![]() |
Şevket Rado Eşref Saat |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şevket Rado Eşref SaatŞevket rado eşref saat ŞEVKET RADO (1913-1988) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() SOHBET: Saadet Yolu, Ümit Dünyası, Hayat Böyledir, Aile Sohbetleri ![]() Eşref Saat(Hayatı sevmeyi, çalışmayı, iyiliğe ve doğruluğu kıymet vermeyi üstün tutan konuşmalar), Şevket Rado, 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Önsöz Çocuklarımıza, hattâ yalnız çocuklarımıza, değil, her seviyedeki halkımıza vazife duygusunu, daha çok çalışa*rak refahını arttırmayı, kendisine olduğu kadar etrafına da faydalı olmayı, güçlüklerden yılmamayı ve bunların dışında ailesine bağlı olmasını, şefkati, doğruluğu, ada*leti, iyilik etmeyi, insan olarak mânevi değerler kazan*mayı, kısaca iyi ve faziletli bir insan olmayı telkin eden kitaplarımız ne kadar azdır! Halbuki dilimizde bu kitaplar yazılıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra? Sonrası hemen hemen yok gibidir ![]() ![]() Senelerdir İstanbul radyosunda sadece hayatı sev*meyi, çalışmayı, daha iyiyi aramayı, iyiliğe ve doğruluğa kıymet vermeyi telkin ederek vatandaşlarıma faydalı ol*mak maksadıyla hazırladığım konuşmalardan bir kısmını şimdi bir araya toplarken bu küçük kitabın terbiyeye hiz*met edeceğine inanıyorum ![]() ![]() Şevket RADO NOT :Bir konuşmayı dinlerken alınan zevkin aynı konuşmayı okurken yan yarıya kaybolduğunu bildiğim için bu kitaba aldığım radyo sohbetlerini, ufak tefek değişiklikler yaparak okumaya elverişli hale sokmayı lüzum*lu, gördüm ![]() ![]() ![]() İÇİNDEKİLER:Eşref saat; Daha iyi olabilir; Dünyadan ve insanlardan şikâyet; Yaşamak zevki, Güler yüz ; Tatlı dil; Artık çocuk değilsiniz; Misafirliklerimiz; Gençliğin kıymeti; Çocukların ana ve babalarından bekledikleri; Gönül zenginliği; İstemek; İki sır; Takdir Duygusu; Normal insan; Faydalı bir iş görmek zevki; İhtiyarlık, üzerine; Gençlik; Herkes kendi yerinde; Tesadüfler; Herkes kendi hayatını yapar; İyimserlik, kötümserlik; Talih; Kendi kendimizi aldatmak; Öğüt vermek; Çocuklar babalan hakkında ne düşünürler?; Şükürler olsun ![]() METİN: 1 ![]() İzin verirseniz sizlere ilkbahardan söz açmak istiyorum ![]() Bahar sözünün kendine mahsus bir çekiciliği vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Bahar sözünün bize yeşermeyi, çiçeklenmeyi hatırlattığını tekrarlamaya tabiî lüzum görmüyorum, ilkbaharla beraber bütün tabiatın çiçeklerle donanması bu kelimenin mânasını düşünmeye pek de lüzum bırakmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() * Bir zamanlar arkadaşım Sait Faik yazdığı güzel bir yazıda çiçeklere bakarak şaşa kalıyor, bu kapkara topraktan çıkan bu, bembeyaz, bu sap*sarı, bu mavi, bu kırmızı çiçekler acaba bize top*rağın altında gizli olan harikulade bir âlemden haber vermek istiyorlar da bunun biz bir türlü farkına varamıyor muyuz dersiniz? diye soru*yordu ![]() Çiçeklere renk veren, koku veren o kara toprağın altında harikulade bir âlem var mıdır, yok mudur, pek bilmem ama her çiçeğin bir meyvayı ortaya koymak niyetiyle açıldığını bilmek için âlim olmaya pek lüzum yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dikkat ederseniz, ihtiyarlığa doğru gideceklerdir, diyorum; çirkinliğe doğru demiyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tecrübelerle dolu bir ömür yaşamış olan insanlar, gençliğin acemi hareketlerini gördükçe on*lara «Gençliğinizin kıymetini bilniz» diye nasihat etmekten hoşlanırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski zamanların Heraklit filozofu bir nehirde iki defa yıkanmanın mümkün olmadığım söylerken bunu ne güzel anlatmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şevket Rado Eşref Saat |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şevket Rado Eşref SaatYaşadığınız her ânı, hele gençlikte yaşadığınız her ânı iyi kullanmaya mecbursunuz; çün*kü gençlik hayatın sonraki devreleri için bir hazır*lanma çağından başka bir şey değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Bilmem bilir misiniz, kültürün güzel bir tarifi vardır: Kültür, insanın okuduklarını unuttuktan sonra kalan şeydir, derler ![]() ![]() ![]() ![]() Demek ki gençliğimizde ne kadar çok şey öğrenirsek, yani unutacağımız bilgiler ne kadar fazla olursa o nispette kültürlü bir adam sayılabileceğiz ![]() ![]() İnsan hayatta, gençlik yaşlarında iken okumak için çok zamanı var zanneder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() * Gençlikte pek çökmüş gibi görünen vakit yaş ilerledikçe azalacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tabiatın uykusundan uyandığı, ağaçlara suların yürüdüğü, çiçeklerin açtığı, yaprakların yeşer*diği ilkbahar günlerinde, tıpkı taze fidanlar gibi etrafınızda gelişmekte olan gençlere faydalı ol*mak için elinizden gelen gayreti esirgemeyeceğinizi ümit ederim ![]() ![]() (Şevket Rado, Eşref Saat, İstanbul 1966, s ![]() 2 ![]() Zaman zaman ana - baba olan sevgili okuyucularıma hitap ederek, «Çocuklarınızı anlamaya çalışınız!» diyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Doğru, aslında doğru bir düşünce! Ama neyleyelim ki, çocuklarımız bizi kolay kolay anlayamazlar ![]() ![]() Anneleri bir yana bırakalım, çünkü onlar çocuklarına babalarından daima daha yakındır*lar; fakat çocukların babaları hakkında ne dü*şündüklerini hiç merak ettiniz mi? Bunu ben de merak etmemiştim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kendi kendime: «Tuhaf şey!» dedim; alt ta*rafını okudum ![]() 6 yaşında : Babam her şeyi biliyor ![]() 10 yaşında : Babam çok şey biliyor ![]() 15 yaşında : Ben de babam kadar biliyorum ![]() 20 yasında : Şu muhakkak ki babamın pek fazla bir şey bildiği yok ![]() 30 yaşında : Bir kere de babamın, fikrini alsam fena olmayacak ![]() 40 yaşında : Ne de olsa babam bazı şeyleri biliyor ![]() 50 yaşında : Babam her şeyi biliyor ![]() 60 yaşında : Ah, babam hayatta olsaydı da kendisine danışabilseydim! Bu levhayı pansiyonun duvarına kim asmış? Sabahleyin uçağa yetişmek üzere çok erken çıktığım için soramadım ![]() ![]() ![]() Biz ne yaparsak yapalım, çocuklarımız bizim hakkımızda böyle düşünürler ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|