|  | Mustafa Han İv - Kimdir Kısaca Hayatı |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Mustafa Han İv - Kimdir Kısaca HayatıMustafa Han IV Yirmi dokuzuncu Osmanlı Sultanı  İslâm halîfelerinin doksan dördüncüsüdür  Babası Birinci Abdülhamid Han, annesi Âişe Sîneperver Vâlide Sultandır  İstanbul’da 8 Eylül 1779’da doğdu  Şehzâdeliğinde yüksek din ve fen bilgileri öğretilerek yetiştirildi  Amcası Sultan Selim Hanın ıslahat fikirlerine karşı çıkan bâzı devlet adamları, yeniçerileri tahrik ettiler  Netîcede Kabakçı Mustafa’nın sevk ve idâresinde ayaklanan yamaklar, Selim Hanı tahttan indirerek Şehzâde Mustafa’yı sultan îlân ettiler (29 Mayıs 1807)  Devlet idâresini ele geçiren âsiler, Nizâm-ı Cedîd kuvvetlerini dağıttılar  İsyânın teşvikçisi Köse Mûsâ Paşa, Sultan Selim taraftarlarını birer birer ortadan kaldırdı  İstanbul’daki isyan, Rus cephesindeki ordunun disiplinini de bozdu  Orduda bulunan Selim Han taraftarları, Rusçuk âyânı Alemdâr Mustafa Paşanın yanına sığındılar  Bu hâdiseler üzerine Mustafa Han, Sadrâzam Hilmi Paşayı azlederek yerine Çelebi Mustafa Paşayı sadârete getirdi  Osmanlı ordusundaki bu karışıklıktan faydalanan Ruslar, Eflak ve Boğdan’da bâzı kaleleri ele geçirdiler  Ancak, bu sırada Fransa İmparatoru Napoleon karşısında zor durumda kalmaları, barış istemelerine sebep oldu  Rusya’nın Eflak, Boğdan ve diğer zaptettiği yerleri tahliye ederek çekilmesi şartıyla, 20 Ağustos 1807’de mütâreke imzâlandı  Dördüncü Mustafa Han, Rusya ile yapılan mütârekeden sonra İstanbul’da âsâyişi sağlayabilmek için harekete geçti  Bu sırada âsiler işi çığırından çıkararak, halkın mallarını yağmalamaya, yeniçeriler de her işe karışmaya başlamışlardı  Mustafa Han, öncelikle âsilerin bir kısmını çeşitli bahâne ve vazîfelerle saraydan uzaklaştırdı  Ancak, zorbaları tamâmen sindirebilmek için büyük bir güce ihtiyâcı vardı  Bunun için Alemdâr Mustafa Paşanın İstanbul’a gelmesini istedi  Kendisine sâdık, 16 bin kişilik kuvvetle harekete geçen Alemdâr, öncelikle Boğaz nâzırlığı yapmakta olan Kabakçı Mustafa’yı öldürttü  Kabakçı’nın öldürülmesi, saray erkânı ve yeniçeriler arasında büyük telâşa sebep oldu  Daha sonra İstanbul’a giren Alemdâr, zorbaları ortadan kaldırmaya ve fesatçıları sürmeye başladı  Bu sırada Alemdâr’ın taraftarları Sultan Selim Hanı tekrar tahta çıkarmaları için tahrike başladılar  Onun bu niyetini sezen Sadrâzam Çelebi Mustafa Paşa, kendisinden İstanbul’u terk etmesini istedi  Alemdâr Mustafa Paşa da bunun üzerine, 28 Temmuz günü on beş bin kişiden fazla askeriyle Bâb-ı âliyi bastı  Sadrâzamdan mührünü aldı  Ancak, Üçüncü Selim’in yeniden tahta çıkması hâlinde kendilerini öldürteceğinden korkan âsiler ve bâzı devlet adamları, pâdişâhtan Üçüncü Selim ve Şehzâde Mahmûd’un öldürülmeleri için ferman çıkarttırdılar  Nitekim, zorla saraya giren Alemdâr, Selim Hanın hançer darbeleriyle şehit edilmiş cesediyle karşılaştı  Hizmetkârlarının yardımı ile hayâtını kurtaran Şehzâde Mahmûd’u pâdişâh îlân etti (28 Temmuz 1808)  Mustafa Han ise, Topkapı Sarayına yerleştirildi  Dördüncü Mustafa Han, 14/15 Kasım gecesi meydana gelen Alemdâr Mustafa Paşa Vakası sırasında yeniçerilerin saraya saldırmaları ve kendisini tekrar başa geçirmeye teşebbüs etmeleri üzerine, İkinci Mahmûd Han taraftarlarınca öldürüldü (1808)  Mustafa Han, zekî ve tedbirli olmasına rağmen Üçüncü Selim Hanın tahttan indirilmesi netîcesinde tahta çıkarılmış olmasından dolayı, isyancıların elinde kaldı  Yeniçerilerin tamâmının zorba bir güruh hâline gelmeleri sebebiyle, eşkıyâyı bertaraf edecek bir kuvveti yanında bulamadı  Bu sebeple, onların isteklerine boyun eğmek zorunda kaldı  Daha sonra, âsileri sindirmek üzere çağırdığı Alemdâr Mustafa Paşanın, Selim Hanı tekrar tahta geçirme teşebbüsü, Mustafa Hanın aleyhte hareketine yol açtı  İkinci Mahmûd Hanın saltanatı döneminden ve ıslâhâtlarından memnun olmayan bâzı devlet adamları, yeniçerileri tahrik etmek sûretiyle kendilerine yakın gördükleri Dördüncü Mustafa’yı tekrar tahta geçirmek üzere harekete geçtiler  Bu durum, netîcede Mustafa Hanın öldürülmesine yol açtı  Mustafa Hanın cenâzesi merâsimle kaldırılarak, Bahçe Kapısında babası Birinci Abdülhamid’in türbesine defnedildi  Saltanat müddeti bir sene iki ay olup, vefât ettiğinde otuz yaşında idi  | 
|   | 
|  | 
|  |