10-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Dünya Edebiyatı-İtalyan Edebiyatı
İtalyan Edebiyatı, İtalyan yazarlarca İtalyanca yazılmış edebiyat yapıtlarını kapsar
İtalya'nın siyasal birliğini 19 yüzyıla kadar kuramaması ve Katolik Kilisesi'nin etkisiyle, yazılı metinlerde uzun süre Latince kullanılmış ve yerel bir dilin yaygınlaşması öbür Avrupa ülkelerine göre daha geç başlamıştır 12 ve 14 yüzyıllar arasında İtalya'da Fransızca düzyazı ve koşukla yazılmış romanslar okunmuş ve klâsik metinlerden uyarlamalar yapılmıştır Böylece 13 yüzyılda bir Fransız-İtalyan edebiyatı gelişmiştir İtalyanlar Fransız öykülerini çoğu zaman uyarlayarak ve bunlara çeşitli eklemeler yaparak kaleme almışlardır Bu edebiyatta Fransızca kullanılmakla birlikte, yazarlar yapıtlarına yer yer kendi lehçelerinin özelliklerini de katmışlardır
Aynı dönemde Fransa'daki Provence yöresinde yazılan lirik şiirler İtalya'da da yaygınlaştı 1208-50 arasında Sicilya'yı yöneten Kutsal Roma-Germen İmparatoru II Friedrich'in sarayında, Sicilya Okulu olarak adlandırılan bir grup şair Provence şiir biçimleri ve konularını örnek alarak yerel dilde şiirler yazdı II Friedrich'in ölümünden sonra kültürel merkez Toskana oldu Burada Guittone d'Arezzo ve onu izleyen şairler Sicilya Okulu tarzı şiirler yazdılar Ne var ki, daha içten bir dille aşk şiirleri yazan ve dölce stil nuovo (tatlı yeni üslup) şairleri olarak adlandırılan yeni bir grup oluştu Bolognalı Guido Guinizelli' nin başlattığı bu yeni akımın öbür önemli temsilcileri arasında Guido Cavalcanti, Dante Alighieri ve Cino da Pistoia sayılabilir Bu şairler İtalyan edebiyat dilinin gelişimini başlattılar Öte yandan, Rustico di Filippo ve Cecco Angiolieri gibi bazı şairler de aynı dönemde bu ciddi aşk şiiri geleneğinin tam karşıtı olan ve aşk konusunu komik ve kaba bir dille işleyen şiirler yazdılar
Assisili Aziz Francesco'nun ölçülü düzyazıyla Umbria lehçesinde kaleme aldığı Canti-co di frate sole (yaklaşık 1225; "Güneş İlahisi"), İtalyan şiirinin en eski örneklerinden biridir Bu yüzyılda din, felsefe, hukuk, siyaset ve bilim konulu metinlerde hâlâ Latince kullanılmakla birlikte, yerel dille yazılmış düzyazı edebiyatı da başlamıştı
14 Yüzyıl
Bu dönemde ortaya koyulan İtalyan edebiyatı örnekleri birkaç yüzyıl boyunca Avrupa'yı etkiledi ve Rönesans'ın başlangıcı sayıldı Dante, Petrarca ve Boccacio adlı üç büyük yazarın yaşadıkları dönemde kazandıkları ün günümüze kadar sürdü
Dante'nin Toskana lehçesiyle kaleme aldığı ve cennet ile cehenneme yapılan bir yolculuğu anlattığı uzun şiiri İlahi Komedya (La divina commedia; 1310-21), içerdiği karmaşık imgeler, şiirsel zenginlik ve anlam yoğunluğuyla bir başyapıt sayılmaktadır Felsefeden çok edebiyata ilgi duyan ve aynı zamanda bir hümanist olan Petrarca ise ortaçağ felsefesine karşı çıktı ve yapıtlarında klasik Latin yazarlarını örnek aldı Boccacio ise büyük bir edebi değer taşıyan düzyazı yapıtlarında yetkin bir üslup kullandı ve Decameron Hikâyeleri (Decamerone; 1348-53) adlı 100 öykü içeren yapıtıyla Rönesans edebiyatını etkiledi
14 yüzyılın ikinci yarısında edebiyat etkinliklerinin merkezi olarak kalan Floransa'da halka yönelik yapıtlar verildi Boccacio'nun etkisiyle öykü türü canlılık kazandı
Rönesans
[size="3">15 yüzyılda edebiyat bir önceki yüzyılın coşkunluğunu yitirirken, klasik elyazmaları-nın bulunması sonucunda, Platon başta olmak üzere Eski Yunan felsefesine büyük bir ilgi doğdu İnsanın evrendeki konumu yeniden değerlendirilerek insanı temel alan yeni bir dünya görüşü benimsenmeye başlandı 15 yüzyılın ilk yarısında, yerel dili küçümseyerek Latince ve Yunanca yazmaya özen gösteren birtakım yazarlar klasik metinlerden örnek alarak çok sayıda ama değersiz yapıtlar ortaya koydu Oysa yüzyılın ortalarına doğru edebiyat dili olarak İtalyanca Latince'nin yerini almaya başladı Toskana lehçesinin Latince kadar önemli olduğunu savunan hümanist Leon Battista Alberti, Flo-ransa'nın kültürel önderliğini sürdürmesine katkıda bulunurken, Venedikli Pietro Bembo da İtalyanca'daki ilk dilbilgisi kitaplarından birini yazdı Ludovico Ariosto, Niccolo Machiavelli ve Francesco Guicciardini hümanist edebiyatın önde gelen adları arasındadır Ariosto en çok Orlando furioso (1517; "][/size]
17 ve 18 Yüzyıllar
Bir gerileme dönemi olarak nitelendirilen 17 yüzyılda yazarlar abartılı ve gösterişli üslup oyunlarıyla, duygudan yoksun yapıtlar ortaya koydular Bu dönem İtalyan edebiyatının başlıca temsilcisi, abartılı birçok söz sanatıyla yüklü lirik şiirleriyle tanınan Giambattista Marino'dur Gene bir şair olan Tommaso Campanella ise Güneş Ülkesi (La Citta del Sole; 1602) adlı yapıtında düşsel bir din devleti çizdi Ünlü bilim adamı Galilei'nin yazıları ise bilim dilinde de Latince'nin yerini İtalyanca'nın almasını sağladı
Müzikli oyunların ve operanın gelişmesi üzerine birçok şair opera besteleri için söz yazmaya başladı Tiyatro türünde asıl önemli gelişmeler ise 18 yüzyılda gerçekleşti Vittorio Alfieri klasik ve kutsal konulu trajedileriyle Rönesans'ın yurtseverlik anlayışına canlılık verirken, Carlo Goldoni ince bir güldürü anlayışına dayanan modern gelenek ve karakter komedisini kurdu Goldoni'nin Otelci Güzeli (La Locandiera; 1753) adlı komedisi günümüzde bile geçerli olan düşünceler içeriyordu
19 Yüzyıl
İtalya'da Romantizm Akımı, ulusal kurtuluş hareketine paralel bir gelişim gösterdi Bu dönemde ortaya koyulan yapıtların çoğu bu hareketin yarattığı yurtsever duygusallığı yansıtıyordu Ugo Foscolo'nun yapıtlarında tutkulu bir duygusallıkla biçimsel yetkinlik birleşti İtalyan Romantizm'inin önde gelen temsilcisi ise Alessando Manzoni'ydi Şiir ve öykü türünde yapıtlar veren Manzoni'nin en ünlü yapıtı Nişanlılar (I promessi sposi; 1825-27) 17 yüzyılda Milano'da geçen ve yurtseverliğe değinen tarihsel bir romandır Dönemin öbür önemli temsilcisi ise Giacomo Leopardi'dir Duygusal şiire tepki olarak doğan Gerçekçilik Akımı ise Doğalcılık Akımı'na bağlı Fransız yazarlarının etkisini taşıyordu Yaşamı, özellikle toplumun yoksul kesimlerinin yaşamını olduğu gibi aktarmayı amaçlayan bu akımın ilk kuramsal açıklamasını 1872'de Luigi Capuana yaptı
Çağdaş Dönem
[size="2">İtalya'nın siyasal birliğe kavuşmasından sonra siyaset ve edebiyat konulu yazılarıyla tanınan Il piacere (1889; "][/size]
|
|
|