10-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Eski Çağlarda Ayakkabıcılık
eski çağlarda ayakkabıcılık

Eskiçağlarda çoğu insan, tabanı deriden ya da tahtadan sandallar giyerdi Bu tür sandallara Eski Mısırlıların mezarlarında rastlanmıştır Eski Yunanlıların avlanırken uzun çizme giydikleri görülmüştür,bunun yanında banyoya bile ayakkabı ile girdikleri bilinmektedir Girit'teki Minos uygarlığı ve Roma dönemlerinde bu tür ayakkabı ve çizmeler kullanılmıştır
Ortaçağda, ayağı sarması için yumuşak deri ya da kumaştan yapılan ayakkabıların burunları sivriydi Yolculuk sırasında ise potinler ya da baldırlara kadar çıkan çizmeler giyilirdi 14 yüzyıl sonlarına doğru öylesine uzun burunlu ayakkabılar üretildi ki, bunlarla yürüyebilmek için ayakkabının burnunu bir zincirle diz kemerine bağlamak gerekiyordu
Daha sonraki tarihlerde ayakkabılara yüksek mantar topuklar eklendi Ayakkabıyı korumak amacıyla giyilen mantar topuklu şosonlar 1575'te moda oldu Ama kötü havalarda ya da çok yağışlı bölgelerde tahta tabanlı ayakkabılar da giyiliyordu Bu tür tahta ayakkabıları (sabo), Hollandalı çiftçiler günümüzde de giymezler
17 yüzyılın başlarında ayakkabıların yerini alan yüksek topuklu uzun çizmeler, evde bile giyiliyordu Sonraları, dantelli çorapların görünmesi için çizmelerin üst kenarları dışa doğru kıvrıldı 1660'tan sonra siyah, üzeri bağcıklı ya da tokalı, kalkık kare burunlu ayakkabılar çizmenin yerini aldı Kadın ayakkabıları erkek ayakkabılarının modasını izledi 17 yüzyıldan başlayarak, sivri burun ve yüksek topuklarıyla özgün bir biçim aldı
1720'lere kadar kare burunlu ayakkabılar yaygındı Bu tarihten sonra bunların yerini yuvarlak burunlu ayakkabılar aldı 1770'lerde üstte geniş kıvrımları bulunmayan uzun çizmeler moda oldu 18 yüzyılda kadın ayakkabıları saten ya da brokardan yapılıyor ve toka, kurdele ya da fiyonklarla süsleniyordu Yüksek topuklu ayakkabılar 1790'da tümüyle ortadan kalktı Sokaklar ve yollar öylesine kötü ve çamurluydu ki, insanlar evden dışarıya çıkarken şosonlarını giymek zorunda kalıyorlardı
19 yüzyılda kadın ayakkabıları saten ya da kadifedendi ve topuksuzdu Erkekler ise genellikle düğmeli, bağcıklı ya da yanları esnek çizmeler giyiyorlardı 1860'ların bağcıksız ve yanları esnek yarım çizmeleri çoğu zaman beyaz ipekten yapılıyordu On yıl sonra yüksek topuklar yeniden moda oldu, çizmeler de yanları düğmeli olarak yapılmaya başlandı Ayakkabılarda ve çizmelerde hâlâ bez kullanılıyordu, ama ayakkabıların burunları bazen deriden yapılıyordu
19 yüzyılda kadınlar fabrikalarda ve bürolarda çalışmaya, ayrıca yürüyüş ve bisiklete binmek gibi sporlar yapmaya başlayınca daha sağlam ayakkabılar kaçınılmaz hale geldi Bağcıklı rahat yürüyüş ayakkabısı Birinci Dünya Savaşı (1914-18) sırasında ortaya çıktı Günümüzde de ayakkabı yapımında moda önemli rol oynamaktadır
|
|
|