Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiyede Sanayi İlgili Bilgiler
Türkiyede Sanayi
Giriş: Topraktan ve ya toprak altından elde edilen hammaddeler,sanayi yolu ile tüketime elverişli hale getirilir sanayi adı altında toplanan farklı işlerden bir kısmı el ve tezgah işleri dır Her ikisinin de, belirli bir hammaddenin maddeye dönüştürülme işlemi yapılır Bu işlem yaplırkende iki önemli faktör devreye girer İşçi ve enerji, Bu iki faktörün yanında kapital ile hammaddenin imalata dönüştürülmesi hedeflenir Görüldüğü gibi geniş anlamı ile sanayi işlenmiş yada işlenmemiş maddelerin,fabrikada veya imalathanelerde işlenerek,kullanılır hale getirilmesidir
Önceleri, bütün hammaddeler elde veya tezgahlarda işlenir XVIII yüzyıl sonlarına doğru buhar gücünün bulunması ve bu enerjinin sanayi de kullanılması ile doğan büyük endüstri,XIX Yüzyıl içinde egemen duruma geçti öyleki el tezgahları ve el sanatlarına dayalı küçük imalat sanayi kaybolmaya başladı
Büyük sanayi nin hızla gelişmesi sonucunda her ülke sanayisinin gelişmesine önem vererek ülkeler hammaddelerini kendileri işlemeye çalışmaktadırlar
ÜLKEMİZDE BÜYÜK SANAYİ’NİN KURULMASININ EVRELERİ:
Ülkemizde büyük sanbayinin kurulması çok eskiye dayanmaktadır Bununla birlikte sanayi kuruluşu sırasında , gerekli koruma tedbirleri alınıp,yeni sanayi kollarının geliştirilmesi pek olası değildir Çünkü Osman lı devleti XVI yüzyılda Avrupa devletleri ile Kapitülasyonlar adı verilen anlaşmalar imzalamıştır Önceleri yararlı
olan bu anlaşmalar daha sonraları Osmanlı devletinin gerilemesinde büyük rol oynamıştır Bunun sonucunda sanayiinin gelişmesine engel olmuştur
Bu dönemde ülke isteğini karşılayacak bir takım küçük kuruluşlar bulunmaktaydı Bunlar
*Toprak ürünlerini ülke içinde tüketebilecek hale getirmek için kurulanlar;yağ,sabun,deği rmencilik ,makarna,sebze ve konserve gibi
*Besin sanayi ile ispirto içki ve tütün sanayi
*Daha çok köylü ve askerin gereksinimini karşılamak üzere bazı dokuma işleri
*Dericilik
*Dışardan getirilmesi güç ve pahalı olan bazı yapı malzemesi hazırlanması,örneğin tuğla,çimento gibi
*Birkaç geni ve makine onarım evi
Bu kuruluşlardan hemen hiç biri ülke gereksinimini karşılayacak durumda değildi bir çoğu büyük fabrika olmaktan çok,yarı tezgah işi biçimindeydi Hiç biri Avrupa ile yarışacak durumda değildi Ayrıca bu işletmelerin Büyük çoğunluğu yabancı yatırımlar ile kurulmuştur Lozan antlaşması ile,1923 ‘de kapitülasyonlar kaldırılınca,ülkede sanayi alanında hafif kıpırdamalar başladı 5 yıl içinde, önce 1927 tarihinde Teşviki Sanayi kanunu çıkarıldı Bu kanun ile ülkede sanayi nın canlanması amaçlanmıştır 1929 ithal malları üzerinde gümrük vergisi kullanılmaya başlanılmıştır Daha sonra Sanayi ve Madden Bankası , 1933 te de Sümerbank adını almıştır
TÜRKİYE’DE SANAYİNİN GELİŞMESİ
Ülkemizde sanayi kısa sürede hem çok hızlı gelişmiş ve çeşitlenmiştir Ekonomimiz de göze çarpan başlıca özeliklerden birisi budur Bu gelişme son 30-40 yıl içinde olmuştur Türkiye’de sanayiinin gelişimi nin başlangıcı Cumhuriyet olmuş ancak bunun gelişmesi ve çeşitlenmesi 1950 ‘den sonra olmuştur Ülkemizde bu gün sanayide çalışan nüfus %12 dır Ülkemizde ilk yılardan başlamak üzere sanayi alanaınadaki gelişmeler daha çok tarıma dayalı sanayi alanında olmuştur
TÜRKİYE’DE SANAYİNİN GELİŞMESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER:
1-Çeşitli ve bol hammadde varlığı
2-Gerekli eneji için ülkemizde zengin taş kömürü ve yakınında demir yatakları bulunması Güçlü ve bol su kaynakları
3-Son yıllarda termik santrelerin doğal gaza dönüştürülme çalışmalarına önem verilmektedir
4-Hıdro-elektrik santralerine gelince ;akarsuların suyun düşüş güçünden elektrik enerjisi sağlamak için son yıllarda büyük barajlar yapılmış ve bir kısmada yapılmaktadır
TÜRKİYE’DE SANAYİNİN BÖLGELERE GÖRE DAGILIMI:
Türkiye’nin sanayiinin coğrafi dağılımına bakıldığında,çok büyük bir dengesizliğin olduğunu görürüz sanayi etkinliklerinin coğrafi dağılışı bakımından ,tüm ülke sanayisinin %60 ‘nın bulunduğu Marmara bölgesi başta gelir Bunun başlıca nedeni ülkemizin en büyük sanayi merkezi İstanbul’un bu bölgede yer almasıdır 1960 yıllarında ülkemizin sanayisinin 1/3 isrtanbulda bulunmaktaydı İstanbul öteden beri büyük nüfus kütlesi ile hem büyük bir tüketim pazarı hem de iş gücünün kolay sağlana bileceği bir merkezdir sanayicin ihtiyacı olan hammaddeninde buraya getirilmesi de kolaydır Ayrıca kapitalinde burada toplanması ve kentin Türkiye’de birinci ticaret merkezi oluşu da buna yardım etmiştir Bu durum ülkemizde daha cumhuriyetin ilk yılarında kendini belli etmişim İlk kuruluşlar doğrudan doğruya kentin içinde (Haliç kenarı gibi) ya da hemen yanı başında (Zeytinburnu-Bakırköy) kurulmuştur Daha sonra sanayi kuruluşları kent dışına yerleşmeye başladılar Buğün’de
bu kuruluşlar bir taraftan kentin batısında Marmara kıyılarından itibaren içeriye doğru geniş bir yer alan alan üzerinde kurulmaktadır (Sefaköy-Halkalı gibi ) diğer taraftan , kentin doğusundan itibaren,özelikle İzmit körfezi kuzey kıyıları boyunca gelişmeye başlayan sanayi, önceleri Kartal-Pendik-Tuzla hattında ,daha sonra da giderek,kıyı boyunca tüm körfezin kuzeyine yayılmıştır İzmit ve çevresinde oluşan sanayi ise, batıya doğru gelişerek İstanbul sanayi bölgesi ile birleşmiş ,doğuda ise ,yalnızca sapanca gölünün kuzey kıyıları dışında kesintiye uğramıştır Böylece ülkenin belki dev en yoğun sanayi bölgesi ,İzmit körfezi kuzey kıyısı boyunca ,bir yandan İstanbul ile birleşirken ,doğudan Köseköy-Uzun tarla yöresinde doğuya doğru giderek genişlemektedir
Marmara bölgesinin içindeki ikinci büyük sanayi bölgesi ise,Bursa Ovasında gelişmiştir Özelikle dokuma ,gıda ve son yıllarda otomobil sanayiside bu yöredeki gemlik-İnegöl,Yenişehir gibi kentlerin çevresinde gelişmektedir daha güneyde ise ,yeni yeni gelişme gösteren Balıkesir sanayi bölgeside yer almaktadır
Trakya yöresine gelince,Bu yörenin en büyük sanayi merkezi Çerkezköy organize sanayi bölgesidir Tekstil,metal ve boya sanayinin yaygın olduğu bu kesimde ,sanayi giderek genişleme eglimindedir Trakya da Çorlu,Alpulu,Edirne,Tekir dağ gibi kentlerin çevresinde,çeşitli sanayi kuruluşları serpişmiş durumdadır
Türkiye’de sanayi etkinlikleri bakımından ikinci sırayı Ege Bölgesi alır ki bunun nedenide bölge içinde ülkemizin ikinci sanayi merkezi durumunda olan İzmir kentinin bulunmasıdır Önemli, sanayi kuruluşları İzmir kentinin çevresinde toplanmıştır Bunun dışında dokuma ve gıda sanayi ağırlıklı pek çok kuruluş Aliağa, Aydın,Manisa,nazilli,İzmi r,Ayvalık,Söke,dalama n yörelerinde gelişme göstermiştir
Türkiye nin üçüncü sanayi kümelemesi ,Batı Karadeniz bölümündedir Özellikle Zonguldak yöresinde,madden kömürü varlığına dayanana bir toplanma vardır Ülkenin ilk ve en eski Demir çelik sanayi burada Karabük çevresinde gelişmiştir,bunu daha sonra Ereğli demir Çelik kompleksi katılmıştır Bu iki kuruluşunda bunlara bağlı yan sanayi ninde gelişmesi ile yöre ,yoğun bir ağır sanayi bölgesi olarak ortaya çıkmıştır
Bu üç bölgeden başka Türkiye de bugünkü durumda sanayi bölgeleri değil ,coğrafi bölgeler içinde az çok dağılmış olan aktif sanayi merkezleri,gösterilebilir Başlıcalar ; İç Anadolu bölgelesinde Ankara-Kırıkkale ve Eskişehir-Kayseri-Sivas yöreleri,Doğu Akdeniz bölümünde Adana-Mersin yöresi yani Çukurova Sanayi Bölgesi ile Gaziantep-Hatay sanayi bölgeleridir Ayrıca ,Orta Karadeniz de samsun yöresi ve hinterlandı,İç batı Anadolu da Kütahya-Afyon çevresi,Doğu Anadolu’da Malatya –Elazığ, Güneydoğuda Anadolu’da Diyarbakır yöresi,gelişme gösteren aktif yerel sanayi bölgelerdi olarak dikkati çeker
TÜRKİYE’DE SANAYİ KOLLARI
GİRİŞ:Bügun ülkemizde bulunan tüm sanayi kolları üzerinde ayrı ayrı durmaya ve bazıları büyük fabrika,pek çoğu ise atölye ölçüsünde olan sanayi kurumlarının,adlarını ve yerlerini teker teker belirtmeye olanak yoktur Dolayısıyla bu tür sanayi kuruluşlarının ,beli bir grup içinde toplayarak sınıflandırmak,nitelikler ini ve yerlerini belirtmek,daha yararlı olacaktır
Bugün, Türkiye’deki sanayi etkinlikleri büyük ölçüde tarıma bağlı görünmektedir yani sanayi hammaddesini çoğunlukla tarım ve hayvancılıktan alır İlerde de sanayi etkinliklerinin hangi yönden gelişirse gelişsin ham maddesi büyük ölçüde tarımsal ürünlere dayanan sanayiinin önemli yer tutacağı sanılmaktadır 1989 istatistik yılığına baktığımızda ,gerçekte en büyük payın tarımsal hammaddeye dayandığı görülmektedir
|