDİ — Dilinden bir şey anlıyor musunuz? Boyuna saçmalıyor  HASAN EFENDİ — Kara hummaya tutuldum  Beni yengeç ısırıyor  Pazara gideceğim  Kızılcık şerbeti içeceğim!   HACI MEHMET EFENDİ — Durmadan, dinlenmeden saçmalar savuruyor  ZEYNEP — Çılgınlığı gitgide artıyor, zavallı kocacığım! HASAN EFENDİ (Şarkı söyler): Rüzgârlar esmez oldu Dişlerim kesmez oldu Benzim sarardı soldu Gözlerim yaşla doldu HACI MEHMET EFENDİ — Sana hak veriyorum  Gerçekten hasta  Söyledikleri anlaşılmıyor, ne dediğini bilmiyor  ZEYNEP — Hiç arasız sayıklıyor!   HACI MEHMET EFENDİ — Paramı almağa gelmiştim  Bir zır deli ile karşılaştım  Kumaşımı cinler periler almış olacak  Affedin, hemşire hanım  Sizi hastanızla baş başa buakıyo-rum  Allah size sabır versin  (Çıkar  ) 5  SAHNE Hasan Efendi — Zeynep HASAN EFENDİ (Hacı Mehmet efendi çıktıktan sonra) — Uğurlar olsun Hacı efendi, inşallah yine görüşürüz  Hamdolsun bu vartayı da atlattık  (Gizlendiği yerin perdesini açar  ) Çok yorulduk ama, kumaşı da sağlama bağladık  (Zeynep kumaşa sarılır, bir ucundan da Hasan efendi tutar  ) ZEYNEP — Yünü de ne yumuşak! Kadife gibi!   | 
|   | 
|  | 
|  | 6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan Efendi |  | 
|  10-24-2012 | #4 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan EfendiIII  PERDE (Birinci perdedeki dekorun aynı  Yalnız Hacı Mehmet Efendinin dükkânı kapalı  Sahnenin ortası biraz yükseltilerek sandalye veya koltuk konulmuş  Buraya Kadı oturacak ve açık havada hükmünü verecektir  ) 1  SAHNE HACI MEHMET EFENDİ (Kapının önünde yalnız) — Bu ne iş! Hep aynı masal! Aynı martaval! Bu gidişle yerimi yurdumu da elimden alacaklar  Herkes beni soymaya çalışıyor  Dün birisi karşıma çıkar kumaşımı alır, savuşur  Bugün çobanım Durmuş beni aldatır… Artık bu vurgunculuklara bir son vermek gerek… (Çoban Durmuş görünür  ) 2  SAHNE Hacı Mehmet Efendi — Çoban Durmuş HACI MEHMET EFENDİ — Ettiklerin yetişir hesaplaşmak zamanı geldi  Beni aldatmanın ne demek olduğunu sana göstereceğim ve sana yol vermekle işe başlayacağım, anladın mı, hilekâr herif!   ÇOBAN DURMUŞ (Köylü şivesiyle heceleri uzatarak) — Kuzum Hacı efendi  Aramızda bir anlaşmazlık olduğunu sanıyorum  Benden şikâyet ettiğini öğrendim  Kadı efendinin huzuruna çıkacakmışım  Başıma hiç böyle bir iş gelmedi; şimdiye dek kimseyi aldatmak da aklımdan bile geçmedi  HACI MEHMET EFENDİ — Kendini doğru bir adam olarak satmağa kalkışma  Koyunlarımı döve döve öldüren, sonra etlerini kasaba satan sen değil misin? Bu hayinliğini yanına bırakmayacağım  Seni ipe çektirinceye kadar uğraşacağım! ÇOBAN DURMUŞ — Kuzum Hacı efendi! Beni boğazımdan mı astıracaksın?   Sana yalvarırım  Şunun bunun lâfına kulak asma  Namuslu, emektar çobanına acı  HACI MEHMET EFENDİ — Ya! Mallarımı kırıp geçirirsin değil mi? Fakat Kadı’mn huzurunda on arşın kumaşımı, hayır koyunlarımı ödemeğe mahkûm olacaksın  Uğursuz herif! Senelerden beri bana açtığın zararları düşündükçe aklımı oynatacak gibi oluyorum  ÇOBAN DURMUŞ — Şeytana uyup da düşman sözüne inanma Hacı efendi  Hastalıktan ölen koyunların eti nasıl satılabilir? HACI MEHMET EFENDİ — Defol buradan  Yaptığın iş meydanda seni astırmadan rahat edemeyeceğim  (Soldan evine girer  ) 3  SAHNE Çoban Durmuş — Sonra Arzuhalci Hasan Efendi ÇOBAN DURMUŞ  (Yalnız) ~ Bu belâdan biran önce kurtulmak için bir arzuhalci bulmalı  (Sağdan Hasan efendiyi görür  ) Affedersin efendim  Koyunlarımı kırda bıraktım da geldim  Beni kurtaracak bir adam arıyorum  HASAN EFENDİ — Ben arzuhalciyim  Derdin ne ise söyle  ÇOBAN DURMUŞ — Bir iftiraya uğradım  Bundan kurtulmak için her şeyimi vermeğe hazırım  HASAN EFENDİ (Kendi kendine) — Bize iyi bir kısmet çıktı  Çobanın budalalığına bakılırsa elimiz biraz para görecek, galiba! ÇOBAN DURMUŞ — Kadı’ya ne diyeceğimi bana öğretir misiniz? HASAN EFENDİ — İşini anlat bakayım  ÇOBAN DURMUŞ — Aramızda kalsın ama  Olduğu gibi anlatmak, doğru olur mu? HASAN EFENDİ — Elbette  Olduğu gibi söyleyeceksin  ÇOBAN DURMUŞ — Peki anlatayım  Ben kumaşçı Hacı Mehmet efendinin çobanıyım  Beni Kadı’ya şikâyet etmiş, astırıncaya kadar yakamı bırakmayacakmış  Hâlbuki benim hiç bir suçum yok  Yalnız, güttüğüm koyunlarından seksenini aksilik ettikleri için öldürmüştüm  Bir gün Hacı Efendi köye geldi  Koyunların neden kırıldığını sordu; ben de “sakağı”dan öldüklerini söyledim  “O halde ölenleri uzakça bir yere göm  Hastalık diğerlerine bulaşmasın” dedi  Ben neden öldüklerini bildiğim için etlerini bir kasaba satıyordum  Böylece birer ikişer sürüyü tükettim  Hacı efendiye de tekmil haberini verdim  HASAN EFENDİ — Seni bu işten kurtaracağımı sanıyorum  Yalnız Hacı efendinin şahitleri var mı? ÇOBAN DURMUŞ — On kişiden fazla!   Darağacına gitmekten korkuyorum!   HASAN EFENDİ — Suçun çok büyük  Fakat ben seni beraat ettirmeğe çalışacağım  Yalnız, davayı kazandırırsam bana ne verebilirsin?   ÇOBAN DURMUŞ — Altı sarı lira, belki daha da fazla verebilirim  HASAN EFENDİ — Sözlerimi iyi dinler ve göstereceğim yoldan gidersen bu davayı yüzde yüz kazanırsın  Beni Kadı’nın yanında gördüğün zaman tanışıklık gösterme  Hacı efendi söylerken de hiç sesini çıkarma  Sıra sana gelince bütün sorulara koyunların gibi “Meee!” diye karşılık ver  Bunu kolaylıkla yapacağını sanıyorum  “Oyun yapıyor, mahkeme ile eğleniyor, kendini hayvanlarının yanında sanıyor” derler, sen bu sözlere hiç kulak asma ve daima “Mee!” diye cevap ver; anladın mı? ÇOBAN DURMUŞ — Hay hay! dediklerini yapacağım  Bana ne sorarlarsa sorsunlar, anlamamış gibi davranacağım; yalnız, koyunlar gibi meleyeceğim  HASAN EFENDİ — Böylece Hacıyı alt edeceğimizi sanıyorum  Fakat sonunda hakkımı vereceksin ha! ÇOBAN DURMUŞ (Israr ederek) — Ne demek efendim, paranın sözü mü olur? Hiç merak etme sen  HASAN EFENDİ — Pekâlâ! Biraz sonra, ayrı ayrı yoldan gelerek burada birleşelim  ÇOBAN DURMUŞ — Baş üstüne  (Mübaşir, Kadının mahkemeye başlayacağını ilân eder  ) HASAN EFENDİ — Mübaşir haber veriyor  Kadı yerine oturmak üzere  Çabuk buradan uzaklaş! (Her biri bir taraftan çıkar  ) | 
|   | 
|  | 
|  | 6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan Efendi |  | 
|  10-24-2012 | #5 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan Efendi4  SAHNE (önde mübaşir, arkasında zahtiye ve halk olduğu halde Kadı gelir, çok işi olan bir adam tavrıyle sahnenin ortasında, yüksekçe bir yere konulan koltuğa kurulur  Hasan efendi sağdan, Çoban Durmuş da soldan girerler  ) Halk — Kadı — Hasan Efendi — Sonra Hacı Mehmet Efendi ve Çoban Durmuş HASAN EFENDİ (Kadı gelirken önüne çıkarak) — Hoş geldiniz, safa geldiniz Kadı efendi  Allah ömrünüzü artırsın! Nasılsınız? KADI EFENDİ (Çok işi varmış gibi bir tavırla) — Hoş bulduk Hasan efendi  Siz de iyi misiniz?   Davanız varsa çabuk olun! Burada çok kalmayacağım  HACI MEHMET EFENDİ (Telâşla ve zor nefes alarak içeri girer) — Biraz bekleyin Kadı efendi, şimdi gelecek  KADI EFENDİ — Kim gelecek? HACI MEHMET EFENDİ — Müdafaamı yapacak adam  Rica ederim bir dakika müsaade buyurun  KADI EFENDİ (Sabırsız bir tavırla  ) — Beni başka işler için bekliyorlar  Fazla duramayacağım  Hasmın buradaysa kâfi  Davanı söyle? HACI MEHMET EFENDİ — Çobanım Durmuş bir sürü koyunumu döve döve öldürdü  KADI EFENDİ — Pekâlâ! Suçluyu getirin  HACI MEHMET EFENDİ (Gizlice giren ve halk arasına karışan Çoban Durmuş’u göstererek) — İşte burada, dinleyiciler arasında gizlenmiş, asılmak korkusuyla tir tir titriyor, ağzını bıçak açmıyor! KADI EFENDİ (Cam sıkılmış) — İkiniz de karşıma gelin  (Hacı Mehmet efendiye  ) Şikâyetin ne ise anlat  HACI MEHMET EFENDİ — Kimsesiz bir çocuktu  Acıdım, yanıma aldım ve çoban olarak yetiştirdim  KADI EFENDİ — Aylıkla mı yıllıkla mı? HASAN EFENDİ (Bu sırada halk arasından çıkarak ilerler ve Hacı Mehmet efendi tarafından tanınmamak için eliyle yüzünü kapatır  ) Aylık, yıllık vermeden nasıl çalıştırabilir? HACI MEHMET EFENDİ (Hasan efendiyi tanıyarak) — Bu, muhakkak Hasan efendidir  Sesiyle, tavrıyle ta kendisi! KADI EFENDİ (Hasan efendiye) — Yüzünüzü niçin kapatıyorsunuz, dişleriniz mi ağrıyor? HASAN EFENDİ — Evet efendim, rüzgâr, çok rahatsız ediyor  KADI EFENDİ — Hasan efendi, şu işi bir an önce bitirmek gerek  HACI MEHMET EFENDİ (Hasan efendiye) — Geçmiş olsun Hasan efendi  KADI EFENDİ (Hacı Mehmet efendiye) — Konuşmayın  Yoksa davanızı bırakırım  Mahkemede lâubalilik olmaz  HACI MEHMET EFENDİ (Daima Hasan efendiye) — On arşın kumaşımı sana satmıştım, değil mi? KADI EFENDİ — Hangi kumaştan bahsediyorsunuz? HASAN EFENDİ — Yanılıyor efendim  Hasmına sor  Belki bir şey anlaşılır  Bana söz düşmez  (Birdenbire anlamış bir tavırla  ) Aa! Söylemek istediği şey şu olsa gerek! Güya sırtımdaki elbisenin kumaşı onun koyunlarının yününden yapılmışmış  Bunu da bu zavallı adam çalmışmış  Sözün kısası, böyle karışık dava görmedim  KADI EFENDİ — Bana da öyle göründü! Efendiler sözünüzü tamamlayın  HASAN EFENDİ (Gülerek) — İstemeyerek gülüyorum  Onu sadece davet etmek lâzım  KADI EFENDİ (Hacı efendiye) — Rica ederim  Koyunlarımıza ait şikâyetinize devam edin  HACI MEHMET EFENDİ — Bu adam benim kumaşımı almadıysa asılmaya razıyım  Geri versin  Her şeyi anlatacağım  KADI EFENDİ — Hacı efendi! Şu koyunlarınızı anlatın  Kaç koyununuzu aldı? HACI MEHMET EFENDİ — On! KADI EFENDİ -— Bizi ahmak, budala yerine mi koyuyorsunuz? Yetişir artık  Siz böylece saded halicine çıkarsanız davaya son vereceğim  HASAN EFENDİ — Elbette Kadı efendi  Bu hakarete katlanılamaz  Bu adam bizi düpedüz deli edecek  Münasip görürseniz susmasını emredin, biraz da hasmını dinleyin  KADI EFENDİ — Hakkınız var! (Çoban Durmuş’a) Buraya gel! Sen söyle bakalım  ÇOBAN DURMUŞ — MeeL KADI EFENDİ — Ee! Bizimle eğleniyor musun? HASAN EFENDİ — Ya deli, ya inatçı, yahut da kendisini koyunları arasında sanıyor  HACI MEHMET EFENDİ (Hasan efendiye) — Kumaşımı alıp götüren sendin  (Kadı’ya dönerek) Ya bunun hilesini bir bilseniz, Kadı efendi! KADI EFENDİ — Kumaş işini koyun davasına karıştırmayın, sadede gelin  Yoksa kalkıp gidiyorum  HACI MEHMET EFENDİ (Çabuk çabuk söyleyerek) — Lütfen beni dinleyiniz  Asılacağımı da bilsem ben doğruyu söylerim  Bir hilekâr da beni dolandırdı  Fakat bu davaya karışmayacağım  Kadı efendi! Kumaşımın alındığını söylüyorum! Affedersiniz  Koyunlarımı demek istiyorum  Çok heyecanlıyım, beni mazur görün  Tekrar ediyorum  Bu Hasan efendi, Çobanım, sürünün başında iken!   Evinde bana 1150 lira vereceğini söyledi  Hayır, yanılmıyorum  Nihayet hulâsa edeyim… 3 sene evvel çobanımla sözleştik  İyi niyetle çalışacak, kusursuz, hilesiz koyunlarımı güdecekti  Kumaşımı aldı  Şimdi beni tanımak istemiyor! Bedelini kimden alacağım! Uzun zamandan beri koyunlarımı otlatıyordu  Bu hain, yünlerimi çaldı ve sapasağlam koyunlarımı “bulaşık hastalığa tutuldu” diyerek birer birer yok etti!   Kumaşımı koltuğunun altına sıkıştırdıktan sonra parasını almak üzere evine gelmemi söyledi; kaçtı, gitti  | 
|   | 
|  | 
|  | 6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan Efendi |  | 
|  10-24-2012 | #6 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan EfendiKADI EFENDİ (Ümitsiz işaretler yaparak onu hayretle süzdükten sonra) — İpi sapı olmayan sözlerim dinlemekten bıktım, usandım  Sen kumaşı koyuna karıştırıyorsun  Hiç bir şey anlamıyorum  Ne demek istediğini kısaca söyle de bu işi neticeye bağlayalım  HASAN EFENDİ — Bence zavallı çobanın hakkını vermek istemiyor herhalde  HACI MEHMET EFENDİ — Pekâlâ! öyleyse çobanın hakkını kumaşın bedelinden çıkarın! KADI EFENDİ — Kim isterse dinlesin  Ben bir şey anlamıyorum  (Omuzlarını kaldırır ve koltuğun içinde çalkalanır  ) HACI MEHMET EFENDİ — Benim aldatılmama razı olur musunuz? Elbisesine dokunulmasın  Fakat kumaşın bedelini ödesin  KADI EFENDİ (Hiddetle ayağa kalkarak) — A!   Artık kafa şişirdin  Mademki çobanındır, hakkını vereceksin, adalet bunu emrediyor  HASAN EFENDİ (Çoban Durmuşu göstererek) — Zavallı köylü bir şey söylemeye cesaret edemiyor  Savunmasını üzerime aldım  Lütfen beni dinleyin Kadı efendi! KADI EFENDİ — Doğrusu acınacak bir zavallı  Aklı gibi parası da olmasa gerek  HASAN EFENDİ — Sizi temin ederim ki, bir ücret mukabili değil  Onu sırf acıdığım için müdafa ediyorum  (Çoban Durmuş’a  ) Haydi! Durma orada, biraz yaklaş  Korkmadan, çekinmeden söyle  ÇOBAN DURMUŞ — Mee!   HASAN EFENDİ — Hakkında yapılan şikâyete verilecek cevabın bu mu? Ya evet, yahut hayır de  ÇOBAN DURMUŞ — Mee!   HASAN EFENDİ — Boyuna “mee, mee!” diye bağırıyorsun  Burası melenecek, eğlenecek yer değil  Sorulara karşılık veer  ÇOBAN DURMUŞ — Mee!   HASAN EFENDİ — A! (Yavaşça) İyi, çok iyi  Böylece devam et! (Yüksek sesle) Diyecek başka şeyin yok mu? KADI EFENDİ — Durmuş’un anadan doğma budala olduğu anlaşılıyor  Fakat bunun aleyhine dava açmak da akıl kân değil  HACI MEHMET EFENDİ — Evet, orası öyle! Fakat benim de karakuşÃ® hükümlere aklım ermiyor! KADI EFENDİ — Sus! Bir kadıya karşı saygısızlık göstermenin ne demek olduğunu biliyor musun? HACI MEHMET EFENDİ — Peki! Ama, biri kumaşımı aşırdı, biri de koyunlarımı kırdı  Bunlara bir şey yapılmayacak mı? KADI EFENDİ — Kırk yıllık kadıyım, böyle dava görmedim! Mütemadiyen saçmalıyorsun  Abuk sabuk sözlere daha fazla tahammül edemem  Durmuş sürüsünün başına gitsin  O ancak koyunlarıyla anlaşabilir  Hasan efendi sizi de Tanrı’ya emanet ederim  (Kadı kalkar, gider, mübaşir, zaptiye ve halk kendisini takibeder  ) | 
|   | 
|  | 
|  | 6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan Efendi |  | 
|  10-24-2012 | #7 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   6 Kişilik Skeç - Arzuhalci Hasan Efendi5  SAHNE Hacı Mehmet Efendi – Hasan Efendi-Çoban Durmuş HACI MEHMET EFENDİ — İkiniz de ceza görmediniz  Bu nasıl olur? 1150 liralık kumaşım ne olacak? Koyunlarımı kim ödeyecek? Kadı’nın verdiği bu hükme hiç aklım ermedi! Adalet bu mu? (Hasan efendiye) Ya sen! Hilekâr adam  Hani evinde hasta yatıyordun? HASAN EFENDİ — Ne sayıklıyorsun! Bir yanlışlık olsa gerek  HACI MEHMET EFENDİ — Ne yanlışlığı  Yüzde yüz sendin  HASAN EFENDİ (Müstehzi) — Sahi mi söylüyorsun? Sakın bir başkasına benzetmiş olmayasın? HACI MEHMET EFENDİ — Hayır seni tanımayacak kadar aptal değilim  Evinde şeytan gibi zıplıyor, hezeyanlar savuruyor, acayip sesler çıkarıyordun  HASAN EFENDİ — Bir defa daha git; bakalım, hâlâ evde miyim? HACI MEHMET EFENDİ — Pekâlâ  Doğru gidiyorum  (Çıkar  ) 6  SAHNE Hasan Efendi — Çoban Durmuş HASAN EFENDİ — Durmuş! Buraya gel, beni dinle  Hacı Mehmet efendi davayı kaybetti  Biz de işin içinden tertemiz çıktık  ÇOBAN DURMUŞ  — Mee!   HASAN EFENDİ — Canım melemeyi bırak  Hacı Mehmet efendi gitti  ÇOBAN DURMUŞ — Mee!   HASAN EFENDİ — Nafile kendini yorma  Kadı efendi de onun şikâyetlerine kulak asmadan buradan uzaklaştı  Görüyorsun ya, dediklerim çıktı, artık insan gibi konuşabilirsin  ÇOBAN DURMUŞ — Mee!   HASAN EFENDİ — Hilenin yeri kalmadı oğlum! Ücretimi vermenin zamanı geldi  ÇOBAN DURMUŞ — Mee!   HASAN EFENDİ — Ya!   Çok güzel! Fakat ben seni namuslu bir adam biliyordum  Paramı ver  Boş yere meleme  ÇOBAN DURMUŞ — Mee!   HASAN EFENDİ — Evlâdım, bu koyun dilini bırak  Hacı Mehmet Efendinin saçma sapan sözlerini, senin soğukkanlı-ğın çürüttü  öğütlerimi çok iyi tuttun  Hakkımı ver de güzellikle ayrılalım  ÇOBAN DURMUŞ — Mee!   HASAN EFENDİ — Aklını başına topla  İlk konuştuklarımızı hatırla, ve son sözünü söyle  ÇOBAN DURMUŞ — Mee!   HASAN EFENDİ — Bana yaklaş  Bu çirkin şakayı bırak  Paramı ver de defol! ÇOBAN DURMUŞ — Mee!   HASAN EFENDİ (Hiddetlenerek) — Budalalığın lüzumu yok  Sana kıyamete kadar mele demedim ki! Paramı almak için başka çarelere mi başvurayım? Beni kimin yerine koyuyorsun? Dur hele, benimle alay etmenin ne demek olduğunu sana göstereyim  (Çobana vurmak için etrafında bir şey arar  ) ÇOBAN DURMUŞ — Yakalayabilirsen, elinden geleni yap! (Sahnenin dip tarafından kaçar ve gözden kaybolur  ) HASAN EFENDİ (Yalnız, meyus) — Görüyorsun ya Hasan efendi!   Çoban da borcunu senin usulünle ödedi! Şu hakikate artık iyice inandım: Bu dünyada insan, ettiğini buluyor ve ektiğini biçiyor  Avni YUKARUÇ | 
|   | 
|  | 
|  |