10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Pazırık Nekropolü Hakkında Bilgi
Pazırık nekropolü Hakkında Bilgi

Pazırık nekropolü
Rusya’nın Pazırık vadisinde, beşi çok büyük olan 40 kadar kurgandan çıkarılan buluntular Hun uygarlığına ilişkin çok önemli ipuçları verir
Ölüye ait eşyayı, daha doğrusu sona eren hayatında ve yaşamaya hazırlandığı ikinci hayatta anlamı olan canlı-cansız her şeyi korumak için yapılmış olan kurganlar, dev boyutlarıyla öteden beri insanların ilgisini çekmiştir Pek çok kişi bu tepelerin altında bazı zenginliklerin yattığını seziyordu Bu yüzden kurganlar daha yapıldıkları anda soyguncuların hedefi olmuştur
Kurganların yaygın olduğu coğrafi alanın büyük bölümü Rusya topraklarında olduğu için, bu konuya ilk el atanlar Rus arkeologlar oldu XVIII ve XIX yüzyıl boyunca çeşitli yayınlarda sözü edilen kurganları, ciddi olarak ele alma gereğini duyan Sen Petersburg (Leningrad) Devlet Etnografya Müzesi, 1924 yılında bir «Altay Seferi » düzenledi M P Griyaznov ve S İ Rudenko yönetimindeki kazı ve araştırmalarda ele geçen buluntular olağanüstü zenginlikteydi Bütün dünyayı şaşkına çeviren bu eserler 1936 yılında Uluslararası Paris Fuarı’nda sergilendi Kazı raporları, kitap ve makalelerle kamuoyuna tanıtılan buluntular, Orta Asya’nın biraz kuzeyine düşen bir bölgeden, Sibirya’nın güney kesimindeki Pazırık vadisinde bulunan kurganlardan geliyordu
Adını aynı adlı küçük bir yerleşme bölgesinden alan Pazırık nekropolü, Altay Dağları’nın doğu kesiminde ve denizden 1500 metre yükseklikte bir arkeoloji cennetidir Yenisey Irmağı’nın kollarından birkaç kilometre uzaklıktaki eski bir buzul yatağına zincir gibi sıralanmış olan yaklaşık 40 kurgandan beşi oldukça büyüktür
Her birine ayrı numaralar verilerek kazılmaya başlanan bu mezarlar hakkında oldukça geniş yayın yapılmıştır Bu bölge kurganlarını S I Rudenko ve diğer bazı Rus arkeologlar M Ö V yüzyıla, E D Phillips, K Jettmar ve A İnan ise M Ö III yüzyıla tarihlendirirler
1 numaralı kurgan
Pazırık bölgesindeki 1 numaralı dev kurgan Griyaznov ve Rudenko tarafından kazılmıştır
Boyutları ve buluntularıyla tipik bir Hun mezarı olduğu anlaşılan bu kurganın arkeologlardan önce defineciler tarafından kazıldığını gösteren izler vardır Zenginliğiyle göz kamaştıran buluntuların hiç bozulmadan günümüze kadar ulaşması bir rastlantı sonucudur
Kurganın yapıldığı yıllarda açılmış bir delikten sızan sular mezar odasına girmiş, burada donarak buluntuları 2000 yıldan daha fazla bir zaman boyunca koruyan bir buz kütlesi oluşturmuştur
Taşlarla örtülü olan tepenin çapı 50 metre, yüksekliği de 2 metre kadardır Yığma tepenin altındaki odanın duvarları ağaç gövdelerinden yapılmıştır Odanın içinde, duvara yakın bir yerde, gene ağaç gövdesinden oyulmuş bir lahit bulunuyordu Aynı mezarda, mumyalanmış 10 kadar ata rastlandı Atlar, olağanüstü bezenmiş koşum takımları ve maskeleriyle cenaze töreni için hazırlanmış olmalıydı Bu hayvanlar, Asya’da yaygın olan küçük yapılı yaban atının ırkından değildir; Türkmenistan bölgesinde yetiştirilen daha gösterişli atlardır Hiçbiri diğerine benzemeyen, son derece zengin süslemeli koşum takımları ahşaptan oyulmuş parçalardan oluşur Eğri kesim tekniğiyle biçimlendirilmiş olan bu takımların her parçasında bitkisel kıvrımlar, geyik, dağ kartal veya griffon başları, hatta insan yüzü formunda küçük masklar yer alır Bütün bu ayrıntılar, hayvan üslubunun zengin tasarım gücünü yansıtan, çok değişik etkiler altında biçimlenmiş örneklerdir Kazılarda ortaya çıkarılan buluntular arasındaki bir at maskesi oldukça ilginçtir; deri parçalarıyla yapılan bu maske daha çok bir geyik başını andırır
2 numaralı kurgan
1929’da S İ Rudenko tarafından açılan 2 numaralı kurgan da biçim ve boyut olarak ilk kurgana benzer; mezar odasının üstüne taş ve killi toprak yığılmış, bunun üstü de gene taşlarla örtülmüştür
Mezar odasının boyutları 7,10 x 7,80 m, derinliği de 4 m’dir Tabanı taş döşeme, duvarları ve tavanı ağaç gövdelerinden yapılmış olan odanın içinde, gene kalaslardan bir orta bölmeyle ayrılmış ikinci bir oda vardır Odanın dış kenarında duran, 30 cm çapındaki masif ahşap tekerlek büyük ihtimalle tabutu taşıyan tören arabasına aittir Savaş baltasıyla başlarına vurularak kurban edilmiş olan atlar başları doğuya gelecek şekilde yatırılarak sıralar halinde dizilmiştir Kuyrukları saç örgüsü gibi örülmüş buzların altında kaldığı için oldukça iyi durumdadır
Bulunan koşum takımları dövme demir ve tunç döküm tekniğiyle yapılmıştır Buluntular arasında, « S» biçiminde oyulmuş ve altın yaldızla kaplanmış dört çift ahşap gem dikkati çeker Gemlerin uç bölümlerine yaban kedisi, kaz ve koyun şeklinde ilginç biçimler işlenmiştir
4 numaralı kurganda da bir kadın ve bir erkeğe ait iki ceset ortaya çıkarılmıştır Bu bulguya dayanarak, Hun toplumunda kadınların eşleriyle birlikte gömüldüğü sonucuna varılabilir T L
|
|
|