Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
halk, hikayesi

Halk Hikayesi

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Halk Hikayesi




HALK HİKAYESİ

Halk anlatılarının önemli bir türü olan halk hikayeleri, batıda ve bizde üretiliş tarz ve biçimi belirli bir tür olarak ele alınmış ve diğer anlatı türleri ile karşılaştırmalı olarak incelenmiştir

Halk hikayelerinde de bu anlatım ananesi devam etmekle beraber mühim bazı farklar onu destandan ayırır Bunları şöyle sıralamak mümkündür:

A-) Tarihi bir vakanın olması şart değildir

B-) Nazım-Nesir karışıktır Zamanla nesir nazıma üstünlük kazanmıştır

C-) Şahısları ve olayların anlatılmasında realist, çizgilere daha çok yer verilmiştir

D-) Kahramanlıktan çok aşk maceraları konunun ağırlığını teşkil etmektedir

Konuları Bakımından Halk Hikayeleri:

1-) Aşk Hikayeleri

2-) Kahramanlık Hikayeleri

3-) Aşk ve Kahramanlık Hikayeleri

Coğrafi Yayılışları Bakımından Halk Hikayeleri:

1-) Anadolu'da Bilinen Halk Hikayeleri

2-) Türk Dünyasının Bir Bölümünde Bilinen Halk Hikayeleri

3-) Türk Dünyasının Genelinde Bilinen Halk Hikayeleri

Çeşitli ve sayıları pek çok olan Anadolu Halk hikayeleri, çok değişik kaynaklardan gelmişlerdir Bunlar arasında, kökleri binlerce yıl önceki Türk tarihinin derinliklerinde olanlar bulunduğu gibi, yeni olaylardan doğanlar veya yabancı kültürden aktarılanlar da vardır Halk hikayelerini kaba bir sınıflandırma ile, aşağıdaki türlere ayırabiliriz:1) Destanlar ve Destanımsılar
2) Tarihler ve Menkıbeler
3) Aşık Hikayeleri
4) Masallar, Fıkralar ve Efsaneler

1) Destanlar ve Destanımsılar:Destan, kelime anlamı olarak Epos demektir; destanın diğer bir türü olan aşık şiirinde tamamen farklıdır Destanın başlıca niteliği uzun soluklu bir anlatım olmasıdır Örneğin Oğuzlardan bize kalmış Dede Korkut Kitabı adlı destan, dresden yazmasında 12 boy ve 300 sayfalık bir metindir Kırgızların Manaz Destanı ortalama olarak 90000 dize tutar Görüldüğü gibi destanlar en uzun halk edebiyatı türlerindendir Destanlar çoğunlukla nazımla düzenlenmiştir Aynı diğer halk edebiyatı türlerinde olduğu gibi destanda da söz, ezgi ve seyirlik anlatım biçimi kullanılmaktadır Bütün bunların dışında destanlar ölçülü söz biçiminde söylenmiş, yani ölçü kullanılmıştır Destanlarda anlatılanlar kahramanlık hikayeleri ve doğa üstü varlıkların geçtiği olaylardırDestanlar ulusların yazı öncesi çağlarında oluşmuş ve gelişmiş yapıtlardır Destanlar da, o çağlarda insanları yaratılış, tanrılar, hem de toplumun geçmişine dair bilgiler vemek amacıyla yazılırdı bu yüzden destanlar konuları bakımından iki grupta toplanır1) Kozmogoni ve mitoloji konuları - Tanrılar ve evrenin yaratılışını inceler
2) Ulusun geçmişindeki önemli olaylar ve büyük önderlerDestanların günümüze kattıkları, geleneklerimiz, göreneklerimiz ve tarihimiz hakkında verdiği bilgilerdirEn önemlileri: Oğuz Destanı, Dede korkut hikayeleri, Ergenekon Destanı

2) Tarihler ve Menkıbeler:Önemli bazı tarih olayları, halk arasında, hikaye şekline dökülerek anlatılır Ağızdan ağıza dolaşan bu hikayeler, zaman geçtikçe, asıl hallerinden uzaklaşırlar Bunlar, zaman zaman, kimlikleri bilinmeyen kişiler tarafından yazıya geçirilir Anlatılan tarihi olay, eski çağlara doğru uzaklaştıkça, hayalle beslenerek destana masala doğru kaymaya başlar Bu kayma, olaylar yazıya üstünden uzun süre geçtikten sonra geçirildiği zaman görülür "Tevarih-i Al-i Osman" (Osmanoğulları Tarihleri) adlı eser, olaylar yaşandığından çok kısa bir süre sonra yazıya geçirildiği için esasına bağlı kalmıştır Olağan üstü olaylarla bezenen eserler de, İslam tarihinde görülmektedir: "Seyyid Battal Gazi", "Cafer-i Tayyar", "Hz Ali'nin Cenkleri" gibi

3) Aşk Hikayeleri:Aşk hikayelerinin khramanı bir aşıktır Rürk halkı şiire ve şaire karşı büyük saygı duyduğu için, birçok saz şiarlerinin hayatlarını acı-tatlı olaylarla süsleyerrek hikaye etmişlerdir Kimi aşıklar da bu halk geleneğine uyarak, kendi hayatlarından kendi aşklarından söz eden hikayeler düzenlemişlerdir Bir saz şairinin hayatı çevresinde doğan hikayelerin en tanınmışları: Köroğlu, Aşık Kerem, Aşık Garip'tir Köroğlu'ndan bir örnek:
Dinleyin ağalar dinleyin beyler
Sorarım bunları birgün olur ki
Adam olup koç bir ata binmişim
Kırarım belleri bir gün olur ki
Ben yükümü dağ başında çözersem
Sıra sıra koç yiğidi dizersem
Yiğitler elinde bade süzersem
Ararım bunları bir gün olur ki


4) Masallar, Fıkralar ve Efsaneler: Masallar nesirle söylenmiş, dinlik ve büyülük inanışlardan ve törelerden bağımsız, tamamiyle hayal ürünü, gerçekle ilgisiz, ve anlattıklarında inandırmak iddiası olmayan, kısa bir anlatıdır Ancak, masalı sadece "olağanüstü" olayları konu eden yazı biçimi olarak tanımlamak da hata olur, çünkü, hayal ürünü olup olağanüstü olmayan masallar da vardır Masalı hikaye, destan ve efsaneden ayıran başlıca özellik, masalın, gerek olağan-üstü, gerek gerçek hayattan alınma olayları, hayal ürünüymüş gibi anlatmasıdırFıkra terimi, genelde, fıkra, latife, nükte, ve birçok hallerde sadece hikaye anlatılarına verilen genel addır Fıkralarda kısa ve yoğun bir anlatım tekniği kullanılır Bu anlatı biçimi, halk edebiyatında, gerek sözlü, gerek yazılı olsun, bir hazine değerindedir ancak tam olarak derlenmiş, sınıflanmış ve incelenmiş olmadıkları için bu hikayelerden yeterince yararlanılamazEfsaneyi, diğer anlatım türlerinden farklı kılan efsanenin geçmiş hakkında söylediğinin gerçek olarak kabul edilmesidir Efsaneler gerçek niteliktedir Diğer bir anlatım farkı ise, efsanelerin günlük anlatım diliyle, uslüpsüz, düz yazı biçiminde yazılmış olmasıdır Bir destan parçası karmaşık ve uzun soluklu anlatı bütününden kopup, kendine özgü üslup niteliklerini yitirince, sadece olağanüstü yönleriyle bir kişiyi ya da bir olayı bildirmek göreviyle sınırlanınca "efsane" olur



Alıntı Yaparak Cevapla

Halk Hikayesi

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Halk Hikayesi




ÖRNEK:

KÖROĞLU HİKÂYESİ

BOLU BEYİ, at meraklısı bir beydir Atçılıkta us-ta olan seyisi Yusuf'u, güzel ve cins at aramak üzere başka yerlere gönderir Yusuf günlerce gezdikten sonra, obanın birinde istediği gibi bir tay bulur Bu tayı doğuran kısrak, Fırat kıyısında otlarken, ırmaktan çıkan bir aygır kısrağa aşmış, tay ondan olmuştur Irmak ve göllerin dibinde ya-şayan aygırlardan olan taylar çok makbuldür, iyi cins at olur

Yusuf, tayı sahiplerinden satın alır Yavrunun şim-dilik gösterişi yoktur Hatta, çirkindir bile Ama ileride mükemmel bir küheylan olacaktır Yusuf bunu biliyor Sevinerek geri döner Bey, bu çirkin ve sevimsiz tayı gö-rünce çok kızar, kendisiyle alay edildiğini sanır Yusuf'un gözlerine mil çektirir Tayı da ona verir, yanından kovar Kör Yusuf köyüne döner Olanı biteni oğluna anlatır Bolu Beyi'nden öç alacağını söyler

Baba oğul, başlarlar tayı terbiye etmeye Yıllar ge-çer Tay artık mükemmel bir küheylan olmuştur Rüzgâr gibi koşmakta, ceylan gibi sıçramakta, türlü savaş oyunu bilmektedir Bu arada Kör Yusuf'un oğlu Rıışen Ali de büyümüş, güçlü kuvvetli bir delikanlı olmuştur O da her türlü şövalyelik oyunlarını öğrenmiş bir babayiğittir

Bir gece Yusuf, düşünde Hızır'ı görür Hızır ona ya-pacağı işi söyler Hızır'ın önerisiyle baba oğul yola çıkar-lar Bingöl dağlarından gelecek üç sihirli köpüğü Aras ırmağında beklerler Bu üç sihirli köpükle Yusuf'un hem gözleri açılacak, hem intikam almak için gereken kuvvet ve gençliği elde edecektir

Bunu bilen oğlu Ruşen Ali, köpükler gelince, ba-basına haber vermeden, kendisi içer Yusuf, durumu öğ-renince üzülür, ama bir yandan da sevinir Kendi yerine oğlu, öcünü alacak bir bahadır olacaktır Bu sihirli köpük-lerden biri körün oğluna sonsuz yaşama gücü, biri yiğitlik, öteki de şairlik bağışlamıştır Bir süre sonra Yusuf, oğlu-na öç almasını vasiyet ederek ölür

Körün oğlu Ruşen Ali dağa çıkar Gelen geçeni so-yar Ünü yayılmaya başlar Kendisi gibi kanun kaçakları yanında toplanmaya başlarlar Artık adı Köroğlu olmuştur Bolu şehrinin karşısında, Çamlıbel'de bir kale yaptırır Küçük bir ordusu vardır Çamlıbel’den geçen kervanlar-dan bac alır Vermeyen kervanları soyar Üzerine gönde-rilen orduları bozguna uğratır

Bir gün, güzelliğini duyduğu Üsküdar Kasapbaşı'sının oğlu Ayvaz'ı kaçırır, Çamlıbel'e getirir, evlât edinir Başka bir gün, Bolu Beyi'nin bacısı Döne Hanım'ı ka-çırır, evlenirler Aradan yıllar geçer Bolu'yu basar, yakar, yıkar Bolu Beyi'nden babasının öcünü alır Bolu Beyi de Köroğlu'na kargı düzenler kurar Bir defasında Köroğlu'nu, başka bir seferde de Ayvaz'ı yakalatır Zindana atar Ama, Köroğlu ve adamları her zaman hile ve cenkle kurtulurlar

Köroğlu, ara sıra Gürcistan, Çin gibi uzak ülkelere de seferler açar Yeni yeni serüvenlere atılır, büyük vur-gunlar yapar Bu arada küçük, fakat heyecanlı birçok olay da geçer Sonunda delikli demir (tüfek) ortaya çıkın-ca eski bahadırlık geleneği bozulur, dünyanın tadı kal-maz Ve bir gün Köroğlu, beylerine dağılmalarını söyle-yerek Kırklara karışır, kaybolur Daha önceden Kır-At da sır olmuştur O Kır-At ki, nice yıllar, olağanüstü bir güçle Köroğlu'na hizmet etmiştir

Başka bir söylentiye göre, bir Yahudi bezirganın getirdiği tüfekle oynayan beyler, birbirlerini öldürürler Köroğlu, buna üzülerek kayıplara karışır Yine bir başka söylentiye göre de, Köroğlu dağda rastladığı çobanda tü-feği görür Sorar, ne olduğunu Aldığı karşılığa inanmaz Denemek için kendine çevirir, tetiğe dokunur Ve yara-lanarak ölür Sonra beyleri de dağılırlar

Yaşlı bir çınar gibi devrilen Köroğlu'nun hikâyesi sona erer


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.