Prof. Dr. Sinsi
|
Dosta Giden Yolda Yürek Üşümez
Güllerin, lalelerin, karanfilli çiçeklerin solduğu bahçe de demirin kırılıp çeliğin büküldüğü gerçekte tek solmayanım, kırılıp bükülmeksizin, canımla can verip kanımla dirilttiğim tek solmayanım; dostluğum, dostlarım gönül bahçemde
Hep dokundum güllere okşadım, sevdim ve tutup yüreğime koydum koparmaya kıyamadan Yüreğime koydum ki; ora da buram buram hasret koksun, aşk koksun ve en çok da dost dost koksun, dostluk koksun yürek dalımda asılı öylece
Gül yaprağında ki çığ damlaları bana hep göz yaşını anımsatır; bazı sevinçten bazı kederden ama en çok da sevdiğim canlarımın yokluğuna, insanın vefasızlığına döktüğüm gözyaşını
Nedense canımı yakanlar sizin de dediğiniz gibi, 'hayatında bir güle dokunamamış katı yürekliler' oldu hep Bir güle dokunamamış  bir gülün dokunulduğu anda el yakan sıcaklığıyla elini ısıtamamış, yüreğini o sıcaklıkla dolduramamış katı yürekliler
Yüreğimin her kanayışında başımı kaldırıp baktım umutla gögerttiğim semaya, sevecenlikle dolu olarak Serçe kuşların özgürce kanat çırptığı semaya Bir serçe kuş nedir ki; el kadar bir şey! ?  Ama kocaman yüreği var seven, hisseden, kırılan sevdiğine yanan, ağlayan ve ölen serçe kuş İşte o serçenin sevecen sıcaklığıdır avuçlarımı yakıp yüreğime akan Sevince mutlu kanat çırpışlarına beni de ortak eden ve yüreğime güç veren serçe
Yaşamım boyunca ne bir gül ne başka bir çiçek koparmadım dalından Onları dalında sevdim, okşadım, canıma sardım sevgimle çoğaltarak Belki de benim avuçlarımda ki bu gül kokusu da ondan
Dostluğun en belirgin özelliği ' vefa ' deriz de hep, nedense bir türlü vefalı dostlukları yürütemeyiz, başaramayız; iyi kötü günde, varlıkta yoklukta bu ölçeği bir türlü tutturamayız Oysa dostluk vefa duygusu olmadan yaşatılabilir mi?  Beklentisiz, yürekten gelen sevginin gereğidir vefa ve yaşam içinde karşılıksız uzatılan bir dost eli; döner geri sana gelir umulmadık bir andaZira sıcacıktır dar günde sana uzanan o el
Ne çok dostluklar gördüm beni yerden yere vuran; vefasızlıklarıyle ölmeden öldüren
Ne kadar azdı çıkarsız dostlarım, canlarım; beni yerden kaldırıp yüreğine saran
Yitirdiğim dostlar hep bitimli ömrün benden kopardıklarıydı Fani dünyanın yolcuları güllerle donanmış sevgi bahçemde gömülü onlar
Ben de balıklar gibi çırpındım, yaşamın nice kalleşlikleri karşısında dostun, dostluğun kıymetini bilerek ' dost,dos t' diye yana yakıla sıcacık bir dost eli bekledim, bekledim de; bilemedim insanoğlunun nankörlüğünü Yüreklerde ki can suyunu kurutan, sevgi ateşini söndüren nankörlük Yine de dost dedim, dostluk dedim de yüreğimi vurdum yüreksiz çöllere bir derviş misali yüreğimi
Hep sordum yüreğime: ' Neden seni incitene, vefasıza, nanköre bile güzelsin, derinsin, incelikli, anlamlısın içtenlikli, sevecensin bir güneş kadar sıcak, toprak kadar bereketli, su gibi durusun? '
Dedi ki: ' sevgi dostluk zaten vefadır, duygudur, bir yürek işidir Bütün bunların sarmalanışıdır! Sustum ve içimde açan dostluk gülünü bir kez daha şevkatle, aşkla, dostça okşadım, sevdim, suladım, güneşlendirdim ve ' Yaşamak ne güzel, dostluk ne güzel! ' dedim
Bilirim ki düşmeden, düşürmedenşaşmadan, şaşırmadan yürekte garez taşımadan yaşamın kıyısına tutunup sevmek, dost olmak, dostça yaşamak ne büyük erdem
Gün oldu yüreğime karlar yağdı; eridi bahar gelince
Gün oldu ilk yazını yaşadı yüreğim; tomurcuklandı çiçeği baharın dalında Coştu, taştı, bereketlendi vefalı toprağım
Ve yaz geldi yüreğime; ısıttı güneş içimi sımsıcacık kanatlandım masmavi gökyüzünde, özgürlük şarkıları söyledim kuşların eşliğinde uzakta ki dostlara karanlık geceler de ay ışığı oldum, sarı yıldız oldum fener gibi dostun yüreğini ışıttım Hele, hele o yakamozların eşsiz parıltısında söylediğim dostluk şarkıları! 
Derken, hazan düştü yüreğime, baharıma, yazıma sarardı yaprağım, titrek deli poyraza yenilmemek için tutundu kıyısına yaşamın; bahara gebe sevdasına umutlaIslansa da,yağmurlarından dolup taşsa da pınarları, olması gerektiği gibi yaşadı hayatı; dostu, dostluğu ıskalamadan
Ben avuçladıkça dikeniyle dostluk gülünü canım yandı, yüreğim kanadı da, vaz geçmedi yüreğim dosttan, dostluktan sarıp sarmaladı
İki elim vardı; biri yüreğimin üstünde, diğeri kalemimde Biri vicdanımın sesini dinledi, diğeri yazdı duyduklarını
Öyle çok kırıldım ki yine de kıramadım kıranlarıÖyle çok ağladım ki, ağlatmadım yine de ağlatanları Hep bu vicdan, bu yürektir; başımı dik, alnımı açık tutansevgiyle sarmaş dolaş  dosta, dostluğa koşan yürek
Üşüme yüreğim
mevsim hazan olsa da
Baharı düşün; hani mavi gökyüzünde
Sonsuza kanat çırpan kelebeklerin özgürlüğü var ya
Üşüme yüreğim
Nadasa bırakılmış toprağının
Umut yüklü tohumunu düşün;
barışa ve dostluğa sürgün verecek tohumunu
Üşüme yüreğim
Yemyeşil bir ormanda çağıldayan
suyun sesini düşün; bütün berraklığıyle akan bir pınarı
Yeşiline su taşıyan bulutları düşün
Güneşin yedi rengini, özgürlüğü ve
Yaşamın diriliğini
Düşün ve üşüme yüreğim;
seni ısıtan budur
alıntı
|