Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Yemek Tarifleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kahve, kültürümüzde

Kültürümüzde Kahve

Eski 10-15-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kültürümüzde Kahve




Kültürümüzde kahve

Kahve ve kahvehanelerin sosyal hayatın ayrılmaz bir parçası olmasıyla birlikte, dünyada hiçbir içeceğin sahip olamadığı yaygınlıkta bir kahve kültürü doğmuştur

İlk kaynaklarda kahveden; “Türklerin içtiği, siyah renkli, yemeklere asla eşlik etmeyen, ağır aaaaaaarla tadına varılan ve arkadaş toplantılarından eksik olmayan bir içecek” şeklinde bahsedilir

Türk edebiyatı ve folklorunda önemli yeri olan kahve ile ilgili pek çok söz söylenmiş, şiir yazılmış, “Kahve Yemen’den gelir” şeklinde türküler yakılmıştır 16 yüzyıl şairleri, kahveyi “bâis-i cem’-i ârifan” ve “mürde cisme can katan” bir içecek şeklinde tanıttıkları gibi, Osmanlı tarihçileri de kahvehaneleri “mekteb-i irfan” ve “mecma-ı irfan” diye vasıflandırmıştır

İstanbul’da ilk kahvehane Kanunî döneminde Hakem ve Şems adında iki Suriyeli tarafından açılmıştır İlk olarak Tahtakale’de açılan ve daha sonra bütün şehre hızla yayılan kahvehaneler sayesinde halk, kahveyle tanışmıştır Kahvehaneler zamanla sadece halkın değil, müderris ve kadı gibi okumuş kesimin, meşhur şair ve âlimlerin de buluşma noktası, sohbet yeri olmuştur Bu yerler, kitapların okunduğu, şiir ve edebiyat sohbetlerinin, ilmî tartışmaların yapıldığı mekânlar olması yönüyle aynı zamanda birer “kıraathane” (okuma evi) idi



Osmanlı’dan bu yana kız isteme esnasında, gelin adayı, kahveleri ikram edip elinde tepsiyle kahveler bitinceye kadar bekler; bu şekilde gelin adayı görücüler tarafından daha iyi görülür Bazı yörelerde sabrını ölçmek için damada bol tuzlu kahve ikram edilir

Kahve, kültürümüzde mühim bir yere sahiptir Günün ilk yemeğine ‘kahvaltı’ (kahve altı) denmesi de, sabahları kahve öncesi yenen yemek olmasındandır Dilimizde kahveyle alâkalı “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır”, “Acı kahvesini içmek”, “Gönül, ne kahve ister ne kahvehane; gönül sohbet ister, kahve bahane” gibi deyim ve atasözleri vardır

“Türk kahvesi”, klâsik müzikte de unutulmazlar arasına girmiştir J S Bach, o ünlü Kahve Kantatı’nı bir kahve tutkunu olduğu için bestelemiştir Türklere sevgisiyle bilinen Fransız romancı Pierre Loti, kahveye ve İstanbul’a olan sevgisinden dolayı kahvehanelere sürekli gitmiştir En sevdiği semt olan Eyüp’te bir kahvehane bugün onun adıyla anılmaktadır 17 yy ve sonrasında Türk kahvesi tutkunu ünlü isimler arasında Victor Hugo, Alexandre Dumas, Molière, André Gide, Balzac da vardır

Türk kahvesinin fayda ve zararları

Uzmanlar, bilhassa filtre edilmiş kahvelerin çok fazla tüketilmesinin sağlığa zararlı olduğu konusunda birleşmektedir Oysa Türk kahvesinin (dozunda içildiği takdirde) sağlığı tehdit edecek zararlı bir yanı yoktur Sadece suyu içildiğinden, yani telvesi fincanın dibinde kaldığından, Türk kahvesinden alınan kafein miktarı azdır Bir fincan kahvedeki 50 miligram kafein, kısa sürede vücuttan atılır Bu bakımdan Türk kahvesi fincanı, ideal ölçülere sahiptir Dozunda içilen kahve zihin açılmasına, baş ağrılarının azalmasına, sindirimin kolaylaşmasına vesile olur Ayrıca uyarıcı, teskin edici ve dinlendiricidir

Yeşil kahve tanelerinde tanen, uçucu yağ, sâbit yağ ve % 0,8–2,5 oranında kafein alkaloiti bulunur Kafeinden dolayı kahvenin beyin ve kalb faaliyetini uyarıcı, idrar söktürücü tesirleri vardır Bu sebeple kavrulmuş kahveden hazırlanan sulu çözeltiler uyku giderici, kalb kuvvetlendirici, hazmettirici ve alkaloit zehirlenmelerinde panzehir olarak kullanılır Kahve alzheimer hastalığına karşı tedbir olarak tavsiye edilir Hamileliklerde ilk sekiz ay kahve tüketilmemesi iyi olur Ülserliler için, ilk yasaklardan biri kahvedir

Türk kahvesinin yapılışı

İyi bir kahve hazırlamak için suyun klorsuz ve soğuk olması gerekir Kahve tiryakileri, kahvenin mangalda, küllü kömür ateşiyle 15–20 dakikada pişmesi gerektiğinde birleşirler Dibi kalın bakır cezvede soğuk suya salınan kahve, birkaç kere karıştırılarak ateşe konur ve fazla karıştırılmaz Her fincan için iki çay kaşığı kahve, iki çay kaşığı şeker (arzuya göre) ilâve edilir Köpüklenince ateşten çekilen cezvenin ilk köpüğü, fincanlara pay edilir ve kahve yeniden ateşe sürülür Kalan kahve bir taşım daha pişirilir ve fincanlara boşaltılır

Türk kahvesinin en önemli özelliklerinden biri, bol köpüklü olmasıdır Yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde kahvenin tadı damakta uzunca bir süre kalır Ayrıca birkaç dakika şekli bozulmadan kalabilen bu leziz köpük, kahvenin bir süre sıcak kalması için örtü vazifesi görür Kahveyi sade içmek, Türk kahvesinin gerçek tadını almak isteyen kahve tiryakilerinin birleştiği ortak noktadır Kahve ile birlikte ikram edilen su, önceden ağızda kalmış bütün tatların giderilip, sadece kahve tadının alınması içindir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.