Aşk Aslında Burnumuzdan Geliyor |
10-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aşk Aslında Burnumuzdan GeliyorÖnce kısık ateşte yanmaya başlarsınız Karnınızda hissedersiniz kalbinizi Aklınız avcunuzda; kimbilir hangi komodinin üzerinde unutacağınız Sonunda size neler olduğunu anlayacak haliniz kalmaz Kendisinde çözemediğini başkasında arar insan Bulamazsa "aşk fuzuli"dir, bulduğunda kendi Fuzuli Bilim aşka geldi Aşkın insanda arayıp bulacak hal bırakmamasından olsa gerek, bilim adamları bu konuda kendilerini ancak 21 yüzyılda toparlayabildiler Aşkı özellikle son 20 yıldır laboratuvara sokan bilim dünyası insanın bu en büyük düğümünü "hormonlaröla açıklıyor Bilim adamlarına göre, "esas oğlanöla "esas kadını", ne zaman aşık olacağımızı, nasıl bir tipi çekici bulacağımızı hep hormonlar bize söylüyor Ve aslında bütün insanlar hormonlarının birer kuklası olarak yaşıyor ‘Feromon’ ferman dinlemez Şairlerle bestekarlar içinden "kalp" sözü geçen binlerce dize yazadursun bilim adamları aşık olmak için en kıymetli organımızın "burun" olduğunu iddia ediyor Hayvanlarda olduğu gibi insanlar da, "feromon" adında mucizevi bir hormon salgılıyor Bu hormon, canlının idrar ya da ter gibi tüm beden sıvılarıyla dışarı çıkış yolu buluyor Feromonun bir kere dışarı çıktıktan sonra gideceği yer belli: Burnumuzdaki "VNO" adı verilen özel bölüm Yalnız sakın burada feromonu kokuyla karıştırmayın Her ikisi de havayla yolculuk eden kimyasal maddeler olsa da feromonlar koku duyusunun keşfedemeyeceği kadar düşük yoğunlukta Kadınlarla erkekler, bağışıklık sistemi genleri (bilim adamları bunlara kısaca MHC diyor) ne kadar farklıysa birbirlerini o kadar çok çekici buluyor İşte burundan süzülen feromon insanın beynine kadar çıkıp, karşı cinsi ihbar ediyor: "Dikkat dikkat! Karşındaki cinsin MHC yapısını veriyorum" Tabii beyin boş durur mu, hemen öğrendiği MHC yapısını kendisininkiyle karşılaştırıyor Sonuç: MHC’ler farklıysa beri, farksızsa geri Koklaya koklaya aşk İsveçli bilim adamı Klaus Wedekind, "koklaya koklaya aşk"ı yaptığı ilginç bir deneyle kanıtlıyor Wedekind, kadınlara özel bir parfüm kokusu bulunmayan ancak iki gece giyilmiş erkek tişöretlerini koklatıp, ne hissettiklerini soruyor Kadınlar, araştırmacıların önceden tahmin ettikleri gibi davranıyor ve bağışıklık sistemi genleri, yani MHC’leri kendilerininkilere benzemeyen erkeklerin kokusunu çekici buluyor |
|