10-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kumarbi Efsanesi/ Ullikummi Şarkısı|Masal Ve Hikaye Özetleri
Hurri kökenli bu efsane, daha sonra Yunan mitolojisinde de izleri görülecek ilginç bir efsanedir Bu destan bir kaç kompozisyon halinde işlenmiştir Ancak tablelerin çoğunda büyük kırıklar olduğu için parça parça günümüze gelmiştir Bu efsane , Hesiodos’un Theogonia’sını andıracak biçimde tanrı soyarından bahsetmektedir “ İlk (eski) tanrılar, […] kuvvetli tanrılar işitsinler : […] Geçmiş yıllarda Alalu (gökyüzünde) kral idi Alalu tathta oturuyordu Ve tanrıların önde geleni, güçlü Anu, (hizmetçi olarak) onun huzurunda duruyordu O, (Alalu’nun) ayaklarına kapanıyor ve içki kaplarını, içmek için, onun eline veriyordu “ Ancak bu durum çok uzun sürmez Alalu gökte dokuz yıl krallık yapar Anu, Alalu’ya karşı ayaklanır ve onu yenerek aşağıya, karanlık toprağa gönderir ve tahta geçer Bu kez Kumarbi ona hizmet etmeye başlar Anu da dokuz yıl boyunca tahtta kalır Dokuzuncu yılda bu kez Kumarbi Anu’ya karşı ayaklanır ve Onunla savaşmaya başlar Anu, Kumarbi’ye karşı koyamaz , kaçar : “ Anu, Kumarbi’nin el ve ayaklarından kendini sıyırdı ve kaçtı Anu, gökyüzüne çıktı (Fakat) Kumarbi onun arkasından koştu Anu’nun ayaklarından yakaladı ve Anu’yu gökyüzünden aşağıya çekti (Kumarbi Anu’nun) dizini (bel altını) ve bronza benzer Kumarbi’nin karnına bitişik erkeklik organını ısırdı Kumarbi, Anu’nun erkekliğini yutunca, o sevinde ve yüksek sesle güldü Anu döndü ve Kumarbi’ye (şöyle) söylenmeye başladı : « Erkekliğimi yuttuğun için kendi içinden seviniyor musun? Kendi kendine sevinme! Ben sana yük (tohum) yükledim İlk olarak soylu Fırtına Tanrısı ile seni aşıladım (gebe bıraktım) İkincisi dayanılmaz Aranzah nehriyle seni aşıladım Üçüncüsü soylu Tašmišu ile seni aşıladım Üç dehşet tanrıyı ben sana bir yük olarak yerleştirdim “ Anu böyle diyerek gökyüzüne gizlenir Kumarbi ise hemen tükürür ve daha sonra da Nippur şehrine gider Kumarbi burada doğum için ayları sayar ve tanrıları dünyaya getirir Metinin buraları çok kırık olduğundan efsanenin bu bölüm hakkında ayrıntılı bilgimiz yoktur Ancak çıkan tanrılar da savaşa tutuşurlar En kuvvetlisi Teşup’tur Hatta Teşup boğası Šeri’ye şöyle der : “ [Artık kim benim] karşıma kavga etmeye gelebilir? [Şimdi beni kim] yenebilir? Kumarbi bile [bana karşı çıkamaz(?)] “ Kırık parçalardan Anu’nun Kumarbi’nin öldürülmesini istemediğini öğreniyoruz Ayrıca yeryüzü de hamiledir ve ay saymaktadır ve tabletin sonunda iki çocuk doğurur Tabletlerin kırık olması yüznden efsanenei tam bir versiyonu elimizde yoktur Yalnız anlaşıldığı kadar, efsane Mezopotamya kökenlidir Hitiler’e Hurriler yoluyla girmiştir Metinin Hesiodos’un Theogonia’sıyla benzerliği dikkat çekicidir Hesiodos’un bu efsaneleri Anadolu’dan aldığı düşünlebilinir Güterbock ise bunların Hesiodos’a Fenikeliler yoluyla da geçebileceğne dikkat çekmektedir Güterbock Kumarbi ismini ise şöyle açıklamaktadır : “ Bu tanrının adı hakikî Hurricedir: sondaki –bi, Hurrice aidiyet eki –ve’dir Kumar sözcüğünün cins ismi mi yoksa yer adı mı olduğu ve Kumar adlı şehrin nerede aranacağı bilinmiyor “ Güterbock aynı zamanda Allau-anu ve Anu-Kumarbi, arasında baba oğul ilşkisi olabileceğinin de altını çizmektedir Köken ne olursa olsun bu efsane Hihitlerde, daha doğrusu anadolu’da bir nalam kazanmış ve belki de “Yunan Mucizesi” denilen safsatanın doğuşunda rol oynamıştır
Ullikummi Şarkısı
Ullikummi Şarkısı , konu olarak Kumarbi efsanesinin devamında Teşup’un krallığında geçmektedir Burada bir parantez açıp, “şarkı” sözcüğü üzerinde durmak gerekmektedir Dinçol bunu şöyle açıklamaktadır : “ Yabancı kökenli metinlerin bir özelliği, onların anadolu kökenliler gibi ayinler içinde yer almaması, baş bölümlerinde belirtildiği gibi birer bağımsız şarkı sayılmasıdır Şarkı terimi bu tür edebiyat ürünleri için Ortaçağ’a kadar kullanılmış bir sözcüktür Germen efsanelerinden en ünlüsüne Neibelungen Şarkısı denildiği akıldan çıkarılmamalıdır Bu bakımdan, şarkı sözcüğünün destan anlamında kullanılmış olduğunu söylemekte bir sakınca yoktur “ Şarkı sözcüğünü de açıkladıktan sonra efsanenin konusuna bakabiliriz : Anlaşıldığına göre Kumarbi yenilmiş ve tahtta Teşup oturmaktadır Ancak Kumarbi bunu hazmedemez : “ Kumarbi aklını toparlar (düşünür) Uğursuz bir günde kötü bir insan yetiştirir O Teşup’a karşı kötülük planlar O Teşup’ a karşı bir asi çıkarır […] (Kumarbi) eline bir asa aldı [Ayaklarına ayakkabı olarak] hızlı rüzgarları koydu O Urkiš şehrine yola çıktı ve Soğuk Pınar’a vardı Şimdi Soğuk Pınar’da bir kaya bulunur : onun boyu üç fersah ve genişliği […] ve yarın fersahtır Onun vaginası ise […fersahtır Onu görünce] aklı başından fırladı ve o kaya ile sevişti Erkeklik organını onun içine batırdı O beş kez oldu O on kez oldu “ Tabletteki kırıklardan metnin devamı tam anlaşılamamktadır ancak, Deniz tanrısının yardım ettiğini ve çocuğun doğduğunu öğrenebiliyoruz Kumarbi bu çocuğa Ullikummi adını verir : “ Kumarbi kendi kendine söylenmeye başladı : Kader tanrıçaları ve ana tanrıçaların bana verdiği çocuğa ne isim koyacağım […] Varsın onun ismi Ullikummi olsun O krallığa gökyüzüne gitsin Güzel Kummiia şehrini sıkıştırsın Teşup’a vursun Onu saman gibi doğrasın Onu bir karınca [gibi] ayakları ile ezsin “ Ullikummi sözcük olarak Kummiia’nın yıkıcısı anlamına gelmektedir Kummiia ise Fırtına Tanrısının kentidir Metinden de anlaşılacağı gibi Kumarbi bu doğan çocuğun Teşup’tan kendi intikamını almasını beklemektedir Kumarbi, bu çocuğun Teşup’un haberi olmadan yetişmesi için gizler, nacak güneş tanrı vbu süratle büyüyen ve canavarlaşan çocuğu görür ve Teşup’a haber verir Teşup erkek kardeşi Tašmišu ve kız kardeşi Šaušga ile Hazzi dağına gider ve canavarı bulur Ancak Ullikummi alt edilebilecek gibi değildir Kırık tabletlerden anlaşılabildiği kadarı ile Teşup savaş hazırlıkların başlamıştır Savaşa tutuşur, ancak başarılı olamaz Taş canavar Ullikummi Teşup’u ve yanındaki yetmiş tanrıyı yener Teşup’un kardeşi Tašmišu yenilginin haberibi Teşup’un karısı Hepat’a bildirir ve yeniden Teşup’un yanına döner Tašmišu, Teşup’a tanrı Ea’dan yardım istemesini söyler İki kardeş Ea’ya gederler Tablet buralarda kırıktır Ancak onları Ubelluri ile konuşurken buluruz Ubelluri Atlas gibi dünyayı sırtında taşıyan bir devdir Ullikummi de onun omuzunda büyümüştür Ubelluri sağ omzunda bir şey olduğunu söyleyince Ullikummi’nin orada büyüdüğü anlaşılır ve Ea eski tarılara seslenir : “ Eski sözleri bilen ilk tanrılar sözümü duyun Eskiden, babadan, büyükbabadan olan mühür evlerini tekrar açın Ecdadımın mühürlerini getirsinler Onu orada mühürlesinler Yeryüzü ve gökyüzünü ayırdıkları(kestikleri) bakırdan eski kesici aleti getirsinler Biz, Kumarbi’nin bir asi olarak tanrılara karşı yüceltiği (büyüttüğü) bazalt Ullikummi’nin ayaklarını keseceğiz “ ullikummi’nin ayakları kesilince güçsüz kalır Teşup ve tanrılar Ullikummi ile savaşmaya başlar Metnin sonu kırıktır, ama burada Teşup’un zaferinin anlatıldığı düşünülmektedir Bu efsane de Yunan mitolojisindeki bazı motifleri anımsatmaktadır
|
|
|