Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Bunları Biliyor Musunuz ?

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hayvanlar, için, tohumların, yayılmasının, önemi

Tohumların Yayılmasının Hayvanlar İçin Önemi Nedir?

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tohumların Yayılmasının Hayvanlar İçin Önemi Nedir?




Tohumların Yayılışında Hayvanların etkisi - Tohumların yayılmasının hayvanlar için önemi nedir?

TOHUMLARIN YAPISI VE OLUŞUMU

Görmüyorlar mı; biz, suyu çorak toprağa sürüyoruz da onunla ekin bitiriyoruz; ondan hayvanları, kendileri yemektedir? Yine de görmüyorlar mı? (Secde Suresi, 27)

Başınızı çevirdiğinizde gördüğünüz metrelerce uzunluktaki ağaçlardan, mis gibi kokularından zevk aldığınız çiçeklere, yediğiniz sebzelere, meyvelere kadar pek çok bitki en başta birer tohumdular Peki bu tohumlar hangi safhalardan geçerek oluşmuştur?

Tohum oluşumunun ilk safhası çiçekli bitkilerdeki polenlerin yani erkek hücrelerin taşınmasıdır Rüzgar, böcekler, hayvanlar ya da başka herhangi bir yolla taşınan erkek üreme hücrelerinin (polenlerin) yolculuklarının son noktası çiçeklerin dişi üreme organlarıdır

Çiçeklerin tam ortasında, meyve yapraklarından (karpellerden) oluşmuş tek ya da birkaç tane dişi organ bulunur Her dişi organın en üst bölümünde de bir tepecik, bunun altında tepeciği taşıyan bir boyuncuk ve en dipte de tohum taslaklarını barındıran şişkince bir yumurtalık vardır

Erkek organlardan gelen çiçek tozları, yüzeyi yapışkan bir sıvıyla kaplı olan tepeciğe konarlar, sonra boyuncuk kanalıyla dipteki yumurtalığa ulaşırlar Bu yapışkan sıvının çok önemli bir görevi vardır: Çiçek tozları boyuncuğun altındaki yumurtalığa ulaşamadıkça buradaki tohum taslaklarını dölleyemezler Bu yapışkan sıvı bu noktada devreye girer ve çiçek tozlarının etrafa dağılarak boş yere harcanmasını önler

Çiçek tozları, tepeciğin üstüne konduktan sonra büyümeye başlar Olgunlaşmış her polen tanesi iki sperm hücresi taşır Aynı türden bir çiçeğin tepeciğine yapışan polen, kök kadar ince bir borucuk geliştirerek, dişi organın boyuncuğundan yumurtalığa doğru uzatır Borucuk, uzayarak yumurtalığa ulaştığında kopar ve içindeki spermler serbest kalır Böylece spermlerden biri yumurtalıktaki yumurta hücresiyle birleşir Bu oluşum ileride tohumu meydana getirecektir Diğer çekirdek de aynı tohum taslağındaki başka hücrelerle birleşerek tohumun çimlenmesi için gerekli besin deposunu oluşturur İşte bu olaya döllenme denir Döllenmeden bir süre sonra da ortaya tohum çıkar

Döllenmeden sonra oluşan her tohumda bir bitki embriyosu bir de besin deposu bulunur Bitkiyle ilgili baştan beri anlattığımız bütün bilgiler bu embriyoda bulunur; yani embriyo bitkinin küçük bir kopyasını içinde barındırır Besin deposu ise, bitki kendi besinini üretebilecek hale gelene kadar embriyonun büyümesini sağlayacaktır

TOHUMLARDAKİ YEDEK BESİN DEPOSUNUN ÖZELLİKLERİ

Tohumlarda embriyo ile birlikte bulunan yedek besin çok önemlidir Çünkü tohum halindeki bir bitkinin fotosentez yapacak yaprakları ve topraktan besin toplayabileceği kökleri yoktur Toprağın üstüne çıkacak bir filiz haline gelene kadar tohum bünyesindeki bu besini kullanmak zorundadır Bu nedenle yedek besin, tohumun gelişimini tamamlamasına yetecek miktarda olmalıdır

Bu noktada karşımıza mucizevi bir detay çıkmaktadır Her bitkinin tohumunda tam ihtiyacı olacak kadar besin depolanmıştır Uzun süre çimlenmeden dayanması gereken tohumların (örneğin hindistan cevizi tohumları) içindeki besin miktarı ile suyla karşılaştıktan kısa bir süre sonra filizlenmeye başlayan tohumların (kavun, karpuz vs) içindeki besin miktarı farklı farklı ayarlanmıştır Üstelik döllenmeden sonra tohum oluşurken bitkinin türüne göre hangi maddelerin depolanacağı da ince ince tasarlanmıştır Genel olarak nişasta ve protein, kimi zaman da bunlara ek olarak şeker ve yağ tohumda besin olarak depolanır Bu maddelerden nişasta, vazgeçilmezdir çünkü tohum için gerekli olan ana enerjiyi sağlayacaktır Depolanmış proteinler de bitki açısından önemli olan diğer proteinleri inşa etmek için embriyonun ihtiyaç duyacağı aminoasitleri meydana getirecektir3

Şimdi burada durup düşünelim Bu besin miktarını ve cinsini ayarlayan kimdir? Bunu ayarlayan tohum olamaz çünkü ortada henüz bir tohum yoktur, bu ayarlama tohumun oluşumundan önce yapılmaktadır O halde bitkinin kendisi, tohumunun hangi aşamalardan geçerek, ne kadar süre sonra döllenebileceğini tespit edip, kendisi mi bu miktarı ayarlamaktadır? Böyle bir ihtimali kabul etmek, bitkinin kendi aklı ve şuuru olduğunu, ileri görüşlü olduğunu, kendi dışında gelişen olaylardan haberdar olduğunu ve daha inanılması mümkün olmayan pek çok mantık dışı olayı kabul etmek demektir Elbette bunu kabul etmek akıl ve mantık sahibi bir insan için mümkün değildir

Bu durumda karşımıza çıkan gerçek açıktır: Her bitkinin tohumunun içine tam gerektiği kadar besini depolayan, tüm bitkilerin ve o bitkilerin döllenme aşamalarının, sistemlerinin Yaratıcısı olan Allah'tır

TOHUMLARDAKİ BESİN MADDELERİNİN ÖNEMİ

Döllenmeden sonra tohum oluşurken bitkinin türüne göre nişasta ve protein ile birlikte şeker ve yağ da tohumda besin olarak depolanır Nişasta tohum için gerekli olan ana enerji kaynağını sağlar Depolanmış proteinler de bitki açısından önemli olan diğer proteinleri inşa etmek için embriyonun ihtiyaç duyacağı aminoasitleri sağlayacaktır Fakat embriyonun proteinleri ve nişastayı emerek, onları kendi içinde taşıyabilecek hale gelmesi için çoğunlukla suda çözülmez özellikte olan bu protein ve nişastaların kimyasal olarak parçalanıp suda çözünür küçük birimler haline gelmesi gerekmektedir Nitekim tohum da -ilerleyen bölümlerde göreceğimiz gibi- bu ihtiyacı çözebilecek bir sistemle birlikte yaratılmıştır4 Tohumun gelişimini sürdürebilmesi ve bir bitki haline gelebilmesi için mutlaka gerekli olan besin deposunun varlığı sadece bitkiler için önemli değildir Tohumlardaki bu besleyici maddeler hem insanlar hem de hayvanlar için önem taşımaktadır Örneğin; buğday, mısır, pirinç, arpa, çavdar, yulaf, darı, kara buğday, baklagiller (bezelye, fasulye, soya fasulyesi, börülce, yer fıstığı) ve kabuklu yemişler (Brezilya fıstıkları, hindistan cevizi, ceviz, badem gibi) besleyici maddeleri içinde bulunduran tohumlardandır

Genellikle tohumlarda, diğer maddelere oranla şekere daha az rastlanır Tatlı mısır, kestane, badem, fıstık ve bezelye gibi tohumlar ise diğerlerine oranla çok daha fazla miktarda şeker depolayan tohumlardandır

Yağ depolayan tohumlardaki yağ, tohumlar olgunlaştıkça hızlı bir şekilde artar Tohumlardan elde edilen en önemli yağların bazıları keten, pamuk, soya fasulyesi, zeytin, yer fıstığı, keneotu tohumu, hindistan cevizi, susam ve hurma bitkilerinden elde edilmektedir Bu yağlar besin olarak kullanılmalarının yanısıra boya, cila, muşamba, mürekkep, sabun ve yalıtım maddelerinin yapımında da kullanılmaktadır5

Bu örneklerden anlaşılacağı üzere, insanın yaşamı ve sağlığı doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak tohumlara bağlıdır Lifli besin, baharat gibi besin ihtiyaçları, içecekler, yenilebilen ve endüstriyel olmak üzere kullanılan yağlar, vitaminler ve ilaçlar insanın tohumlardan yararlandığı alanlardan birkaçıdır

TOHUMLARDAKİ MİNERAL VE VİTAMİNLER

Kuru tohumların pek çoğunun besin değeri son derece yüksektir Bunlardan kabak çekirdeği, susam ve ayçiçeği tohumları, tahıl tanelerine oranla daha fazla protein içeren besinlerdir Örneğin kabak çekirdeği tohumları % 30'dan daha fazla protein içerirler E vitamini açısından yüksek olan bu tohumlar aynı zamanda ağırlıklarının yarısından daha fazla yağ içermektedirler Bunun çoğu (% 80'den daha fazlası) damar sertliğine karşı koruyucu türde olan yağlar, bizim asıl yağlı asitlerimiz ve yağda çözünen vitaminlerden A, D ve E vitaminleridir Tohumlarda B vitamini de bulunmaktadır fakat tohumun türüne bağlı olarak bu miktar değişmektedir6

Çinko, kalsiyum, fosfor, E vitamini vs açısından zengin olan balkabağı tohumları

Bundan başka tohumlar mineral açısından da son derece zengindirler Örneğin; bol miktarda demir ve çinko bulundururlar Özellikle balkabağı tohumlarında magnezyum miktarı da fazladır Aynı zamanda birçok tohum, bakır deposudur Tohumlardaki kalsiyum ve potasyum ve fosfor seviyesi de oldukça yüksektir, çok az miktarda sodyum içermektedirler Çoğu tohumda iyot da bulunmaktadır

Yukarıda iç yapısının şematik anlatımı görülen ayçiçeği tohumlarının meyve kabukları kuru ve sert dokulardan oluşur Bu nedenle olgunlaştıklarında tohum kabukları çatlamaz Bu, kabukların içindeki besin değeri yüksek tohumun saklanması için gereklidir

Balkabağı tohumları (çekirdekleri) konsantre çinko taşır Bu özellikleri sayesinde çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılırlar Bundan başka balkabağı tohumları kalsiyum ve fosfor gibi demir açısından da oldukça zengindirler Aynı zamanda E vitamini ve temel yağlı asitleri içermektedir Tohumlarında B vitaminerinin karışımı bulunmaktadır bunların arasında niasin en zengin olanıdır

Susam tohumları dünyada en çok kullanılan tohumlardır Bu tohumlar yağ açısından zengindirler (yağ oranı % 55'in üzerindedir) Susam tohumları yaklaşık olarak % 20 protein, bazı A ve E vitaminlerini, B12 ve folik asit dışındaki B vitaminlerinin çoğunu içermektedirler

Pek çok mineral ve vitamin tohumlarda bulunur insan yaşamının devamlılığı için tohumların varlığı zorunludur Bu, diğer canlılar için de geçerlidir Allah tohumları tüm canlılar için nimet olarak yaratmaktadır

Çoğu tohumda olduğu gibi mineraller de susam tohumlarında bolca miktarda bulunmaktadır Kalsiyum, bakır, magnezyum, fosfor ve potasyum gibi çinko ve demir de yüksek miktarlardadır Susam tohumları mükemmel bir kalsiyum kaynağıdır Bununla birlikte çoğu tohumda olduğu gibi fosfor da oldukça yüksektir Susam tohumları aynı zamanda içeriklerindeki E vitamini ya da diğer faktörlerden dolayı hafif bir antioksidan etkisine sahiptirler7

Çiğ ayçiçeği tohumları kızartılmış olanlarına ve tuzlu cinslerine göre besleyicilik açısından zengindirler Kan basıncı problemi olanlar için ayçiçeği tohumları potasyum açısından zengin, sodyum açısından fakirdir Ayçiçeği tohumlarındaki yüksek miktardaki yağ (-damar sertliğine karşı koruyucu nitelikte olan yağlar gibi-) temel linoleic asit ve E vitamini kolesterol düzeyini indirmek ve kardiyovasküler hastalıkları önlemede oldukça etkilidir Ayçiçeği tohumları yaklaşık olarak % 25 proteinden oluşmaktadırlar, liflidirler, B vitamini açısından zengindirler Yüksek oranda potasyum, düşük oranda sodyum ve farklı oranlarda çinko, demir ve kalsiyum içermektedirler Ayçiçeği tohumları mineral açısından zengin besin kaynaklarıdır Bakır, manganez ve fosfor seviyeleri de oldukça yüksektir, ayrıca magnezyum bulunmaktadır8

Yukarıda yer verdiğimiz bu birkaç örnekte de görüldüğü gibi Allah tohumları vesile kılarak insanları pek çok yönden rızıklandırmaktadır Bu yönüyle tohum sadece bitkilerin yetişmesine vesile olması ile değil, şükredilmesi gereken nimetlerden biri olarak da karşımıza çıkmaktadır

Öyleyse Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal (ve) temiz olanlarını yiyin; eğer O'na kulluk ediyorsanız Allah'ın nimetine şükredin (Nahl Suresi, 114)



Alıntı Yaparak Cevapla

Tohumların Yayılmasının Hayvanlar İçin Önemi Nedir?

Eski 10-21-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tohumların Yayılmasının Hayvanlar İçin Önemi Nedir?




Tohumdaki Sır

Şimdi ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü? Onu sizler mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren Biz miyiz? Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar-kalırdınız (Vakıa Suresi, 63-65)

Aşağıdaki resimlere bakın Sizce kuru tahta parçalarını andıran bu cisimler nedir? Bu cisimlerden canlı bir varlık meydana gelebilir mi?

Bu cisimlere bakan birçok insan muhtemelen bunların meyve çekirdekleri veya çalı çırpı benzeri maddeler, hatta bir nevi çöp olduklarını düşünmüş olabilir O halde siz, kimilerinin "çöp" olarak nitelendirdikleri bu cisimleri alıp bahçeniz veya evinizdeki bir saksının içindeki toprağa gömün ve bir müddet bekleyin Bir süre sonra ne olacağını merak ediyorsanız arka sayfayı çevirin ve sonucu görün

Yukarıdaki resimlerden anlaşılacağı gibi bu "kuru tahta parçaları" birer tohumdur Ve bu tohumlar uygun şartlar sağlandığında hayret verici şekilde yeşerir ve çeşit çeşit bitkileri meydana getirirler Peki acaba küçük ve kuru olan bu cisimleri bir tahta parçasından ayıran özellik nedir?

Tohumların, kendilerini diğer cisimlerden ayıran çok önemli bir özellikleri vardır Tohumlar ait oldukları bitkinin her dalına, her yaprağına, bu yaprakların sayısına, şekillerinin nasıl olacağına, kabuğunun ne renkte ve kalınlıkta olacağına, besin ve su taşıyan borularının genişliğine, sayısına, bitkinin uzunluğuna, meyve verip vermeyeceğine, verecekse bu meyvelerin tatlarına, kokularına, şekillerine, renklerine dair -kısacası bir bitkiyle ilgili olabilecek- bütün bilgilere sahip cisimlerdir

Peki tohum hakkında hiçbir bilgiye sahip olmasaydık ve bu cismi ilk defa görüyor olsaydık, ne işe yaradığını da hiç bilmeseydik -arka sayfadaki resimlerde görüldüğü gibi- tohumların içinden hiçbiri diğerine benzemeyecek şekilde sayısız bitkinin çıkabileceğini, bu bitkilerin bir kısmının da metrelerce yüksekliğe ulaşabileceklerini tahmin edebilir miydik? Tabii ki böyle bir şeyi tahmin edemezdik Kuru tahta parçası görünümündeki bir cisimden mis gibi kokan, çarpıcı renklere ve şekillere sahip sayısız çiçeğin; papatyaların, lalelerin, açelyaların, sardunyaların, nergislerin, güllerin, menekşelerin çıkacağını düşünemezdik Türlü türlü meyvelerin; şeftalinin, hindistan cevizinin, armutların, ayvanın, dutun, kayısının yine bu tohumların oluşturduğu ağaçlarda yetişeceğini, küçük siyah, kahverengi ya da sarı cisimlerin böğürtlenleri, portakalları, mandalinaları, karpuzları, erikleri, biberleri, domatesleri oluşturacağını hayal bile edemezdik

İşte bu yüzden tohum, üzerinde düşünülmesi gereken bir varlıktır Milyonlarca yıldır tohumların içinde bitkilere ait bütün bilgilerin saklanıyor olması sıradan bir konu olarak karşılanmamalıdır Bu, konu üzerinde düşünen insanın önünde hiç beklemediği ufukları açacak, pek çok olaya bakış açısını değiştirecek bir bilgidir Bu bilgiye daha yakından şahit olmak için insanın en yakınından, örneğin evinde bulunan sebzelerden, çiçeklerden, meyvelerden düşünmeye başlaması yeterlidir

Karpuz çekirdeklerindeki detaylı tasarımı inceleyen bir insan çok önemli bir gerçeğe ulaşacaktır Bu küçücük çekirdeklerin içinde, tadıyla, kokusuyla, koruyucu kabuğuyla kusursuz bir meyvenin bilgilerinin yerleştirilmesi bir yaratılış mucizesidir

Örneğin; bir tohumun karpuz olabilmesi için ne gibi bilgilere ihtiyaç vardır, düşünelim Karpuz dilimini eline alıp inceleyen insan çok belirgin bir düzen ile karşılaşacaktır Bu düzeni sağlayan bütün bilgiler karpuzun çekirdeklerinde yani tohumlarında mevcuttur İncelemeye devam eden kişi karpuzun çekirdeklerinin her birinin ince bir bağ ile sulu bölüme tutturulduğunu görecek, çekirdeklerin üzerindeki incecik zarı fark edecektir İşte bu zarın yapısı hakkındaki bilgi de, karpuzun hoşa giden tam ayarında şekeri, esansı ve lezzeti ile ilgili bilgi de tohumlarında mevcuttur Bundan başka; karpuzun kabuğundaki desenler, kabuğun kalınlığı, üzerindeki mumlu yapı ile ilgili bütün bilgiler de tohumlarda şifrelenmiştir Kabuğu oluşturan hücrelerin bir duvar ustasının yapamayacağı kadar pürüzsüz bir doku oluşturmalarını sağlayan bilgi de tohumlardadır

Dünyanın her yerinde karpuzların aynı özelliklere sahip olmasını sağlayan da tohumda saklı olan bu bilgidir Bu nedenle dünyanın neresine gidilirse gidilsin karpuz çekirdeklerinden bir miktar alınıp toprağa ekilse bir süre sonra topraktan bir karpuz bitkisinin çıktığı, ardından bu bitkinin üzerinde küçük karpuzların oluştuğu, bunların da zamanla büyüdüğü ve gerçek birer karpuza dönüştükleri görülecektir

Her ağaç türü farklı bir tasarıma sahiptir Bu tasarımla ilgili tüm bilgiler de tohumlarda saklanmıştır

Başka bir örnek verelim ve kozalaklı bir ağacın özellikleri ile çöl bitkilerinin özelliklerinden bazılarını ele alarak karşılaştırma yapalım

Kışın toprak donduğu için ağaç kökleri bir süre sonra topraktan su alamaz duruma gelir Ayrıca kışın çok az yağmur yağar, yağışların çoğu kar olarak düşer Bu nedenle ağaçların kış mevsiminde ortaya çıkan susuzluğa dayanıklı olmaları gerekmektedir İşte ağaçlar bu dayanıklılığı yaprakları sayesinde kazanırlar Örneğin; birçok kozalaklı ağacın yaprakları sert bir deri gibidir ve dökülmez Yapraklarının üzerindeki mumlu yüzey de suyun buharlaşma yolu ile kaybını azaltır ve bu dayanıklılık yaprakların dökülmesini ya da su basıncı dolayısıyla bitkinin solmasını önler Bundan başka kozalaklı ağaçların yapraklarının çoğu iğne şeklindedir ve dona karşı da dayanıklıdır

Ayrıca bu bitkiler her bahar mevsiminde yeni yapraklar açtıklarında enerji toplarlar Ve yapraklarının dayanıklılığı da bu bitkiler için önemlidir Çünkü hava koşullarının elverişli olduğu her fırsatta bu bitkiler hemen fotosentez yaparak besin depolarlar Yapraklarını dökmeyen ağaçların şekli de genelde koni biçimindedir ve bu sayede üzerlerine düşen kar kolaylıkla dökülür ve böylece dalları ağırlıktan kırılmamış olur Ayrıca tutulan karlar ağacı soğuğa karşı korur ve yapraklardan nemin çıkmasını azaltarak su kaybını önler1

Çölde yaşayan bir bitki için kuraklık en büyük tehlikelerden biridir Ne zaman yağacağı belli olmayan yağmurlar, kum fırtınaları, aşırı sıcaklık gibi olumsuz etkenler normal şartlarda bitkilerin soylarının tükenmesine neden olabilir Ancak çöl bitkilerine ya da kurak iklimlerde yetişen diğer bitkilere baktığımızda bu ortamlara dayanıklı olmalarını sağlayacak kendilerine has özelliklerinin bulunduğunu görürüz Tohum yapıları, üreme şekilleri bu koşullarda nesillerini devam ettirmelerini sağlayacak şekildedir

Çöl bitkilerinin susuzluğa ve sıcağa dayanıklı bir yapılarının olması da bu bitkilerin tohumlarına kodlanmış olan bilgilere bağlıdır Bu çeşit çeşit bilgiyi küçücük tohumların içine sığdıran, elbette sonsuz bir kudret sahibi olan Allah'tır

Buna çöl bitkilerinin tohumlarının içerdikleri bazı maddelerden örnekler verelim Birçok çöl tohumu filizlenmeyi engelleyen çeşitli maddelere sahiptir Örneğin; Sinapis alba adlı bitkinin meyveleri tohumun filizlenmesini engelleyen "blastokoline" maddesi ihtiva eder Arizona'daki bazı çöl bitkileri de yine yapılarındaki bazı maddeler nedeniyle çok uzun uyku dönemlerinden sonra fidan verirler Mesela; Lepidium lasiocarpum isimli bitki bir yıldan sonra, Streptanthus arizonicus 26 aydan sonra filizlenmeye hazırdır Bu maddelerin varlığının önemi özellikle kurak mevsim baş gösterdiğinde anlaşılmaktadır2

Bu iki bitki türünün örnek verilen özelliklerinin her biri tohumun embriyosunda bulunması gereken bir bilgi demektir Yapraklarını dökmeyen bitkilerle çöl bitkileri arasındaki bu birkaç fark bile bitki tohumlarının içinde ne kadar çok ve detaylı bilginin kodlanmış olduğunu açıkça göstermektedir

Gülün kırmızı rengi, yapraklarındaki kıvrımların her birinin nasıl olacağı, kaç yaprağının olacağı, yapraklarının yumuşaklığı, kadifemsi yapısı, güle kokusunu veren maddelerin oranı birer bilgidir Patlıcana morumsu siyah rengini veren, üstüne cilalı kabuğunu yerleştiren, içinde çekirdeklerini sıralayan, sapını dayanıklı kılan, sapın içindeki taşıma borularının uzunluklarını belirleyen, embriyoya yerleştirilmiş olan bilgilerdir Kuru sopaya benzeyen asma dallarından tatlı ve su dolu kesecikler halinde üzümlerin çıkmasını sağlayan da bu bilgidir Üzüm kabuklarını fındık kabuklarından farklı kılan, bu iki meyvenin renklerini, tatlarını, kokularını, içindeki vitaminleri, birinin sulu birinin kuru yapılarda olmasını sağlayan hep tohumların embriyolarındaki bilgilerdir

Yukarıda görülen kuru tohumlardan, kusursuz güzellikteki, rengarenk gülleri çıkartan göklerin ve yerin Rabbi olan Allah'tır

Bitkiler ilk ortaya çıktıklarından beri tohumla üreyen türlerin her birinde bu bilgiler var olmuştur Buraya kadar anlatılanlarda da açıkça görüldüğü gibi aksi bir durum yani bu bilginin olmaması demek, o bitkinin var olmaması demektir Bu noktada akla şu soru gelmektedir:

Tohuma bu bilgi kim tarafından yerleştirilmiştir?

Bu sorunun cevabını kitabın giriş bölümünde vermiştik Ancak burada bir kez daha hatırlatmakta yarar vardır Tüm bu muazzam bilgiyi tohumun içine yerleştiren, herşeyin Yaratıcısı olan Allah'tır

Küçücük bir tohumun içine böylesine muazzam bir bilginin yerleştirilmiş olması ve tohumların diğer özellikleri iman edenler için Allah'ın benzersiz yaratma sanatına birer örnektir İmanlarını artıracak, onları Rabbimiz'e yaklaştıracak bir vesiledir Allah herşeye güç yetiren olduğunu, binlerce sayfalık bilgileri küçücük tohumlara yerleştirerek ve eşi benzeri olmayan çeşit çeşit bitkiyi bu küçücük cisimlerden çıkararak bir kez daha bize göstermektedir Tohumlardan bitkilerin çıkmasını sağlayan yalnızca Allah'tır Bu gerçek ayetlerde şöyle bildirilmektedir:

Şimdi ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü? Onu sizler mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren Biz miyiz? Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar-kalırdınız (Vakıa Suresi, 63-65)

Bir diğer ayette tohumu yaratanın da, toprağın içine düştüğünde onu yarıp içinden yeni bir bitkiyi çıkaranın da Allah olduğu şöyle haber verilmektedir:

Taneyi ve çekirdeği yaran şüphesiz Allah'tır O, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır İşte Allah budur Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz? (En'am Suresi, 95)

Gerçek bu kadar açık olmasına rağmen bunu kavrayamayan insanlar yeryüzünde her zaman mevcut olmuştur Allah'ın varlığını inkar eden kişiler bu yaratılış mucizesini görmezlikten gelerek tohumların ortaya çıkışına tesadüflerle açıklama getirmeye çalışmışlardır ve halen de çalışmaktadırlar Ancak ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar sonuç değişmeyecektir Akıl ve vicdan sahibi her insan tohumdaki kusursuz tasarımı ve içerdiği olağanüstü bilgiyi inceledikçe bunun tesadüfen oluşamayacağını anlayacak ve yaratılış gerçeğine şahit olacaktır Kitabın ilerleyen bölümlerinde de görüleceği gibi tohumlardaki tasarım ve içlerinde yer alan bilgi, kendi kendine ortaya çıkamayacak kadar ihtişamlıdır


Alıntı Yaparak Cevapla

Tohumların Yayılmasının Hayvanlar İçin Önemi Nedir?

Eski 10-21-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tohumların Yayılmasının Hayvanlar İçin Önemi Nedir?




Tohumlardaki Tasarım

O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu görmektesiniz Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik (Lokman Suresi, 10)

Tohumlar temel yapı olarak -önceki bölümde de söz ettiğimiz gibi- bir tohum kılıfı, besin deposu ve embriyodan oluşurlar Ancak temel yapıları aynı olmasına rağmen her tohumun besin deposunun miktarı, tohumu çevreleyen koruyucu zarın cinsi, kalınlığı, kendisini saran meyvenin şekli, meyvesinin tadı birbirinden çok farklıdır Tohum kılıflarının şekillerinden renklerine, malzemelerindeki çeşitliliğe kadar herşey, bitkilerin yaşadığı ortama ve türüne göre değişiklik gösterir

Bu açıdan incelendiğinde tüm tohumlar bir tasarım harikası olarak karşımıza çıkarlar Şimdi bu tasarım farklılıklarını örnekler vererek görelim Kayısıda tek bir çekirdek yani bir tane tohum bulunur ve bu çekirdek katı kabuğunun içinde çok iyi korunur Etli kısım ise şekerli ve yenilmeye elverişlidir Bu bölüm insanların yanısıra kuşlar, kemirgenler, böcekler ve diğer hayvanlar için de iyi bir besindir Ancak meyvenin böyle iki kısımdan oluşması, bitki için de iyi bir fırsattır Çünkü meyve bölümünün yenilmesi ile birlikte kayısının ortasında sert bir çekirdek şeklinde tohum ortaya çıkar Ve tohum bu şekilde uygun bir yerde filizlenerek yeni bir ağaç olarak yetişme imkanı bulur

Başka bir örnek olarak kiviyi verelim Kivi, kayısının aksine içindeki çekirdekleri (tohumları) de yenen bir meyvedir İşte bunun için kivinin tek bir tohumu değil, çok sayıda küçük tohumu vardır Etli bir meyve olan kivide olduğu gibi gruplaşmış halde bulunan tohumlar genellikle küçüktür ama birarada bulunmaları ve çok sayıda olmaları nedeniyle -meyvenin bir bölümü yense bile- bir bitki haline gelme ihtimalleri daha fazladır

Dünya üzerindeki bitki çeşitliliği ile doğru orantılı olarak tohumlarda da çeşitlilik söz konusudur Her bitkinin tohumunun şekli, içerdiği yedek besin miktarı, tohum kabuğunun cinsi ve kalınlığı birbirinden farklıdır Bu açıdan incelendiğinde tüm tohumlar bir tasarım harikası olarak karşımıza çıkar

Kuru meyveler ise genellikle tohumun korunmasında ve yayılmasında önemli bir fonksiyona sahip olan mimari yapılarla süslüdür Buna örnek olarak devedikeninin tepesinde bulunan püskülü verebiliriz Bu küçük paraşütlerin görevleri -ileriki bölümlerde detaylarıyla inceleyeceğimiz gibi- değerli yüklerini (üreme hücrelerini) hava yoluyla uzaklara taşımaktır

Alttaki resimde yer alan Epilobium glaberrinum adlı bu bitki tohumlarını rüzgarla dağıtır Tohum kapsülünün 4 parçadan oluşan bir tasarımı vardır Bu parçalar birbirinden ayrılır ayrılmaz bitkinin püsküllü tohumları havaya dağılıp rüzgarın estiği yönde çeşitli bölgelere yayılır Kuru meyvelerde genellikle bu bitkideki püsküllere benzer şekilde, tohumun taşınmasını sağlayan özel tasarımlar vardır

Tohumların tasarımına bakarak nasıl dağıtıldığını anlamak mümkündür
Bütün tohumlardaki içerik genel olarak aynıdır Ancak resimde de görüldüğü gibi tohumun şekli bitkinin türüne göre değişiklik gösterir Allah tohumlarda benzersiz bir çeşitlilik yaratmıştır

Kuru meyvelerden çok tohumlu olanlar tohumlarını yaymak için açılırlar Yeşerme sırasında tohumlar birbirlerine yaklaşarak sıkışır ve iyice sıkıştıracak şekilde karşılıklı birbirlerini zorlarlar Bu tür meyvelere kendiliğinden açılan meyveler denilir Bunlarda, tohumun kılıfı kalın ve dayanıklıdır, çünkü embriyoyu ve besin deposunu bu kılıf korumaktadır Bu türün tohumları çok farklı renkler, şekiller ve dokulara sahip olduğu gibi, kanatlar, tüyler, ince zar gibi farklı bölümlere de sahiptir

Çok tohumlu kuru meyvaların tipleri büyük bir çeşitliliğe sahiptir Kapsüller, kesecikler, keçiboynuzu, taneli vs gibi pek çok meyva tasarımı söz konusudur İşte bunlara birkaç örnek:

Montbretia'nın üç tohum kaplı kapsülü parlak oranj renkte yuvarlak tohumlara sahiptir Tohumlarını etrafa saçmak için rüzgarın onu sallamasını veya herhangi bir canlının oradan geçmesini bekler9

Baklagiller ise meyvaları taneli olan son derece geniş bir türdür Her türün şekli ve özellikleri kendine özgüdür Örneğin; bezelyenin taneleri son derece düzgün bir şekilde arka arkaya dizilmişlerdir Colutea arborescens ise içi hava ile şişmiş bir haldedir ve gürültülü bir şekilde çatlar Bu bitkilerin en ilginci de mimoza bitkisinin (Mimosa pigra) inanılmaz taneleridir Bunlar, her biri bir tohum içerecek şekilde tüylü dikenlere benzer şekiller oluşturmuşlardır10
Kusursuz bir düzen içinde sıraya dizilmiş olan bezelye tohumları, bitkinin içindeki özel keseciklerde korunurlar Bu, dünyanın neresinde olursa olsun yetişen bütün bezelyeler için geçerlidir Aynı kusursuz düzen, aynı mükemmel renk ve tad bütün bezelyelerde vardır Bunu sağlayansa bezelyelere Allah tarafından yerleştirilmiş olan bilgidir

Üstteki mimoza bitkisinin tanelerinden her biri bir tohum içerecek şekilde tüylü dikene benzer şekiller oluşturur Yandaki Colutea arborescens ise içi hava ile şişmiş bir haldedir ve tohumlarını patlatarak dağıtır

Bunlar bitki tohumlarındaki fonksiyonel tasarımlarla ilgili yalnızca birkaç örnektir Her bitki türünün tohum yapısının farklı olduğu düşünüldüğünde benzersiz bir çeşitlilik ve bu çeşitlilikteki kusursuzluk ile karşı karşıya olduğumuz görülecektir

TOHUM KILIFLARINDAKİ ÖZEL MADDELER

Tohumların genel tasarımlarındaki farklılıkların yanısıra, kılıfları da tam ihtiyaç duyacakları özelliklere sahip olarak yaratılmıştır

Tohumun içindeki embriyo son derece değerlidir Bu nedenle yeni bitki tam olarak gelişene kadar bu embriyonun özenle korunması gerekir Bu koruma her bitki türüne göre değişiklik gösteren tohum kılıfları ile sağlanmıştır Tohum kılıfını oluşturan maddenin dayanıklılığı oranında tohum dış ortamın olumsuz etkilerinden korunur Bundan başka kılıfı oluşturan maddeler, tohumların su üzerinde durabilmesinde ya da rüzgarlarla uçmasında da etkendirler

Tohumların dış kılıfları, son derece çeşitli ve dikkat çekici özelliklere sahiptir Bazı dış zarlar düşmanları uzaklaştırabilmek için acı bir madde ile kaplıdır Bazıları ise "tanen" denilen bir madde bakımından zengindir ki bu madde tohumlardaki çürümeyi sınırlandırır Birçok bitki türünün tohumlarında ise kılıflar bir tür jöle ile kaplıdır Proteinlerle birleşmiş kompleks şekerlerden oluşan bu jölemsi madde, su ile karşılaştığında kolayca şişer Bu sayede tohum kolayca nemli maddelerin üzerine yapışır Bu özellik, ileride göreceğimiz gibi filizlenme sırasında önemli rol oynayacaktır11

Resimde görülen jölemsi cisimler Ocimum basilicum adlı bir çeşit fesleğen türüne aittir Bu fesleğenin tohum kılıfları su ile bağlantı haline geçtiğinde birkaç dakika içerisinde hemen jölemsi bir madde üretir Böylece resimdeki ilginç şekli alırlar Bu fesleğen türünün tohumları Tayland'da ve doğunun başka bölgelerinde özellikle meyva sularına katılarak kullanılır (Grains de Vie, s24)

Üstte görülen Ipomoea murucoide'lerin ağır tohumları bu incecik tüyler sayesinde havada uçabilmektedir Ayrıca tohumların rüzgarla birlikte yerde yuvarlanmasını sağlayanlar da bu tüylerdir (Grains de Vie, s25)

Tohumların koruyucu dış katmanları (tohum kılıfları) genellikle çok serttir Bu özellik tohumu karşılaşacağı dış etkenlere karşı korur Örneğin; bazı tohumların gelişimlerinin son aşamasında dış yüzeylerinde dayanıklı mumlu bir yapı birikir, bu sayede tohumlar su ve gaz tesirine karşı dirençli olurlar Tohum kılıfları bitkinin türüne göre değişik malzemelerle kaplanabilir; fasulye tanesinde olduğu gibi ince bir zarla ya da kiraz çekirdeğinde olduğu gibi odunsu ve sert bir kabukla örtülü olabilir Suya dayanıklı olması gereken tohumların kabukları diğerlerine göre daha sert ve kalındır12

Tohumlardaki tasarıma günlük hayatımızda sık karşılaştığımız bir bitkiden, fasulye tanesinden örnek verelim:

Fasulye tanesi, türüne göre bir veya iki kılıf ile çevrilmiştir Bu kılıflar tıpkı bir palto gibi tohumu dış ortamın soğuk hava, kuraklık, mekanik etkiler gibi zorlu şartlarından korur Burası, aynı zamanda dış ortam ile olan bütün alışverişin de yapıldığı bölgedir Kısacası, tohumun büyümesi konusunda bu kılıf önemli bir rol oynamaktadır

Fasulye tanesinin bulunduğu yerden koparıldığı noktada oval bir iz görülür Bu, tanenin yani tohumun anne bitkiye olan bağlantı noktasıdır Dikkatli bir şekilde incelendiğinde burada "micropyle" denen küçük bir delik olduğu görülecektir Bu deliği işlevleri nedeniyle bebeklerdeki göbek bağına benzetmek mümkündür Bu özel geçiş yerinden yumurtacığın içerisindeki dişi üreme hücresini döllemeye yarayan tüp girer Ayrıca zamanı geldiğinde su, bu delikten içeriye girerek ve tohumun filizlenmesini sağlar13

Tohum kabuklarının kalınlığı da -daha önce belirttiğimiz gibi- bitkinin türüne göre özel olarak ayarlanmıştır Her bitkinin tohum kabuğu bulunduğu ortamda gelişmesine olanak verecek yeterliliktedir; ne çok kalındır ne de çok ince Çünkü kabuğu çok kalın olan bir tohum bütün zorlu koşullarda yaşayabilir; ancak bir dezavantaj olarak aşırı kalın bir kabuk embriyonun dışarı çıkmasında bazı problemlere neden olabilir Zayıf kabuğu olan bir tohum ise pek çok dış etken nedeniyle daha çabuk bozulabilir İşte bu yüzden tüm tohumlar bulundukları ortama en uygun kabuk kalınlıklarına sahiplerdir

Tohumlardaki embriyonun korunmasında ve yayılmasındaki tek etken tohum kılıfları değildir Bazı bitki türlerinde bu işlemler aynı zamanda meyve ile de yapılmaktadır Örneğin resimlerde değişik evreleri görülen Nicandra physaloide çiçeğinde yumurtacık bir süre sonra içerisi tohumla dolu şişkin bir meyve haline gelir Bu meyvenin üst kabuğunun bir bölümü soyulacak olursa tohumların ilk boyutlarının yani yumurtacık olan hallerinin 500 katına ulaştıkları görülecektir Tohumlar, anne bitkiye göbek bağı olarak nitelendirilebilecek bir bağ ile bağlanmışlardır (Grains de Vie, s26)

Ayrıca bitki tohumlarının tasarımlarını incelediğimizde şöyle bir detayla daha karşılaşırız Tohumların kabukları, hayvanlarla taşınan tohumlarda dağıtımlarını yapacak olan hayvanların ilgi duyacağı kadar kolay delinebilme özelliğine sahiptirler Ancak aynı zamanda bu kabuklar, kapladıkları tohumları bütün tohum yiyiciler için cazip hale getirmeyecek bir yapıdadırlar14
Kiraz tohumu ve bu tohumun içindeki bilgiler doğrultusunda büyümüş, çiçek açmış, zamanı geldiğinde de meyve verecek bir kiraz ağacı görülmektedir Yandaki resim ise bir tür yabani incir ağacına aittir Metrelerce yükseklikteki bu dev ağaçlar da, meyvelerinin şekeri, kusursuz rengi ve lezzeti tam olan kiraz gibi ağaçlar da küçük tohumlardan çıkmaktadır (Aşağıdaki resimde görülen insan elindeki küçük tohum yandaki incir ağacının tohumudur) Bu ağaçlarla ilgili bütün bilgiler eksiksiz bir şekilde tohumlarında kodlanmıştır Üstelik milyonlarca yıldır aynı tohumlara aynı bitkiler kodludur ve bu sayede aynı tohumlardan aynı bitkiler çıkmaktadır Allah tohumlara yerleştirdiği bilgi ile herşeye güç yetiren olduğunu bize göstermektedir

Buraya kadar anlatılanlardan da açıkça görüldüğü gibi basit bir dış görünüme sahip olan tohumların aslında detaylı bir tasarımı vardır İçlerindeki maddelerin oranlarından içeriklerine ve koruyucu üst kaplamalarına kadar tüm tohumların özellikleri bulundukları iklim koşullarına, çevre şartlarına göre değişiklik göstermektedir Peki bu çeşitlilik ve detaylar nasıl ortaya çıkmıştır?

Bu sorunun cevabı ile ilgili olarak evrim teorisini savunan kitaplara baktığımızda ilginç bir durumla karşılaşırız Evrimciler "Neden?", "Nasıl?" gibi sorulara cevap vermektense üstü kapalı ifadeler, göz boyama yöntemleri kullanmayı tercih ederler Bu konuyla ilgili olarak tohumların üst kaplamaları hakkında Evolution isimli evrimci bir kitapta yazılanları ele alalım
Gördüğünüz kuru tohumlardan aşağıdaki resimlerde görülen rengarenk, mis gibi kokan çiçekler yetişmektedir Bu, üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir yaratılış gerçeğidir

Tohumun üst kaplaması çeşitli hayvanların azı dişlerine, bağırsak asitlerine ve enzimlere, oksijensiz atmosfere direnecek kadar dayanıklıdır Ayrıca bu tohum kaplaması gerektiğinde uygun filizlenme koşulları oluşana kadar embriyoyu havadan, yanlış filizlenmesine neden olacak sebeplerden ve tohum yiyen hayvanlardan korumak için evrimsel olarak dizayn edilmiştir15

Dikkat edilirse yukarıda tohumların kusursuz tasarımındaki dikkat çekici özelliklerden bazıları arka arkaya sıralanmakta, son satırlarda ise "evrimsel dizayn" ifadesi kullanılarak tohumların evrim ile oluştuğu havası yaratılmaya çalışılmaktadır Ancak takdir edileceği gibi yukarıdaki paragraf tohumların nasıl ortaya çıktıkları sorusunu açıklamaktan son derece uzaktır Çünkü burada sadece tohumlardaki tasarımın kusursuzluğundan bahsedilmektedir Sona eklenen "evrimsel olarak dizayn edilmiştir" cümlesi ise gerçekte hiçbir anlam ifade etmemektedir

Ayrıca bu ifade kendi içinde de tutarsızdır Zira, "evrim" ve "dizayn" kavramları birbirine taban tabana zıt kavramlardır ve evrimin bir dizayn ortaya çıkarması, bir şey tasarlaması düşünülemez Çünkü evrim tesadüflere dayalı bir süreci savunur; "dizayn" yani "tasarım" kavramı ise bir aklın varlığını gösterir Dolayısıyla bir yerde bir dizayn varsa bu durum evrim, tesadüf, rastlantı gibi kavramların bunda hiçbir etkisi olamayacağını ortaya koyar Canlılardaki ve şu anki konumuz olan tohumlardaki dizayn da onların evrimin değil üstün bir aklın ürünü olduklarının en açık kanıtıdır

Bu durumu şöyle bir örnekle daha açık hale getirelim Bir gün bir resim galerisine gittiğinizi ve burada bir salon dolusu tohum resmi ile karşılaştığınızı farz edelim Her resimde farklı bir bitkinin tohumu ile ilgili detaylar çizilmiş olsun Galerinin sahibine bu kadar çeşitli resmi kimin çizdiğini sorduğunuzu düşünelim Eğer bu kişi size "bu resimlerin bir ressamı yoktur, bunlar tesadüflerin yardımıyla evrimsel olarak dizayn edilmiştir" dese ne düşünürsünüz? Elbette böyle bir cevabın son derece mantıksız ve akıl dışı olduğunu hemen anlar ve ressamın varlığı konusunda ısrar edersiniz

Cansız tohum resimlerinin "evrimsel dizaynına" inanamayacağınıza göre, tamamen canlı yapılarda, içinde bir bitkiye ait tüm bilgileri bulunduran, uygun şart ve ortamlarda filizlenerek dev ağaçları, yüz binlerce çeşit meyveyi, çiçeği meydana getiren tohumları, bilinçsiz ve şuursuz tesadüflerin var ettiğine de inanamazsınız Görüldüğü gibi burada asıl olarak bu dizaynı kimin yaptığı, nasıl yaptığı, bitkinin bu dizayna uygun bir yapıya nasıl getirildiği ve bunun nasıl yerleştirildiği gibi soruların cevabının verilmesi gerekmektedir

1-4) Manolya bitkisi geceleri yapraklarını az kapatır
Bu sayede böceklerin kendisini daha çok ziyaret
etmesini sağlamış olur
5) Çiçek solmaya başlar Taç yapraklar
artık bir çiçeğin yere düşecek çöpleri haline gelir
6) Taç yapraklar solar
7) Çiçeğin polenlenmiş yumurtası meyveye
dönüşmeye başlar
8) Meyve olgunlaştığında çok güzel kırmızı bir
renk alır 9) En sonunda olgunlaşmış meyveler patlayarak düşmeye hazır tohumlar haline dönüşürler
Bu tohumlar daha sonra yanda görülen ihtişamlı manolya ağaçlarını oluşturacaklardır

Sonuç olarak, tohumların yapısında evrimcilerin tesadüf iddiaları ile asla açıklanamayacak, çok açık bir tasarım ve plan vardır Elbette ki bu plan şuursuz tesadüflerin sonucunda ya da başka herhangi bir nedenle ortaya çıkmamıştır Her resmin bir ressamı olduğu gibi her tasarımı her planı yapan da biri vardır Tohumlardaki kusursuz tasarım ise sonsuz akıl ve üstün güç sahibi olan Allah'a aittir Bitkilerin yaşamının her kademesinde görülen bu akıl, onların üstün güç sahibi olan Allah tarafından yaratılmış olduklarının açık bir delilidir

Sizin için gökten su indiren O'dur; içecek ondan, ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır (Nahl Suresi, 10-11)






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.