Prof. Dr. Sinsi
|
Sultân Mehmed Reşat Hân - Kimdir Kısaca Hayatı
Sultân Mehmed Reşat Hân

Padişahlık Sırası 35Saltanatı 9 Yılİslâm Halifelik Sırası 99Cülûsu 27 Nisan 1909Babası Sultan Abdulmecîd Hân Annesi Gülcemâl Kadın EfendiDoğumu 2 Kasım 1844Vefâtı 3 Temmuz 1918Kabri İstanbul Eyyüb Sultan Reşâd Hân Türbesindedir
Çocukluğundan itibaren husûsi olarak iyi bir tahsil ve terbiye ile büyüdü Yüksek din ve fen bilgilerini okudu Arapça ve Fransızcayı mükemmel bir şekilde öğrendi Uzun Şehzâdelik devrinin çoğunu okumakla geçirdi 1890 senesinde İngilizlerin yardımıyla kurulan ve padişah aleyhtârı Türk, Rum, Ermeni, Arnavud ve Yahudilerle Bulgar, Sırp ve Yunan çeteleri tarafından desteklenen İttihat ve Terakki Cemiyeti, 1909 yılında Sultan Abdülhamid Hanı tahttan indirdi ve yerine kukla bir vaziyette Mehmed Reşât Hanı geçirdi Devlet idâresini tamâmen hâkim olan ittihatçılar, istedikleri kabineyi iş başına getiriyorlar, istemediklerini ise baskı ve tehditle görevden uzaklaştırıyorlardı Sultan Abdülhamid tarafdarı diyerek pekçok kişiyi idâm ettirdiler Herkes ölüm ve hapis korkusu içine düştü Memlekette can, mal ve nâmus enmiyeti kalmadı Devlet düşmanlığı, küfr ve dinden dönme moda oldu Her vilâyette zâlimler, âsiler ve zorbalar türedi Bunun neticesi olarak Arnavutluk'ta isyân hareketleri başladı Arnavutluk bölgesi mebusları, hukümete müracaat ederek şiddet hareketlerine başvurulmadan bölgeye bir nasihat heyeti gönderilmesini istediler Ancak şiddet tarafdarı olan İttihat ve Terakki mensupları, Mahmût Şevket paşa komutasında büyük bir orduyu Arnavutluk'a göndermelerine rağmen ve pekçok kan dökülmesine sebep oldukları hâlde isyânı önleyemediler Sultan Reşâd, 16 Haziran 1911'de Kosova'ya gitti 522 sene önce dedesi Murâd-ı Hüdâvendigâr'ın zafer kazandığı yerde, yüz bin Arnavut ile Cumâ namazı kıldı Balkan Müslümanları ve Arnavutlar asırlar öncesi Osmanlı hâkimiyetine girişlerinde adâlet hissini Sultan Reşâd Hanın ''Baba'' davranışıyla tekrar ve daha ziyâdesiyle yaşadılar arnavutluk'taki yüzbinlerce Müslüman, Halife-i Müslimin ve Osmanlı Sultanı Reşâd Hanı görebilmek için bütün sıkıntılara katlanarak yollara düştü Sultan din ve millet farkı gözetmeden bütün halka bol ihsânlarda bulundu Huzûru sağladı Mahmûd Şevket paşanın yirmi iki taburla yapamadığını, sultan Mehmed Reşâd bir gövde gösterisiyle temin etti
Ancak İttihâtçıların ihânet derecesine varan gafletleri devâm ediyordu Sultan Abdülhâmid Hanın bizzat körüklediği kiliseler ihtilâfını, 3 Temmuz 1910'da neşrettikleri bir kânunla hâllettiler Böylece Balkan milletleri arasında ihtilâf kalmadığından, Osmanlı Devleti aleyhine kolayca birleştiler Bu birleşme bir süre sonra (8 Ekim 1912) Balkan Harbinin başlamasına sebep oldu Siyâset yapmaktan memleket müdâfaasına vakit bulamayan komutanların elinde kalan Osmanlı orduları, Karadağ, Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan, karşısında bozguna uğradılar 30 Mayıs 1913'e kadar devâm eden savaş sonunda, Osmanlı Devleti, Yenipazar, Libya, Girit, Rodos, Onikiada, Arnavutluk, Epir ve Trakya'yı kaybetti Edirne'de Balkan devletleri eline düştü ise de daha sonra müttefikler arasında çıkan anlaşmazlıktan faydalınarak tekrar kazanıldı Son fâcialarla Afrika kıtası ile ilişiğimiz kesilirken, Avrupa'da çok küçük bir toprağımız kaldı Afrika'da 1 200 000, Rumeli'de ise 250 000km'lik yerimiz elden gitti İttihat ve Terakki'nin gâfil, câhil, fırkacı, bölücü idâresi neticesinde Osmanlı Devleti, padişahın haberi bile olmadan bu defâ da dünyânın süper güçlerine karşı Almanya safında Birinci Dünyâ Harbine katıldı (11 Kasım 1914) Dört sene süren savaş sonunda koca Osmanlı imparatorluğu yağma olundu Bir milyon km'den fazla toprak kaybedildi Asker zâyiâtının yekünü ise 550 000'i şehit, diğerleri yaralı, kayıp ve esir olmak üzere bir milyonun üzerindeydi
Sultan Mehmed Reşât, memleketin içinde bulunduğu durumun ızdırabı içerisinde 3 Temmuz 1918'de vefât etti Cenâzesi kendisi tarafından hazırlanmış olan Eyüb'teki türbesine defnedildi Mehmed Reşâd Han, halim, selim ve merhâmetli bir şahsiyet sahibi olup, terbiye ve nezâketi her türlü ölçünün üstünde bulunuyordu Maiyetine karşı çok şefkatli davranır, biri rahâtsızlanınca, iyileşinceye kadar defâlarca hatırını sorardı Hâfızası çok kuvvetliydi Dini vecibelerini geciktirmeden yapar, boş zamanlarında kitap okurdu
Meşrûtiyet anayasası çerçevesinde devleti idâre etmek istedi Ancak İttihatçıların Osmanlı Devleti aleyhindeki faaliyet ve icrâatlarının önüne geçecek kuddrette değildi Hükûmeti ele geçiren İttihatçıların çoğu, hattâ din işleri başkanı olan Şeyhülislâm Mûsâ Kâzım dahi masondu Bu sebeple Sultan Reşâd Hanın saltanat devri, İttihâtçıların keyfi ve mesûliyetsiz icrâatları neticesinde büyük hâdiselerle geçti Neticede üç kıta yedi denize hâkin olan Osmanlıl Devleti, dünyâ çapında faaliyet gösteren yıkıcı ve bölücü teşkilâtların, plânlı, sinsi çalışmaları sonucu yok olma noktasına getirildi
|