|  | Çelebi Mehmed - Kimdir Kısaca Hayatı |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Çelebi Mehmed - Kimdir Kısaca HayatıÇelebi Mehmed Osmanlı Devletinin beşinci pâdişâhı  Doğum senesini ekserî târihçiler 1386 olarak kaydetmektedirler  Babası, Sultan Yıldırım Bâyezîd Han, annesi ise Germiyanoğlu Süleymân Şahın kızı Devlet Hâtun’dur   Çelebi Mehmed, küçüklüğünden itibâren devrin en yüksek âlimlerinden ders aldı  Din ve fen ilimlerini öğrendi  1393’te devlet idâresinde tecrübe sâhibi olmak üzere Amasya’ya sancakbeyi tâyin edildi  Babası ile Timur Han arasında 1403’te yapılan Ankara Muhârebesinde Osmanlı ordusunun ihtiyât kuvvetleri kumandanlığında bulunan Çelebi Mehmed, muhârebenin kaybedilmesi üzerine Amasya’ya çekilmek istedi  Ancak Candaroğlu İsfendiyar Beyin yeğeni Yahya Bey karşısına çıktı  Bunu mağlup eden Çelebi Mehmed, ilerlemesinin tehlikeli olacağını anlayarak Bolu’ya gitti  Daha sonra Amasya’ya dâvet edilmesi üzerine maiyeti ile harekete geçti ve şehir hâkimi Kara Devlet Şahı yenerek Amasya’ya girdi  Çelebi Mehmed, aynı yıl civardaki hâkimleri de mağlup edip, Sivas, Tokat ve Amasya mıntıkasına tamâmen hâkim oldu  Timur Hana esir düşen babasını kurtarmak için bir plân hazırladı ise de muvaffak olamadı  Bu sırada Batı Anadolu’da bulunan Timur Han, Çelebi Mehmed’in faaliyetlerini öğrenip, ona teminât vâdeden mektubu ile yanına dâvet etti  Bu dâvete icâbet edip yola çıkan Çelebi Mehmed, muhtelif yerlerde türlü bâdirelerle karşılaştığından, elçiye durumu anlatıp, olanları Timur Hana arz etmesini istedi  Kendisi Amasya’ya döndü  Çelebi Mehmed’in bu mâzeretini kabul eden Timur, ona elindeki yerlerin hükümdârlığını verdi ve al damgalı berât ve hükümdârlık alâmeti olarak taç, kemer ve hırka gönderdi  Bu sırada Yıldırım Bâyezîd’in diğer oğullarından Şehzâde Süleymân Çelebi Edirne’de, Îsâ Çelebi Balıkesir ve Bursa’da, Mûsâ Çelebi ise Kütahya’da sultanlığını ilan etmişti  Eski beylikler yeniden ortaya çıkarak, Anadolu birliği parçalanmıştı  Osmanlı Devletini tekrar bir idâre altında toplamak isteyen Çelebi Mehmed, kardeşi Îsâ Çelebi’ye karşı Ulubâd mevkiinde giriştiği savaşı kazanarak Bursa’ya girdi ve hükümdarlığını îlân etti (1404)  Îsâ Çelebi Yalova yolu üzerinden Bizans İmparatorunun yanına kaçtı  Emir Süleymân’ın isteği üzerine ise Edirne’ye gönderildi  Emir Süleymân, Îsâ Çelebi’yi mühim bir kuvvetle Anadolu’ya gönderdi  Bursa’yı almak isteyen Îsâ halkın muhâlefeti ile karşılaştığından şehri yaktı  Çelebi Mehmed ile yaptığı ikinci muhârebede de mağlup olunca, yanına kaçtığı İsfendiyar Beyle anlaşarak berâberce Ankara’yı almak üzere harekete geçtiler  Ancak müttefik kuvvetler, Çelebi Mehmed’e mağlup olup, Kastamonu tarafına çekildiler  Bir müddet sonra Îsâ Çelebi, Aydınoğlu Cüneyd Beyin yanına gitti ve onun aracılığıyla Saruhan ve Menteşe Beyleriyle anlaşarak tâlihini bir kere daha denemek istedi, ancak mağlup oldu ve bu defâ Karamanoğluna iltihâk etti  Netîcede Îsâ Çelebi bir müddet sonra yakalanarak ortadan kaldırıldı  Îsâ Çelebi’nin öldürülmesinden sonra Çelebi Mehmed, Anadolu’da yalnız kaldı  Bundan sonra kendisinin kuvvetlenmesinden endişe ettiğinden Anadolu’ya gelen Emir Süleymân ile mücâdele etti  Emir Süleymân, Çelebi Mehmed’in elinden birçok yerleri aldığı gibi, Aydınoğlu Cüneyd Bey ile Menteşeoğlu İlyas Beye hâkimiyetini kabul ettirmişti  Çelebi Mehmed, onu yeniden Rumeli’ye döndürmek için kardeşi Mûsâ Çelebi’yi Rumeli tarafına geçirtti  Mûsâ Çelebi’nin faaliyetlerini öğrenen Süleymân Çelebi, Rumeli’ye geçti ve ilk anda Mûsâ’yı mağlup ettiyse de, sonradan onun baskınına uğrayarak hayâtını kaybetti  Çelebi Mehmed, Bursa’yı hâkimiyeti altına alırken, Mûsâ Çelebi de bu sırada Edirne’de hükümdârlığını îlân etti  Mûsâ Çelebi, Anadolu’da kardeşinin kuvvetli olduğunu bildiği için orayla alâkadâr olmayıp Bizans'la meşgul oldu ve bir kısım yerleri onlardan aldı  Bu arada ileride büyük bir isyan çıkaracak olan Şeyh Bedreddin’i kazasker yaptı  Şeyh, bu sûretle nüfûzunu artıracak mevkie sâhip oldu  Bir ara İstanbul’u muhâsara eden Mûsâ Çelebi tehlikesine karşı İmparator, Çelebi Mehmed’i Rumeli’ye dâvet etti  Çelebi Mehmed, Üsküdar’a gelerek İmparatorla görüştü  1411’de İnceğiz mevkiinde kardeşi ile yaptığı muhârebeyi kaybettiğinden gemilerle Anadolu tarafına geçerek yaralı bir halde Bursa’ya geldi  Bir yıl sonra Mûsâ Çelebi’yle yaptığı ikinci muhârebede de muvaffak olamadı  Mûsâ Çelebi’nin ümerâsına karşı sert davranması, bir müddet sonra onları Çelebi Mehmed’le anlaşmaya mecbur etti  Yeni plâna göre Çelebi Mehmed, üçüncü defâ Rumeli’ye geçti  Kendisine katılan Sırp despotu ve bâzı ümerâ ile Tuna’ya çekilmekte olan Mûsâ Çelebi üzerine yürüyen Çelebi Mehmed, Çamurlu-Derbend mevkiinde meydana gelen muhârebede Mûsâ Çelebi’yi mağlup etti  Mûsâ Çelebi, yaralı olarak kaçarken yakalanıp boğduruldu ve Bursa’ya nakledilip, babasının türbesine defnedildi  Daha sonra Orhan Çelebi’yi de yakalatan Çelebi Mehmed, Edirne’de bütün devletin hükümdarı olduğunu ilân etti  Çelebi Mehmed, Rumeli’de bulunduğu sırada Karamanoğlu Mehmed Bey, Bursa’yı bir ay kadar muhâsara etmiş, Mûsâ Çelebi’nin cenâzesinin geldiğini duyunca, şehri ateşe vererek memleketine dönmüştü  Aydınoğlu Cüneyd Bey de bu sıralarda Ohri’den kaçarak Aydın’a gelmiş ve Ayaslug’u (Selçuk) muhâsara edip, sancak beyini öldürmüştü  Bu sebeple Çelebi Mehmed, Anadolu’ya dönünce önce Cüneyd Bey üzerine yürüyüp, Çandarlı eliyle Menemen, Kayacık ve Nif kalelerini aldı  Ayrıca İzmir de fetholundu  Çelebi Mehmed, Cüneyd’in annesinin ricâsı üzerine Cüneyd’i affederek 1414’te Niğbolu Sancakbeyliğini verdi  İzmir kuşatması esnâsında Menteşe Beyi de Osmanlılara tâbi olduğu gibi, Midilli, Sakız ve Foça’daki Ceneviz kolonilerinin elçileri gelip, bağlılıklarını arz ettiler  Daha sonra Teke Beyi de tâbi oldu  Bu şekilde işlerini yoluna koyan Çelebi Mehmed, aynı yıl Bursa’ya gelerek Germiyan ve Candar beyliklerinden takviye alıp Karaman Seferine çıktı  Akşehir, Beyşehir ve Seydişehir kasabalarını aldı ve Mehmed Beyi mağlup etti  Bundan sonra Konya’yı kuşattı ise de, mevsimin elverişsizliğinden dolayı Karamanoğluyla sulh akdederek döndü  Ancak Mehmed Bey rahat durmayıp, Beyşehir ve Seydişehir’e saldırdığından, Çelebi Mehmed, ikinci defâ Karamanoğlu üzerine gitti ve Konya ovasında yapılan muhârebede Mehmed Beyi bir kere daha mağlup etti  Bu sırada pâdişâh rahatsızlandığından yine sulh akdedildi  Mehmed Bey, gerektiğinde Osmanlı ordusuna yardım göndermeyi de kabul etti  Mehmed Bey, bu vâdini Eflâk Seferinde yerine getirmiştir  Çelebi Mehmed, Anadolu’da Türk birliğini sağlama çalışmaları sürdürürken, Hıristiyanlarla da dost geçinme politikası güdüyordu  Osmanlılara tâbi olan Eflâk Prensi Mirça, taht mücâdelelerinden istifâde ile üç yıldır vergiyi kesmişti  Kendisine voyvodalıkta rakip çıktığından zor durumda idi  Rakibi Dan, Osmanlılara mürâcaat ederek, yardım istemiş, Mirça Macar Kralı Sigismund’a başvurarak Osmanlıların kendisine yardım etmesi için aracı olmasını istemiştir  Ancak Çelebi Mehmed Sigismund’un teklifini reddedip, Candar ve Karaman beyliklerinden yardım alarak Tuna’yı geçip, Romanya topraklarına girdi  Macar- Eflâk ordusunu mağlup eden Çelebi Mehmed, Mirça’yı yeniden Osmanlılara tâbi kıldı  Osmanlılar, Erdel’e de birkaç defâ akın düzenlediler  Netîcede Macar eyâleti baştanbaşa çiğnendi  Bu sûretle, Balkanlarda ve Adriyatik’te Osmanlı nüfûzu kuvvetlendirildi  Bundan sonra Çelebi Mehmed, Anadolu’da kuvvetlenmiş bulunan İsfendiyar Beyle mücâdeleye başlamış ve Sinop’u muhâsara etmiştir  Çâresiz kalan İsfendiyar Bey, Osmanlı Devletinin yüksek hâkimiyetini tanımıştır  Ayrıca oğlu Kasım’ın istediği Kastamonu, Tosya, Çankırı ve Kalecik’i pâdişâha vermiştir  Bunu müteâkip, Çelebi Mahmed, daha önce Osmanlılarda bulunan Samsun’un alınmasını istedi  Müslüman ve kâfir olmak üzere ikiye ayrılmış olan Samsun’un kâfir kısmını Biçeroğlu Hamza Bey kuşattı  Kale halkı şehri yakarak gemilere binip ayrıldıklarından şehir ele geçirildi  Müslüman Samsun’u bizzât muhâsara eden Çelebi Mehmed’e karşı koyamayan İsfendiyaroğlu Hızır Bey, şehri teslim edip babasının yanına döndü  Çelebi Mehmed devrinin en önemli iç hâdisesi, Şehy Mahmud Bedreddin’in isyânıdır  Şeyh Bedreddin, Mûsâ Çelebi zamânında Edirne’de kazaskerliğe tâyin edilmiş ve Çelebi Mehmed’in cülûsunu müteâkip, 1000 akçe aylık ile İznik’te ikâmete mecbur edilmişti  Şeyh Bedreddin, Edirne’de ve sonra İznik’te eser yazmakla meşgul olup , kendisini ziyârete gelenlere fikirlerini aşılamaya çalışıyordu  Edirne’ye gelmeden önce Anadolu’da ün kazanmıştı  İznik’te de boş durmayan Şeyh, adamlarından Börklüce Mustafa’yı Aydın taraflarına gönderip propaganda yaptırıyordu  Ayrıca Torlak Kemâl adındaki adamı da daha önce Manisa taraflarında faaliyete başlamıştı  Şeyh Bedreddîn, Börklüce Mustafa’nın hareketinin genişlemesi üzerine hacca gitmek bahânesiyle önce Sinop’a oradan Kefe’ye ve nihâyet daha önce tanıştığı Eflâk prensinin yanına giderek Şiîlerin bulunduğu Deliorman taraflarına geçti  Şiî olan Şeyh Bedreddîn, İslâm’a uymayan zararlı fikirler ortaya atıyor, haram olan hususların helâl olduğunu ileri sürerek isyân hislerini körüklüyordu  Netîcede ilk isyân Karaburun’da başladı ve daha sonra Manisa’da kendini gösterdi  Az zamanda genişledi  Börklüce Mustafa isyânı, Amasya Vâlisi Şehzâde Murad ile Bâyezîd Paşa tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı  Börklüce yakalanarak katlolundu  Manisa tarafındaki Torlak Kemâl de aynı âkıbete uğradı  Şeyh Bedreddîn, Bâyezîd Paşa tarafından yakalanarak Serez’de bulunan pâdişâh huzûruna getirildi  Şeyhin durumu ulemâ tarafından tedkik olunduktan sonra, Ehl-i sünnete uymayan itikâd üzere olmak ve cemiyet nizâmını bozmakla suçlu bulunarak, Sâdeddîn Taftâzânî’nin talebelerinden Heratlı Molla Haydar’ın fetvâsıyla Serez pazarında asıldı ve malları vârislerine bırakıldı  Şeyh Bedreddîn isyânı, bu şekilde bastırıldıktan sonra Çelebi Mehmed, yeni bir isyan tehlikesi ile karşı karşıya kaldı  Bu tehlike, Ankara Meydan Muhârebesinde babasıyla birlikte Timur’a esir düşüp Semerkand’a götürülen, Düzmece Mustafa da denilen kardeşi Mustafa idi  Uzun müddet kendisinden haber alınamayan Mustafa, bir müddet sonra geri dönüp, Karaman topraklarında kaldıktan sonra Rumeli’ye geçmişti  Osmanlı tahtına oturmak niyetinde olan Mustafa, Eflâk Voyvodasının ve Niğbolu Sancakbeyi Aydınoğlu Cüneyd Beyin yardımlarıyla faaliyete geçip, Selânik ve Teselya’da saltanat iddiâsıyla adam toplamaya başlamıştı  Fesâdın büyümesine mâni olmak için Çelebi Mehmed, hemen harekete geçti ve ağabeyi Mustafa Çelebi’nin kuvvetlerini Selânik civârında mağlup etti  Cüneyd ile birlikte Mustafa Çelebi Selânik Kalesine sığındı  Çelebi Mehmed, ertesi sabah mültecileri istediyse de, Selânik vâlisi, İmparatorun müsaadesi olmadan teslim edemeyeceğini beyânla özür diledi  Nihâyet imparator da Çelebi Mehmed hayatta oldukça bunları salıvermeyeceğini yemin ile taahhüt edince, Pâdişâh Selânik muhâsarasını kaldırdı  Pâdişâh anlaşma gereğince, Mustafa Çelebi için, her sene İmparatora önemli miktarda akçe ödeyecekti  Mustafa Çelebi Vakası, 1420 senesinde olmuştur  Bu vakayı müteâkip Çelebi Mehmed, İstanbul’u resmen ziyâret ederek İmparator tarafından karşılanmış ve Üsküdar’da İmparatora vedâ edip, İzmit üzerinden Bursa’ya gelmiş, bir müddet sonra da Gelibolu yoluyla Edirne’ye dönmüştür  Pâdişâh Edirne’deyken, çıkmış olduğu avda rahatsızlandı  Nüzûl illetinden kurtulamayacağını anlayan Çelebi Mehmed, vezirleri Bâyezîd, İbrâhim ve Hacı İvaz Paşaları dâvet ederek, gizlice görüşüp, büyük oğlu Amasya Vâlisi Murad’ın hemen dâvet edilmesini istedi  Kısa süren hastalıktan sonra Haziran 1421’de vefât etti  Çelebi Mehmed’in vefâtı son derece gizli tutuldu  Cesedi tahnit edilerek sarayda muhâfaza edildi  Şehzâde Murâd’ın Bursa’ya gelişine kadar 40-42 gün pâdişâhın vefâtı gizlendi  Cesedi Bursa’ya getirilerek Yeşil Türbeye defnedildi  Osmanlı Devletinin ikinci kurucusu kabul edilen Çelebi Mehmed, ne kardeşi Mûsâ Çelebi gibi sert, ne de diğer kardeşi Emir Süleymân gibi yumuşak ve kayıtsızdı  Mâkul hareket eden, sabırlı, azim ve irâde sâhibi, sözüne ve vâdine sâdık, nâzik, vakûr ve ciddî bir hükümdârdı  Yalnız dostuna değil, düşmanlarına da kendisini sevdirerek itimât telkin etmiş ve saydırmıştır  Onun hakkında Osmanlı târihlerinden başka yabancı kaynaklar da iyi şehâdette bulunmaktadırlar  Küçük ve büyük 24 muhârebede bulunarak 40’a yakın yara aldığı rivâyet edilmektedir  Emellerinin en başında babası zamânındaki yerlerin geri alınması geliyordu ki, bu gâye için çalışmış ve büyük ölçüde muvaffakiyet elde etmiştir  Zamanının yerli ve yabancı kaynakları onun dirâyetinden, sebâtkârlığından, iyi ahlâkından ve daha birçok meziyetlerinden bahsetmektedirler  Çelebi Mehmed, kısa ömrünü savaş alanlarında geçirmiş olmasına rağmen, memleketin îmârına da önem vermiştir  Bursa’da yaptırdığı câmi, medrese, imâret ve Yeşil Türbesi önemli sanat eserleridir  Câminin karşısına yüksekçe mevkide kendi türbesini yaptırdı  Türbenin karşısına düşen medresesi bugün müze hâline getirilmiş olup, Bursa medreseleri arasında Sultâniye adı ile meşhurdu  Bunlardan başka Edirne’de Emir Süleymân tarafından inşâsına başlanan ve Mûsâ Çelebi tarafından devâm ettirilen Ulu Câmi'nin (Câmi-i Atik) tamamlanması da ona nasip olmuştur  Çelebi Mehmed, bu eski câmiye vakıf olmak üzere Edirne’deki bedesteni yaptırmıştır  Ayrıca Amasya’da Şehzâde türbesini yaptırmıştır ki, oğlu Kâsım burada medfundur  Edirne’deki Eski Sarayın da Çelebi Mehmed tarafından inşâsına başlandığı rivâyet edilmektedir  Çelebi Mehmed’in en önemli hizmetlerinden birisi de Mekke ve Medîne halkına her sene Surre Alayı göndererek mâlî yardımda bulunma âdetini başlatmasıdır  Sultan Mehmed’in en büyüğü Murad olmak üzere, Mustafa, Kâsım, Ahmed, Yûsuf ve Mahmûd adında altı oğlu ile yedi kızı vardı  Kendisinden sonra tahta büyük oğlu Şehzâde Murad çıkmıştır  | 
|   | 
|  | 
|  |