Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gruplaşma, sosyoloji, toplumsal, şekli

Sosyoloji Toplumsal Gruplaşma Ve Şekli

Eski 10-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sosyoloji Toplumsal Gruplaşma Ve Şekli




Sosyoloji toplumsal gruplaşma ve şekli

TOPLUMSAL GRUP, TOPLUMSAL TABAKA VE TOPLUMSAL SINIFLAR



Topluluk veya toplumsal grup, iki veya daha çok kimseler arasında, karşılıklı ilişkiler sonunda kurulmuş bulunan ruhsal etki ve tepkilerin bütünüdür Bu suretle oluşan bir topluluk veya toplumsal grup kendisine özgü davranışları ile, hem kendi hem de topluluk tarafından bir varlık olarak tanınır Toplumsal yapı üzerinde duranlar çeşitli toplumların yapılarını incelemişler ve toplumbilime yeni kavramlar kazandırmışlardır Bunları folk veya geleneksel toplum, kent toplumu veya çağdaş toplum, köy toplumu, feodal toplum olarak gösterebiliriz

Toplumsal tabaka ve sınıfın ise toplumsal gruptan ayrı bir anlamı vardır Toplumsal tabaka, iş bölümü belirecek kadar gelişme gösteren bir toplumda ekonomik ve toplumsal eylemlerin artma ve genişlemesi sonucu olarak, insan ilişkilerinin oluşturduğu çeşitli gruplaşmalar ve belirli düzey ve basamaklarda toplanma eğilimidir

Toplumsal sınıf ise ayrı bir kavramdır Sınıf, genel ve yalın anlamıyla bir veya birden çok ortaklaşa özellikleri bulunan çeşitli birimlerin oluşturduğu bir bütündür Sınıf hakkında yapılan tanımlara göre bir ülke nüfusu, üyelerin yaş, meslek, iş-güç, sanat, ideoloji ve ekonomi bakımlarından bir takım ortaklaşa özellikleri göz önünde tutularak grup ve sınıflara ayrılabilir veya bölünebilir

1 Toplumsal Sınıfların Doğuşu

Toplumsal sınıf ve toplumsal katman (= tabaka) kavramlarını eş anlamda kullanan ve çoğunlukla katman terimini yeğ tutan bu yazarlar, toplumlarda katmanlaşmanın doğuşu konusunda, açık olmasa da, kimi görüşler ileri sürmektedirler Bu görüşler arasında, üstü örtülü bir “biyolojist” yaklaşımın izleri de görülebilmektedir Örneğin yukarda da sözünü ettiğimiz Lundberg, Schrag ve Larsen adlı toplumbilimciler, kitaplarında “tabakalaşmanın doğuşu”nda söz ederken, önce hayvan topluluklarına dikkatimizi çekiyorlar: yalnız insanlar arasında değil, hayvanlar arasında da katmanlaşma bulunduğunu söylemekle konuya giriyorlar Hayvanlar arasında da önderlik, egemen olma, bağımlı olma, vb gibi durumlar bulunduğunu, bir kümesteki tavuklar arasında bir “gagalama sırası” oluştuğunu örnek vererek söylüyorlar Böylece insan toplumlarındaki toplumsal sınıflaşmanın da kökeninde, kimi insanların doğuştan, başka deyişle biyolojik yapıları gereği başkalarına üstün oluşlarının bulunduğunu, bireyler arasındaki zeka, yetenek, güç… farklarının toplumsal sınıflaşmaya yol açan bir etken olabileceğini üstü örtülü bir biçimde, dolaylı yoldan anlatmış oluyorlar Ama bireyler arasındaki zeka, yetenek, güç farklarının belirleyici ölçüde doğuştan mı geldiği, yoksa farklı toplumsal-ekonomik-ekinsel çevrelerde, başka deyişle farklı toplumsal sınıflar içinde yetişmelerinden mi ileri geldiği sorusu cevaplandırılmadan bu benzetme yapılmış oluyor

Yazarlar, insan toplumlarında “katmanlaşmanın” doğuşu sorusunu doğrudan bir biçimde sorduklarında da “kültür, gelenek ve alışkanlıklar ”a yer veriyorlar:

“İnsanlar arasında gözlemlenebilir farklıklar ne zaman ve hangi şartlar altında, belli bir özelliğe sahip olanlarla olmayanlara farlı statü verilmesine yol açar? Sorunun cevabı her durumda ilgili kümenin kültüründe aranmalıdır Herhangi belli bir zamanda, her kültürün statü düzeni geniş ölçüde gelenekseldir ve bu düzenin tutumlarına sahip olan halkın benimsediği herhangi bir mantıki düşüncenin sonucu değildir Anacak bu durumda söz konusu geleneğin varlık nedenini açıklamamız gerekir ABD’nin bazı yerlerinde “zenci” adlandırılan fiziki özelliklere sahip insanların aşağı statüden kimseler gibi işlem gördüklerine tanık olmaktayız…(bu) yaygın tutum, tarihi bir durumla açıklanabilir: zenciler yüz yıl veya daha uzun bir zaman köle statüsünde bulundurulmuşlardır” Yazarlar böylece, ABD’de zencilerin aşağı statüde görülmesine alışıldığı için, bu durum gelenek durumunu almıştır; bu nedenle zenciler aşağı statüde kalageliyorlar, demiş oluyorlar Örneğin beyazlar zenci doktora güvenemeyecekleri için (= zenciyi doktor olarak görmeye alışık olmadıkları için), bir zenci doktor olsa bile kendisine beyaz hastalar gitmeyecek, bu nedenle de zenciden doktor kolay kolay çıkmayacaktır, diyorlar

Ama, ABD’de de, başka toplumlarda da zenci, ya da renkli derili olmamalarına, aynı ırktan ve dilden olmalarına karşın yine kimi bireyler kümesinin aşağı, kimisinin ise yukarı statüye sahip olduğu gerçeği karşısında, bu durumun da kaynağının belirtilmesi gereğini duyan yazarlar, aslında zencilerin aşağı statüye konulmasına da, türlü mesleklerin neden farklı statüde sayıldığını da açıklayabilecek daha genel etkenler bulunduğunu belirtiyorlar: bunlar a) bireylerin yaptıkları işin sağladığı ücretin tutarı; b) insanlığa hizmet edip etmediği; c) bu işi yapabilmek için uzun eğitim, zahmetli çalışma ve para gerekip gerekmediği; d) işin toplumsal saygınlığının yüksek olup olmadığı, etkenleridir

Anacak görüleceği üzere bu karşılıkta, kimin yüksek gelirli, yüksek saygınlıklı, uzun eğitim gerektiren… işlere gireceğini, kimin ise düşük gelirli, saygınlığı az, düşük eğitim gerektiren işleri yapacağını belirleyen etkenlerin neler olduğu sorusuna bir cevap verilmiş olmuyor

Gerçekten de bu toplumbilimcilerin toplumsal sınıf konusundaki yaklaşımlarına yapılan temelli bir eleştiri bu noktada toplanmaktadır Toplumsal sınıflar arasında gelir, saygınlık, eğitim düzeyi… gibi alanlarda ve daha birçok başka konuda farklar bulunduğu açıkça görülmektedir Bu farkların gözlemlenmesi, toplumsal sınıfların oluşum nedenini açıklamak demek değildir Nitekim bilimsel çalışmalarda “bağıntı” ilişkilerini (= corrélations) ortaya koyan açıklamalar, “nedensellik ilişkilerini” (= causalités) ortaya koyan açıklamalardan ayırtedilir “A olduğu zaman B de oluyor” demek (örneğin “Yukarı sınıf üyeleri arasında eğitimin düzeyi yüksektir” demek) zorunlu olarak ‘A B ‘nin nedenidir’ demek değildir ve bundan dolayı da ‘yüksek eğitim insanları yukarı sınıfa sokuyor’ demek olamaz; yalnızca ‘yukarı sınıf üyeleri arasında yüksek eğitimliler daha çok’ yolunda bir bağıntıyı belirtmek olur ama “nedensellik ilişkisi” yine gösterilmemiş durumda kalır Bu konudaki nedensellik ilişkisinin ortaya konulabilmesi için, yukarda belirttiğimiz üzere “kimi insanları yüksek eğilim, gelir ve saygınlık mevkiine getiren, kimilerini ise bu mevkile dışında bırakan etkenlerin neler olduğunun” açıklanabilmesi gerekir



Alıntı Yaparak Cevapla

Sosyoloji Toplumsal Gruplaşma Ve Şekli

Eski 10-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sosyoloji Toplumsal Gruplaşma Ve Şekli




Bu soruya karşılık olmak üzere yalnızca “bu insanlar yüksek gelirli, eğitimli ve saygınlıklı ailelerin üyeleri oldukları için yukarı sınıf üyesidirler; demek oluyor ki bu toplumsal yerleri onlara ailelerinden kalıyor” demek de bu konudaki nedensellik ilişkisini ortaya koymuş olamaz Çünkü “Peki bunların ailelerini-baba veya annelerini-bu mevkilere getirmiş olan etkenler nelerdir?” sorusunu cevaplayamamaktadır
2Toplumsal Değişme ve Toplumsal Sorun
Daha önce kültür antropolojisini anlatırken dokunduğumuz gibi insan doğası değişsin veya değişmesin, insanın içinde yaşadığı çevre, gerek insanların karışması veya evrim nedenleriyle sürekli olarak değişme halindedir Bu değişme çok hızlı ve anormal bir biçimde yer almazsa toplumda var olan toplumsal örgüt, değişmenin ortaya koyacağı bütün pürüzleri yutar ve değişmenin buhransız olarak sürüp gitmesini sağlar o halde, belirli bir örgütlenme içinde toplumsal kurumlar, toplumun gereksinmelerini karşılayacak derecede işledikleri ve elverişli oldukları sürece toplumsal sorun söz konusu değildir Fakat toplumsal değişmeler kurumları aşar ve bir takım yenilikler gerektirirse, toplumsal sorun ortay çıkar ve denge bozulur Prof Dr Mübeccel Kıray değişimin buhrana varmadan sürebilmesini sağlayan, eski ve yeni düzen arasında dengeyi koruyan bu tür kurumlara tampon fonksiyonlar veya mekanizmalar demektedir İşte toplumsal sorun, toplumun değişim süreci içinde yeni tampon mekanizma veya fonksiyonlar yaratmamasından ortaya çıkar Örneğin, üniversitede okumak 20 yıl öncesine dek bir sorun değilken bugün durum değişmiştir Çünkü, üniversitede örgütü gerekli gereksinmenin çok çok altındadır Gecekondu sorununda ise durum daha başka türlüdür Gecekondular, Ankara Belediyesi veya gecekonduda oturmayan kimseler için sorun olduğu halde, gecekondu halkı için sorun değildir Çünkü, gecekonduya gelen kimse, köyde karşı karşıya olduğu bir takım sorunlardan kurtulup burada kendini daha rahat sayar Buna karşılık gecekondularda oturmayanlar ise, kamu hizmetlerini aksattıkları ve hizmetlere ortak oldukları için bunları rahat bozucu olarak görme eğilimindedirler Bu örnek bize toplumsal sorunların göreli olduğunu gösteren durumlardan sadece biridir
İster ilker, ister feodal, ister modern temel yapı da ya da bunların değişim içinde çeşitlenmeleri halinde olsun, her sosyal yapı, bu yapıyı meydana getiren sosyal müesseselerin, insan ilintilerinin ve bunların karşılıklı münasebetlerinden doğan sosyal değerlerin birbirlerini karşılıklı olarak etkiledikleri bir bütündür Ve bu bütün her zaman aynı olmayan bir hız ve tempoyla değişir Bu yapıyı teşkil eden unsurların birbirlerine bağlı ve tabi oluşları da değişmenin rasgele olmamasına, alternatiflerin sınırlı kalmasına sebep olur böyle karşılıklı ilintiler bütünü halinde oluş, aynı zamanda, sosyal yapının bir tarafının değişip diğer yönlerinin değişmeden kalmasına izin vermez Değişik derecelerde de olsa sosyal yapı dediğimiz fonksiyonel bütünün her cephesi belirli yönlerde değişikliğe uğrar Değişme sosyal yapının her tarafında zincirleme reaksiyonlar şeklinde kendini gösterir onun için her toplum, daima değişme halinde olmakla beraber, birbirine bağlı ve tabi müesseselerin, ilintilerin ve değerlerin her zaman denge halinde kaldığı bir sistemdir Değişme oluşumunda müesseselerin ya da değerlerin bir bütün içerisinde göreli yerleri, fonksiyonları ve bu fonksiyonların bütünün iç değişme oluşumları her zaman denge koruma mekanizmaları halinde belirir
Bir sosyal yapıya şeklini veren değişkenler ve özellikleri dört büyük grupta toplanabilir Hep toplum (a) ekolojik bir komünite, mekanda belirli yeri ve biçimi olan bir yerleşme şekli (b) kendine has özellikleri olan bir nüfus kompozisyonu (c) belirli bir sosyal örgüt ve (d) bunlara bağlı bir sosyal değerler sistemi olarak ele alınabilir Birbirine bağlı olan ve tabi olan bu dört büyük değişkenler grubunda izlenecek farklı derecelenme ve çeşitlenmeler de şöyle özetlenebilir: (a) Ekolojik ilintilerin şekil ve hacmi, (b) kurumların farklılaşma, ihtisaslaşma ve örgütlenme dereceleri, (c) toplumda dışarıya açılma, dışarı ile bağıntı kurma, bütünleşme şekli ve miktarı, (d) insan ilintilerinde herkesin birbirini tanıdığı şahsi, yüz yüze temaslardan, anonim ve gayri şahsi rollere dayanan ilintilere geçiş deresi, (e) mahalli ve dini olma özelliklerinin kaybolma derecesi
Bu özellikler, yani hacim, ekolojik ilinti, farklılaşma ve örgütleşme, dışarıya açılma ve dışarı ile bütünleşme, anonim insan ilintileri kurma gibi haller, feodal komünitelerin modernleşme, şehirleşme ve sınaileşmesinde en belirli oluşumlar halinde ortaya çıkmaktadır
3 Sosyal Kültürel Örnekler
Her toplumda, halkın toplum işlerine faal bir şekilde ve işbirliği halinde iştirak edip etmeyeceğini bir dereceye kadar tayin eden ve işbirliği halinde hareket edecekleri veya direnç gösterecekleri tarzı hemen tamamen tayin eden bazı geleneksel davranış tarzları gelişir Bu, yukarıda ifade edilmişse de ayrıntılı bir açıklamayı gerektirir
Yunanistan’a dair son bir rapor, yunanlıların dehşetli bir şekilde sadık bulundukları “bir grup içinde doğmuş” olduklarına işaret etmektedir Bundan başka onlar, bu grup üyelerle işbirliği yapmağa alışkın olup, büyük kişisel fedakarlıkla grup için anlamı olan grup projelerini yürütürler Anacak şahsi olamayan büyük amaçlar için işbirliği arayan hükümet, düşüncelerine karşı bir dirençle karşılaşır
Hükümet işbirliğini, hem on günde bir çıkan neşriyatında ve hem de öğüdünün ifadesinde, harple eşit değerde tutmaya çalışıyordu Fakat kırıp ayırıcı santralizasyon, nefret edilen müdahale değişmeyip halile kalmaktadır Çiftçilerden “mecburi serbest iş” istenmekte, ve köylerin ıslahı için mecburi kooperatiflerden müteşekkil bir sınıf bulunmaktadır Bunlar uzun deney sonucu doğan hünerle atlatılıyor, bir köy projesi üzerinde çalışmak üzere sabahın dördünde kilise çanı çalındığında herkesin kalktığı bir köye dair de son bir rapor bulunmaktadır İş, yeteneği ve fark gözetmemesile saygı gösteren bir köylünün liderliği altında yapılmıştır Önceden mevcut işbirliği örneği kullanıldığında ortak refah için köylülerin elbirliği ile çalıştıkları görülmektedir


Alıntı Yaparak Cevapla

Sosyoloji Toplumsal Gruplaşma Ve Şekli

Eski 10-20-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sosyoloji Toplumsal Gruplaşma Ve Şekli




Bir çok toplumların, hangi grupların diğer bazı gruplarla, hangi cins proje üzerinde, ve hangi özel usul dairesinde işbirliği halinde çalışacaklarını tayin yönünden deneyleri vardır Yazar, toplum idare meclisi tarafından başlatılan hemen her projenin, Anglikan müstesna, her kilise tarafından tam destek bulduğu bir toplum hatırlamaktadır Bu başlangıçta sadece Anglikan yüz papazının direnci gibi görülmüşse de daha yakından yapılan inceleme, Anglikanların gelenek itibariyle ayrı kalmış yüksek bir sınıf olduklarını ve katolik, kilisesinden şüphe ettiklerini göstermişlerdir Hakikatte, toplumun akıllı insanları şöyle diyecekler: “Bu şimdiye kadar böyle olagelmiştir; Katolikler içeri girerse, Anglikanlar dışarıda kalır” Başka toplumlarda kenarda kalmağa hazırlananlar, başka kiliseler, başka sınıflar ve başka olacaktır Ancak bir çok toplumların özel çalışma usulleri, neyin “doğru ve uygun” eylem metodu olduğuna dair kendi kavramları, ve hareket için en uygun temponun ne olduğuna dair kendi duyguları vardır
Dört kültürde toplum davranışına dair son bir tahlil bu nokta da öğreticidir Bu inceleme, başkan ve komite üyelerinin üzerlerine aldıkları tamamen farklı sorumlulukları, ve Çin, Birleşik Amerika, Yakın Doğu, ve Güney Amerika’da komite dahilinde iş idare etmenin oldukça farklı usullerini göstermektedir Tasdik edilmesi daha az kolay olan şey, Birleşik Amerika ve Kanada içerisinde değişik gruplar arasında da bazı farkların bulunduğudur Islahatçı eğiticiler arasında müsaadekar başkanın uygun başkan olduğuna dair genel bir izlenim vardır Gerçekte yeni incelemeler, bazı grupların başkandan daha fazla talimat beklediklerini ve müsaadekar liderle çalışmaktan rahatsız olduklarını göstermektedir
Toplum projelerinde, davranış üzerindeki kültürel etkilere dair enteresan bir açıklama, bir çok büyük Amerikan şehirlerinde toplum komiteleri üzerinde halkın “uysal, iyi niyetli adam” olarak yaptığı etki derecesini göstermektedir Çok kez, aksi duygular besledikleri meselelerde dahi “yapmadan edemem”, “yaparsam iyi olmaz”, “nasıl olsa geçecek ve neme lazım” şeklinde düşünceleri dolayısı ile bir hareket veya faaliyeti destekleyeceklerdir Böyle adamların çoğu için bunun, toplumda başarılı olmada, iyi izlenim hasıl etmede, kendi kişisel şöhretini tesis etmede oynanan büyük oyunun bir kısmı olarak görülmektedir Bu, Riesman’ın kendi şahsi iş ve meslek hayatı ile hareket serbestliğinin Amerikan toplumunda ziyadesi ile yayılmış vaziyette bulunduğuna dair müşahedesine uygundur Daha önce açık bir şekilde işten ayrı tutulmuş eğlenti faaliyetleri iş münasebetlerinin bir kısmı haline gelmiştir Hoşa gitme veya sevimlilik gibi daha önce iş yeterliği konusuna aykırı sayılan şahsiyet cepheleri iş hayatında gittikçe daha fazla rol oynamaya başlamış bulunmaktadır
4 Tali Grup Münasebetleri
Tali gruplar ve tali gruplar arasındaki münasebetler, ihtimal toplum entegrasyonuna kuvvetle etki yapan faktörlerdir Mesela, bir toplumda göze batan birlikleri, evvela ayın toplumdaki katolik gruba karşı muhalefet ve düşmanlık gösterisinden ibaret bulunan bir protestan grup görülürse “benzerlikler” hesabına “ayrılıkları” destekleyen veya yardımlaşmaya karşı koyan rekabeti önemle beliren bir tali kültür örneğinin yaptığı gibi, toplum entegrasyonunu çok zorlaştıran bir tali grup şekli var demektir
Maddi yakınlık veya beraber var olma, belki kendiliğinden entegrasyonu veya onun yokluğunu tayin etmiyor gibi görülmektedir Bir toplumda, daha büyük bir toplumdaki hayatın büyük bir kısmından tecrit edilmiş ve ayrı bir Polonyalı grup görülürken, diğer bir şehirdeki Polonyalı grup özel bir sahada yaşayabilir, kendi kilise ve kulüplerine sahip olabilir, yine de şehrin hayati ve sosyal teşkilatı ile birlik ve yakın münasebet alindedir Beraber var olmanın tali grupların büyük karşılıklı muvafakatlerine yardımı olmadığı farz edilebilirse, işbirliği hallerini destekleyen sosyal iklime, daha büyük bir uygun bulma haline, daha büyük işbirliğine yardımı olacak faktörleri ayırt etmeğe imkan var mıdır? Bu noktada deneme kabilinden ipotezler telkin etmek için delil mevcuttur
5 Grup Fenomenine Bireysel Yaklaşımlar
Grup fenomeninin ilk analizleri, hepsi grup davranışlarının kişiler arası farklı olduğunu vurgulamıştır LeBon’a göre, grup situasyonları düzenli sosyal adetlerin ve normların etkisini ortadan kaldırdığı için, grup üyelerinin davranışı daha içgüdüsel dürtülerle idare edilir hale gelmektedir Freud, grup situasyonlarının öyle veya böyle bastırılan arzuların serbest kalışı ile sonuçlandığını ifade ettiğinde, benzer bir çizgide muhakeme yürütmüştür
Bir grup içerisinde birey, tıpkı kendi başına davrandığı gibi davranır, ama sadece o kadar Bir başka ifade ile; kişiler arası davranış ile gruplar arası davranış arasında nitelik değil sadece nicelik farkı vardır Bu nicelik farkı da bireysel davranışın olağan belirleyicilerinin göreceli olarak gazla sayıda bireylerin varlığı sebebi ile daha fazla sayıda ve güçte var olmaları olgusuna atfedilir
Grup, üyelerinin toplamından daha fazla olmayan bir şey olarak düşünüldüğünden, grup kavramı lüzumsuz hale gelir İşbirliği veya gruplar arası çatışma gibi fenomenler kişiler arası çatışma veya işbirliğine benzer bir şekilde kavramsallaştırılır






Alıntı Yaparak Cevapla

Sosyoloji Toplumsal Gruplaşma Ve Şekli

Eski 10-20-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sosyoloji Toplumsal Gruplaşma Ve Şekli




OTORİTERYEN KİŞİLİK teorisi bu çizgideki muhakemeye açık bir örnek oluşturmaktadır Bu teoriye göre, etnosentrizm önyargı ve ayırımcılık gibi fenomenler kişilerce özel bir kişilik yapısı -söz gelimi otoriteryen kişilik- ile beraber sergilenecektir Bu kişilik yapısı ilk bebeklik esnasında şekillenecektir Sert ve tehdit edici çocuk yetiştirme uygulamaları çeşitli içgüdüsel ihtiyaç ve arzuların bastırılmasına yol açacaktır ve bu sosyalizasyon da bu eğiticilere karşı saldırgan ve isyankar duygulara yol açacaktır Bu saldırgan duygu gerçek sebeplerine doğrudan gösterilemez Bu sebeple, azınlık grubun üyeleri veya arzu edilmeyen veya aşağı seviyede görülen diğer bazı grupların üyeleri gibi alternatif hedefler üzerinden gösterilir Saldırgan duyguların bu şekilde yer değiştirmesi, bu kişilerin, dış grup üyelerine karşı tavırlarını düşmanca biçimlendirirken, var olan otorite sistemine çok sadık kalmalarına izin verir
Dar kafalı veya “DOGMATİK KİŞİLİK” adı verilen, bu tür bir kognitif tarza sahip kişiler önceden var olan kognitif şemalarına ve kendi inanç sistemlerinin doğruluğuna uymayan yeni bilgileri kabul etmede çok isteksiz olacaklardır Bu kişiler değişik fikirli kişilere tepeden bakarken kendi görüşlerini paylaşanlara saygı duyarlar
Otoriteryen kişilik yaklaşımı kadar dogmatik kişilik yaklaşımı da oldukça popüler hale gelmiş ve bugüne kadar bir çok araştırmaya esin kaynağı olmuştur
Dünyanın her yerinde her toplumda, insan etkileşimleri belli arzuların artırılmasını bazen düzenleyen, bazen yasaklayan birçok norm ve adetlerle idare edilmektedir Sonuç olarak, belli bir miktar engellenme, insan varlığının kaçınılmaz bir yanıdır Engellenmenin saldırgan eğilimlere yol açtığı düşünüldüğünden, her toplumda üyeler özellikle sapanlara ve azınlık gruplarına karşı her zaman biraz saldırgan olacaktır Önyargı ve ayrımcılık miktarındaki düzensiz değişiklikler, özel sosyal ve ekonomik şartlara bağlanarak açıklanıyordu Şiddetli bir ekonomik gerileme döneminde, çok daha fazla sayıda insan kaygılı hale girecek ve engellenecektir, çünkü olağan yaşan standartları tehlikededir Bu da önyargı ve ayrımcılığın miktarında bir artışa yol açacaktır Ekonomik refah dönemlerinde hayat standardı yükselecek ve genellikle engellenme seviyesi azalacaktır Bu dönemlerde, önyargı ve ayrımcılık daha düşük seviyelere inmelidir
Berkowitz (1962) ve Bandura (1973) engellenmenin saldırganlığı kışkırtmak için ne gerekli ne de yeterli olduğu kararına varmışlardır Çeşitli çalışmalar, saldırganlığın önceki engellenmeler olmaksızın da ortaya çıktığını, keza bir engellenme durumunun var olmasının da her zaman saldırgan tepkilere yol açmadığını göstermiştir
GÖRECELİ YOKSUNLUK TEORİSİ olarak bilinen, teorinin bu tadil edilmiş hali, engellenme duygularının yoksunluğunun nesnel bir durumu ile o kadar da güçlü bir şekilde belirlenmediğini hepsinin üzerinde fiili ortam ile belirlendiğini kabul eder Dolayısıyla insanlar, nesnel bir gözlemci, ihtiyaçları olmadığı kararına varsa da, beklentilerinin tam karşılanmadığı fiili ortamlarda kuvvetli bir yoksunluk ve engellenme duygusu taşıyabilirler Söz gelimi, hükümet ekonomik krizden dolayı en üst seviyedeki maaşların ve emekli maaşlarının biraz düşürülmesi kararına vardığında, bu gruba giren insanlar, gelirleri oldukça rahat bir hayatı sürdürecek yeterli bir yükseklikte kalmasına rağmen, beklediklerinden daha azını alacaklarından, kuvvetli bir yoksunluk ve engellenme duygusu yaşayabilirler
Gruplar arası ilişkilerin kişisel faktörlerden ziyade, genellikle paylaşılan sosyal normlarca belirlendiği de gözlenmiştir Bütün bu öğeler, gruplar arası fenomenlerin, dahil olan gruplar arasında var olan ilişki tipleri ile ilişkilendirilerek çalışılması gerektiği kararına yol açmıştır Daha özelde, gruplar arası davranışın, esas olarak bu grupların hedefleri arasında var olan ilişki tarafından belirlendiği düşünülmektedir Bu hedef ilişkilerinin grup üyelerinin davranışı üzerinde her bir üyenin özellikle üzerinden açıklanamayacak bir etkisi vardır






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.