Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hikaye, sevebilirmisiniz|masal, özetleri

Bu Kadar Sevebilirmisiniz|Masal Ve Hikaye Özetleri

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bu Kadar Sevebilirmisiniz|Masal Ve Hikaye Özetleri




Bu Kadar Sevebilir misiniz?

Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karsılaşabilmek için, hep ayni saatte, ayni duraktan, ayni otobüse bindiler Gençtiler, çok genç Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda basardılar İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında

Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti otobüse, kız ise ablasında Sırf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çıkıp, şehrin öbür ucundaki o durağa, onların durağına geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra

Okullarını bitirince hemen evlendiler Mutluydular hem de çok mutlu Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar Ayın sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep mutluydular Zaman aşımına uğrayan, alışkanlıklara yenik düsen, banka hesabında para kalmadığı için ya da tam tersine o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki

Günler günleri, yıllar yılları kovaladikça sevgileri de büyüdü, büyüdü Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı Zorlu bir tedavi sürecine karsın çocuk sahibi olmayınca, “bütün mutlulukların bizim olmasını beklemek, bencillik olur” diyerek devam ettiler hayatlarına Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler

“Senin için ölürüm” derdi kadın, sımsıkı sarılıp adama ve adam “Hayır, ben senin için ölürüm” diye yanıt verirdi hep Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not görürdü kadın, “Bir tanem, kütüphanenin ikinci rafına bak” Kütüphanenin ikinci rafında başka bir not olurdu, “Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakin unutma” Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notları okuya okuya koşturan kadın, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdiği çikolatalar, kimi zaman da pahalı Armağanlarla karsılaşırdı Aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten

Hayat ne kadar hızlı akarsa aksin, isleri ne kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar verdiler Adam, hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı Artik daha fazla beraber olabiliyorlardı

Bir gün sahilde dolaşırken, harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde “satılık” levhasi asili olan “Ne dersin, bu evi alalım mı?” dedi adama “Bu viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız Projeyi kafamda çizdim bile Kocaman teresi olan, martıları kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı” “Sen istersin de ben hiç hayır diyebilir miyim?” diye yanıt verdi adam “Amerika’daki tip kongresinden döner dönmez ararım emlakçiyi Kaç para olursa olsun, bur asi bizimdir artik” Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri
halde, ayrılmaları zor oldu adam Amerika’ya giderken Her gün, her saat konuştular telefonla Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında Fakat birkaç gün sonra, kocasında bir tuhaflik olduğunu fark etti kadın

Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konuşmaktan kaçınıyordu Onu neşelendirmek için, sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı: “Canim, o ev bizim bütçemizi aşıyor Sen en iyisi o evi unut” Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı, daha da çekilmez gelir Kadın, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri Derdini söylemesi için yalvardı adama, “Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat” diye dil döktü bos yere Yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki Ona ulaşmaya çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu kadın, her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatinin birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken, “Artik dayanamıyorum, sana söylemek zorundayım” diye sözünü kesti arkadaşı “O, seni aldatıyor Is yerimin tam karsısındaki restoranda genç bir kadınla yemek yiyor her öğlen Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya

“Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları” diye bağırdı kadın Onca yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla suçladı Ertesi gün, öğle vakti o restoranın hemen karsısında bir köseye sindi sessizce ve peri masallarının sadece masal olduğunu anladı Kocasının eskiden ayni hastanede çalıştığı genç çocuk doktorunu tanıdı hemen Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını gördü adamın Aksam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen ağlayarak, bazen ona sımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi İnkâr etmedi adam Zamanla Duyguların değişebildiği, insanların orta yasa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden Kapıdan çıkarken, “son bir kez kucaklamak isterim seni” diyecek oldu ama kadın, “defol” dedi nefretle İlk celsede boşandılar

Modern bir ask hikâyesinin böyle son bulmasına kimse inanamadi Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın Adamın, sevgilisiyle birlikte Amerika’ya yerleştiğini öğrendi Bazen yalnız kaldığında, onu hala sevdiğini hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması için dua ediyordu Aradan bir yıl geçti Her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman bile, kadının derdine çare olamamıştı Bir sabah, ısrarla çalan zilin sesiyle uyandı Kapıyı açtığında, karşısında o kadını gördü “Sen, buraya ne yüzle geliyorsun” diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı “Lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor” dedi genç kadın Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı: “Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü Geçen yıl Amerika’daki kongre sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldığını Buna dayanamayacağını, hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini biliyordu Seni kendinden uzaklaştırmak için, benden sevgilisi rolünü oynamamı istedi Ailesine de haber vermedi Birlikte Amerika’ya yerleştiğimiz yalanını yazdı Oysa ilk karsılaştığınız otobüs durağının karsısında bir ev tutmuştu Tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı Gece fenalaşmış, bakicisi beni aradı, son anda yetiştim Sana bu kutuyu vermemi istedi” Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu kadın Hemen oracıkta ölmek istiyordu Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akil edebildi İtinayla katlanmış bir sürü kâğıt duruyordu kutuda İlk kâğıtta, “Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem” diyordu Sırayla okudu; “Seni çok sevdim”, “Seni sevmekten hiç vazgeçmedim”, “Senin için ölürüm derdin hep, doğru söylediğini bilirdim” “Fakat benim için ölmeni istemedim” “Simdi bana söz vermeni istiyorum” “Benim için yaşayacaksın, anlaştık mı?” son kâğıdı eline alırken, kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın Ve son kağıtta suçlar yazılıydı: “Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım Kocaman terasta martılarla kahvalti ederken, ben hep seni izliyor olacağım



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.