![]() |
Psikolojide Kavramlar 5 |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 5Psikolojide Kavramlar 5 Edimsel Koşullanma Klasik koşullanma yoluyla öğrenmeyi sağlamak için, yapılan bir davranışa neden olan uyarıcının bilinmesi gerekir ![]() ![]() Thorndike'ın çalışmalarından hareket eden Skinner, organizmanın davranışlarını uyarıcılara karşı gösterilen otomatik bir tepki olmaktan çok kasıtlı olarak yapılan hareketler olarak kabul etmektedir ![]() Organizmayı olumlu bir sonuca götüren davranışlar kalıcı olur ![]() ![]() ![]() Edimsel davranış: Bilinen bir uyarıcı tarafından oluşturulmaz; organizma tarafından ortaya konur ve sonuçları tarafından kontrol edilir Klasik koşullanmada önce uyaran vardır ve organizma ona tepki gösterir (U-T) Edimsel davranışta önce tepki yapılır sonra tepkinin doğurduğu uyarıcı gelir (T-U) Davranış sonucunda organizmanın hoşuna giden bir durum ortaya çıkar ![]() ![]() ![]() Skinner'e göre bir davranışın sonucu, organizma için hoşa giden, olumlu bir durum yaratıyorsa, o davranışın tekrar ortaya çıkma olasılığı artar Davranışın arkasından olumlu uyarıcı verilerek yapılan koşullamaya edimsel koşullama denir Bu tür koşullamada, davranışı izleyen ve organizma üzerinde hoşa gidici bir etki yaratarak, davranışın (edimin) ortaya çıkma olasılığını artıran uyarıcılara pekiştireç denir ![]() ![]() ![]() Pekiştireçler olumlu ve olumsuz olmak üzere ikiye ayrılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Bir öğrenci evindeki aile kavgalarından, sorunlarından kaçmak için okula geliyorsa, okul bu öğrenci için olumsuz pekiştireçtir Çünkü öğrenci okula gelerek kendisine acı veren sorunlardan kurtulmakta ve rahat etmektedir Hem olumlu hem de olumsuz pekiştirme organizmanın hoşuna giden bir etki yaratır ve davranışın tekrar ortaya çıkma olasılığını artırır ![]() ![]() Yapılan bir davranışın sonucunda, organizma için olumsuz bir durum yaratan uyarıcılara ceza denir ![]() ![]() ![]() ![]() Pekiştireç davranışı güçlendirirken, ceza zayıflatır ya da belli bir süre için durdururCeza davranışı kısa zamanda durdurduğu ve uygulaması kolay olduğu için öğretmenler ve ebeveynler tarafından sıkça kullanılmaktadır ![]() ![]() ![]() Cezanın diğer bir olumsuz yönü ise saldırgan davranışlara neden olmasıdır ![]() ![]() ![]() Premack ilkesi: Büyükannenin Kuralları Çok sık görülen (tercih edilen) davranış pekiştireç olarak kullanılarak, az gösterilen (tercih edilmeyen) davranış ortaya çıkarılmaya çalışılır ![]() ![]() ![]() Skinner'e göre eğitimin amacı bilgiyi en yüksek düzeye çıkarmak olmalıdır ![]() ![]() ![]() Skinner'in programlanmış öğrenme ilkeleri şöyle sıralanabilir: · Öğrenilecek konu çok küçük ünitelere ayrılarak güçlük derecesine göre basamaklandırılır ![]() · Öğrenci her basamakta bir edimde bulunur ![]() · Öğrenilecek konu bir uyaran durumuna gelir ![]() · Öğrenci her basamakta yaptığı edimin sonucunu hemen görür ![]() Edim doğru ise ilerler yanlış ise düzeltilir ![]() EDİMSEL KOŞULLANMANIN EĞİTİME UYGULANMASI Edimsel koşullamanın getirdiği ilkeler günümüzde halen geçerliğini korumaktadır ![]() ![]() Pekiştireç mutlaka doğru davranışı takip etmelidir ![]() ![]() ![]() Öğrenci pekiştireci hangi davranışın sonucunda aldığını farketmelidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Örneğin derste sıkılan bir öğrenciyi gürültü yapıyor diye sınıftan atan bir öğretmen, öğrencinin davranışını cezalandırmaktan çok pekiştirmiş olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı ince pekiştirme çeşitleri: Öğrenilecek davranış yeni ve karmaşık ise her doğru davranış pekiştirilebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sabit zaman aralıklı pekiştirmede, pekiştireçler belli zamanlarda verilir ![]() ![]() ![]() Değişken zaman aralıklı pekiştirmede ise pekiştireçler beklenmedik zamanlarda verilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sabit oran aralıklı pekiştirmede kaç davranıştan sonra pekiştireç verileceği bellidir ![]() ![]() ![]() ![]() Değişken oran aralıklı pekiştirmede ise kaç doğru davranışa pekiştireç verileceği belirli değildir ![]() ![]() Koşullu Anlaşma: Koşullu anlaşma, bireyin pekiştireci elde etmesi için belli bir şekilde davranmasını gerektirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Davranış değiştirmek amacıyla kullanılan diğer bir yöntem de, simgesel ödülle pekiştirmedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Değiştirilmek istenilen davranışların belirlenmesi: Programın başarıya ulaşması için öncelikle öğrencide hangi davranışların değiştirilmek istendiğine karar verilmesi gerekir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 5 |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 5Efendi-Köle Diyalektiği Hegel tarafından güç ilişkilerini analiz için ortaya atılan efendi-köle diyalektiği, psikolojide (Mead, Wallon, Zazzo, Lacan, vb ![]() ![]() ![]() Bilincin oluşumunda kendini bir obje olarak ele alma kapasitesi önemli bir noktadır ![]() ![]() Wallon'dan sonra Lacan, ayna aşamasını (miror stage), 'kimlik arayışını oluşturan' en önemli an olarak nitelemiştir; O'na göre çocuk, aynadaki görüntüsünü, çoğu kez, bir tür hayranlıkla ve zevkle seyretmektedir; bu görüntü, "ben'in (Je, I) diğeriyle Özdeşleşmenin diyalektiğinde objeleşmeden önce temel bir biçime girdiği sembolik bir matristir" ![]() ![]() Ayna aşaması, çocuğun psişik gelişiminde önemli bir evredir ![]() ![]() ![]() ![]() Ayna aşamasında gerçekleşen bu temel özdeşleşme, Hegel'in bilincin diyalektiği kavramına gönderir ![]() ![]() Söz konusu diyalektiği ve yorumunu Kojev'den aktaralım: Hegel, Efendi ve Köle Diyalektiği adlı eserinde, karşılıklı tanımanın bütünsel bir analizini yapar ![]() ![]() ![]() ![]() Yaşayan hayvan kendilik bilincine ulaşmak için, yaşayan hayvan olarak diğerini yok etme mecburiyetindedir, zira kendilik bilincinin ortaya çıkışı, diğerinde kendini tanıyabilmeyi gerektirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada kaçınılmaz olarak ölümüne bir mücadele başlar ve bu kavgada her biri, diğerinde arzulayan bir bilinç bulabilmek için, yaşayan hayvan olarak diğerini yok etmeyi arzular ![]() ![]() ![]() ![]() O halde insani arzu, bu korunma Arzusunu yenmek durumundadır ![]() ![]() ![]() Bu ölüm savaşının bir tek çıkış noktası vardır: Madem ki, taraflardan biri boyun eğmek zorundadır, öyleyse işi prestij savaşına döndürmek gerekir ![]() ![]() Savaşanlardan biri, yaşayan hayvan olarak ölümden çekindiğini ve kendilik bilinci olarak tanınmaktan vazgeçtiğini diğerine göstererek savaşı bırakır ![]() ![]() ![]() Efendinin köle tarafından tanınması tek yönlüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oysa, bilinç olarak, köle de tanınmak ister; korku O'nu bundan vazgeçirir, ama otantik bir kendilik bilinci olma isteği yok olmaz; demek ki köle kendisinde-kendisi için bir bilinçtir, yani gelişmesi, sahte bilinç aşamasında durmuş bir bilinçtir ![]() ![]() Köle için, tanınma, hizmet etmesiyle gerçekleşir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuç olarak, her biri, diğeri ona karşıt bilinç olarak var olduğu için kendilik bilinci olarak vardır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 5 |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 5Ego Psikolojisi Başlıca temsilcileri arasında Loevenstein, Kris, Erikson, Rapaport ve Heinz Hartman'ın bulunduğu Ego psikolojisi (Ego Psychology), Amerikan Freudizmi'nin (özellikle New York Ekolü'nün) en güçlü akımlarından biridir ![]() Roudinesco ve Plon'un (1997) analizine göre Ego psikoloji ve Amerikan psikanalitik akımları, insanın bir topluma, topluluğa, cinsel bir kimliğe, bir farklılığa, bir renge, bir etniye entegrasyonunun mümkün olduğu fikrinde birleşirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Genel olarak bakıldığında, Amerikan Freudçülüğü, İd, Bilinç-dışı ve Özne yerine Ego (Ben), Şelf veya Bireye önem verir, Avrupa'dan farklı olarak koruyucu sosyal tıp ve zihinsel hijyene dayalı pragmatik bir etiği temel alır; bunun sonucu olarak klasik Viyana anlayışından tamamen farklı, tıbbileşmiş ve psikiyatriye dönüşmüş bir psikanaliz gelişmiştir (bunda Maccarthyzm de etkili olmuştur) ![]() Bu akımlar Avrupa'nın 'kökensel' psikanalitik akımları, Kleinizm, Lacanizm, hatta sol Freudizmden (Otto Fenichel) farklı bir zeminde ilerler, mutluluk ve sağlık kültü etrafında dönerler; Amerikan psikanalistleri, bir tür uyum teknisyenlerine dönüşürler ![]() Tüm bunlar psikanalizin imajını bozar, gözden düşürür ve onun yerine; çeşitli New Age terapileri, mutluluk hapları, şamanistik kürler, telepati, spiritizm, falcılık, medyumluk gibi etkinlikler gelişir (Kaynak: Roudinesco ve Plon, 1997) ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 5 |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 5Ekolojik Psikoloji Ekolojik psikoloji, çevre psikolojisinin öncülerinden Barker (1964, 1968) tarafından ortaya atılan bir yaklaşımdır ![]() ![]() Ona göre, yaşamımızın cereyan ettiği her yer, bizim için bir yaşam çerçevesi (behavior setting) oluşturarak özgül bir durum yaratır ![]() ![]() Bu açıdan davranışlarımız, yaşadığımız mekânların doğrudan bir sonucu değildir, her mekân içersinde, az ya da çok geniş bir olanaklar alanı vardır; yaşanan mekânı düzenleme ve kendine bir yer yapma, dolayısıyla davranışlarını bu kültürel-mekânsal duruma uyarlamak söz konusudur ![]() Barker'ın yaklaşımı, mekânın içinde cereyan eden etkinliklere göre farklı mekânsal yapılar ayırdetmektedir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 5 |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 5Empati Empati terimi, etimolojik anlamında, içsel olarak etkilenmiş, duygulanmış birinin durumunu ifade etmektedir ![]() ![]() ![]() Empati genel olarak, Diğeri'ni "Diğeri" olarak anlamaya ve onun potansiyellerini tahmin etmeye yönelik çaba harcamaktır ![]() ![]() ![]() Sosyal psikologlar, empati düzeyini ölçmeyi amaçlayan çeşitli ölçekler geliştirmişlerdir; örneğin Mehrabian ve Epstein (1972) ölçeği ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 5 |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 5Enformasyon Enformasyon, genel olarak insanın dış dünyayla ilişkisinde, belirsizlik düzeyini azaltan her tür uyaran şeklinde tanımlanabilir ![]() ![]() Yaygın anlamda enformasyon terimi, "haber" (Ing ![]() ![]() ![]() ![]() Bu anlamıyla enformasyon mesaj vasıtasıyla belirsizliğin azaltılmasının ölçüsüdür ![]() ![]() ![]() Enformasyon istatistiksel olarak ikili sorularla (bits olarak), yani evet veya hayır şeklinde cevap verilen soruların sayısıyla ölçülmektedir ![]() ![]() Moles (1971) bunu şu tür bir örnekle açıklar: A, B, C, D, E, F, G, H şeklinde 8 işaretlik bir dizi içinden bir harf seçelim; bu harf D olsun ![]() ![]() ![]() Muhatabımız doğru harfi bulmak için kaç enformasyon isteyecektir? Her bir harfin "doğru" (seçilen) olma ihtimali 1/8'dİr ![]() ![]() Evet veya hayır cevabına göre A, B, C, D ve E, F, G, H yarıları kalacak ve olasılık 1/4'e düşecektir ![]() ![]() ![]() Üçüncü soru yine aynıdır ve cevap "hayır" olacaktır ![]() ![]() ![]() Aynı oyun bir kitap içinden seçilen bir sözcüğü bulmak şeklinde de oynanabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Enformasyon bilgiden farklıdır ![]() ![]() Tüm enformasyonlar "a priori" olarak kodlanabilir ve dolayısıyla büyük ölçekte kopyalanıp yayılabilir; oysa bilgi, örtük, satır arası niteliğinde olabilir ve bu nedenle kodlanması zordur, Örneğin bir mesleğin yıllarca icrasıyla kazanılan ustalık böyledir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 5 |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 5Epistemik İhtiyaç Epistemik veya bilişsel ihtiyaçlar (need for cognitiori), kişilerin çeşitli sorunlar veya durumlar konusunda bilgiyle (veri, enformasyon) ilişki eğilimlerini ifade etmektedir ![]() ![]() ![]() Bu oluşumda enformasyon etkenleri yanı sıra epistemik ihtiyaçlar da etkilidir ![]() ![]() ![]() Kruglanski'ye göre bu konudaki eğilimler birbirini dikey olarak kesen iki boyutta şematize edilebilir ![]() ![]() ![]() Bu çerçevede bireylerde iki tip ihtiyaç ayırdedilebilir ![]() ![]() ![]() ![]() İkincisi, özgül kapatma ihtiyacıdır ve bireyin, kendi sorunları konusunda özgül cevap bulma ihtiyacına tekabül eder ![]() ![]() ![]() Örneğin ağır bir hastalığa yakalanma olasılığı yüksek olan kişiler, bazen bu hastalığın teşhisini sağlayacak muayeneden kaçınmakta ve 'kendilerinin hasta olamayacaklarını' düşünmelerini sağlayacak işaretler, kanıtlar aramaktadırlar ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 5 |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 5Ergonomi Ergonomi, fiziksel çevreyi işe olabildiğince uyumlu hale getirme amacıyla, iş ya da görevlerin bilimsel olarak incelenmesi şeklinde tanımlanabilir ![]() ![]() Ergonomik yaklaşım, vücut pozisyonları ile iş araçlarının kullanılış tarzı arasında yüksek düzeyde bir ahenk sağlayarak çalışanların en az yorgunluk ve en az çabayla en büyük verime ulaşmasını hedeflemektedir ![]() ![]() Ergonomi, insan faktörünü hesaba katmayan bir iş organizasyonu içinde doğmuştur ![]() ![]() Bu bağlamda ortaya çıkan ergonomi, önce bir tür 'beşeri mühendislik' biçimini almıştır: Bu çerçevede, örneğin bir köprü yapımında üstünden geçecek taşıtların ağırlığına göre malzeme seçmek veya kullanıcısına bir takım enformasyonlar sunan teknik bir aygıtı tasarlarken, alıcı-kullanıcının enformasyon alma kapasitesini dikkate almak gibi kaygılar güdülmüştür ![]() Böylece, hareket noktasına bağlı olarak psikolojik ve fizyolojik yönelimli ergonomi anlayışları gelişmiştir ![]() ![]() Kısa zamanda ergonomi disiplinler arası bir hüviyet kazanmış, fizyoloji ve psikolojinin yanı sıra, biyometri, antropometri, psikofizik, mühendislik gibi bilim dallarının katkısını gerektirmiştir ![]() ![]() ![]() XX ![]() ![]() ![]() Nihayet bazı araştırmacılar, işin ve iş araçlarının tasarımında daha sosyal psikolojik bir perspektife kaymış ve çalışanlar için işin/çalışmanın anlamının da hesaba katılması gerektiği üzerinde durmuştur; bu da bir tür 'sosyal psikolojik ergonomi' yaklaşımı doğurmuştur ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Psikolojide Kavramlar 5 |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Psikolojide Kavramlar 5Estetik Kişi Sanat psikolojisi çerçevesinde yapılan çalışmalarda ortaya atılan estetik kişi kavramı, sanatsal etkinliklere doğrudan veya dolaylı olarak katılan ve belirli bir estetik duyarlılığa sahip kişilere göndermektedir ![]() ![]() ![]() Daha somut bir deyişle, seyirci, dinleyici, aktif amatör olarak, doğal veya insani çevre dahil (örneğin mimarlık) çeşitli sanat biçimlerinden tat alan, uzman olmadan bu sanatları incelemeye, onlar hakkında bilgi sahibi olmaya çalışan kişiler söz konusudur ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|