![]() |
Aşık Daimi (İsmail Aydın) - Kimdir Kısaca Hayatı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Aşık Daimi (İsmail Aydın) - Kimdir Kısaca HayatıAşık Daimi (İsmail Aydın) ![]() Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahim, Aşık Daimi, 1950 yılında İstanbul’dan ayrılarak Tercan’a yerleşmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Önceleri usta malı türküler söyleyen Aşık Daimi daha sonra kendi deyişlerine ağırlık verdi ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Aşık Daimi (İsmail Aydın) - Kimdir Kısaca Hayatı |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Aşık Daimi (İsmail Aydın) - Kimdir Kısaca HayatıAşık Daimi Kimdir? Aşık Daimi Kimdir? 1932 - 1983 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aşık Daimi, 1950 yılında İstanbul’dan ayrılarak Tercan’a yerleşti ![]() ![]() ![]() 1962’den sonra yeniden İstanbul’a dönen Daimi ölümüne dek orada yaşadı ![]() ![]() Önceleri usta malı türküler söyleyen Aşık Daimi daha sonra kendi deyişlerine ağırlık verdi ![]() ![]() Özellikle yaşamının son 20 yılında birçok genç aşığı etkiledi ![]() ![]() Şiirlerinde sevgi, doğa ve her türden ayrımcılığı eleştiren, insan öğesini öne çıkaran konuları işledi ![]() Türkiye ve Avrupa’nın çeşitli kentlerinde konserler verdi, birçok kaset doldurdu ![]() Yadigar Aydın Orhan tarafından hazırlanan Daimi’nin tüm şiirleri/türkülerinin toplandığı kitap «Aşık Daimi, Hayatı ve Eserleri» (1999) adıyla yayımlandı ![]() Aşık Daimi'nin Şiirleri Ağlama Ne ağlarsın benim zülfü siyahım Bu da gelir bu da geçer ağlama Göklere erişti figanım ahım Bu da gelir bu da geçer ağlama Bir gülün çevresi dikendir hardır Bülbül har elinden ah ile zardır Ne olsa da kışın sonu bahardır Bu da gelir bu da geçer ağlama Daimi’yem her can ermez bu sırra Gerçek kamil olan yeter onura Yusuf sabır ile vardı Mısır’a Bu da gelir bu da geçer ağlama Dünya Aşıklar neylesin seni Bir ismin var yalan dünya Haramiler kol kol olsun Etsin seni talan dünya Yaş ağaçları kuruttun Bunca canları çürüttün Eline geçeni yuttun Dev ejderha yılan dünya Daimi konan göçüyor Bahar geldi gül açıyor Çirkin güzelden kaçıyor Kargalara kalan dünya Pekala Yolu çıkmaz bir menzile kervanı Gezdirmekten gezdirmemek pekala Bir namert bağında gülü reyhanı Bitirmekten bitirmemek pekala Ben hakkı aramam Çin’de Maçin’de Gevher vardır aşıkların göçünde Varıp namert ile bir cem içinde Oturmaktan oturmamak pekala Bakmaz mısın Daimi’nin virdine Derman olmaz aşıkların derdine Çekip de namerdi hakkın yurduna Getirmekten getirmemek pekala İmdat Eyle Bir niyazım vardır pirler pirine Yetiş Hacı Bektaş sen imdat eyle Gerçek erenlerin hüsn-i nuruna Yetiş Hacı Bektaş sen imdat eyle Horasan elinden Uruma gelen Cümle düşmüşlerin eynini alan Cümle evliyaya hem rehber olan Yetiş Hacı Bektaş sen imdat eyle Şimdiki insanlar yoldan azarlar Haktan korkmayıp da ahkam bozarlar Adem düşürmeye kuyu kazarlar Yetiş Hacı Bektaş sen imdat eyle Geldi gaflet çöktü bu zaman kula Hiç giren kalmadı erkana yola İmanı satarlar akçeye pula Yetiş Hacı Bektaş sen imdat eyle Softalar ters anlar mana hecesiz Nideyim dünyada varı yücesiz Daimi bir güldür gezer goncasız Yetiş Hacı Bektaş sen imdat eyle Madem ki Ben Bir İnsanım Kainatın aynasıyım Madem ki ben bir insanım Hakkın varlık deryasıyım Madem ki ben bir insanım İnsan hakta hak insanda Arıyorsan bak insanda Hiç eksiklik yok insanda Madem ki ben bir insanım Bunca temenni dilekler Vız gelir çark-ı felekler Bana eğilsin melekler Madem ki ben bir insanım Tevratı yazabilirim İncili dizebilirim Kuranı sezebilirim Madem ki ben bir insanım İlim bende kelam bende Nice nice alem bende Yazar levh-i kalem bende Madem ki ben bir insanım Enelhakkım ismim ile Hakka erdim cismim ile Benziyorum resmim ile Madem ki ben bir insanım Daimi’yim harap benim Ayaklara türap benim Aşk ehline şarap benim Madem ki ben bir insanım Birgün Deli gönül sana bir çift sözüm var Göç eder kervanın göçersin birgün Kimse bu mekanda edemez karar Ecel şerbetini içersin birgün Deli gönül dalga vurur coş gibi Geçer gider ömrün hayal düş gibi Can dediğin bu kafeste kuş gibi Sen de bu kafesten uçarsın birgün Ey dertli Daimi sen de gidersin Şu yalan dünyayı ya sen n’idersin Helal haram demez alıp yutarsın Emel defterini açarsın birgün Çadır Kurdum Çadır kurdum yüce dağlar başına Yarin yaylasını yaylayamadım Düştü gönlüm dalgasına coşuna Deli göllerini boylayamadım Ferhat gibi koyaklarda ünledim Yankılandı kayaları dinledim Yar yanında inim inim inledim Ben aşkımı ona söyleyemedim Daimi’yim gam doldurdum testime Gitti canan eremedim mestime Ben kaçtıkça dertler gelir üstüme Ben bu dertlerimi paylayamadım |
![]() |
![]() |
|