Prof. Dr. Sinsi
|
Mersin Tarihi Yerler
Mersin Tarihi yerler

Ayatekla (Meryemlik): Mersin’in Silifke ilçesinde yer almaktadır Kentin yaklaşık 1 5 km güneyinde bulunan Ayatekla, Hristiyanlık dönemine ait dini bir merkezdir Ayatekla veya Meryemlik olarak bilinen kutsal alanın kuruluşu MS 50 yılarında başlamıştır Ikonialı (Konya) bir azize olan Hagia-Thecla (Ayatekla), Hz isa'nın havarilerinden St Paulus'un Hristiyanlık öğretilerini benimsemiş, öncü bir misyonerdir St Paulus'un Konya'da verdiği vaizlerden çok etkilenerek kendini dine adamıştır Thekla, Konya ve Yalmaç'daki Roma izlenmelerinden kaçarak Silifke'ye gelmiştir Önceleri ibadetin gizlice yapıldığı katokomb denilen, doğal mağarada yaşamıştır
Ayatekla, Hristiyanlığın en eski ve en önemli kutsal alanlarından biridir Burası daha sonraki Bizans dönemlerinde dini bir yerleşim olmuş ve Ayatekla olarak anılmıştır
Günümüzde Meryemlik olarak bilinen ören yerinde yeraltı ibadet mağarası,daha sonra üzerine inşa edilen anıtsal Zenon Bazilikası'nın apsis kalıntısı, Büyük Sarnıç, Ha-marnı Kuzey Kilise, irili ufaklı sarnıçlar ve Nekropol alanını görmek mümkündür
Ayatekla'nın içinde yaşadığı mağara onun kayboluşundan sonra Hristi-yanlarca kutsal sayılmış, ve Hristiyanlık dininin MS 320 yılında serbest bırakılıncaya kadar gizli bir ibadet yeri olarak kullanılmıştır Daha sonra bu mağara içine payanda amaçlı korint sütunlar konulmuş, mozaik kaplamalar yapılmış ve 4 yüzyıl sonlarında kiliseye dönüştürülmüştür

Alahan Manastırı: Mersin’in mut ilçesine bağlı Mut’da yer almaktadır M Ö 5 yy başlarında yapıldığı bilinen Alahan Manastırı, Bizans dönemi dini mimarisine ışık tutan yapı, malzeme, tasarım ve yapıdaki süslemeler ile ender örneklerden birisidir Doğal yapı ile bütünleşmiş olan yapı bir manastır ve ona bağlı kilise ile müştemilat yapılarından oluşmaktadır M Ö 5 yy başlarında yapıldığı bilinen Alahan Manastırı, Bizans dönemi dini mimarisine ışık tutan yapı, malzeme, tasarım ve yapıdaki süslemeler ile ender örneklerden birisidir Doğal yapı ile bütünleşmiş olan yapı bir manastır ve ona bağlı kilise ile müştemilat yapılarından oluşmaktadır

St Paul Kuyusu: Mersin’in Tarsus ilçesinde yer alan St Paul kuyusu Tarsus' ta doğmuş olan St Paul'un Hıristiyanlık aleminde önemi büyüktür St Paul' e ait olduğu söylenen kuyunun şifalı olduğuna inanılmaktadır Bir çok turistin uğrak yeri olmaktadır
St Paul Kilisesi: Mersin’in Tarsus ilçesinde yer alan Senpaul St Paul’un doğum yeri olarak bilinen Tarsus St Paul Kilisesi ve kuyusu ruhani bir merkez olarak mevcut geleneksel kent dokusu ile bütünleşmiş biçimiyle, Dünya Mirası endikatif listesindedir
Makam-I Şerif Cami ve Danyal Peygamber Kabri(Merkez): Makam-ı Şerif Cami 1857 yılında yapılmıştır Caminin doğusunda Danyal Peygamberin kabri yer almaktadır Bu nedenle camiye "Makam cami" ismi verilmiştir
Hz Danyal, II Babil Kralı Nebukadnesar (M Ö 605-562) zamanında yaşamış, Yahudileri Babil esaretinden ilmi ve kehanetleri ile kurtarmış bir peygamberdir Rivayete göre; Nebukadnesar rüyasında İsmailoğullarından gelecek bir erkek çocuğun kendi tahtını sarsacağını öğrenir Bunun üzerine İsmailoğullarından doğan erkek çocukların öldürülmesini emreder Hz Danyal doğunca ailesi onu dağ başında bir mağaraya bırakır Mağarada bir erkek ve bir dişi aslan himayesinde, büyüyen Danyal delikanlı olunca kavmi arasına karışır Bir kıtlık senesinde Tarsus'a davet edilen Danyal Peygamberin, Tarsus'a gelmesiyle birlikte bolluk meydana gelmiş bu nedenle Danyal Peygamber Babil'e geri gönderilmemiş, ölünce de Tarsus'ta şimdiki Makam Caminin bulunduğu yere gömülmüştür Hicri 17 yılında Hz Ömer devrinde Tarsus fethedildiği zaman Danyal Peygamberin mezarı açtırılmış burada büyük bir lahit içerisinde altın iplikle dokunmuş kumaşa sarılı gayet uzun boylu bir ceset bulunmuştur Başından geçen maceraların sembolü olarak biri erkek olan iki aslan ve dişi aslan tarafından yalanan genç bir çocuk figürünün bulunduğu bir yüzüğe rastlanmıştır Bunun üzerine Hz Ömer Danyal Peygamberin cesedinin, Yahudiler tarafından çalınmasını önlemek için daha derine defnettirmiş ve üzerinden de Berdan Nehrinden gelen ufak bir çayın suyunu geçirmiştir Nitekim caminin son tamiratı sırasında çok derinlerde caminin arka ve alt kısmında suyun giriş yerinde kalın ve muntazam mazgal demirleri çıkmıştır Danyal Peygamberin cesedi bu mazgallardan geçen suyun çok aşağısındadır

Eshab-ı Kehf: Mersin’in Tarsus ilçesinde yer alan Eshab-Kehf Mağarası “Yedi Uyurlar” olarak farklı dinlerde benimsenen ve kutsallık atfedilen yedi inanmış gencin “uyudukları” yer olarak biliniyor Anadolu’da Yedi Uyurlar’ın uyuduklarına inanılan başka yerler de var
Kimdiler, neden uyudular?
Yedi Uyurlar, Türkiye’de yaygın olarak biliniyor Ama yedi gencin yaşadıkları halk arasında farklı şekillerde öyküleştirilmiştir Dilden dile, kuşaktan kuşağa aktarılırken de değişime uğramış olması doğal Bütün anlatımlarda ortak olan ana tema ise yedi gencin dinsel inanca uygulanan baskıya karşı duruşları, Pasifist bir direniş göstermeleri
250 Yıllarında Roma İmparatorluğu’nun “resmi dini” pagandı, çok tanrılıydı Hıristiyanlığın Roma İmparatorluğu’nda yaygınlaşması devlet yönetimince hiç de hoş görülmüyordu Hıristiyan avı sürekliydi Hıristiyanlığı benimseyen yedi genç bu baskılardan kaçmak için bir mağaraya sığındılar ve derin bir uykuya daldılar
Yöneticiler gençlerin mağaraya sığındığını öğrenince onları diri diri gömmek için mağaranın ağzını kocaman taşlarla ördüler

Cennet Cehennem :
Bu dünyada cennet ve cehennem olur mu, diye sorsanız Mersinde olduğunu söyleriz Cennet-Cehennem obrukları yöredeki diğer bir çok obruk gibi antik dönemde kutsal bir anlam taşıyordu Önce antik bir kentin kalıntılarına, sonra Zeus Tapınağı’na ve çok tanrılı inanca göre kutsal sayılan bu iki obruğa ve mağaralara ulaşılıyor Yerli ve yabancı turistler yanında çevre halkı da kutsal duygularla ziyaret ediyor Cennet Çöküğü antik çağda Korykos Mağarası olarak bilinen büyük ve derin çukurlardan oluşan iki doğa harikasından biridir
Cennet: mağarasında bulunan 450 basamak size rehberlik edecektir Bay Paulus tarafından mağaranın girişine küçük bir kilise yaptırılmıştır Girişten sonra 150 basamakla zemine ulaşılmaktadır

Cehennem : Cehennem veya Arasat olarak adlandırılan kuyu Cennet çöküğünün 75 m kuzey yönünde kayalar arasındadır Yan yüzeyleri iç bukey olduğundan dibine iniş kolay değildir Typhon’un geçici olarak tutsak edildiği yer insana ürküntü verici bir görünüme sahiptir

Astım magarası:
Çevrede bulunan bir diğer oluşum ise astım mağarasıdır derinliği 20 m olan mağaranın içinde çeşitli renklerde sarkıt ve dikitler bulunmaktadır Hava sıcaklığını her zaman 14 derece ve nem oranı ise %85-98 arasındadır Astım hastaları için iyi geldiği söylenen mağarada , girerken tutulan dileklerin gerçekleştiğineinanılır

Üçgüzeller Mozaik Müzesi : Üçgüzeller mozayiği denize çok yakın, bir kaç metre mesafedeki taş yapı içinde İ S 4 yy’ın ikinci yarısından kalma sanatsal değeri çok yüksek mozaik korunuyor Doğu Roma İmparatorluğu’nda yüksek bir devlet görevlisi olduğu anlaşılan Poimenios, koydaki “gizemli” tatlı su kaynağından yararlanarak bir hamam yapturmış, Hamamın tabanına Cennet Kızları’nı (Huriler) simgeleyen bir mozaik yaptırmış

Korikos Kalesi : Mersin-Erdemli-Silifke karayolunun 60 Km'sinde Kızkalesi beldesindedir Roma ve Bizans dönemlerinde yoğun olmak üzere, İslami devirlerde de iskan görmüştür Nekropol alanından çıkarılan eserlerden burada ilk yerleşimin MÖ 4 yüzyıla ait olduğu anlaşılmıştır MÖ 1 yüzyılda kendi adına sikke darbettirmiştir Herodot bu kenti Gorges adında Kıbrıslı bir prensin kurduğunu yazar Korikos, Kilikya bölgesinin bir liman kenti olduğundan çok el değiştirmiştir MÖ 4 yüzyılın sonunda Seleukhos Nikador Silifke kentini kurduğunda, Korikos'u yönetimi altına almıştır Kent, MS 72 yılında Roma egemenliğine girmiş ve 450 yıl Roma yönetimine bağlı kalmış, bu dönemde tarım alanında büyük bir gelişme göstererek zeytinyağı ihraç merkezi olmuştur
Bizanslılar zamanında Arap istilalarına karşı etrafı kuvvetli surlarla çevrilmiştir 13 yüzyılda Kilikya Ermeni Krallıkları döneminde önemli bir icaret limanı olmuş, Ceneviz ve Venedik gemilerinin uyğrak limanı durumuna gelmiştir Korikos 1448 yılında Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından ele geçeirilerek, yeniden imar edilmiştir
Örenyerinde iç ve dış kale kiliseler, sarnıçlar, su kemerleri, kaya mezarları, lahetler ve taş döşemeli Roma yolları kısmen ayakta dır Adını, adadaki kaleden almaktadır
Kare planlı kale, içiçe iki sıra surdan oluşmaktadır Etrafı hendekle çevrilmiştir Kaleye giriş bugün mevcut olmayan hareketli bir köprüyle sağlanmakta idi Bugünkü haliyle kale, tipik Orta Çağ mimari özelliklerini yansıtmaktadır

Adam Kayalar: Kızkalesin’den Hüseyiler köyüne giden yolun 7 Km’sinde batıya ayrılan 1 km’lik kolla Şeytan Deresi Vadisine ulaşılır Kayalara oyulan on ayrı kompozisyon bulunmaktadır 11 erkek ,4 kadın , 2 çocuk ve bir dağ keçisi figürlerine rastlanmaktadır
Genç Helenistik ya da erken Roma döneminden kaldığı sanılmaktadır

Kanlı Divane: Antik kente Kanlıdivane adının verilmesi antik çağda suçluların buradaki derin obruğa yabanıl hayvanlarca parçalanması için atıldıklarına inanılmasından geliyor
Silifke yolunun 15 km sindeki Ayaş yöresinde (Mersin merkezine 45 km ) Kanyteleis – Neapolis kanlıntıları bulunuyor Anayoldan üç km lik bir asfalt bir yolla antik kente ulaşılıyor Bu yol aslında antik roma yoluydu
19 yy Ortalarında batı dünyasınca bilinir hale gelen örenyeri geniş bir obruğun çevresinde oluşturulmuş Olba Krallığı’nın kutsal alanıydı Daha sonra İ S 408 yılında Bizans İmparatoprluğu II Teodosyus Neapolis (Yenikent) adıyla bir kent yerleşimine dönüştürdü En parlak dönemini de bu dönemde (İ S 4 yy ) yaşadı Kilikya Otele 10 km mesefade bulunmaktadır

Uzuncaburç ve Olba: Silifke ilçesinden Toros dağlarına uzanan vadi ve ormanlar arasından geçen asfalt yolun 30 km'sinde bir plato üzerinde kurulmuş olan Olba ören yerine ulaşılır Hellenistik Çağ'da merkezi Uzuncaburç'un 4 km doğusundaki Olba Ura Krallığfnın kutsal alanı olan Uzuncaburç yerleşimi, 72 yılında imparator Vespasianus zamanında, Olba'dan ayrılarak "Diocaesarea" (Tann-lmparator kenti) adıyla kendi adına para basabilen özerk yeni bir site durumuna getirilmiştir
Olba kenti, Uzuncaburç'un 4 km doğusunda önemli bir yerleşim yeri olup, halkın ibadet ettiği, Zeus Tapınağı ise Uzuncaburç'da bulunmakta idi Ancak Romalılar yöreye egemen olduktan sonra 1 yüzyılın sonlarına doğru Zeus Tapınağı'nın bulunduğu yere özel bir önem vererek, burasını Olba'dan ayırıp Diocaesarea adıyla bağımsız bir site haline getirmişlerdir Buradaki Zeus Tapınağı ile kent burcu dışında kalan bütün mimari yapılar, Roma dönemine aittir Bizans döneminde de burası yerleşim olarak kullanılmıştır Ören yerinde bulunan yapı kalıntıları şunlardır
Silifke’nin 30 km kuzeyinde denizden 1200 m yükseklikte bulunur Roma , Bizans dönemlerinde yaşamış olan kentte Zeus tapınağının yanı sıra antik tiyatro ve kaya mezarları da bulunmaktadır

Silifke Kalesi: Kentin batısındaki tepenin üzerinde, oval planlı olarak kurulmuştur Klasik çağlarda Kokysionoros bilinen yerleşimin ortasında Tanrıça Athena Kanetis adına yapılmış kutsal bir tapınak bulunmaktaydı
Temel tespitlerine göre Hellenistik veya erken Roma dönemine ait olduğu anlaşılan yerleşim, Arap akınlarına karşı Bizanslılar tarafından 7 yüzyılda oval şekliyle berkitildi Kale, Ermeni Kilikya Krallıkları, Franklar, Anadolu Selçukluları, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerini yaşamıştır
Kale, 19 yüzyılda gezgin ve araştırmacı Kaptan Beaufort ve V Langlois tarafından incelenmiştir Evliya Çelebi, kalenin 23 burcu; içinde l cami (Sultan II Bayezid zamanına ait), 60 kadar ev olduğunu yazar Burçların çoğu yıkıldığından günümüzde ancak l O adedi görülebilmektedir Kalenin ana girişinde örülen ikinci bir duvarla güvenlik koridoru oluşturulmuştur Kalede yeterli arkeolojik kazı ve bilimsel çalışmalar yapılmamıştır Kale içinde görülebilen başlıca yapılar, kemerli galeriler, su sarnıçları ve depolardır Günümüzde sitadel konumundaki kale ve kenti çevreleyen duvarlara ait herhangi bir iz kalmamıştır

Mersin - Mamure Kalesi
Silifke-Anamur karayolu üzerinde, Anamur'un 6 km güneydoğusunda deniz kenarında yer alan Mamure Kalesi'nin oturumu 23500 m2 'dir M S IV Yüzyılda Romalılar tarafından yapılmış olan kale, sonraları Bizanslılar ve Haçlılar zamanında genişletilmiştir Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından 1221 yılında ele geçirildiği sırada yıkılan kalenin yerine bügünkü kale yapılmıştır Daha sonra burası; Karamanoğulları ve Osmanlılara geçmiştir Bir kervansaray görünümünde olan Mamure Kalesi, en iyi korunmuş Anadolu kentlerinden biridir Kuleler, surlar, mazgalları ile hala ayaktadır Kalenin beden duvarının üzerinde bulunan tek kitabede 1450 (Karamanoğlu İbrahim Zamanı) tarihi yazılıdır Şikari tarihine göre; "Anamur ve Taşeli'nin Kagırler tarafından zapt ve harap edilmesi üzerine Karamanoğlu Mahmut Bey (1300-1308) 36 000 kişilik ordusuyla düşmanı bozguna uğratıp, kaleyi ele geçirmiş, mamur edip, adını Mamuriye koymuştur " kaydı geçer
Bir hendekle çevrili bulunan 36 kuleli kale, üst avludan oluşmuştur Batı avlusunda halen ibadete açık, onarım görmüş tek minareli tarihi bir cami bulunmaktadır İki bölümden oluşan kalede, iç içe iki sur ve surlar üzerinde kaleyi bütünüyle dolaşan ve bir taraftan bir tarafa geçişi sağlayan burçlar arasında bir yol vardır Bu yıl üzerinde 35 normal, 4 büyük olmak üzere 39 kule bulunmaktadır
kaynak:mersin web tr

Mersin Kızkalesi :
Korikos sahil kalesinin 200 m açığındaki küçük adacık üzerindeki kaleye "Kızkalesi" denir Büyük bölümü ayakta olan Kızkalesi'nin kuzey ve güney uçları sekiz kuleyle korunmuştur Kalenin dış çevre uzunluğu 192 m dir Kızkalesi ile sahildeki kale denizden bir yolla bağlanmış, denizden gelecek saldırılara karşı önlem alınmıştı Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından 1448 yılında onarılan Kızkalesi bugün İçel turizminin sembolü haline gelmiştir
Kızkalesi Efsanesi
Korikos'ta yaşayan Krallardan biri, bir kız çocuğu olsun diye gece gündüz Tanrıya yakarmaktadır Sonunda dileği yerine gelir ve kız büyüdükçe güzelliği ve yardımseverliği ile herkesin sevgisini kazanır
Günlerden bir gün kente bir falcı gelir Kral onu saraya çağırtır, kızının geleceğini öğrenmek ister Falcı prensesin eline bakınca irkilir ama bir şey söylemez Kral zorlayınca "Kralım" der, Kızınızı bir yılan sokacak Bu yazgıyı hiçbir şey bozamıyacak der ve siz dahi engel olamıyacaksınız deyip oradan ayrılır Kral, kıza birşey söylemez ama düşüncelere dalar Sonunda kıyıya yakın üçük bir adacık üzerinde, ak taşlardan bir kale yaptırmaya karar vererek kaliyi yaptırır ve kızını buraya kapatır Olan biteni bilmediğinden kızı üzülmekte, günden güne eriyip gitmektedir Günün birinde saraydan kaleye gönderilen bir üzüm sepetinin içinden çıkan bir yılan kızı sokar ve öldürür
FrederikBarbarossa Anıtı : FREDERIK BARBAROSSA ANITI Roma - Germen İmparatoru Frederik Barbarossa, III Haçlı Seferi'nde ordusu ile Filistin'e giderken 10 Haziran 1190 günü Eksiler Köyü yakınlarında Göksu Irmağı'nda boğulmuştur 1971 yılında Alman Büyükelçiliği tarafından Frederik Barbarossa'nın boğulduğu yere yaptırılan anıttaş Silifke - Konya karayolunun 9 kilometresinde yolun hemen sağ kenarındadır
Bu mağara daha sonra IV yy'da kiliseye dönüştürülmüştür Hıristiyanlığın resmen kabulünden sonraki dönemlerde birçok yapı ile bezenen Meryemlik'te Mağara Kilisesinden başka, bu mağaranın üzerinde bugün sadece apsisinin bir bölümü ayakta kalan Azize Tekla Kilisesi; imparator Zenon tarafından Aya Tekla'ya ithafen yaptırılan kilise ile Kuzey Kilise; hamam, birçok sarnıç, mezarlıklar ve şehir suru kalıntıları günümüze kadar gelmiştir
|