| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| celaleddin, harezmşah, hayatı, kimdir, kısaca | 
|  | Celaleddin Harezmşah - Kimdir Kısaca Hayatı |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Celaleddin Harezmşah - Kimdir Kısaca HayatıCelaleddin Harezmşah Harezmşahlar Devletinin son hükümdârı  Asıl ismi Mengüberti olup lakabı Celâleddîn’dir  Doğum târihi bilinmemektedir  Babası, Harezmşâh Devleti Sultânı Alâüddîn Muhammed, annesi Ay-Çiçek Hâtun’dur  Küçük yaştan itibâren çok iyi bir eğitim ve öğretim gördü   Genç yaşta Gazne ve çevresinin vâliliğine tâyin edildi  Bundan sonra babasının bütün seferlerinde yanında bulunup, başarısına yardımcı oldu  Cengiz oğlu Cuci kumandasındaki Moğol ordusuyla 1216’da yapılan muhârebede sağ cenah kumandanlığı yaptı ve bozulmaya başlayan Türk ordusuna zaferi kazandırdı  Târihler, Celâleddîn’in Cengiz’in hücûmuna karşı Mâverâünnehir şehirlerini ayrı ayrı müdâfaa etmek yerine bütün kuvvetlerle hücum etmeyi babasına tavsiye ettiğini, ancak bu teklifini kabul ettiremediğinden, Cengiz’in dağılmış durumda olan Türk kuvvetlerini ayrı ayrı imhâ ettiğini yazarlar  Sultan Muhammed, annesi Terken Hâtun’un arzûsu ile küçük oğlu Uzlag’ı veliaht tâyin etti  Ancak ölümünden bir müddet evvel devleti, mâruz bulunduğu tehlikeden büyük oğlu Celâleddîn’in kurtarabileceğini düşünerek onu veliaht tâyin etti ve şehzâdelere de ona tâbi olmaları vasiyetinde bulundu  Babasının vefâtından sonra bâzı Türk emirleri, onun tahta çıkmasını istemediklerinden bir sûikast düzenleyip öldürmek istediler  Ancak, Celâleddîn, Harezm’den Horasan’a gitmek suretiyle bu tehlikeden kurtuldu  Cengiz tehlikesinden dolayı Harezm’de kalamayacaklarını anlayan kardeşleri onu tâkip ettilerse de yolda Moğollar tarafından öldürüldüler  Celâleddîn ise Moğol tâkip kuvvetlerini mağlup edip, tehlikeli bir yolculuktan sonra Gazne’ye ulaştı  Gazne’de tekrar kuvvet toplamaya başladı  Cengiz Han, Celâleddîn’e çok önem veriyordu  Ona karşı “Yenilmez Noyan” unvânı ile anılan komutanını gönderdi  Parvan civârında iki gün devâm eden şiddetli çarpışma neticesinde Moğollar perişân edildiler  Ancak, savaştan sonra kumandanlar arasında ganîmet ihtilâfından dolayı çıkan anlaşmazlık sebebiyle bu zaferden istifâde edilemedi  Birçok emir, askerlerini alıp kendi yuvalarına döndüler  Şâyet Türk ordusu dağılmamış olsaydı, bu sıralarda Hindikuş Dağlarını aşmakta olan asıl Moğol ordusunu durdurabilirlerdi  Moğollar, Gazne’yi ele geçirdiler  Sind Irmağı kıyılarına çekilen Celâleddîn, kuvvetlerinin dağılması yüzünden burada yapılan savaşı kaybetti  Alelacele yapılan gemilerle karşıya geçmek üzere yola çıktılar, ancak gemi nehrin ortasında parçalanınca pek çok kimse boğuldu  Atıyla nehri geçmeye muvaffak olan Celâleddîn, boğulmaktan kurtulan adamlarıyla Hindistan’a gidip orada üç yıl kaldı  1224’te Harezm’e dönüp, Moğollarla yeniden mücâdeleye karar veren Celâleddîn, Kirman’a geldi  Buranın hâkimi Barak Hâcip, onun sultanlığını kabûl ederek, Sultan adına Kirman’ı idâreye başladı  Buradan Atabeg Sa’d bin Zengi’nin hükümdârı bulunduğu Fars’a geldi  Onun kızını aldı  Böylece Harezmşâh Devletini yeniden tesise çalışan Celâleddîn, bundan sonra İsfahan ve Irak-ı Acem’e ilerleyerek, burada bulunan kardeşi Gıyâseddîn Pir-Şâh’ın itâatini sağladı  Lur (Hindistan) reislerini de kendisine bağladıktan sonra Moğollarla mücâdele için Halîfe Nâsır’dan yardım istedi  Ancak Halîfe, onun Irak-ı Arab’a inip istilâ etmesinden korktuğundan karşı kuvvetler gönderdi  Bu kuvvetleri bozan Celâleddîn, Bağdat’tan Meraga’ya geldi  1225’te Tebriz’i alarak karargâhını buraya nakletti  Anadolu’da hüküm süren Sultan Alâeddîn Keykubâd ile Mısır ve Suriye’de hâkimiyet süren Eyyûbî meliklerine elçiler göndererek Moğollara karşı yardım istedi  Diğer taraftan bir asırdan beri Arran, Âzerbaycan ve Şarkî Anadolu’daki İslâm emâret ve hükümetlerine karşı gâlip ve tehditkâr bir vaziyette bulunan Gürcüleri ezmek için Gürcistan krallığını istilâ ederek, Mart 1226’da Tiflis’i aldı  Bu sırada isyân eden Barak Hacib ve Âzerbaycan Türkmenlerinin isyanlarını bastırdı  Bir ara Ahlat’ı kuşattı ise de, Türkmenlerin yeniden karışıklık çıkarmaları üzerine Âzerbaycan’a döndü ve Türkmenleri cezâlandırdı  Kışı Tebriz’de geçirdiği sırada, Gürcülerin Tiflis’i yeniden ele geçirip oradaki askerlerinin öldürüldüğünü öğrendi  1227’de Tiflis üzerine yürüyen Celâleddîn, şehrin yakılıp terk edildiğini gördü  Bu sırada Bâtınîlerin, Gence Vâlisi Orhan’ı öldürdüklerini öğrenen Sultan, onların memleketine girerek Alamut ve Kumis havâlisini itâat altına aldı  Sultan, bu şekilde ülke içindeki karışıklıklarla meşgulken Moğol kuvvetlerinden bir kıt’anın Damgan civârına geldiğini öğrenip hızla üzerlerine gitti ve onları mağlup etti  İsyân hâlinde bulunan Eyyûbîlere karşı 1228’de bir sefer hazırlığı içinde olan Celâleddîn, Moğolların Ceyhun’u geçip Irak-ı Acem’e yürüdüklerini haber aldı  26 Ağustos 1228’de İsfahan önünde meydana gelen Türk-Moğol savaşında Sultan Celâleddîn, kardeşi Gıyâseddîn’in ihânetine rağmen Moğolları hezîmete uğrattı ise de, tâkip esnâsında Moğolların kurduğu tuzağa düşen Celâleddîn’in sol cenahı bozuldu  Zor kurtulan Sultan, Luristan’a giderken, Moğollar da perişân bir vaziyette olduklarından geri döndüler  Bir hafta sonra İsfahan’a dönen Sultan Celâleddîn, yeniden kuvvet toplamaya başladı  Kardeşi Gıyâseddîn ise Alamut’a giderek Bâtınîlere ilticâ etmiş, daha sonra gittiği Kirman’da öldürülmüştür  Sultan Celâleddîn, Âzerbaycan’a dönüp memleketin bozulmuş durumunu yeniden düzeltmekle meşgulken, 1229’da Gürcüler yeniden isyân ettiler  Topladığı tâze kuvvetlerle bu isyânı bastırmaya muvaffak olan Sultan, Tiflis’ten başka bâzı müstahkem kaleleri de ele geçirdi  Bu zamana kadar Celâleddîn’i, Sultan tanımayan ve yazdığı mektuplarda “Hâkan” yâhut “Şehinşâh” diye hitâp eden Bağdat Halîfesi, bu muvaffakiyetten sonra Celâleddîn’e “Sultan” unvânını tevcih etti  Celâleddîn Harezmşâh’a itâatini arz eden Şam hükümdârı Melik-ül-Muazzam Îsâ Eyyûbî’nin teşviki ile Ahlat’ı kuşatan Sultan, 14 Mayıs 1230’da kaleyi ele geçirmeye muvaffak oldu  Ancak kale müdâfîlerine ve halka şiddetli davranması, o zamana kadar Müslümanlığın kahramanı sayılan Celâleddîn’e karşı bir husumetin doğmasına yol açtı  Anadolu ve Mısır sultanları, onun kendi ülkelerine yürüme ihtimâli karşısında kuvvetlerini toplayarak müttefik olmuşlardı  Bu haberi duyan Sultan, Anadolu ve Suriye kuvvetlerinin birleşmesine mâni olmak için harekete geçti ise de, geç kaldı  Erzincan yakınında Yassıçimen Yaylasında 10 Ağustos 1230’da vuku bulan şiddetli muhârebede büyük bir hezîmete uğrayan Sultan Celâleddîn, sulha mecbur oldu  Türk hükümdârları arasındaki savaşı dikkatle tâkip eden Moğollar ise, kendilerine en büyük engel olarak Celâleddîn’i görüyorlardı  Netîcede, Yassıçimen Muhârebesinde büyük bir darbe yemesi üzerine fırsatı kaçırmayarak, Çermagun Noyan komutasında büyük bir Moğol kuvvetini Mâverâünnehir’e gönderdiler  Bu haberi duyan Celâleddîn, civar hükümdârlara vaziyeti bildirip yardım istedi  Ancak onlar, Celâleddîn’e güvenmediklerinden ve ayrıca Moğol tehlikesinin kendi ülkelerini saracak kadar genişleyeceğini tahmin edemediklerinden Sultana yardım elini uzatmadılar  Sultan Celâleddîn’in mâiyeti ile Elcezire’ye doğru ilerlediğini öğrenen Moğollar, onu tâkip ederek yollarına devâm ettiler  Nihâyet, 1231 Ağustosunda Dicle Köprüsü kenarında, sabaha karşı düzenledikleri bir baskınla, Celâleddîn’in bütün mâiyetini öldürüp dağıttılar  Ölümden zor kurtulan Sultan, Meyyâfârıkîn civârına kaçıp Moğolların tâkibinden kurtulmak için sarp dağlara çekildi  Ancak, göçebeler tarafından yakalanıp obaya getirilen Celâleddîn, orada öldürüldü  Elcezire hükümdârı Mâlik el-Muzaffer Gâzi, Sultan’ın öldürüldüğünü öğrenince onun cesedini Meyyâfârikîn’e getirtip defnettirdi  Türk İslâm târihinin en bahadır ve şecâat sâhibi şahsiyetlerinden olan Celâleddîn Harezmşâh, birçok harpleri hayâtı pahasına kazandığı hâlde, idâre ve siyâset bakımından zayıf olduğu için bunlardan istifâde edememiştir  Bütün meseleleri harp yoluyla halletmeye çalışması, düşmanlarını arttırmıştır  Buna rağmen Moğol saldırılarına ve Hıristiyan Gürcülere karşı mücâdele edebilen yegâne zât olması, ona gerek halk arasında ve gerek bütün Şark edebiyâtında büyük bir şöhret kazandırmıştır  Moğolların yakın şarkı tamâmen istilâ etmesinden sonra, Celâleddîn’in bölgede oynadığı rol daha iyi anlaşılmış ve İslâmiyetin müdâfii olarak büyük kahramanlar arasına dâhil edilmiştir  | 
|   | 
|  | 
|  |