Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
arslan, bey, büyüklerimizden, türk

Türk Büyüklerimizden Arslan Bey

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Büyüklerimizden Arslan Bey




ARSLAN BEY

Anadolu’da Selçuklu Sultanlığı’nı kuran Oğuz Türkmenleridir Bu gün Anadolu’yu dolduran Türklerin ataları da Oğuzlardır Oğuzlar X yüzyılda Müslümanlığı kabul edince, Türkmen adı ile anıldılar

Oğuzların ana yurdu, ormanlarla kaplı olan Tanrı Dağı’dır Oğuzlar bu dağa “Gökmen Adağı” derlerdi Atalarımız Orta Asya’da bulunan bu ilk Türk yurduna (Ortaçağ), doğusuna (Hatay), batı illerine de (Horasan) adını vermişlerdi Oğuzlar, Ortaç Elinde 34 boy olarak yaşamakta idiler Sağ tarafa düşen on iki kabileye (Bozoklar), sol taraftaki on iki kabileye (Üçoklar) denilmekteydi Bozoklar, Oğuz Atanın (Günhan), (Ayhan), (Yıldızhan) adı oğullarından türediler Üçoklar ise Oğuz Atanın (Gökhan), (Dağhan), (Denizhan) oğullarından çoğaldılar

Oğuzların Üçok’larından (Kınık) boyu başbuğlarından Selçuk, XI yüzyılda Büyük Selçuklu İmparatorluğunu kurmaya muvaffak oldu Selçuk’un babası Dakak, Uygur Türkleri ülkesinde yaşamakta idi Ölümünden sonra oğlu Selçuk, Uygur Hükümdarı Beyğu Han’ın hizmetine girerek subaşılık rütbesine kadar yükseldi Fakat Han’ın karısı, Selçuk’u öldürtmek istediğinden, o maiyetindeki Oğuzlarla beraber Seyhun Nehri kenarında bulunan Cent şehrine gelerek yerleşti

Selçuk, civarındaki kavimlerle muharebeye girişerek az zamanda bir şöhret kazandı Cesur olduğu kadar kuvvetli bir ahlaka da sahipti Onda devlet kuruculuğu vasfı da bulunduğundan kısa bir zamanda Horasan Elleri Türkmenleri, Selçuk’un etrafında toplandılar Selçuk’un han seçilmesi hakkında şu tarihî rivayet vardır:

Günlerden bir gün, Oğuz Beyleri, okdanlıklarından birer ok çıkartıp bir yere toplandılar Bir çocuğun gözlerini bağlayarak bu oklardan bir tanesini ona çektirdiler Bu ok, başbuğlardan Selçuk’a aitti Selçuk’u han seçtiler Onu Oğuz töresince bir ak keçeye oturtup dokuz defa havaya kaldırıp ordugahta dolaştırdılar Sonra, önünde diz çöküp bakır kaplarla kımız içtiler Bütün Başbuğlar:

“Selçuk, devletin kutlu olsun! Seni han tanıdır” Diye and içtiler

Ozanlar kopuzlarıyla Oğuzname’den parçalar okudular İşte bu suretle Selçuk, Selçuklu Devletini kurmuş oldu

Selçuk’un (Arslan, Mikail, Musa, Yunus) adında dört oğlu vardı Selçuk bu oğullarından en fazla Mikail’i seviyordu Mikail bir kale muhasarasında şehit düştü Bundan sonra Selçuk’un Mikail’in oğulları olan (Çakır) ile (Tuğrul)’a karşı sevgisi fazlalaştır Fakat oğullarından en ulusu Arslan Bey’di

O sıralarda Samanoğulları hükümdarı, Selçuk’tan yardım istedi Selçuk da oğlu Arslan Bey’i bir kuvvetin başında bunlara gönderdi Arslan Bey, çok cesur ve yiğit bir kumandandı Yaptığı savaşlarda büyük muvaffakiyetler gösterdi Maveraünnehir’in asayişini bozan kavimleri birer ikişer mağlup ederek sindirdi

Bir müddet sonra Selçuk Han, 1030 tarihinde yüz yedi yaşında olduğu halde vefat etti

Artık devletin idaresi Arslan Bey’e kalmıştı Fakat Arslan Bey’in kuvvetlerinden, o devirde devlet kurmuş olan Samanoğulları, Karahanlılar ve bilhassa Gazneliler korkmaya başladılar

Gazneli Mahmut, kendi devletine bir tehlike olarak gördüğü Arslan Bey’le dostluk içinde geçinmenin çarelerini aramaya başladı

Bir gün Gazneli Mahmut, Arslan Bey’e bir elçi gönderdi Arslan Bey de bu elçiye lazım gelen saygıyı gösterdi Elçi, Arslan Bey’e, Gazneli Mahmut’un selamını söyledikten sonra şunlara tebliğ etti:

Gazne Sultanı diyorlar ki, biz daima Hindistan’a doğru sefer ediyoruz Bize birçok Müslüman devletler yardım etmek dileğinde bulunuyorlar Hayret ettiğim şudur ki, hiçbir gün Selçuk Oğullarından bir bölük olsun bizimle birlikte cenge iştirak etmiyor Eğer sizler de Hindistan seferlerine iştirak etme arzusu gösterirseniz, Gazne’ye gelip benimle görüşürsünüz!

Arslan Bey elçiye şu sözü verdi:

Eğer sultanınız, biz Selçuk Oğullarından faydalanmak arzu ediyorlarsa, biz kavgadan hiçbir zaman kaçmayız Derhal Hint seferlerine iştirak ederiz Bu hususu görüşmek üzere Gazne’ye geleceğim!

Hakikaten, bir müddet sonra, Arslan Bey, yavuz delikanlılardan oluşmuş ve her türlü teçhizatı tamamlanmış olan 10000 kişilik Türkmen alayı ile Horasan’dan kalkıp bu günkü Kabil şehri civarında bulunan Gazne şehrine gitti Gazneli Mahmut bu büyük kuvvetin başkentine yaklaştığını duyunca korktu Bu kuvvetler, Gazne civarında ordugah kurup konakladılar Bundan telaşa düşen Gazneli Mahmut Arslan Bey’e hemen bir adamı ile şöyle bir haber gönderdi:

Hind’e henüz bir seferimiz yoktur Kuvvetlerinizi geri çekiniz Yalnız kumandanlarınızı sarayımda misafir edeceğim

Arslan Bey, Sultanın bu arzusunu kabul ederek kuvvetlerini geri çekip yalnız 300 yiğitle Gazne şehrine girdi Küheylan atlar üzerinde birbirinden güzel bu yiğit delikanlıların Gazne sokaklarından geçişi büyük heyecan uyandırdı Oğuzlar simaca pek güzel insanlardı Beyaz tenli, al yanaklı ve kumral saçlı, iri vücutlu idiler Oğuzlar, Türk kavimleri içinde en cesurları ve en zekileriydi Oğuzların güzelliği dillere destan, hele ahlakları bütün Asya kavimlerince hürmete şayandı

Arslan Bey, yanında oğlu Kutulmuş olduğu halde Gazne Sultanı’nın muhteşem sarayına gitti Saray ağaları, Arslan’ı karşılayarak Sultan Mahmut’un huzuruna çıkardılar

Bu saray o devirde, dünyanın en zengin saraylarından biriydi Gazneli Mahmut, sarayında devrinin en yüksek alim ve sanatkarlarını toplamış, meşhur Şair Firdevsî bile Gazne sarayında Şehname’sini yazıp bitirmişti Sultan Mahmut, altın bir taht üzerinde oturmuş, vezirleri de sağında ve solunda el pençe divan durmakta idiler

Arslan Bey, salona girince gayet terbiyeli bir tavırla ilerleyerek eğilip yeri öptü Arslan’ın bu terbiyeli hali Sultan Mahmut’un çok hoşuna gitti Bunun üzerine Arslan Bey’e ikramlarda bulundu Kendi tahtının yanına altından bir kürsü konulmasını emretti Derhal sultanın yanına alın kürsü konuldu Gazneli Mahmut, misafirini yanına oturttu Bir müddet Arslan’la görüştükten sonra dernek kurulmasını emretti Birçok vezirler ve ağalar yerlerine oturarak, divan toplantısı yapıldı Gazneli Mahmut, Arslan Bey’in de bu dernekte bulunmasından dolayı hoşlandı Biraz sonra Gazneli Mahmut, seçkin misafirine dönerek dedi ki:

Eğer ihtiyacımız olursa bize ne kadar askerle yardım edebilirsiniz?

Arslan Bey, yanında bulunan okdanlıktan bir ok çıkartıp Sultana gösterdikten sonra:

Her zaman bu oku oymağıma gönderirseniz size derhal 10,000 sipahi gönderebilirim! diye cevap verdi

Bu vaadden son derece bahtiyarlık duyan Sultan:

Tekrar asker istersem?

Diye sordu Arslan ikinci bir ok çıkardı:

Bu ok da 10,000 askere muadildir

Sultan Mahmut hayretle:

Daha istersem? diye sordu

Arslan Bey, bir üçüncü ok çıkardı:

Bu da 10,000 askere işarettir

Sultan Mahmut’un gözleri açıldı ve divanda bulunanlar hayretlerini gizleyemediler Sultan Mahmut misafirini sonuna kadar yoklamak kararında idi:

Bu askerler kafi gelmezse?

O zaman Arslan Bey, omuzunda asılı olan yayı çıkararak vakur bir sesle:

Ne zaman bu yayı oymağımıza gönderirseniz, dedi; derhal 30,000 asker emrinize gelir!

Bu sözleri duyan Sultan’ın tavrı derhal değişti İçine bir korku ile beraber bir de kin düştü Dernekte bulunanların da tavırları değişti Sevgi ile başlayan bu görüşme bir kinle sona erdi Biraz sonra Arslan Bey oğlu Kutulmuş’u alarak sultanın huzurundan ayrıldı Gazneli Mahmut, vezirlerine döndü:

Bir adam ki üç ok ve bir yayla 60,000 kişiyi silah erzak ve mühimmatı ile toplayabiliyor; onu küçümsememek lazımdır

Vezirler hep bir ağızdan cevap verdiler:

Bu adam, devletimiz için büyük tehlikedir

Bunun üzerine Gazneli Mahmut, Arslan Bey hakkında kötü şeyler düşünmeye başladı:

Mademki Arslan elimize düşmüştür; onu sağ bırakmayalım

Sultanın fikri vezirler tarafından hemen benimsendi İçlerinden biri:

Arslan ve kumandanlarını bir nehre atıp boğalım! diye bir teklifte bulundu

Önce Gazneli Mahmut, kendisine misafir gelen bir adamın boğulmasına rıza göstermedi; fakat:

Arslan’ı yakalayıp, Hint hududundaki “Kalincer” kalesine hapsedebiliriz dedi ve gerekli emri verdi Zavallı Arslan Bey, misafir kaldığı bu sarayın altın yaldızlı bir odasında oğlu ile beraber uykuda bulunuyordu Sabaha karşı birden bire odasının içine ellerinde kılıçlarıyla on tane saray muhafızı girerek uykuda bulunan Arslan ve oğlunun üzerine saldırdılar İkisini de kıskıvrak bağladılar

Arslan Bey, ne olduğunu ve neye uğradığını bilemedi Tanrı misafiri bulunduğu bu sarayda bir hıyanete kurban gittiğini anladıysa da iş işten geçmiş bulunuyordu Gazneli muhafızlar, onu, elleri bağlı olduğu halde, Hint hududundaki bir dağ üzerinde bulunan kalın duvarlı Kalincer kalesinin karanlık bir odasına hapsettiler

Selçuk’un büyük oğlu Arslan Bey, Gazneli Mahmut’un hilesinin kurbanı olarak bu karanlık taş odada ömrünü tamamladı

Fakat Türkler, Gaznelilerden bunun intikamını almaya ant içtiler Nihayet Selçuk’un torunlarından Çakır ile Tuğrul beyler, Gazneli Mahmut’un oğlu Mesud’u “Dandanakan” sahrasında mağlup ederek, Gazneli Devletini tarihten sildiler Gazneli Mahmut, Arslan’ın oğlu Kutulmuş’u serbest bırakmıştı Kutulmuş’u da saltanat kavgası yüzünden Alpaslan öldürttü Fakat Kutulmuş’un oğlu Süleyman, Anadolu Selçuklu Devletini kurmaya muvaffak olarak Oğuz Türkmenlerinin Anadolu’da ebediyen yaşamalarını sağlamış oldu



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.