pesimistt
|
Gitarcının Aşkı
Sabah erkenden gitarını alıp evden çıktı Posta kutusu boştu gene Yoo, hayır Beyaz bir şeyler vardı Kalbi hızla çarparken, kutuyu açıverdi Elektrik faturası gelmişti Hem de her zamankinden "hoş" bir miktarda Başka birşey olmadığını bildiği halde, gene kutunun içine baktı Boş  
Dışarısı, ne soğuk ne de sıcak Kapalı bir havaydı Yağmur yağmaması için dua etti Şemsiye evde kalmıştı ne de olsa Karşıya geçmek için trafik lambalarının yanında durdu Önünden son sürat geçen araba, bütün çamuru sıçrattı En sevdiği siyah pardesüsü de batmıştı Karşıya geçti Karnı açtı Her pazar sabahı uğradığı cafe'ye gitti "Tadilat nedeniyle kapalıyız" yazısını okurken, gülümsedi Aklına mezar taşına yazılabilecek bir şey geldi "Tadilat nedeniyle öldü  açlıktan" neyse dedi kendi kendine "o kadar da aç değildim"
Sonra bir yerlerde yerim diye düşünerek yürümeye başladı Derken yanından geçen bir grup çocuk, ona sertçe çarptı Yere yığıldı Karşısında, evin balkonunda oturan bir grup genç kız, gülüyorlardı Ona gülüyorlardı  Ayağa kalkarken, cebindeki bozuklukların düştüğünü farketti Her biri ayrı bir yöne yuvarlanıyor; çatlaklardan, deliklerden düşüp kayboluyordu Parası da gitmişti Bir gitarı, bir de canı vardı  Yemek yiyecek, eve gidecek parası kalmamıştı, yorgundu
Mektup yazmayan, arayıp sormayan, çok sevdiği o kızla bir zamanlar gittikleri parkı hatırladı Orada küçük çocuklar bileklik, kolye gibi hediyelik eşya satarlar Müzisyenler maharetlerini gösterir, para kazanır, kızlara hava atarlardı Parktaki o eski neşe kalmamıştı Yolun kenarına geçti Elindeki gitar çantasını yere koydu Gitarını çıkarıp, o "en" hüzünlü besteyi çaldı  Sonra, o kıza bestelediği parçayı  Ve bir başkasını  Ve bir başkasını  Çaldı  Çaldı
Kulağına gelen takırtı sesleriyle kafasını kaldırdı Gitar çantasına para dolmaya başlamıştı Sonra, neşeli bir parça çaldı Para geldikçe, şarkılar daha bir hareketli, daha bir neşeli oluyordu
Güneş batmaya başladı İleride zabıtalar göründü Daha fazla kalamazdı orada Gitarı çantaya koydu ve kalktı Eve gidecek, yemek yiyecek parası vardı Belki kirayı hala veremeyecekti, bu ay ama, hiç değilse düşürdüğünü karşılıyordu bu miktar
Derken yağmur başladı  Eve daha çok var, diye geçirdi içinden Ne zordu hayat! Yağmur altında yürümeyi severdi ama yalnızken değil Yalnızken, daha bi ağır yağıyordu sanki yağmur  Daha bir soğuk  Eve vardığında, kuşu öterek karşılamadı onu Sessizlik dolu ev, o an ürperdi  Kafesin yanına gittiğinde, minik kuşu kafesin tabanında yatıyordu hiç kıpırdamadan Öylece  "Ölüm" dedi, "sürprizleri seviyor" Islak giysilerini çıkardı Kuş gibi o da ölecekti, bu sefil hayatta
Gitar çantasını açtı, kalan bozuklukları almak için Arada beyaz bir kağıt gördü Açar açmaz, yazı tanıdık geldi O beyaz ellerin yazdığı notu okurken, önce heyecanlandı, sonra üzüldü  Notta:
Demek hala bizim parçamızı çalıyorsun  Ve yine çok hüzünlü bir şekilde Beraber aldığımız kuşları hatırlıyor musun? Bendeki bu sabah öldü  Ayrılığa dayanamadı herhalde  Ama, biz insanız, dayanabiliriz değil mi? Yarın gidiyorum bu şehirden Kendine iyi bak  Hoşçakal!
Anladı o an, işlediği hatayı  Ne kadar da bencil olmuştu bugüne kadar O bu şehirdeydi ve hiç aramamıştı, o arar diye Şimdi aynı şehirde bile olmayacaklardı Gün batışını aynı anda izleyemeyecek, aynı ortamda aynı havayı solumayacaklardı Ama, o da affetmezdi ki  Yoksa eder miydi? Dal rüzgarı affeder, ama kırılmıştır bir kere, diye geçirdi içinden Kapı çaldı Ne de çok istedi o an için, kapıdakinin o olmasını  Bu nedenle açmadı kapıyı  O umudu taşımak istedi hep içinde  Sonra uykuya daldı  Uyanmamak üzere 
|