Onay Peşinde Koşan Güvensiz İlişkiler |
10-15-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Onay Peşinde Koşan Güvensiz İlişkilerOnay peşinde koşan güvensiz ilişkiler Kendine güveni belirleyen en önemli parçanın sorumluluk alabilme ve sürdürebilme yetisi olduğunu düşünüyorum Kendine güveni olmayan insan sorumluluk alamaz Ama sorumluluğu almadığını da kabul etmez Hayatın ve olayların onun bu sorumluluğunu yerine getirmesini engellediğinden yakınır durur Sorumluluk almak demek, yaşadığımız şeyin -her ne ise- yaratıcısının kendimiz olduğunu görebilme yetisine sahip olmak demektir Sorumluluk, kişinin kendi yarattığının farkına varması demektir Irvin Yalom’un dediği gibi; “Sorumluluk, kişinin kendi özünü, kaderini, hayat durumunu, duygularını ve hatta acı çekişini yarattığının farkında olmasıdır” Bir insanın kendine güveninin gelişebilmesi bu sorumluluğu kabul etmesinden geçecektir Bu sorumluluğu kabul etmeyen, yaşadığı sıkıntılar için başka insanları ya da başka güçleri suçlamaya devam eden bir kişi için, pek bir umut olduğunu söyleyemeyiz Bir ilişkiden diğerine Kendine güven, çocukluk çağlarından itibaren, o insanın kendini bulunduğu ortam içinde ne kadar güvende hissettiği ile de ilintilidir Kendine güvenin temelleri kendimizi güven içinde hissetmekle atılır Kabul görmek, bize güven verir Kendine güveni olmayan kişiler, güveni hissedebilmek için kabul ve onay bulmaya çalışarak bu açığı kapama uğraşına girerler Kabul görerek, kendini güvende hissetmeye çalışan insan, kendinden ve iç isteklerinden uzaklaştığı, yani kendine inancını ve güvenini kaybettiği bir açmazda bulur kendisini Kendini daha güvende ve daha iyi hissetmek için yaptıkları, kendisini daha da güçsüz ve sorumluluk alamaz hale getirmeye başlamıştır Yapmak istediğimizi değil de, yaparsak kabul bulabileceğimizi düşündüğümüz şeyi yapmak, bizi kendimizden uzaklaştırır Kendimize güvenimiz azaldıkça, karasızlığımız artar Gittikçe başkalarına bağımlı hale gelmeye başlarız Bazen gündelik basit kararların bile verilmesi başkalarından alınacak tavsiye ve desteklere bağlanmıştır Böyle insanlar tek başına kaldıkları anlarda rahatsız, hatta çaresiz hissedebilirler Bu kişilerin yakın bir ilişkisi sonlandığında, bir bakım ve destek kaynağı olarak derhal başka bir ilişki arayışı içine girerler Çöküş, öfke ve şiddet doğurur Kendimize güvenimiz azaldıkça, bize hayır denmesini tolere etme gücümüz de azalmaya başlar Böyle insanlar, kendilerine hayır dendiği yani onay verilmediği bir anda, korkunç bir çöküş yaşarlar Bu çöküş kendisini bazen, ağlama nöbetleri ve çaresizlik duygusunun getirdiği müthiş sıkıntılarla gösterir Bazen ise, şiddet ve öfkeyle Bir insanın kendisine güveni sarsıldıkça çıkış yolunu daha çok öfke ve fiziksel şiddette bulabilir Birileri bizi kendi kendimizle yüzleştiriyorsa ve eğer yüzleştiğimizde gördüklerimiz hiç hoşumuza gitmiyorsa, yüzleşmek yerine öfkelenmeyi seçebiliriz Onay almadan yaşayamayan insanlar, mutluluklarını, kendi dışlarındaki kişilere endekslediklerinin pek de farkına varmazlar Mutlu olmayı kabul ve onay bulmak zannedersek, mutluluğu yakalamaya çalışırken mutsuzluğa doğru yelken açarız Hepinize, sorumluluklarınızı alma cesareti gösterdiğiniz, kabul ve onay bulmak adına başkalarına bağımlı olmadığınız, bir hafta diliyorum Yazan : Dr Ümit Yazman |
|