10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hamurabi Devri Babil’İn 1. Sülalesi
Hamurabi Devri Babil’in 1 Sülalesi

Hamurabi Devri (Babil’in 1 Sülalesi- M Ö 1850-1550)
Ur’daki III Sülâleden sonra Sümer ve Akkad devleti küçük devletlere bölünmüştü Örneğin Larsa, İsin, Uruk ve Eşunnak gibi Ur’un 1 Sülâle’si ile Babil’in, yani Hamurabi devrinin 1 Sülâle’si arasındaki zamana, İsin-Larsa devri denir Sümer devleti çöldeki Sami kavimlerinin saldırıları ile sarsılmıştı Mezopotamya’yı da doğudan Elâm saldırıları ile zayıflatıyorlardı Böylece çöl kavimleri olan Batı Sami kavimleri ile Elâm Mezopotamya’da Sümer egemenliğini ortadan kaldırdılar Tüm Mezopotamya egemenliği için bu iki kavim çarpışmaya başladılar İ Ö 1700 yılında, Batı Sami kavminden bir kral olan Hamurabi, Elam, Larsa ve Asur’a karşı yaptığı savaşlar sonucu Mezopotamya’yı egemenliği altına aldı Babil kenti Mezopotamya’nın ve Marduk dininin merkezi oldu Hamurabi, kendi adı altında ün yapan kanunlarını ortaya koydu
Genel olarak Mezopotamya sanatının gelişimini göz önüne alırsak, Mezopotamya uygarlığı içinde Sümer kültürü, Yeni Sümer çağı’nda incelmiş ve mükemmel bir bütünlük göstermiştir Yani Sümer çağından önceki Akkad sanat gelenekleri oturmuş ve Akkad kültüründen önceki devirlerin arkaik özellikleri de Mezopotamya kültürünün esaslı özelliği olarak devam etmiştir Sami kavimlerinin Mezopotamya kültüründeki hisseleri, buluşların çoğaltılması ve eski geleneklerin daha canlandırılması idi İhtişam sevgisi de Sami ırklarının bıraktıkları özelliklerdendir Sami olmayan kavimlerin sanatları ise, dekoratif zenginlik ve arkakik eğilimlerin kuvvetlendirilmesini sağlamıştır
Sümer egemenliği ile Babil egemenliği arasındaki İsin-Larsa devrini, göçebe bir kavim olan (muhtemel olarak Batı Sami kavimlerinden) Amurru’ların doldurduğu sanılmaktadır Fakat Mezopotamya kültürü içinde bu kavim bir varlık gösterememiş ve Babil halkı içinde erimiştir
Babil sülâlesi içinde tarih bakımdan büyük önemi olan ilk kişi Hamurabi’dir Onun kanunlarını belirten ünlü dikili taş da bugüne kalmıştır Dikili taşın en üstünde, tahta oturmuş güneş tanrısının ön dua eden bir kral vardır Bu motif bir Sümer konusudur Kral, tanrıdan aldığı esinle taşın üzerinde yazılı kanunu meydana getirmektedir
Hamurabi çağında, Sümer anlayışının alçak rölyef geleneğini, kasabalarda yapılan işlerde görüyoruz Daha çok kasabalarda yapılan işlerden büyük merkezler dışında kalan yerlerde Sümer geleneklerinin devam ettiği anlaşılmaktadır  
Hamurabi çağından sonra, istilâ devrinde oluşan karışıklıkların bu ülkeye huzur vermediği görülüyor Bu bakımdan, Mezopotamya kültürünün bir parçası olan ve ihtişama önem veren Asur sanatı, ancak M Ö 1363’den sonra Mezopotamya’daki uygarlıkta yenilik yapmayan, geleneksel bilgileri içinde hareket eden karışık bir devreye giriyor Hamurabi zamanında Anadolu’ya yeni kavimlerin aktığını görülüyor
|
|
|