Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çocuğu, yemiyorsa, zorlamayın

Yemiyorsa Çocuğu Zorlamayın

Eski 10-19-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yemiyorsa Çocuğu Zorlamayın




Diyetisyen Taylan Kümeli, "Evde yaşanan gergin bir hava, tartışma ortamı çocukların yanlış alışkanlıklara yönelmesine neden olabilir" diyor Beslenme ve diyet uzmanı Kümeli, bebeğin beslenmeye düzenli başlamasının, ilerde doğru beslenme alışkanlığı kazanmasını sağlayacağını da sözlerine ekledi

Düzenli beslenme geleceğini belirliyor
Kümeli, "Alışkanlıklarımız beyinde yerleştiği, belli kimyasalların ve hormonların belli saatlerde salınmasına neden olduğu için, doğumdan itibaren düzenli olarak beslenen bir çocuğun gelecekte beslenme sorunlarıyla karşılaşma ihtimali, diğerlerine göre çok daha düşük oluyor" dedi

"Çocuk sofrada yemek yemeğe zorlanmamalı"
Kümeli, "Anne babalar her şeyden önce çocuğa sofrada yemek yemesi için zor kullanmamalı Her çocuğun kendine özgü yemek yeme kapasitesi olduğundan çocuk daha fazlasını yiyemez Çocuğun yemesi konusunda ısrarcı olunduğunda çocuk kendisine fazla gelen gıdayı çıkartabilir" diye konuştu "Yemek zamanından önce çocuğa verilen şekerlemeler, çikolatalar, cips ve abur cubur gıdalar ilerleyen dönemlerde yanlış beslenme alışkanlıklarının yerleşmesine neden olabilir"

"Şiddete maruz kalan çocukta yemek bozukluğu olabilir"
Kümeli, ayrıca anneleri ya da babaları tarafından şiddete maruz kalan ve sık azarlanıp eleştirilen çocuklarda da yeme bozuklukları görülebildiğini ifade etti


Alıntı Yaparak Cevapla

Yemiyorsa Çocuğu Zorlamayın

Eski 10-19-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yemiyorsa Çocuğu Zorlamayın




“Beslenmenin düzenli başlaması, düzenli devamını garantiler”
Neşe Erberk: Dergimizin 2 sayısında dosya konumuz, 'Sağlıklı Beslenme' Hakkında birçok uzman görüşüne başvurduğumuz konunun psikolojik boyutundan bahsedeceğiz İlk olarak beslenmeyi tanımlar mısınız?
Yankı Yazgan:
Beslenme söz konusu olduğunda, ailelerin ve doktorların en çok üzerinde durduğu, yediklerimizin içeriği ve niteliği Evet bu çok önemli; ama beslenme açısından, yediklerimiz kadar belirleyici olan bir diğer unsur da, nasıl ve ne şekilde yediğimiz 'Beslenme düzeni', bebeğin -büyüdüğünde de çocuğun- belli aralıklarla ve belli miktarlarda gıda alarak, beslenme alışkanlığını kazanması olarak tanımlanabilir Bu, beslenme alışkanlığının ilk basamağıdır Bütün bir yaşam sürecini göz önüne aldığımızda, insanların yeme ile ilgili şikayetlerinin, yediklerinin ne olduğundan belki daha da fazla, bunları hangi düzende ve hangi aralıkta yediklerine bağlı olduğunu görürüz Bu nedenle emzirmeyle birlikte başlayan beslenme düzeninde yer alan, 'hangi aralıklarla, ne kadar yendiği, ana öğünler dışında küçük ara öğünlerin olup olmadığı, ana öğünlerin birbirinden uzaklığı ' gibi pek çok faktörün yeme davranışının oluşmasında büyük önem taşıdığını düşünüyorum İşte bu nedenle beslenme düzeninin yerleşmesinde ‘zamanlama’ çok önemlidir
NE:Beslenme düzeninin oluşumunda büyük önem taşıyan 'zamanlama' kavramını biraz daha açar mısınız?
YY:
Söz konusu zamanlama olduğunda, önemli noktalardan biri, acıktıkça yemek Acıktıkça yemenin 'midemizin sesini dinlemek ' gibi romantik bir çağrışımı olabilir ama midemizin sesi aslında bizim terbiye ettiğimiz bir ses Her bireyin beslenme ihtiyacı ve beslenme zaman aralıkları farklı olabilir
NE: Peki ya söz konusu anne-çocuk ilişkisi olduğunda?
YY:
İyi bir anne-çocuk ilişkisinin oluşabilmesi için, annenin ve çocuğun birbirlerini tanımalarına fırsat verecek kadar birlikte vakit geçirmeleri çok önemli Beslenme söz konusu olduğunda da, annenin bebeğinin acıkma aralıklarını bilmesi, bebek acıktığı anda besini bulabilmesi, acıkmadığı anda da besin vermemeye dikkat etmesi gerekiyor Diyelim ki bebek beslendi ve bebeğin beslendikten 2 saat sonra acıktığını bildiğimiz halde, onu 15 saat sonra besliyorsak o an bir zarar doğmayabilir Fakat bu düzensizlik tekrarlandığında, bebeğin, besin öncesinde salgılanan ve besin beklentisi yaratan, iştahla ilgili hormonları şaşırmaya başlar Bazen 15, bazen de 3 saat aralıklarla, oldukça farklı düzenler içinde beslenen çocuk, henüz davranışlarının bir çoğunun nedenini tam olarak bilmemektedir Bu düzensizlik içinde, beyinden başlayıp pankreasa ve böbrek üzerine uzanan, yemekle ilgili hormonları salgılayan eksende de düzensizlik olur Beklentinin etkisiyle yemek yeme havasına giren çocuk, 2 gün önce 3 saatte bir acıkırken, 3 ay sonra 15 saatte bir acıkmaya başlar veya en ufak bir açlık duygusu hissettiğinde, feryadı basar Aynı şey bebeği büyüttüğünüzde de yaşanabilir Örneğin, çocuk 4 yaşına geldiğinde, akşam yemeğini düzenli olarak saat 7’de yemeyip, ne zaman yemek yiyeceği belli olmayan bir durumda olabilir Yemek bulduğunda sofraya oturan çocuğun beyni de, yanlış algılamalar dolayısıyla, vücut ekseninde salgılanan hormonların kafasını karıştırır Bu da, çocuğu sürekli bir yemek beklentisi içine sokar Birçok anne-baba, çocuklarının devamlı abur-cubur yeme, bir şeyler atıştırma alışkanlıklarından şikayet eder Aslında bütün bunların kökeninde, çocuklarının eski düzensiz beslenme alışkanlıklarını bulabilirler
N E: Düzensiz beslenme gelecekte bir çocuğun ne tür problemler yaşamasına neden olabilir?
YY:
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var: Beslenmenin düzenli başlaması, düzenli devamını garantilerBu, gelecek için çok önemli Anne sütü veya mama verdiğiniz bebeğinizi düzensiz beslerseniz, beslenme kalitesi açısından büyük bir sorun yaşamayabilirsiniz Alışkanlıklar beyinde yerleştiği, belli kimyasalların ve hormonların belli saatlerde salınmasına neden olduğu için, doğumundan itibaren düzenli olarak beslenen bir çocuğun, gelecekte beslenme sorunlarıyla karşılaşma ihtimali, diğerlerine göre çok daha düşüktür Ama alışkanlıklarımızı terbiye etme şansımızın olduğu bir dönemde gerekli düzenlemeleri yapmadığımızda, her şey daha da zorlaşıyor Anne-babalar olarak, bizler de pek düzenli yiyip içmiyoruz Düzensiz beslenme nedenlerinden biri, ailenin belli bir sofra düzeninin olmaması Çok geleneksel bir söylemde bulunmak istemem ama, ailelerin belli bir sofra düzenine sahip olması, beslenme alışkanlıklarının hem psikolojik kısmı, hem de beslenmenin içeriği açısından önem taşıyor
NE: Sofrada ailece yemek yemenin diğer psikolojik etkilerinden de söz eder misiniz?
YY:
Aile bireylerinin sofrada beraberce ve belli bir ahenk içinde oturması, anne-baba ve çocuğun birlikte vakit geçirmesi açısından çok önemli Tabiata da baktığınızda benzer şeyleri görüyorsunuz Aslan da yemeğini yavrularıyla birlikte yiyor Doğada bazen babaların ayrı yediklerini görürsünüz Ülkemizde de bu zaman zaman gerçekleşebiliyor Oysa derginizin kapağında gördüğüm, 'Babalar da okuyabilir' notu çok önemli bir cümle Çocuklar açısından babanın sofrada olmaması maalesef alışılan bir şey Dolayısıyla ailece sofrada olmamanın, tek başına, dünyanın en büyük psikolojik sakıncası olduğunu düşünmüyorum ama ben sofra saatini kaçırmıyorum Babanın sofrada bulunmamasının, kendisi açısından psikolojik bir eksiklik yarattığını düşünüyorum Yani, ailece oturup yemek yemek, özel bir ayrıcalık Herkes herkesle yemeğe çıkmaz, çünkü yemek değerli bir zamandır ve yemek yeme, hayatla temel ilişki alanlarımızdan biridir…
NE: Birini ancak yemekte ya da tatilde tanırsınız derler…
YY:
Bu çok doğru çünkü yemek sofrası paylaşımı simgeler Ayrıca, sadece yemekle meşgul olduğunuz saat, yaşamsal bir zaman dilimidir Çünkü hayatta kalmak için yemek yiyoruz Aile birlikte televizyon seyreder ama birlikte yemek yemezse olmaz; televizyon seyretmezsek ölmeyiz ama yemezsek ölürüz Yaşamsal bir olguyu ailece paylaşmak, yani sofraya birlikte oturmak, önemli Artık, öğle yemeklerini paylaşan kişilerin kaldığını pek sanmıyorum
O saatte çocuklar genelde okulda oluyor ve yemek saatini öğretmenleri ve diğer arkadaşlarıyla geçiriyorlar Bu nedenle çocukların beslenme alışkanlıklarının oluşumunda okulların da önemli rolü var Bazı okulların, yeme alışkanlığı kazandırma, lüzumsuz şeyler yedirmeme gibi konularda çok titizlendiğini biliyorum
NE: Eşim ve ben, sofradaki davranışlarımızla, bazı sofra alışkanlıklarını çocuklarımıza aşılamaya çalışıyoruz Bu doğru mu?
YY:
Bence hiçbir mahsuru yok Fakat bazı çocuklar bu tür davranışları hemen algılayamayabilir ya da algılamakta zorlanabilir Bu tamamen ailenin değer verdiği kavramlarla ilgili Örneğin, 'Yemekten önce dua edilir mi edilmez mi?' Aileye göre değişir Ailenin temel değerlerinin kuşaktan kuşağa aktarıldığı yerlerden bir tanesi de, sofra Kişinin sofrada nasıl hareket ettiği, o kişinin aldığı genel terbiyeyle ilgili birçok ipucu verebilir Tabii, hayattaki kazanımlarımız açısından hepimiz aynı koşullara ve şansa sahip değiliz ama doğduğumuz andan itibaren sahip olduğumuz alışkanlıklarımızı değiştirme şansı bize tanınıyor Çocuklarımızı da inandığımız değerler yönünde yetiştirmekle yükümlüyüz Sofra adabı, sofrada uygun malzemeyi düzgün bir şekilde kullanmak, sofranın genel düzenini korumak, ailenin önem verdiği kavramlar ise, çocuk da büyüyünce bunu kendi evladına aktarır Bir başka ailenin et yememek üzerine kurulu bir kültürü varsa, bunu çocuklarına net bir şekilde aşılamak isteyebilir Fakat sonrasında çocuklar kendi çizgilerini de oluşturabilirler Sizinkiler yarın öbür gün tahta kaşıkla ya da elleriyle yemeği tercih ederlerse şaşırmayın Böyle bir durum ancak, çocuklarınıza karşı toleranssız olduğunuz durumlarda söz konusu olabilir Mesela bıçağı sağ, çatalı sol elle tuttuğu için çocuğunuzu sofradan atıyor, yani onu sofranın temel amacından mahrum ediyorsanız, o zaman farklı tepkilerle karşılaşabilirsiniz Oysa sofrada öncelikli amaç, beslenme… Uygun nezaket kuralları çerçevesinde beslenmek ise, ikincil amaç
NE:Yemeği sevmeyen bir çocuğa karşı nasıl davranmak daha doğru olur? Bu konuda anne-babaların en büyük yanlışının ne olduğunu düşünüyorsunuz?
YY:
Yemek seven bir ailenin yemek sevmeyen bir çocuğu olduğunda aile üyelerinin ilk tepkisi 'Nasıl olur!' diye sormak oluyor Aile, ailece yemek yemeyi, yeme ve içmeyi, şık yemeği, kaliteli sayılan şeyleri yemeyi önemsiyor ama çocuk buna aykırı davranıyorsa, o zaman aile üyelerinde iki tür tepki oluşuyor: İlki, eğer çocuk sizin özene bezene hazırladığınız yemeği yemek istemiyorsa, çabalarınızın önemsenmediğini hatta umursanmadığını düşünüyorsunuz İkincisi, çocuğunuz evinize gelmiş bir misafir değil ve eviniz de lokanta olmadığı için, çocuğa, ne bulursa onu yemek durumunda olduğunu anlatmak istiyorsunuz Fakat çocuklar söz konusu olduğunda bunu söylemek kolay, uygulamak zor! Öte yandan, 5 yaşından küçük çocukların, pişirdiğiniz yemek konusunda takdir hisleri içinde olmalarını beklemek de yanlış olur
NE: Peki çocuğun yemek yemesini sağlamak için ne tür yöntemlere başvurulabilir?
YY:
Böyle bir durumda her ailenin başvurduğu yöntem değişebilir Ama çocuğun nefret ettiğini bildiğiniz, yediğinde neredeyse kusacak hale geldiğini düşündüğünüz yemeği, ısrarla ona sunmak , bu sefer bizim onun tercihlerini hiçe saydığımız anlamına gelebilir O nedenle kesinlikle başvurulmaması gereken bir yöntemdir Bu gibi durumlar söz konusu olduğunda, ailenin sofraya oturmadan önce hazırlıklı olması lazım Örneğin, çocuğun nefret ettiği bir yemekten ziyade, iyi-kötü yiyebileceği ve yemesinde mahsur görmediğiniz bir yemek pişmiş olmalı Çünkü yemek pişip sofraya geldikten sonra yememek, pek hoş görülecek bir davranış değil Diğer yandan , menüyü oluştururken çocukların fikrini almak çok iyi bir metot Eğer çocuklar, 'Anne bize her şeyi yap ama kereviz yedirme' derlerse, buna kulak vermek gerek Israrla o çocuğa kereviz hazırlayıp sunuyorsanız, bu, bir kastınız var anlamına gelir O zaman da size, 'Nedir bu çocuklarla alıp veremediğiniz?' derim Ama, günlük olarak alınması gereken besin değerlerine yönelik olarak oluşturulmuş listelere bakarak, 'Bugün mutlaka bunlardan biri yenecek' derseniz, o zaman olur Bu şekilde yaklaştığınızda çocuğunuz da size, 'Ben kereviz yemek istemiyorum ama enginar yiyebilirim' diyebilir Günün menüsüne çocuğunuzla birlikte karar verdiğiniz halde, çocuk yine itiraz edebilir ve yemeyebilir Ama bu sefer onu, ortak planınıza sadık kalmadığı için eleştirebilirsiniz Böylece, yemek konusundaki zıtlaşma, plan konusundaki zıtlaşmaya dönüşür
NE: Yemeği tartışma konusu olmaktan çıkarmak bize ne gibi avantajlar sağlar?
YY:
Böylece durumu, çocuğun ödevini yapmamasından farklı bir hale getiriyoruz Bu çok önemli; çünkü aynı zamanda, yemekle ilgili çekişmelerin gelecekteki bir yeme bozukluğuna dönmesini önleyecek faktörlerden bir tanesi Bu şekilde hareket edildiği takdirde, çocuk yemekten değil, ancak annesinin planlarından nefret edebilir Beslenme çok temel bir ihtiyaç olduğundan, bu yöntemle çocuk, annesiyle yemek gibi bir konuda didişmektense, daha uygarlığın getirdiği bir düzenleme konusunda çatışmış olur Ödev çatışması insanı hasta etmez, ama yemek yeme çatışması ruhsal olarak hasta edebilir O sebeple anne-babaların menü konusunda, tercihen hafta başında, olmuyorsa sabahtan, akşam menüsü ile ilgili bir hazırlık yapmalarını tavsiye ediyorum Çocuk akşam yemeği sırasında, 'Ben bunu yemeyeceğim, bana pizza söyle' dediğinde, menüyü birlikte kararlaştırdığınız için, bu isteğini yerine getirmeme hakkına sahipsiniz demektir Yemek inatlaşmasının bir diğer nedeni, seçenek olmaması Örneğin, 'Aman tontonum aç kalmasın!' diyerek, yarım ekmek içine sucuk ve salam koyup tost yapan aileler var Elbette ki, aklı başında olan her çocuk, kereviz çorbası veya lahana sarması yerine, tost yemeği tercih eder
NE: Günümüzde çok gündemde olan bir konu da yeme bozuklukları? Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
YY:
Öncelikle, bu problemlerin çoğunun, ergenlikle birlikte başlayan problemler olduğunun altını çizmek gerek Ama, daha küçük yaşlardaki çocukların da beslenme biçimleri ile ilgili sorunları var Örneğin, bebeklerde ve küçük çocuklarda sıkça rastladığımız, yememe, yemeği reddetme vb sorunlar var
NE: Bu tür sorunlarla karşılaştıklarında anne-babaların nasıl davranması gerekiyor?
YY:
Küçük bebeklerin yeme-yememe inatlaşmalarında öncelikle, anne-babaların inatlaşmadan fayda gelmediğini bilerek hareket etmesinde fayda var Bu, hem tuvalet hem de beslenme eğitimi için geçerli; çünkü zıtlaşma ve inatlaşma yoluyla bir yere varılmıyor Bu yaştaki çocuklarla ilgili sorunu çözme alternatifi, çocuğu aç bırakma değildir Bu noktada, anne-babanın besine, beslenmeye nasıl baktığı, çocuğu için gerekeni yapıp yapmadığı önemli Özellikle bir bebekle annesi arasında, besin üzerinden bir çekişme varsa- bebek ağzını kapatıyor, lokmayı çiğnemeden yutuyorsa - karşılıklı anlaşmazlık olduğu düşünülmelidir
NE: Bu tür durumların nedenleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
YY:
Yedirilen yemeğin iyiliği-kötülüğü veya annenin ustalığı, yeterliliği-yetersizliği gibi faktörlerden ziyade, en başta, annenin kendini nasıl algıladığı, annelik görevini nasıl tanımladığı gibi daha psikolojik kavramlar üzerinde durulması gerek O nedenle yeme inatlaşması söz konusu olduğunda mutlaka bir uzmandan -çocuk hekimi, aklı başında bir psikolog ya da pedagog, diyet uzmanı, çok zorlanıyorsa bir çocuk psikiyatrisi uzmanı olabilir- yardım alınması gerek Yeme problemleriyle ilgili bir diğer önemli faktör de, bazı bebeklerin ve küçük çocukların, yemeğe yönelik ağız yapıları, çene kasları ve yutma becerilerinin iyi gelişmemiş olması Bu tür durumlarda çocuk, başka bir çocuğun kolayca yiyebildiği besini yerken zorlanabiliyor 'Huylu"olarak tabir edilen bazı çocuklarsa, pürüzlü ve dokusunu yadırgadıkları besinlerden rahatsız olabiliyor Sonuç olarak, bazı durumlarda, çocuğu, yedirdiğimiz yiyecek veya yemesi için zorladığımız yiyecekle rahatsız etme ihtimalimiz olduğunu da akılda tutmak gerekiyor Bütün bu ihtimalleri düşündüğümüzde, beslenmeyle ilgili türlü gereksinimleri yerine getirdiği halde, çocuğunu yeterince besleyemediğini ya da çocuğuyla iyi bir yeme-içme alışverişi kuramadığını düşünen annelerin, bu konuyla kendi başlarına mücadele etmesi yerine, imkanları nispetinde birisinden akıl almalarını -birçok başka formüle göre- çok daha önemli bulduğumu söyleyeyim Fakat gözlemlediğim kadarıyla anneler, beslenmeyle ilgili sorunları kendi başlarına çözebilmeleri gerekiyormuş gibi bir yanılgı içindeler
NE : Beslenme söz konusu olduğunda, hangi yanlış davranışlardan söz edebiliriz?
YY:
Örneğin ben sizin evinize misafir geldim Çok güzel bir çorba yapmışsınız; ben de bir tabak çorba içtim ve doydum Bana hemen 'Biraz daha almaz mısınız?' diye soruyorsunuz Doyduğumu söylememe rağmen, 'Ama biraz önce çok güzel yediniz Bundan biraz daha alın Kalmasın!' diyerek ısrarınızı sürdürüyorsunuz Bir yeme sorunuyla karşılaştığınızda kendinizi çocukların yerine koyun ve yemek konusunda çok ısrarcı bir ev sahibinin evinde misafir olduğunuzu düşünün Ne yaparsınız? Ya edepsizleşip ev sahibine 'Yeter!' dersiniz ya da lanet edip o eve bir daha gelmemek üzere o çorbayı yutarsınız Karşımızdakini -bu bir bebek de, çocuk da olabilir- böyle bir duruma düşürmememiz çok önemli Tabii bu noktada eleştirel ve kuşkucu anneler hemen, 'Ne yani çocuk beslenmesin mi?' diyecek Bu durumun alternatifi beslememek değil; sadece o yolla besleyemediklerini kabul etmeleri Hiçbir çocuğun besinsiz kalma ihtimali olmadığını biliyoruz Ama bir sorun söz konusu olduğunda, beslenmeyle ilgili inatlaşmamak gerekiyor Yetkinliğini sorgulayan annelerin bu inatlaşma sorununu daha çok yaşadığını görüyoruz Aynı şeyi, emzirme döneminde de görebilirsiniz Emzirme her annenin, doğadaki her canlının otomatik olarak yapabildiği bir şeyken, bazı annelerin bu konuda ciddi anlamda zorlandıklarını görüyoruz Bu tamamen anneyle, annenin üzerindeki psikolojik baskıyla, içinde bulunduğu durumla, beklentilerle paralellik gösteren bir durum Söz konusu durumlarda uzman kişilerden yardım ve destek alınabilir Bebeğin, gelecekte yeme bozukluğuna sahip olmasına çanak tutmamak açısından yapılması gereken ilk şey, anne-babanın inatlaşmacı, kontrol edici bir beslenme alışkanlığından vazgeçmesi Karşınızdakinin ne yediğini ne kadar kontrol edebilirsiniz? 'Sen seversin' diye yaklaşmak mesela Örneğin, halanızı ya da teyzenizi ziyaret ediyorsunuz ve 'Sen seversin' dediği için sırf kibarlıktan sevmediğiniz ama yediğiniz bir şeyi her ziyarette yemek zorunda kalıyorsunuz İşte çocuk da bazen böyle hissediyor, ama onun bizlerle aynı toleransta olmasını beklemek büyük hata!
NE: Yaşa göre kategorize edersek, çocukların edinmiş olması gereken yeme alışkanlıkları hangileri ?
YY:
Alışkanlıkları yaşa göre kesin çizgilerle kategorize etmek imkansız Ama örnek vermek gerekirse; çocuğun mama sandalyesiyle sofraya katılması ne kadar erken olursa o kadar iyi, çünkü bir masa etrafında ailece toplanmak çocuk açısından faydalı Çocuk peşinde koşarak ağzına bir şeyler sokmak ise yemek yemek değil, vücuda besleyici bir madde sokmakla eşdeğer Bu hareketin çocuğun koluna serum takmaktan bir farkı yok; çünkü ağza yiyecek sokmakla farkındalık oluşmuyor Farkındalık oluşmadığı için de çocuk ne yediğini bilmiyor; ne yediğini bilmediği için de bir sonraki yemek için sofraya oturduğunda, öğrenememiş olduğundan, yine aynı noktadan başlamış oluyorsunuz Farkındalık yaratmanın yolu, yemek yerken çocuğu oturtmaktan ve o sırada başka bir şeyle meşgul etmemekten geçer Dolayısıyla televizyonun açık olmadığı bir ortamda, bir oyun bahçesinde değil, ama mama sandalyesinin yanına onun sevdiği birkaç oyuncağını koyarak, yemek yedirebiliriz Bu, küçük çocuklar ve bebekler için geçerli ama 4 yaşında bir çocuk için değil Bu yaştaki küçük bir çocuğun da sofrada çok uzun süre oturamayacağını hesap etmek gerek 4 yaşına kadar, bir çocuğun masada, yemeğin başlangıcından itibaren 10 dakika oturması yeterli
NE: Çocukların kilolu arkadaşlarıyla 'şişko' diyerek alay etmeleri sıkça görülen bir durum Bu tür durumlarda anne-babaların nasıl bir tutum sergilemeleri gerekiyor?
YY:
Çocukların önemli bir bölümü şişman değildir Aslında şişmanlık, norm dışı olanın en gözle görülür hallerinden biridir Yoksa güzel olmak, yakışıklı olmak vb gibi bir anlam taşımaz Diğer özelliklerinizle dikkat çekmeniz zordur; ama şişman olduğunuz çok gözle görülür bir şeydir ve maalesef şişmanlar, çocukların sıkça hedefi olur Bunun birinci nedeni, çocukların daima kendilerine bir hedef aramalarıdır Bu tür durumlar, çok kilolu çocuklar üzerinde bayağı bir etki yaratıyor Bu dönem, anne-babanın çocuğa, 'Sen böyle de güzelsin' diyebileceği bir süreç değil Diğer yandan, kiloyla kişiliği ayrı tutmaya özen göstermenin büyük önemi var Kilo neyin işareti? İnsanın kendini kontrol etmekte zorlandığının, keyfine düşkün, boğazına hakim olmayan, rahat olan biri olduğunun işareti Birçok kişinin şişmanlaması kişiliğiyle ilgili bir sebepten ziyade, genel beslenme alışkanlıkları ve davranışlarının doğru olmaması ya da metabolik bazı sorunları olmasından kaynaklanıyor Şişman bir çocuğun anne-babası açısından en önemli sorun, çocuğun şişmanlığının sağlığı açısından risk olmaktan çıkarılması Zaten bu sebeple çocuğun normal bir kiloya ve normal beslenme alışkanlıklarına döndürülmesi gerekir Fakat bazı evlerde, şişmanlıkla ilgili arkadaşlarının çocuğa yaptığı saldırılara karşı tek teselli, çocuğu biraz daha beslemek oluyor Bu tabii ki çok yanlışBaşka hastalığı olmayan ve şişmanlığı yanlış beslenme alışkanlıklarından kaynaklanan çocuğun, yaşına bağlı olarak, arkadaşlarıyla olan ilişkisi, kilo sorununun çözülmesi için fırsat olarak da görülebilir Çünkü sosyal hayat, arkadaşları tarafından kabul edilme, toplumsal normlara uymak 6-14 yaş grubu çocuklarda bir ihtiyaçtır Çocuğa, 'Biz senden memnunuz Sen tam bizim sahip olmak istediğimiz gibi bir çocuksun ama bu kilolardan kurtulmanın sana yararı var' tarzında, zararlı bir şeyden kurtulmasını isteme pozisyonunda yaklaşmak lazım Oysa çocuğa 'Obur, pisboğaz! diyerek hareket ettiğinizde, fazla kilolardan kurtulmakla ilgili mücadeleci bir tutum sergilenmiş olur ve tıpkı demin söz ettiğimiz inatlaşan bebek gibi bir durumla karşılaşabiliriz Çok yiyen çocukla hiç yemeyen çocuk, neredeyse aynı psikolojik mekanizmalarla hareket eder Burada önem kazanan, yemeği kontrol mekanizmasıdır O kontrol üzerinde anne-babanın çocukla bir ortaklık kurması, bir mutabakat içinde hareket etmeye gayret etmesi çok önemli

Bulimia, "her psikolojik aşırılık, gizliden gizliye karşıtını içinde taşır" diyen psikiyatrist CG Jung'un sözünü âdeta doğrularcasına, hem tıkınmayı, hem de kusmayı içerir Midesini tıka basa dolduran genç, dakikalar içerisinde boşaltmak için her şeyi yapmaya başlar Çünkü tıkınırcasına yemenin yanı sıra şişmanlamayla ilgili kaygılar ve telafi çabalarının bir arada görüldüğü bir bozuklukturRahatsızlık daha çok ergen yaşlardaki genç kızlarda, sıklıkla sıkı bir diyetin ardından ortaya çıkar Sıkı diyet yapanlarda, bedeninden bir türlü memnun olmayanlarda daha sık görülmektedir
Genetik etkenlerin önemli rol oynadığı ‘bulimia'da, ailede benzer sorunlara veya titizlik, evhamlılık gibi özelliklere rastlanabilir Yeme nöbetlerinde bir öğündeki gıda alımının kalori değeri 3,000-5,000, hatta 15,000 kaloriyi bulabilir Tıkınırcasına yemeye meşhur bir örnek olarak, günde 50,000 kalori alan Elvis verilebilir
Rahatsızlığa sıklıkla, yoğun bir değersizlik duygusu, madde kötüye kullanımı, sabırsızlık gibi ruhsal sıkıntılar eşlik edebilir Tıkınırcasına yeme sırasında ne kadar yediğini, ne yediğini kontrol edememe duygusu sıkça yaşanır Maksat o anki açlığı, bastırılmak bilmez o açlığı, doyurmaktır Problemin sebepleri hakkında düşünüldüğünde, bu açlık duygusunun duygusal boşlukla ilişkisini kuran bilimsel çalışmalar, depresyon ile yeme bozuklukları arasındaki bağlantılar üzerinde durmaktadır Bulimia ile duygusal bozuklukların çok sık bir arada olması, düşündürücü olduğu kadar tedavi açısından da yol gösterici olabilir Psikoterapiler de, ilaç tedavileri de, bu etki yollarını kullanmaktadır Kişilik gelişimini etkileyen anne-baba özelliklerinin, yeme alışkanlıkları ve yemenin simgelediği psikolojik işlevlere etkisi üzerinde durulan aile terapisi yaklaşımlarının tedavide önemli bir yeri vardır
Yemenin ertesinde ise kalori alımını dengelemek için istemli kusmalar, müshil, idrar söktürücü gibi çeşitli ilaçların kullanımı, yoğun egzersiz, aşırı sınırlayıcı diyet gibi yöntemlere başvurulur Anoreksisi olanların aksine genelde vücut ağırlıkları normaldir BN bazı fiziksel olumsuz sonuçlara da neden olur; kusmaya bağlı elektrolit dengesizlikleri, yutak, yemek borusu, mide yırtıkları, elde yaralar,diş çürükleri, diş minesinin kaybı, ilaç kullanımına bağlı (müshil, idrar söktürücü) kalp kası hasarı, kalp ritm düzensizliği, hatta kalp yetmezliği görülebilir Yine ilaç kullanımı ile kabızlık ve barsak düzensizliği izlenir Tedavide ise, hem psikiyatrik hem fiziksel problemlerin ele alınması gereklidir Hastanın birlikte yaşadığı kişilerle değerlendirilmesi, beslenmenin düzenlenmesi ve uygun ilaç tedavisi ile yanıt alınabilir

Alıntıdır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.