|
|
Konu Araçları |
adını, anıt, kapısı, mettius, modestusun, taşıyan |
Mettius Modestus'un Adını Taşıyan Anıt Kapısı |
10-19-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mettius Modestus'un Adını Taşıyan Anıt KapısıMettius Modestus'un adını taşıyan anıt kapısı Mettius Modestus'un adını taşıyan anıt kapısı görselleri Patara Kazıları 1988 yılından buyana TC Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Prof Dr Fahri IŞIK başkanlığında bilimsel bir ekip tarafından sürdürülmektedir Patara Antalya-Muğla il sınırını çizen Eşen Çayı’nın az doğusunda yer almaktadır Patara; Antalya’nın Kaş İlçesi’ne bağlıdır ve Gelemiş Köyü’nün kendisidir Kente benzer nitelikte üç wwwfrmsinsinet devlet yoluyla ulaşılır: Yayla yolu, Antalya-Korkuteli-Söğüt-Fethiye/Kemer ile Antalya-Korkuteli-Elmalı-Sütleğen güzergahını izler; kıyı yolu ise, Antalya-Kemer-Finike-Kaş üzerindendir Üçü de ortalama 220 km uzunluğundadır KENT HAKKINDA Patara’nın kentsel oluşumu ve gelişimi konusundaki bilgilerimiz salt yer dokusunda ve yüzeyde gözlemlenebilen mimari kalıntılarla sınırlıdır Kent büyüktür; Doğucasarı akropol suru ile Alakür sırtındaki batı “suru” arası ve güneyde liman ağzında yükselen Kurşunlutepe ile kuzeyde kente giriş konumundaki Kısık Geçidi arası alan yaklaşık 100 hektar ölçülür Doğuda Fırnaz Koyu ya da onun kuzey yukarısından geçen antik suyolu Delikkemer’le sonlanan geniş dağlık alandaki hemen her tepe düzlüğünde yapı kalıntıları vardır; Erentepe’deki en yüksek olanıdır, Ksanthos Vadisi’ne egemen konumuyla da gözetleme işlevli bir “karakol” olmalıdır Gökdere, Makbara, Yalı, Tavas, Muarönü, Muarkürü, Gemicikönü, Gemicik, Kulaksız ve Gürlen’deki kalıntılar, kent wwwfrmsinsinet merkezinden uzak olmayan çiftlik yerleşimlerinden kalmadır Merkezi oluşturan geniş alan, sık bitki örtüsü, bataklık ve kum altındadır; bu doğal doku, kentsel dokuyu gizler Tepecik Akropolü’ndeki surlar, düzset sekileri ve -biri parçalanmış- iki semerdam lahitli oda mezar ile Doğucasarı surları ve dört kaya mezarı, belki Adatepe kule duvarı dışındaki diğer kalıntılar Roma ve Bizans Dönemi’ndendir; kent, genel mimari dokusuyla tam bir “Romalı” görüntü sergiler Ve “Romalılık”, bir Likya Birliği ve Likya Eyaleti, olasılıkla da Likya-Pamphylia Eyaleti başkentinde tiyatrosunun Pompeius Tiyatrosu’na, tapınağının ve anıt mezarlarının Roma tapınaklarına, hamamlarının Pompei hamamlarına, Miliarium Lyciae’sinin Augustus’un Miliarium Aureum’una benzetilişine dek işlemiştir Bu dokunun bir parçası olan kente girişin simgesi Mettius Modestus Onur Takı’nın, Hadrian Granariumu’nun, sütunlu ana caddenin “Romalılığı” da şaşırtmaz Bu olgu özellikle, “yazı ve dil, kültür ve sanatın kimliğinde belirleyicidir” öngörüsünü de çürütür; çünkü bir “imparatorluk” olmanın gereği Roma, yazılan yazıya ve konuşulan dile karışmamıştır Hellence ve Latince çiftdilli yazıtların varlığı, Patara’nın “eyalet başkenti” olmasının bir gereğidir Patara’yı, Ksanthos Irmağı’nın getirdiği alüvyonlarla 15000 yıl kadar öncesinden başlayarak oluşan ve giderek genişleyen delta düzlüğü biçimlendirir E Öner’in “günümüzden 3000-2000 yıl öncesinde” öngördüğü jeomorfolojik araştırma sonuçları; Likya’nın bereketi olan, yüreği olan Ksanthos Vadisi’nin en geç Tunççağ başlangıcında Letoon çizgisine genişlemesine engel sayılmamalıdır Çünkü Patara, anılan zamanla örtüşen “Erken Demirçağ ve Romaçağı”nda wwwfrmsinsinet artık doğudan karaya Fırnaz kıyısı üzerindeki dar bir sırtla bağlı, kuzeyi ve batısı bataklıklarla kuşatılmış, zor geçit veren dağlık bir yarımada ucunda bir koy olmamalıdır Kuzeyini kuşatan eskinin “Eşen Körfezi” de, kentin doğal kapısı önemindeki Kısık Geçidi çevresine dek dolmuş, vadiyle organik bağ o zamanlar kurulmuş olmalıdır; çünkü bu oluşum, kent kuruluşunda da belirleyicidir |
|