Prof. Dr. Sinsi
|
Haarp Nedir Haarp Hakkında Bilgi
Gece:
40-80Km D Tabakası 40-150Km E Tabakası
80-150Km E Tabakası 150-500Km F Tabakası
150-500Km F1 ve F2 Tabakası D tabakası sadece gündüz oluşur, yoğunluğu çok azdır E tabakası ikinci tabakadır ve özellikle öğlen çok yoğundur Son tabaka F tabakası gündüzleri F1 ve F2 olarak adlandırılır, geceleri birleşerek F tabakasını oluştururlar ve yoğunluğu en fazla olan tabakadır Düşük frekanslı dalgaların sahip olduğu enerjinin neredeyse tamamı D tabakası tarafından emilir Bunun sonucu esas dalganın kırılımını sağlayan E ve F tabakalarına erişemezler Yüksek frekanslı dalgalar ise çok az emilirler ve D tabakasını geçtikten sonra E ve F tabakalarında iyonize tabakadan yansıyarak yeryüzüne geri dönerler Gündüz saatlerinde D tabakası oluştuğundan düşük frekansta gök dalgaları ile haberleşme yapılmasına engel olur Geceleri ise D tabakası kaybolduğundan düşük frekanslı dalgalar iyonosferde kırılır ve toprağa geri yansır Hatta tekrar göğe çıkarak birkaç defa yansıma da yapabilirler Burada kast ettiğimiz düşük frekanslar HF dediğimiz frekanslardır Frekans yükseldikçe kırılma az olur ve dolayısıyla gök dalgası ile yayılımı da azalır HAARP Çalışma Prensibi ve Gerçek Etkileri:
Bu bölümde işin teknik yanına girip, HAARP’ın resmi kaynaklar dışında iddia edilen etkilere sahip olup olmadığı araştıracağız Mantık olarak değerlendirdiğimizde de milyonlarca doları ve değerli bilim adamı kaynağını, üstelik arkasında ABD ordusunun çok önemli bir desteğini de alarak bu işe kanalize etmenin, gökteki ışık oyunlarını incelemek veya iyonosferi biraz ısıtıp neler olacağı görmekle açıklanabileceğini sanmıyorum Haberleşmeyi daha iyi yapmak veya toprak altını incelemek gibi başka kaynaklarla da yapılabilecek işlerin ise bu işin asıl amaçlarını gizlemeye yönelik bir çalışma olduğunu düşündüren bulgular vardır Proje, “Yıldız Savaşları” projesinden bile tehlikeli, çünkü çok az bir kaynakla, çok büyük etkiler yapabilmek mümkün ABD’nin niçin “Yıldız Savaşları” projesini askıya aldığını şimdi daha iyi analiz edebiliyoruz Yaptığım incelemeler sonucunda HAARP’ın temel işlevi; iyonosferdeki bir alanı ısıtıp (Minimum 50Km çapında) burada lens-ayna işlevi görecek bir bölge yaratmak ve bu lensi kontrollü bir şekilde kullanarak ELF yayılımı ile doğal olmayan ve yukarıda 7 madde de açıklanan etkileri meydana getirmek Bir diğer görüşte çok yüksek enerji ile dünyanın enerji kuşaklarına gönderilecek HF dalgalarının yan etki olarak doğal bir ELF oluşturabileceği ve bunun kontrol dışına çıkması ile yine yukarıda yazan olayların olabileceğidir Kısaca bu cümleler ile açıklayabileceğimiz konuyu şimdi ayrıntı düzeyinde inceleyelim Öncelikle ELF konusunu incelemek gerekiyor Çok düşük frekanstaki radyo dalgalarının(10-30Hz) canlıların sağlığına etkileri kanıtlanmıştır(Davranış bozuklukları, sinir ağı rahatsızlıkları, doku hasarları, doğum bozuklukları, katarakt, bağışıklık ve kan sisteminin bozulması, kanser, ani mutasyon değişiklikleri) Bu dalgaların yaydığı elektromanyetik radyasyon canlılarda beklenmedik sağlık sorunlarına neden olabildiği gibi, elektronik cihazların da çalışmasını etkilemektedir Bunlar arasına kalp pillerinden tutun, uçaklara, TV alıcılarından haberleşme sistemlerine kadar birçok elektronik sistem girmektedir ABD ordusunun denizaltılar ile haberleşmede bu sistemi kullandığını fakat sistemin yan etkileri nedeni ile sürekli eleştiri aldığı biliniyordu Bu nedenle ELF programı zayıflatılıp yerine “zararsız” olduğu iddia edilen HF ile değiştirilmesi gündeme geldi Acaba HF kullanan HAARP zararsız mıydı? HAARP HF enerji dalgalarını “vuruşlu” iletim haline çevirerek kullanıyor Başka bir deyişle, HAARP aslında ELF sinyallerini belirli oranda (saniyede 30-3000 devir) açıp kapatarak, onun gücünü iki kat arttırıyor Sonuçta, istenildiği takdirde ELF radyasyonu gezegenin yüzeyinde “belirli bir alana” yöneltilebilecekti Oluşturulan bu göksel şemsiye hem ELF sinyallerini yansıtabiliyor hem de aynı zamanda kendisi ELF yayabiliyordu ELF ile ilk oynayanlar ABD değil Rusya’dır Rusların yapmış olduğu fakat bugünkü kadar denetimli olmayan ilk ELF vericilerine ABD de “Rus ağaçkakanı” denmişti 1976 yılının 4 Temmuz tarihinde Ruslar her biri 40’ar milyon Watt’lık üç vericiden dev bir elektromanyetik alan yaymaya başladı Bu teknoloji Tesla’nın parlak çalışmalarının bir eseriydi ELF dalgaları yayan ve bir diğer adıda Tesla vericileri olan bu dev vericiler yüksek basınç bloke sistemleri meydana getiriyor ve iklimlerin değişmesine neden oluyordu Rus ağaçkakanı ABD California da o zamana kadar görülmeyen bir kuraklığa neden olmuştu Meteoroloji uydularından alınan bilgilerde de bu yüksek basınç alanı adeta bir bıçak gibi görülüyordu 1993 yılına kadar devam eden bu durum, radyo dalgalarının bozulmasına, kuraklığa, bazı yerlerde sellere neden olmuştu Tümü belgelenen bu olaylar Rusların vericileri kapaması ile son bulmuşu 10 Aralık 1976 tarihinde Birleşmiş Milletlerin aldığı bir karar son derece ilginçtir “Askeri veya herhangi bir çevresel değişim tekniklerinin düşmana yönelik kullanımı yasaklanmıştır” BM’in bu şekilde bir karar almaya iten neydi? Çevresel değişimleri yapacak bir teknoloji olmasaydı acaba böyle bir karar alınır mıydı? HAARP ve ELF arasındaki bu ilişkiyi ve ELF nin etkilerini gördükten sonra HAARP veya benzer teknolojilerin yarattığını düşündüğümüz doğal görünümlü fakat insan tarafından yaratılan bazı doğa olaylarının örneklerini inceleyelim HAARP ve Doğa Olayları İlişkisi:
1981 yılında nükleer mühendis ve ABD nin önde gelen Tesla araştırmacılarından Albay Thomas Bearden, Amerikan Psikotronik Derneği’nde bir konferans verdi Konuşmasının bir bölümünde 1978 yılında Specula dergisinde de tartışılan Tesla vericileri tarafından üretilen kalıcı dalgalardan bahsetti “Yaptığımız şey frekansı değiştirmektir Eğer frekansı bir yönde değiştirirseniz, enerjiyi dünyanın diğer bölümünde hedeflediğiniz yerin ilerisindeki atmosfere boşaltırsınız Havayı iyonize etmeye başladıkça, hava akışı seyrini, jet gidişlerini vb şeyleri değiştirebilirsiniz Bu mükemmel bir hava makinasıdır Eğer ani bir şekilde boşaltırsanız, bunun gibi küçük iyonizasyon elde etmezsiniz Bu kez kıvılcımlar ve ateş topları dünyanın yüzeyine boşalacaktır Bu aletle ileri geri oynayarak, dünya çapında dev hava değişikliklerine yol açabilirsiniz ” 28 Temmuz 1976 yılında Çin, Tanghan’da yaşanan ve 650 000’in üzerinde kişinin ölümüyle ilgili New York Times’da bir yazı çıktı Sarsıntıdan hemen önce gökyüzü aniden aydınlanmıştı Beyaz ve kırmızı ışıklardan oluşan bu ateş topu 200 mil uzaktan bile görülmüş, birçok ağacın yaprakları yanmış ve sebzeler kavrulmuştu, tıpkı 17 Ağustos 1999 depreminde olduğu gibi 1979 yılında 56 önemli deprem olmuş 1981 yılında ise bu rakam 71’e yükselmiş Bu tarihte hem ABD, hem de Rusya ELF ericilerini arttırmıştı Burada kısa bir bilgi notu daha düşmek istiyorum Dünyada büyüklüğü 7 ve üzerindeki depremlerin yıllara dağılımı: 70 li yıllarda 5, 80 li yıllarda 5 ve 90 lı yıllarda 9 dur Bilim adamları ne kadar olayları doğal seyrinde giden bir durum gibi izah etmeye çalışsalar bile sismik hareketlerde gerek sayı gerekse büyüklük olarak bir artış vardır Volkanik hareketlerde, sel ve tayfunlardaki artışları da güncel haberleri takip edenler görmektedir Dünyamız adeta bir kabuk değiştirmektedir Bu olayların ortaya çıkmasında insanların ne kadar etkisi olmaktadır Yer altında yapılan nükleer patlamaların, dünyanın çok farklı yerlerinde volkanik ve sismik hareketlere neden olduğunu artık biliyoruz Zaten bu nedenle denemelere son verildi Ama dünyamızın dengesini ve doğal gidişini değiştiren HAARP ve benzeri sistemler halen kullanılmaktadır İşin tehlikeli bir yönü de yaratılmak istenen küçük ve kontrollü atmosferik ve sismik olayların kontrolden çıkacağıdır Buna domino taşı etkisi de denmektedir Örneğin Ankara’dan İstanbul’a uzanan bir domino taşı dizisi yapalım Bir taşı devirdiğimizde sırayla İstanbul’a kadar uzanan taşlar devrilir Fakat bu taşların gittikçe büyüdüğünü düşünelim ve İstanbul’daki son taş 1 ton ağırlığında olsun Küçük bir domino taşını Ankara’dan devirdiğimizde 1 ton ağırlığındaki son taş yıkıldığında ortaya çıkan enerji ilk verdiğimiz enerjiden kat kat büyüktür ve bilim adamları özellikle sismik oluşumlarda bu tip küçük tetiklenmelerin büyük sarsıntılar meydana getirebileceğini kabul etmektedir Konumuza dönecek olursak anlattıklarımızın sadece varsayımlar olmadığını, bilimsel gerçeklere dayanarak bu olayların olabileceğini ve hatta olduğunu söylemektir Yer altındaki fay hatlarının nereden geçtiğini ileri teknoloji sahibi ülkeler son derece hassas bir şekilde biliyorlar Bu hatlara yapılacak küçük bir “tetiklemenin” nelere yol açabileceğini de sanırım test ettiler HAARP Karşıtı Hareketler:
Yazımızın başında HAARP karşıtı görüşlerin olduğunu söylemiştik Özellikle radyo amatörlerinin ve bağımsız araştırmacıların bu konuda verdiği bazı bilgileri aktarmak istiyorum Clare Zickuhr, konuyla ilgilenen bir ARCO çalışanı ve aynı zamanda bir radyo amatörü Gar Smith, bağımsız araştırmacı ve “Earth Island Journal” in editörü Bu ikilinin konuyla ilgili görüşleri ise şu şekilde: “Şu anda Alaska, Gakona yakınlarında izole edilmiş Hava Kuvvetleri faaliyet alanında yapılanma altında olan Pentagon’un sırlarla dolu HAARP projesi, dünyanın en güçlü iyonosferik ısıtıcını yaratmak için ilk adımı attı Bilimadamları, çevreciler ve yerliler dünyanın iyonosferine 1 Gigawatt’tan fazla radyasyonlu güç verme kabiliyeti olan HAARP projesi için vericilerinin, insana vereceği zarar, doğal hayata karşı oluşturacak olan tehdit ve etkisi hemen ortaya çıkmayan çevresel etkileri daha da tırmandıracağı konusu ile ilgileniyorlar ARCO’nun patentlerinden biri Alaska’nın mükemmel bir bölge olduğunu, çünkü bu icat için istenilen uygun irtifalara uzanan manyetik alan çizgilerinin dünyayı ancak Alaska’da ikiye böldüğünü belirtir HAARP yetkilileri, Eastlund’un icadıyla herhangi bir ilişkiyi yalanlarken; Eastlund, Ulusal Halk Radyosu’na gizli ordunun 1980’lerin sonunda ortaya attığı kendi çalışmasını geliştirmeyi planladığını söyledi Microwave News’in Mayıs 1994 sayısında Eastlund kendi patentlerinin gerçekleşmesi için HAARP projesinin açıkça ilk adım olarak gördüğünü söylemiştir HAARP’ın orduyla olan ilişkisi; ARCO’nun APTI’yi ve E-Systems’e satmasıyla birlikte daha da belirginleşmiştir” Princeton Üniversitesi’nden Dr Richard Williams, “Üst amosferdeki kimyasal elementleri, ozon moleküllerinin oluşumunda esaslı bir etkiye sahip olabilir  İyonosferin ısısının değiştirilmesiyle ozon üreten kimyasal reaksiyonların etkileneceği bilinmektedir ” Prof Dick Williams, “Bugüne dek eşi görülmemiş miktardaki enerji, yine benzeri görülmemiş bir reaksiyon üretebilir İyonosferle deney yapmak oldukça dikkat isteyen, hassas birşeydir Belli bir yerde sınırlandırılmış olay, dünyaya oldukça hızlı bir şekilde yayılabilir ” Alaska halkı bir avukat tutarak bu bölgede yapılmakta olan HAARP deneylerine bir son verilmesi için kongre üyelerine dilekçe göndermiştir Başkan Clinton’un da konuya sıcak bakmadığını ve projeye destek vermediğini biliyoruz
Internet üzerinde yaptığım araştırmalarda aşağı yukarı hep aynı şeylerden bahsediliyor Aydoğan Vatandaş’ın “HAARP Kıyamet Teknolojisi” adlı kitabındaki herşeyi Internet’te bulmak mümkün Sonuç:
Bir radyo amatörü olarak doğrudan bizi ilgilendiren bir konu üzerinde yaptığım araştırmaları sizlerle paylaşmanın doğru olacağını düşündüm Şahsi görüşüme gelince:
Bugün dünyamızın dengesinde bir takım değişimler olduğunu biliyor ve görüyoruz Bunun nedenini dünyamızın önümüzdeki 30 yıl içinde gireceği yeni Altın Çağı’na bağlayanlar ve üzerindeki insanların neden olduğu etkilere bağlayanlar var Kimilerine göreyse tamamen rastlantısal olaylar Kıyamet ve Altın Çağ ile ilgili bir yazımı da daha sonra sizlerle paylaşmayı düşünüyorum Fakat üzerinde yaşadığımız dünyanın insanları tarafından yaratılan olumsuz durumların bugün yaşadığımız bir çok olaya etki ettiğini düşünüyorum Açıkçası bilerek veya bilmeyerek yapılan yer altı nükleer denemelerinin ve HAARP projesinin sismik ve atmosferik hareketlere neden olduğunu söyleyebilirim Ne yazık ki bazı ülkeler sadece kendi çıkarlarını düşünerek hareket ediyor ve bunun sonucunda oluşan olumsuz olaylardan hepimiz etkileniyor Fakat onların da anlaması gereken çok önemli bir nokta var:
Doğa ile oyun olmaz ! Sevgi ve bilgi ışığınız aydınlığınız olsun
|