10-21-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Benzerliğin Sınırları
Benzerliğin sınırları
Günümüzde farklı toplumlara ait insanlar birbirleriyle oldukça çabuk ve kolay ilişki kurabilmektedir Televizyondaki dizilere bakıp, kendi yaşantımızı Batı yaşama biçimiyle özdeş görebilir, bir sokak kahvesinde bir Avrupalı veya Amerikalıyla yüzeysel bir dostluğu kolayca başlatabiliriz
Farklı kültürlerdeki insanlar teknolojinin sunduğu imkanlardan yararlanırken, ortak beden dilleri kullanırlar İnsanlar nerede yaşarsa yaşasınlar benzer şekilde asansöre biner, tenis oynar, bilgisayar ve araba kullanırlar Aynı zamanda biyolojik kökenli beden dilinde de birçok ortak nokta vardır Ortak yaşantı olarak öfke, sevinç veya şaşkınlık gibi duygular yaşanır İşte ortak yaşanan bütün bu duygularda bile, bizim dışımızdaki kültüre ait olanı anlamayı zorlaştıran, bizden olanı daha kolay ve rahat anlaşılır yapan ayrıntılar bulunur
Beden dilindeki en benzer ifadeler canlılığı ve iç dengeyi korumaya dönük temel psikolojik durumlarla ilgilidir Korku, kızgınlık, hüzün, nefret, mutluluk, dikkat, ilgi, uyku, gerginlik, şiddet bu durumların en belirgin olanlarıdır Bu genel durumların dışında kültüre özgü ve o toplumu belirleyici beden dili özelliklerinin bir başka toplum tarafından kısa bir sürede benimsenmesi mümkün olmaz Bu konuda yabancı ülkelerle bazı örnekler verebiliriz; Avrupa’ya veya Uzak Doğu’ya yapılan turistik gezilerde, bazı iletişim biçimleri bu ülke insanlarda etki yaratıp takdirle karşılanır ve yapılan sohbetlerde, karşılaşılan insanların belirli özelliklerinden övgü ile söz edilir Ancak övgü ile söz edilen bu iletişim biçimini kendi toplumunda uygulamasını kimse önermez Gerçekten de böyle değişimler beğenilse ve istense de gerçekleşemez Çünkü bir başka topluma ait geleneksel kültür, ödünç alınarak yaşanamaz
|
|
|