Prof. Dr. Sinsi
|
Disleksi / Ögrenme Bozuklugu
Okuma Nasil Gerçeklesiyor?
Disleksinin fonemleri birbirinden ayirt etmeyle ilgili bir bozukluk oldugunun kabul edilmesi ve bunu açiklayan modeller, zekâ düzeyi yüksek bazi insanlarin okumayi ögrenmede ve dille iliskili bazi isleri yapmada neden zorluk çektiklerini de açiklayabiliyor Son 20 yil içinde, disleksinin fonolojik (sese iliskin) süreçlerle ilgili oldugu model kabul görüyor Fonolojik model, disleksinin klinik belirtileriyle ve nörologlarin beynin fonksiyonu ve organizasyonuna iliskin bulgulariyla da tutarli görünüyor Fonolojik modelin nasil oldugunu anlamak için önce dilin beyinde nasil bir süreçten geçtigini bilmek gerekiyor Arastirmacilar, dil sistemini her biri dilin belirli bir yönüyle ilgili olan bilesenlerin asamali dizilisi olarak kavramsallastiriyor Bu asamali dizilisin en alt basamaginda bir dilin içerdigi ayirt edici ses parçaciklarini (fonemleri) süreçten geçiren fonolojik modüller var Linguistik sistemin temel ögesi de fonemler Kelimelerin taninmasi, anlasilmasi ve hafizada depolanmasi ya da gramer açisindan incelenmesi için beynin fonolojik modülü tarafindan fonetik birimlerine ayrilmasi gerekiyor Bu süreç konusma dilinde otomatik olarak gerçeklesiyor
Okuma, konusma dilini yansitiyor, ancak dil psikologu Alvin M Liberman’in belirttigi gibi okuma kazanilmasi daha zor olan bir beceri Liberman, konusma ve okumanin her ikisinin de fonolojik süreçlerle ilgili oldugunu, ama aralarinda önemli bir fark oldugunu belirtiyor Bunu "Konusma dogal, okuma degil Okuma bir bulus oldugundan, bilinç düzeyinde ögrenilmesi gerekiyor " diye ifade ediyor Okuyan kisinin görsel alfabetik yaziyi dille ilgili kavramlara çevirmesi gerekiyor Bu da harfleri (grafemleri) ilgili fonemlere çevirmek anl----- geliyor Bunun için, okumaya yeni baslayan birinin konusma sirasinda kullanilan kelimelerin fonolojik yapisinin farkinda olmasi gerekiyor Bundan sonra ise, bu fonolojiyi temsil eden harflerin kâgittaki dizilisini (ortografi) anlamasi gerekiyor Bir çocuk okumaya baslarken olan sey bu; ancak disleksili bir çocukta, dil sisteminde fonolojik modül düzeyindeki bir eksiklik, yazili bir kelimenin fonolojik bilesenlerine parçalanmasina engel oluyor ve yazi bütününün anlasilmasini önlüyor Kavrama ve anlamlandirma ile ilgili süreçler bu ise dahil degil, çünkü bunlar ancak kelime tanindiktan sonra devreye giriyor Fonolojik modül eksikliginin etkisi en açik okuma sirasinda ortaya çikiyor, ancak bazi durumlarda konusmayi da engelliyor Disleksililerin çogu için okumak son derecede zor ve çok büyük enerji gerektiren bir islem
fMRI (fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme) ile beyin üzerinde yapilan çalismalar, harflerin taninmasinin (occipital lob’daki extrastriate cortex’te), fonolojik süreçlerin (inferior frontal gyrus’te), anlama geçisin (orta ve superior temporal gyri’de) beynin farkli bölümlerinde gerçeklestigini ortaya koyuyor Okumak için gereken fonolojik süreçlerin gerçeklestigi yerler kadinlar ve erkekler arasinda da farklilik gösteriyor Fonolojik model ve deneyler ezberlemenin ve ezberlenenlerin geri çagrilmasinin disleksililer için çok güç oldugunu ortaya koyuyor
Umut Veren Çalisma
Disleksiyle bas edebilmek için özel egitim destegi gerekiyor Bugüne kadar disleksililerin egitiminde kullanilan klasik yöntemlerin yetersiz kaldigini düsünen San Francisco’daki California Üniversitesi’nden Michael M Merzenich ve William M Jenkins ile New York’taki Rutgers Üniversitesi’nden Paula Tallal, dil ögrenme bozukluklarini tedavi etmek amaciyla bilgisayar oyunlari gelistirdiler ve Ocak ayinin Science dergisinde gelecege dönük umut veren bu çalismalarini yayimladilar Bazi arastirmacilar bu yeni tedavi yönteminin çocuklarda oldugu kadar yetiskinlerde de disleksiyle bas edebilmeye yardim edecegini düsünüyorlar Bu arastirmacilar, fonemleri bazi süreçlerden geçiren bilgisayara dayali bir teknik olusturarak bilgisayar oyunlari gelistirdiler Bu çalismada kelimeleri olusturan hecelerin % 50 oraninda uzatilarak söylendigi ve sessiz harflerin düzeyinin yükseltildigi bilgisayar oyunlari ürettiler Bilgisayar oyunlarinda düssel yaratiklar, çan ve islik sesleri ile ödül niteliginde uygulamalar da var Bir monitörün karsisina kulakliklarla oturan çocuk da, ba, ta, ka gibi birbirine benzeyen hecelerin seslerini duyuyor Çocugun oyunu kazanabilmesi için zevkli, dikkat çekici görüntülere eslik eden seslerin sasirtici parçalarini birbirinden ayirmasi gerekiyor Dogru cevap verdiginde ise ödül aliyor Duydugu sesleri dogru ayirt edince uçan inekleri yakalayabiliyor, sirk akrobatlarinin ipe tirmanmasini sagliyor ve palyaçolari su kovalarina düsürebiliyor Basinda kolay olan oyun, giderek zorlasiyor Arastirmacilar hazirladiklari bu oyunlari zekâlari en az ortalama düzeyde olan, isitme sorunu olmayan, ancak fonemleri birbirinden ayirt etmede siklikla güçlük çeken çocuklar üzerinde denediler Dört haftalik bir süre içinde, çocuklarin neredeyse tümünün kayip yillarini tamamlayabildigini belirten arastirmacilar, bu tedavi yönteminin bütün disleksililere hitap edip edemeyecegi konusunda henüz bir çalisma yapmadiklarini söylüyor Oyunlarin amaci heceleri anlasilabilir hale getirmek
Gelelim Yapabileceklerimize
Ögrenme bozukluguyla ilgili sorunlarin görülme sikligi % 8-10 arasindadir 40-50 kisilik bir sinifta 3-4 çocukta ögrenme bozuklugu sorunlarinin oldugu düsünülebilir Bu oran oldukça düsündürücüdür, çünkü bu kadar çocuk, bugünkü egitim sistemine göre, gözden çikarilmis görülmektedir Bu çocuklar bazen yok olup gitmekte, bazen de okulda basarisiz, yaramaz, asiri hareketli ve dikkatsiz olarak adlandirilan özellikleri nedeniyle uzmanlara götürülmektedir Uzmanlara götürülenler biraz daha sansli, ama onlara gereken özel egitim merkezleri henüz Türkiye’de bulunmuyor Gelismis ülkelerde ögrenme bozuklugunun daha okulöncesi dönemde belirlenebilmesine yönelik çalismalar yürütülürken, Türkiye’de pek çok kimsenin ögrenme bozuklugunun bir sorun oldugunu anlamaya yetecek ölçüde bile bilgisi yoktur Sorun genellikle okula baslandiginda fark edilmektedir Ancak, sorunun egitimciler ve anne babalar tarafindan yeterince taninmamasi nedeniyle çocuklar bazen okuma yazma becerisini ilkokul birinci sinif düzeyinde bile kazanamadan ilkokul besinci sinifa kadar ilerleyebilmektedir Fark edildigi durumlarda da çocugun okuldan alinmasi ya da alt özel sinifa verilmesi gibi yaklasimlar da olabilmektedir Ayrica, bu çocuklara % 6,6 kadar düsük oranda dogru tani konuldugu gereksiz ilaç kullanimi ve yanlis yönlendirmelerin de yapildigi belirlenmistir Konuyla ilgili tani-terminoloji karmasasi nedeniyle tani konmadan önce oldukça uzun ve incelikli uygulamalar yapmak gerekmektedir Konunun en önemli yönü ise ögrenme bozuklugu tanisi konmus çocuklara yasadiklari sorunlar dogrultusunda egitim programlarinin hazirlanmasidir
Sonuç olarak, önemli olan insan kalitesidir Bireylerin kendileri hakkinda olumlu düsüncelere sahip olmasi gereklidir Herkes birbirinden farklidir Kimisi trigonometriyi iyi bilir, kimisi bilmez Kimisi atletiktir, kimi degildir Kimisinin yazisi iyidir, kimisinin kötüdür Toplum içinde iliski kurdugumuz insanlarin yazisinin iyi ya da kötü olmasi iliskilerde pek bir seyleri degistirmemelidir Önemli olan güzel anlarda yüregiyle gülebilen, çevresine sevgi ve dostluk verebilen, güvenilir olan ve insanlarla olumlu etkilesimler kurabilen bireyler olabilmektedir Iyi arkadas, iyi es, iyi anne baba olmak için gereken bu özellikleri ögrenme bozuklugu olan çocuklar da tasiyabilirler ve topluma üretken bir biçimde katkida bulunabililer Ögrenme bozuklugu olan çocuklarin anne babalarindan, egitimcilerden ve yetkililerden daha çok destek görmesi dilegiyle
Zuhal Özer
|