Prof. Dr. Sinsi
|
Masallar - Küreselleşme Ve Mimarlik
KÜRESELLEŞME VE MİMARLIK
Mimarlık söylemcileri (zorunlu olarak kuramcıları değil) piyasaya çıkan her yeni kavramı mimarlık bağlamında değerlendirmek zorundadırlar Bu çağdaş mimarlık kültüründe güncel olmanın bir koşuludur Küreselleşme bu yeni kavramların en moda olanlarından biri Ayrıca bizdeki gibi bunun bağımsızlık idealiyle karşıtlaştığının düşünüldüğü bir kültür ortamında, mimari küreselleşme ve mimarlık ve küreselleşme denince, küreselleşmenin hangi boyutuna referans verileceğini başından belirtmek gerekiyor Yoksa 20 yüzyıl mimarisinin dünyanın bir ucundan öbür ucuna zaten küresel bir fenomen olduğundan kim şüphe edebilir
Küreselleşmenin birincil tanımı finans kapitalin dünya egemenliği osmanlı döneminde mimarların yetişme ve örgüt düzeni ve bu egemenliğin harekete geçirdiği bütün mekanizmaları kapsayan bazen Batı dünyasmın bir fesadı (conspiracy) olarak da düşünülen, binalarda tesisat yalıtımı ve ekonomik bağlamda bir örgütlenmedir Bundan esinlenerek kurulmağa çalışılan yangın yalıtımı ve güçlü ekonomilerin iştahını kabartan olgu ise tek bir dünya hayalidir Bu hayalin gerçekleşmesinin olanaksız olduğunu anlamak için, zengin ülkelerin bütün dünya eğitimini sağlayacak büyüklükte bir parayı kozmetik için harcadıklarını, ya da Kuzey ile Güney arasındaki ekonomik farkın giderek arttığını anımsamak yetişir 2050 yılına kadar ikiye katlanacak bir dünya nüfusu perspektifinde bugün konuştuğumuz nazik kültür sorunları ayıp sayılmaya başlanabilir İnsanlar başka gelişme yolları bulamayıp direksiyonu financier denilen para molekülü beyinlere bırakınca, geleceğin bugünden daha parlak olması için hiç bir neden düşünülemez Kuşkusuz önümüzdeki yüzyılda yaşayacak kuşaklar için söz konusu olamayacak, daha doğrusu insanların büyük çoğunluğunun finans kapital tarafından sömürüsü olarak tezahür edecek bu bütünleşmiş ekonominin bir araya getireceği bir insanlık hayali üzerine bir mimari söylem kurmak aklı başında olan birisinin heves edeceği bir soruna benzemiyor Fakat bu söylemin etkili olduğu yadsınamaz Çünkü finans kapital medyayı da elinde tutuyor
Finans kapitalin mimari sözcüleri çok Örneğin, Türkiye’de nedense pek tutulan “Any” adlı göz boyamacılık bu tür bir söylem Her söylemi çağdaş mimarlık kamuoyuna bir sine qua non olarak şırınga etmenin yöntemi ise Postmodern söylemin dilbazları tarafından neredeyse bir gramer olarak geliştirildiği için, her söyleme biraz Hegel, bir parça salça gibi Saussure, biraz Marksist diyalektik garnitürü, Freud’a uzanan biraz baharat, çağdaş Fransız deconstruction’undan sos eklenince, iştahla tüketilen bir tat vermek olası Bu jargon o kadar geçerli ki, bunun ne anlama geldiği ya da dünyada olup biten yapılaşma olgusunun binde kaçını etkilediğini kimse söz konusu etmiyor
Fakat küreselleşmenin bir başka anlamı daha var Bu bütün tarih boyunca varolan ses yalıtımı konusunda bir kaç açıklama ve iletişim dünyasmda ekonomik küreselleşmeden çok daha ötede, henüz finans kapital türünden kavramların varolmadığı bir dönemde ortaya çıktıktan sonra gerçekten küreselleşmiş bir olgular toplumu Bunun başında aklın bütünleştirdiği bilimsel düşünce, teknoloji, estetik hissin bütünleştirdiği sanat, bütünleştirdiği kadar da bölen din gibi evrensel olgular var Kaldı ki, tarihsel bağlamdan soyutlandığı zaman, silahın, tekerleğin, ipeğin, kağıdın, pusulanın hatta baharatın da küreselleşme süreçleri var Bugün insanları bütünleştiren bilim, teknik suyun sebep olduğu korozyonun yapı dayanımı üzerindeki etkisi ve sanattan daha ileri bir ekonomik olgu söz konusu değil Dinler yapılarda korozyon ve inançlar bu rolü oynar gibi gözükseler de insanları birleştirdikleri kadar düşman da yaptıkları için onları başka bir kategoriye koymak gerek Ekonomik olgu, bazı insanların diğerlerini sömürmesi üzerine kurulu olduğu için, bilim, teknoloji betonarme yapılarda donatıların korozyonu ve su yalıtımı ve sanatm kimseyi sömürmemesi ekonominin binalarda pis su tesisatı ve politikanın emrine girmemelerini gerektiriyor Ne var ki, böyle bir bağımsızlık söz konusu olmamış tarihte Bu bilinen handikabı aşmak için, özeilikle bilim kamu hizmetlerinde kalite yönetimi ve sanatın kendi iç bağımsızlıkları olduğunu savlıyoruz
Evrensellik bağlamında mimari, yaşam çabasının en büyük bölümünü harcayan bir etkinlik olarak, başka hiçbir alanda görülmediği kadar insanları tanımlıyor Birbirlerinin dilini konuşmayan insanlar duvarları, çatıları, pencereleri, kapıları gördükleri zaman birbirlerini anlıyorlar Hepsi çamuru, taşı ağacı, kubbeyi, kemeri, revağı birbirine benzer şekillerde kullanmışlar Uygarlığın yakın tarihinde mimari üslup açısından 19 yüzyıldan bu yana, bugün hiçbir alanda görme olasılığı olmayan bir küreselleşme olmuş 19 yüzyıl emperyalizmi, güce bartın ırmağı yağış havzasındaki havza amenajmanı sorunları ve kültürel hegemonyaya dayalı bir mimari küreselleşmeyi Hollanda’nın Jakarta’sından, Raj’ın Hindistan’ma, Afrika’ya endüstriyel tesislerde yardımcı servisler otomasyonu ve Osmanlı başkentine kadar taşınmıştır Daha yakın dönemde örneğin benim kuşağımın mimari öğretimi -bazı kısa sapmalar olsa bile- neredeyse yeminli enternasyonalizmiyle başlamıştı Bizler kemer kullanmayı bir küfür sayıyorduk Burada Enternasyonal Stiin ustalarının herkesin anımsayacağı teknolojiye dayalı Evrensel Mimari Üslup proje aplikasyonu ve onun estetiği konusundaki sözlerini yinelemek gereksiz
Bugün dünyada yerel boyutları her yerde ortadan kaldıran kabuklar; dayanımı geometrik biçimlerine bağlı olan taşıyıcı sistemler ve Postmodernist söylemin artık modasının geçtiğini ilan ettiği Modern mimarinin küreselleşmesi yanında, bütün alanlar, bilim taşıyıcı sistemlerin tasarım felsefesi ve sanatın küreselleşmesi de dahil, çok cılız kalır İslam dünyasında bilim hala Ortaçağa methiyeler düzüyor ama, şeriatçı Arap diktatörleri yabancılara Modern taşıyıcı sistem düzenleme esasları ile ilgili kısa bilgiler ve Postmodern yapılar yaptırıyorlar Büyük anıtlar olmasa kentlerimizin gelenekle neredeyse ilgisi kalmadı Bütün bu evrensel cilanın arkasında 19 yüzyılın başından bu yana gelişen yapı teknolojisi var Bu teknolojiye paralel bir mimari söylemin dile getirdiklerini çoktan unutmuş olarak, bütün dünya Modern Mimari Üslup’un sözlüğünü başını, gözünü yararak kullanıyor
Ekonomik küreselleşmenin mimarideki rahatsız edici etkileri hoşa giden yargılara olanak vermiyor Fredric Jameson’un New Left Review’un 228 sayısında (1998) “The Brick and the Balloon Architecture, Idealism and Land Speculation” adlı bir makalesi var Gerçi Jameson mimari derzler, derzdolgu malzemeleri ve derzlerin uygulanması ve kent olgusunu kapitalist toplumun spekülasyon aracı yaptığım, artık sakız olmuş kavramlarla açıklarken, kapitalist mimari sergerdeliğe çanak tutmuş yazar zemin sertleştirici uygulama ve kontrol esasları ve mimarlara da ara sıra atıflar yapıyor Bir yandan çağdaş kapitalizme meydan okurken, öte yandan aynı kültürün satış construction claims checklist ve tüketim davranışlarmdan da kendini soyutlayamıyor Yine de bu ünlü sosyologun bazı yorumlarını aktarmak, öte yandan da çağdaş kültürel söylemin kafa karıştıran jargonundan bir örnek vermek istiyorum
Jameson: “Mimari documenting a construction claim ve şehircilik konularında daha genel yargılara ulaşmak için bazı sorular sormak zorundayım: Örneğin Postmodern kültür üretiminde soyutlama dinamiğini araştırırken, özellikle Postmodernizm’de Soyutlama’nın strüktürel rolü ile Modernizm’de etkili soyutlamalar arasındaki köklü farklılık, beni para biçimini (money form) -Soyutlama’nın temel kaynağı- yeniden irdelemeğe götürdü ” diyerek para sirkülasyonunun bugün aldığı şeklin Postmodernist dönemde gerçekleştiğine işaret ediyor Burada finans kapitalin kendine özgü soyutlamalarıyla kültürel metinlerdeki açıklamalar arasındaki ilişkilere dikkat çekiyor Bunun küreselleşme, yani bugünkü olguların güncel yapısınm ifadesi olduğunu söylüyor Eğer okuyucu bu ilişkileri Jameson’un görmek ve göstermek istediği gibi gördüyse bir ilginç ilişkiyi daha vurguluyor “Mekan düzenleme sorunsalında finans kapitale benzer bir şeyler var Gerçekten ona sıkıca bağlı bir fenomen: Arsa spekülasyonu (…) günümüzde hemen hemen tümüyle bir kent olgusu, Öyleyse kentsel arsa spekülasyonunun özel durumu ile Postmodern Mimari arasmdaki ilişki nedir?” diye soruyor Bu gözlemler için Jameson’un ne kadar yetkili olduğu sorulabilir Makalesinde, örneğin sosyal olanla mimari arasındaki sıkı ilişki gibi, herkesin bildiği yavan bilgiler, çağdaş mimari kuramı bağlammda estetik ve kültürel olguların yarı bağımsız doğası gibi beylik yargılar var Çoğu yazar gibi o da, kendi alanı olmayan konularda o alanların moda söylemcilerine başvuruyor Oysa bu tür yazar ve mimarlar en soyut ve zor anlaşılır ve en karşıt göründükleri zaman bile, çağdaş kapitalist düzenin gerçek bileşenleridir
|