Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Bunları Biliyor Musunuz ?

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ilk, tiyatro, türkiyede

Türkiye'de İlk Tiyatro

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye'de İlk Tiyatro




Türkiye'de İlk Tiyatro

Türkiye'de Tiyatro

Geleneksel Türk Tiyatrosu

Türkiyedeki ilk tiyatro

Batılı anlamda tiyatro Türk edebiyatına Tanzimat döneminde girmiştirDaha önceleri Batı'da etkisini gösteren bu tür,Batı'nın inançları,kültürleri kısacası sosyal yaşamları çerçevesinde şekillenerek,belirli zaman evreleri içerisinde,bizim edebiyatımızdaki yerini almıştırBu dönemden önceyse,Türklerin Anadolu’da geliştirdikleri,dramatik olan veya olmayan seyirlik oyunları vardı

Batı'da tiyatro türünün eski bir mazisi vardır Bizim edebiyatımızda bu durum, "seyirlik oyunlar" adıyla faaliyet göstermekteydi Batı anlamında etkisini gösterdiği dönemlerde ise bu seyirlik oyunların tam anlamıyla tiyatro niteliğinde olmadığını görmekteyiz

Tiyatronun Antik Yunan'daki tabiri "thetron" dur ve kelime mânâsı 'oyun oynanan yer' dir Tiyatro kelimesinin de bu kökten geldiği yönünde belli birtakım görüşler vardır

Eski Yunan'da, yaz mevsiminin sona erip sonbaharın başlamasıyla beraber, toplumsal dayanışmayı sağlamak amacıyla yapılan tören veya şenliklere "Dionysos Şenlikleri" denir Bu şenliklerin edebiyat bilimine ve bilimcilerine katkıları olmuştur ve Sophakles, Euripides, Aristophanes gibi şahsiyetlerin yetişmelerine önayak olmuştur

Bu kültür zamanla Batı Avrupa'ya yayılmış ve klasik tiyatronun temsilcileri olan Shakespeare, Racine, Moliére gibi edebi kişilikler orataya çıkmıştır Bu şahsiyetlerin XVI ve XVII yy tiyatrosunun gelişimine katkıları önemlidir Rusya'da da XIX: yy'da Çehov, Gogol gibi önemli isimlerinde tiyatronun gelişimine katkıları olmuştur

GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU (1839 öncesi)

Batılılaşma öncesi Türk Kültürünün tiyatrosudurİslami yaşam ilkelerinin,esnaf loncalarının ve sarayın yönlendirmesiyle biçimlenen geleneksel kültürün köylü ve halk tiyatrosu türlerini kapsarKöylerde oynanan seyirlik oyunlar dışında kalan halk tiyatrosu genellikle kentlerde,en çokta İstanbul’da gelişmiştir

Geleneksel Türk Tiyatrosu kapsamı içinde Meddah,kukla,Karagöz,orta oyunu gibi dramatik içerik taşıyan türlerin yanısıra ustalık ve hüner gösterileride yer alırÖrneğin: cambaz,sihirbaz,denge sanatçıları gibi

Dramatik içerikli türlerden ahlak dersi vermesi de istenirToplumsal sorunlara dolaylı yollardan,genellemelerle,soyutlamalarla yaklaşılırKişiler klişeleşmiş tavır özellikleriyle gösterilirOyunlar yazılı metinlere dayanmaksızın,belli bir kanavayı izleyen ustalaşmış oyuncuların doğaçlama becerileriyle gelişmiştir

Geleneksel Türk tiyatrosunun dramatik içerikli türlerinde taklit başlıca çatışma ve kişileştirme yöntemi olarak kullanılırOyuncunun başarısı,taklit yapmadaki ustalığıyla ölçülür

Geleneksel Türk tiyatrosu gösterilerinde çeşitli yabancılaştırma teknikleriyle açık biçim veya gösterimci tiyatro adı verilen ve seyredenlerin izlediklerine tümüyle kapılmalarını önleyen bir oyun düzeni uygulanmıştır

Köy seyirlik oyunları: Yazılı metin yokturOyunun çatısı,oyuncuların yeteneği ve seyircilerin gösteri sırasındaki tepkileriyle biçimlenirAnadolu’da düğünlerde,bayramlarda veya yılın belirli günlerinde köylülerin kendi aralarında,oyun yapma,oyun çıkarma adı altında gerçekleştirdikleri tiyatro gösterisidir

Gezici olmayan,oynandığı yörenin geleneksel kültürüne,imkanlarına,dil ve mizah anlayışına sıkı sıkıya bağlıdır

Meddah: Anlattığı hikayenin içindeki söyleşmeleri taklit ve ses değişikliği yoluyla kişileştirerek meddahlığı dramatik bir gösteri haline sokarArapça medh (övme) kökünden türetilen meddah,başlangıçta peygamberin sözlerini yayan ve İslamiyeti öven kişi olarak tanınırdıOrta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Türk boylarının şamandan ozanlara ve aşıklara kadar uzanan kendilerine özgü hikayeciliği ve hikaye anlatma geleneği,zamanla Arap meddahlığının özellikleriyle birleşerek,geleneksel Türk tiyatrosunda Meddah geleneğini ortaya çıkarmıştır

Meddahlar oldukça zengin bir hikaye dağarcığına sahiptirlerGüldürü amaçlı hikayelerin yanı sıra,İslami kaynaklardan,İran efsanelerinden,Türk hikaye ve masal geleneğinden alınan konularla çok sayıda meddah hikayesi oluşturlmuşturMeddah bu hikayeleri anlattığı sırada,kişilerin değişik konuşma biçimlerini aktarmaya çalışır,hayvanların veya cansız nesnelerin taklitlerini yapar;sırası geldiğinde şarkılar,türküler de söyler

Meddahlar gösterilerini çoğu zaman kahvehanelerde bir yükselti üzerinde gerçekleştirmişlerdir

Kukla: Kukla oyunları yanlış anlamalar,açık saçık sözler,çift anlamlı deyimler ve bol bol kullanılan dayak,pataklama sahneleriyle güldürüye yönelmiştir

Karagöz: Bir gölge oyunudurGösterimci tiyatronun oyun biçimini kullanırBir doğaçlama türü olan karagözde komedi öğesi ağır basarGerilimi merak öğesi sağlarSözcükleri yanlış anlama,ters yanıtlar verme,ağız taklitleri,kötü ve gülünç duruma düşme entrikaları karagöz oyunundaki gülmeceyi sağlayan öğelerdir

Orta oyunu: Çevresinde seyircilerin oturduğu bir alanda,oyuncuların belli bir metne dayanmadan,doğaçtan oynadığı geleneksel Türk gösteri sanatıdırOrta oyunu 17yy’dan itibaren izine rastlanan çeşitli müzik,dans,kollarının bir sentezi olarak ortaya çıkmıştır19 yüzyılın ikinci yarısı ve 20 yüzyılın ilk çeyreğinde kesin biçimini almış en parlak dönemini Sultan Abdülaziz döneminde yaşamıştır

Tiyatro eserleri, aynı zamanda halkın sesi oluyor Hayatta gülünecek şeylerden bile ders çıkarılması konusunda önemli bir işleve sahiptirler Bu oyunlar toplumsal hicve de büyük önem verirler Tabi belli bi r takım önemli özelliklere de sahiptirler:

*Bu oyunlar XIX yy'a gelinceye kadar hep sözlüdür; fakat Avrupa'da ise başlangıcından beri yazılı olarak sahnelenmiştir

*Tiyatro doğrudan doğruya dile dayanan bir edebi türdür; seyircinin mizah ve komedi anlayışını geliştirmekteki ve dili kavramasındaki işlevi önemlidir

*Tiyatro karşılıklı konuşmalara dayanan kısa cümlelere dayalı bir türdür Cümleler kısa ve öz olmalı; monologlardan kaçınılmalıdır

TANZİMAT ve İSTİBDAT DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU(1839-1908)

Osmanlı İmparatorluğu içinde 18 Yy başlarında ortaya çıkan batılılaşma eğilimleri tiyatro alanındaki etkisini 19 Yy’dan sonra göstermeye başladıGeleneksel yaşam biçiminin terk edilerek Avrupa örneğinde modern bir toplum düzenine geçilmesini amaçlayan Batılılaşma eğilimi, saray çevresi, yüksek devlet görevlileri, aydınlar ve basın tarafından desteklendiBatılılaşmanın geniş halk kitlelerine yayılması ve benimsetilebilmesi için Tanzimat yıllarından başlayarak,Batı örneğinde yeni bir Türk tiyatrosunun geliştirilmesine çalışıldıÇerçeve sahnesi,dekoru,oyunları ve oyunculuk biçimiyle geleneksel seyirlik anlayışından çok farklı olan bu yeni tiyatro anlayışının yerleşmesinde yabancı elçiliklerinin,azınlıkların,levantenlerin ve sıksık İstanbul ile İzmir’e dışarıdan gelip temsiller veren yabancı toplulukların (turup) katkıları oldu

Tanzimat tiyatrosu batılı anlamda tiyatronun başladığı dönemdirTiyatro bu dönemde çeviri ve uygulamalarla batıya, yerli oyunlarla Türk halkına açıldı;sansürle de ilkin bu dönemde tanıştı

Türkiye’ye Batı tiyatrosunun girmesinde IIISelim,IIMahmut ve Abdülmecit gibi yenilikçi padişahların büyük katkısı vardırIIISelim döneminde İstanbul’da opera oynandı,bir tiyatro binası yapıldı1830’da İzmir’de bir tiyatro binası inşa edilerek oyunlar sahnelendi Gazeteciliğin de tiyatro türünün gelişmesindeki katkıları büyüktür1860'lı yıllarda İstanbul'da Hoca Naum, Şark, Hasköy, Ortaköy adlarıyla yabancı tiyatro grupları (trup) ortaya çıkmıştırBunların yanında Ermenilerin kurmuş olduğu Güllü Agop (Gedikpaşa'da); daha sonraki adı "Tiyatro-yı Osmâni" olan tiyatro da Batılı manada ki ilk yerli eserlere ev sahipliği yapamalarından dolayı,dönemin önemli tiyatro sahneleridir Bu tiyatro grubunuda aynı zamanda, Namık Kemal, Ahmet Midhat Efendi,Direktör Âlî Bey (oyunculara diksiyon derslerinin verilmesi ve eserlerin oynanmadan önceki analizlerinin yapılması bu heyetin önemli vazifelerindendir) gibi dönemin önemli şahsiyetlerinden oluşan bir edebi heyetin bulunması da bu tiyatro grubunun diğer tiyatro gruplarından farkının olduğunu bir göstergesidir

Letâfet Apartımanı adı ile anılan bina ise İstanbul'un ilk apartımanı olması özelliğinin yanında,bu apatımanın ilk katının Dârü'l bedâyî(güzel sanatlar eğitim merkezi);ikinci katının ise Dârü'l elhan(konservatuar)olarak kullanılması bu binaya ilk şehir tiyatrosu olma özelliği de kazandırmıştırVezneciler Şehzâdebaşı'ndaki Direklerarası adıyla anılan mekan ise ta ki Cumhuriyet Dönemi'ne kadar önemli bir kültür merkezi olarak nitelendirilmiştir

Bursa'da kurulan Ahmet Vefik Paşa tiyatrosu da döneme damgasını vuran önemli bir kültür abidesi olmuştur

Tanzimat döneminde öteki edebiyat türlerinde olduğu gibi,oyunlarda da toplumsal yarar ön plana geldiOyunlarda,toplumun aksayan yönlerini işleyen tiyatro yazarları ibret verici sonuçlar çıkarılmasına özen gösterdiler

Tanzimat döneminin,yazılan ama yayımlanmayan ilk yerli tiyatro eseri Hayrullah Efendi'nin Hikâye-i İbrahim Paşa be İbrahim-i Gülşeni adlı,dörtperdelik dramıdırŞinasi’nin Şair Evlenmesi oyunuysa 1860’da yayımlanan,bir başka deyişle kamuoyu önüne çıkan,derine etki eden,ilk yazılı tiyatro yapıtıdırBu yanı ile "ilk" lik özelliği taşımaktadırBu eser önceleri Tercümân-ı Ahvâl'de tefrika ;daha sonraları ise küçük kitapçıklar hâlinde yayınlanmıştırBirbirini görmeden evlenmenin ortaya çıkardığı gülünç durumları işleyen bu güldürüde,orta oyunuyla Moliére güldürülerinin etkileri açık olarak görülürBu eser karakter adlarının da rollere uygun olarak verilmesi,eserin özgünlüğünü ortaya koymaktadırPiyes yazarı Ali Haydar Bey (1836-1913) Sergüzeşt-i Perviz adlı yapıtıyla ilk tragedya örneğini vermiştir

Tiyatroyu en etkili eğitici ve öğretici tür olarak kabul eden Namık Kemal tümü dram türünde(Victor Hugo,Shakespeare) olan oyunlarında toplumsal ve tarihsel konuları işlemiştirGülnihâl, Vatan yahut Silistre,Akif Bey,Kara Bela gibi oyunları bu türün en güzel örnekleridir

Namık Kemal ile Şinasi arasındaki bu geçiş döneminde de önemli eserler edebiyatımızdaki yerini almıştırBu dönemde Âli Bey'in mudhika içerikli eserleri(Kokana Yatıyor,Geveze Berber,Misâfir-i İstiskâl) ve yine Recaizâde Ekrem'in eserleri(Atala Yahut Amerika Vahşileri,Afife Anjelik,Vuslat,Çok Bilen Çok Yanılır)önemli yer teşkil etmektedir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.