|  | Türk Büyüklerimizden Arslan Bey |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Türk Büyüklerimizden Arslan BeyARSLAN BEY Anadolu’da Selçuklu Sultanlığı’nı kuran Oğuz Türkmenleridir  Bu gün Anadolu’yu dolduran Türklerin ataları da Oğuzlardır  Oğuzlar X  yüzyılda Müslümanlığı kabul edince, Türkmen adı ile anıldılar   Oğuzların ana yurdu, ormanlarla kaplı olan Tanrı Dağı’dır  Oğuzlar bu dağa “Gökmen Adağı” derlerdi  Atalarımız Orta Asya’da bulunan bu ilk Türk yurduna (Ortaçağ), doğusuna (Hatay), batı illerine de (Horasan) adını vermişlerdi  Oğuzlar, Ortaç Elinde 34 boy olarak yaşamakta idiler  Sağ tarafa düşen on iki kabileye (Bozoklar), sol taraftaki on iki kabileye (Üçoklar) denilmekteydi  Bozoklar, Oğuz Atanın (Günhan), (Ayhan), (Yıldızhan) adı oğullarından türediler  Üçoklar ise Oğuz Atanın (Gökhan), (Dağhan), (Denizhan) oğullarından çoğaldılar  Oğuzların Üçok’larından (Kınık) boyu başbuğlarından Selçuk, XI  yüzyılda Büyük Selçuklu İmparatorluğunu kurmaya muvaffak oldu  Selçuk’un babası Dakak, Uygur Türkleri ülkesinde yaşamakta idi  Ölümünden sonra oğlu Selçuk, Uygur Hükümdarı Beyğu Han’ın hizmetine girerek subaşılık rütbesine kadar yükseldi  Fakat Han’ın karısı, Selçuk’u öldürtmek istediğinden, o maiyetindeki Oğuzlarla beraber Seyhun Nehri kenarında bulunan Cent şehrine gelerek yerleşti   Selçuk, civarındaki kavimlerle muharebeye girişerek az zamanda bir şöhret kazandı  Cesur olduğu kadar kuvvetli bir ahlaka da sahipti  Onda devlet kuruculuğu vasfı da bulunduğundan kısa bir zamanda Horasan Elleri Türkmenleri, Selçuk’un etrafında toplandılar  Selçuk’un han seçilmesi hakkında şu tarihî rivayet vardır: Günlerden bir gün, Oğuz Beyleri, okdanlıklarından birer ok çıkartıp bir yere toplandılar  Bir çocuğun gözlerini bağlayarak bu oklardan bir tanesini ona çektirdiler  Bu ok, başbuğlardan Selçuk’a aitti  Selçuk’u han seçtiler  Onu Oğuz töresince bir ak keçeye oturtup dokuz defa havaya kaldırıp ordugahta dolaştırdılar  Sonra, önünde diz çöküp bakır kaplarla kımız içtiler  Bütün Başbuğlar: “Selçuk, devletin kutlu olsun! Seni han tanıdır  ” Diye and içtiler  Ozanlar kopuzlarıyla Oğuzname’den parçalar okudular  İşte bu suretle Selçuk, Selçuklu Devletini kurmuş oldu  Selçuk’un (Arslan, Mikail, Musa, Yunus) adında dört oğlu vardı  Selçuk bu oğullarından en fazla Mikail’i seviyordu  Mikail bir kale muhasarasında şehit düştü  Bundan sonra Selçuk’un Mikail’in oğulları olan (Çakır) ile (Tuğrul)’a karşı sevgisi fazlalaştır  Fakat oğullarından en ulusu Arslan Bey’di  O sıralarda Samanoğulları hükümdarı, Selçuk’tan yardım istedi  Selçuk da oğlu Arslan Bey’i bir kuvvetin başında bunlara gönderdi  Arslan Bey, çok cesur ve yiğit bir kumandandı  Yaptığı savaşlarda büyük muvaffakiyetler gösterdi  Maveraünnehir’in asayişini bozan kavimleri birer ikişer mağlup ederek sindirdi   Bir müddet sonra Selçuk Han, 1030 tarihinde yüz yedi yaşında olduğu halde vefat etti   Artık devletin idaresi Arslan Bey’e kalmıştı  Fakat Arslan Bey’in kuvvetlerinden, o devirde devlet kurmuş olan Samanoğulları, Karahanlılar ve bilhassa Gazneliler korkmaya başladılar   Gazneli Mahmut, kendi devletine bir tehlike olarak gördüğü Arslan Bey’le dostluk içinde geçinmenin çarelerini aramaya başladı  Bir gün Gazneli Mahmut, Arslan Bey’e bir elçi gönderdi  Arslan Bey de bu elçiye lazım gelen saygıyı gösterdi  Elçi, Arslan Bey’e, Gazneli Mahmut’un selamını söyledikten sonra şunlara tebliğ etti: Gazne Sultanı diyorlar ki, biz daima Hindistan’a doğru sefer ediyoruz  Bize birçok Müslüman devletler yardım etmek dileğinde bulunuyorlar  Hayret ettiğim şudur ki, hiçbir gün Selçuk Oğullarından bir bölük olsun bizimle birlikte cenge iştirak etmiyor  Eğer sizler de Hindistan seferlerine iştirak etme arzusu gösterirseniz, Gazne’ye gelip benimle görüşürsünüz!   Arslan Bey elçiye şu sözü verdi: Eğer sultanınız, biz Selçuk Oğullarından faydalanmak arzu ediyorlarsa, biz kavgadan hiçbir zaman kaçmayız  Derhal Hint seferlerine iştirak ederiz  Bu hususu görüşmek üzere Gazne’ye geleceğim! Hakikaten, bir müddet sonra, Arslan Bey, yavuz delikanlılardan oluşmuş ve her türlü teçhizatı tamamlanmış olan 10  000 kişilik Türkmen alayı ile Horasan’dan kalkıp bu günkü Kabil şehri civarında bulunan Gazne şehrine gitti  Gazneli Mahmut bu büyük kuvvetin başkentine yaklaştığını duyunca korktu  Bu kuvvetler, Gazne civarında ordugah kurup konakladılar  Bundan telaşa düşen Gazneli Mahmut Arslan Bey’e hemen bir adamı ile şöyle bir haber gönderdi: Hind’e henüz bir seferimiz yoktur  Kuvvetlerinizi geri çekiniz Yalnız kumandanlarınızı sarayımda misafir edeceğim  Arslan Bey, Sultanın bu arzusunu kabul ederek kuvvetlerini geri çekip yalnız 300 yiğitle Gazne şehrine girdi  Küheylan atlar üzerinde birbirinden güzel bu yiğit delikanlıların Gazne sokaklarından geçişi büyük heyecan uyandırdı  Oğuzlar simaca pek güzel insanlardı  Beyaz tenli, al yanaklı ve kumral saçlı, iri vücutlu idiler  Oğuzlar, Türk kavimleri içinde en cesurları ve en zekileriydi  Oğuzların güzelliği dillere destan, hele ahlakları bütün Asya kavimlerince hürmete şayandı  Arslan Bey, yanında oğlu Kutulmuş olduğu halde Gazne Sultanı’nın muhteşem sarayına gitti  Saray ağaları, Arslan’ı karşılayarak Sultan Mahmut’un huzuruna çıkardılar   Bu saray o devirde, dünyanın en zengin saraylarından biriydi  Gazneli Mahmut, sarayında devrinin en yüksek alim ve sanatkarlarını toplamış, meşhur Şair Firdevsî bile Gazne sarayında Şehname’sini yazıp bitirmişti  Sultan Mahmut, altın bir taht üzerinde oturmuş, vezirleri de sağında ve solunda el pençe divan durmakta idiler   Arslan Bey, salona girince gayet terbiyeli bir tavırla ilerleyerek eğilip yeri öptü  Arslan’ın bu terbiyeli hali Sultan Mahmut’un çok hoşuna gitti  Bunun üzerine Arslan Bey’e ikramlarda bulundu  Kendi tahtının yanına altından bir kürsü konulmasını emretti  Derhal sultanın yanına alın kürsü konuldu  Gazneli Mahmut, misafirini yanına oturttu  Bir müddet Arslan’la görüştükten sonra dernek kurulmasını emretti  Birçok vezirler ve ağalar yerlerine oturarak, divan toplantısı yapıldı  Gazneli Mahmut, Arslan Bey’in de bu dernekte bulunmasından dolayı hoşlandı  Biraz sonra Gazneli Mahmut, seçkin misafirine dönerek dedi ki: Eğer ihtiyacımız olursa bize ne kadar askerle yardım edebilirsiniz? Arslan Bey, yanında bulunan okdanlıktan bir ok çıkartıp Sultana gösterdikten sonra: Her zaman bu oku oymağıma gönderirseniz size derhal 10,000 sipahi gönderebilirim! diye cevap verdi   Bu vaadden son derece bahtiyarlık duyan Sultan: Tekrar asker istersem? Diye sordu  Arslan ikinci bir ok çıkardı: Bu ok da 10,000 askere muadildir   Sultan Mahmut hayretle: Daha istersem? diye sordu   Arslan Bey, bir üçüncü ok çıkardı: Bu da 10,000 askere işarettir   Sultan Mahmut’un gözleri açıldı ve divanda bulunanlar hayretlerini gizleyemediler  Sultan Mahmut misafirini sonuna kadar yoklamak kararında idi: Bu askerler kafi gelmezse? O zaman Arslan Bey, omuzunda asılı olan yayı çıkararak vakur bir sesle: Ne zaman bu yayı oymağımıza gönderirseniz, dedi; derhal 30,000 asker emrinize gelir! Bu sözleri duyan Sultan’ın tavrı derhal değişti  İçine bir korku ile beraber bir de kin düştü  Dernekte bulunanların da tavırları değişti  Sevgi ile başlayan bu görüşme bir kinle sona erdi  Biraz sonra Arslan Bey oğlu Kutulmuş’u alarak sultanın huzurundan ayrıldı  Gazneli Mahmut, vezirlerine döndü: Bir adam ki üç ok ve bir yayla 60,000 kişiyi silah erzak ve mühimmatı ile toplayabiliyor; onu küçümsememek lazımdır  Vezirler hep bir ağızdan cevap verdiler: Bu adam, devletimiz için büyük tehlikedir   Bunun üzerine Gazneli Mahmut, Arslan Bey hakkında kötü şeyler düşünmeye başladı: Mademki Arslan elimize düşmüştür; onu sağ bırakmayalım   Sultanın fikri vezirler tarafından hemen benimsendi  İçlerinden biri: Arslan ve kumandanlarını bir nehre atıp boğalım! diye bir teklifte bulundu   Önce Gazneli Mahmut, kendisine misafir gelen bir adamın boğulmasına rıza göstermedi; fakat: Arslan’ı yakalayıp, Hint hududundaki “Kalincer” kalesine hapsedebiliriz dedi ve gerekli emri verdi  Zavallı Arslan Bey, misafir kaldığı bu sarayın altın yaldızlı bir odasında oğlu ile beraber uykuda bulunuyordu  Sabaha karşı birden bire odasının içine ellerinde kılıçlarıyla on tane saray muhafızı girerek uykuda bulunan Arslan ve oğlunun üzerine saldırdılar  İkisini de kıskıvrak bağladılar  Arslan Bey, ne olduğunu ve neye uğradığını bilemedi  Tanrı misafiri bulunduğu bu sarayda bir hıyanete kurban gittiğini anladıysa da iş işten geçmiş bulunuyordu  Gazneli muhafızlar, onu, elleri bağlı olduğu halde, Hint hududundaki bir dağ üzerinde bulunan kalın duvarlı Kalincer kalesinin karanlık bir odasına hapsettiler  Selçuk’un büyük oğlu Arslan Bey, Gazneli Mahmut’un hilesinin kurbanı olarak bu karanlık taş odada ömrünü tamamladı   Fakat Türkler, Gaznelilerden bunun intikamını almaya ant içtiler  Nihayet Selçuk’un torunlarından Çakır ile Tuğrul beyler, Gazneli Mahmut’un oğlu Mesud’u “Dandanakan” sahrasında mağlup ederek, Gazneli Devletini tarihten sildiler  Gazneli Mahmut, Arslan’ın oğlu Kutulmuş’u serbest bırakmıştı  Kutulmuş’u da saltanat kavgası yüzünden Alpaslan öldürttü  Fakat Kutulmuş’un oğlu Süleyman, Anadolu Selçuklu Devletini kurmaya muvaffak olarak Oğuz Türkmenlerinin Anadolu’da ebediyen yaşamalarını sağlamış oldu  | 
|   | 
|  | 
|  |