Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinema, Müzik & Online Videolar > Radyo, Sinema ve Tiyatro

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
devlet, ilişkisi, sinema

Devlet Sinema İlişkisi

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Devlet Sinema İlişkisi




Devlet Sinema İlişkisi

1980 sonrası dönemin en çarpıcı özelliklerinden biri, devletin sinemaya yaklaşımındaki değişimdir Bunu, hükümetlerin film yapımına sağladığı parasal destekten, Türkiye’nin Avrupa ortak film yapım fonu Eurimages’a üyeliğine, sansürün gevşemesinden sinema ile ilgili yasa ve yönetmelik oluşturma çabalarına, alanla ilgili çeşitli konularda izlemek mümkündür

Cumhuriyet’in ilk yıllarında, aşağıda değineceğimiz çeşitli girişimlere karşın, tiyatro, opera ve bale gibi “yüksek sanatlar”ın desteklenmesi tercih edilmiş ve bu çerçevede 1930’lu yıllarda Devlet Tiyatrosu, Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Konservatuarı kurulmuştur Bununla beraber, tek parti yönetimi ve aydınlar, sinemanın eğitim ve propaganda yanına ilgi duymuştur Örneğin, Sovyetler’dekine benzer biçimde, hükümet tarafından düzenlenen bir kültürel program çerçevesinde, Ankara ile Samsun arasında bir trende gerçekleştirilen etkinlikler arasında film gösterimlerine de yer verilmiş, 1932’de kurulan Halkevleri yerli ve yabancı film gösterimleri düzenlemiş, hükümet “eğitici ve teknik belgesellerin” yapımını ve ithalini kolaylaştıran kararlar almış, Cumhuriyet’in onuncu yıldönümünde Sovyet sinemacılara çeşitli belgeseller yaptırılmıştır

Sinema alanının bir yasa ile düzenlenmesi ve özellikle devletin film yapımına fon ayırması konularında 1960’lı yıllardan başlayarak, daha ziyade sinemacıların önayak olduğu birtakım girişimler bulunmaktadır Ancak, sinemacıların gerçekleştirdiği lobiler sonucu gündeme gelen tasarıların hiçbiri siyasal karar mekanizmaları tarafından daha ileriye götürülmemiştir Yerli sinema sektörünün içinde bulunduğu krizin 1980’lerde giderek derinleşmesi, alanın bir kez daha ele alınması gereğini gündeme getirmiş ve Kültür Bakanlığınca hazırlanan 3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu 1986’da yürürlüğe girmiştir Söz konusu yasanın asıl hedefi, video kaset alanındaki korsanlığa son vermek ve bu pazarı kontrol altına almak olmuştur Bu gelişmede, aynı yıllarda Türkiye’deki korsan video kaset pazarının yarattığı mali kayıplar nedeniyle rahatsızlık duyan büyük Amerikan film yapım ve dağıtım şirketlerinin hükümetler düzeyindeki girişimlerinin önemli bir rolü olduğunu da belirtmek gerekir

Yukarıda belirtilen kanuna bağlı yönetmelikler çerçevesinde başlatılan uygulamalardan biri de kurmaca film, belgesel ve canlandırma filmlerinin yapılması için maddi destek sağlanmasıdır Buna göre, 1990’da “Film Yaptırma ve Destekleme Esasları Yönergesi” yürürlüğe konuldu ve başvuracak projeler arasından seçim yapmak üzere Kültür Bakanlığından iki, sinema profesyonellerinden dört, üniversiteden bir olmak üzere yedi üyeden oluşan bir “Değerlendirme Komisyonu” kuruldu Komisyonun her yıl belirlediği 10-12 film projesine, her birinin bütçesinin yüzde 40’ı oranında destek sağlanmaya başlandı Bu yardımın ilk yarısı karşılıksız, diğer yarısı da kredi biçiminde veriliyordu Belgesel ve kurmaca yapımlarla canlandırma filmlerini desteklemek üzere oluşturulan fonun toplam miktarı 13 milyar TL idi Bunun yalnızca 8 milyar TL’si uzun metrajlı kurmaca film yapımına ayrılmıştı ve 200 milyar TL’lik dilimler halinde Kültür Bakanlığına başvuran film projelerinden onaylananlara eşit biçimde veriliyordu Bu dilimler, yapım giderlerindeki artışa bağlı olarak 300, 400, 600 milyon, daha sonra da 1-2 milyar TL’ye yükseldi Kültür Bakanlığı, 1990 ile 1995 arasında, fon aracılığıyla toplam 44 uzun metrajlı kurmaca filmin yapımını destekledi ve bu çerçevede 12 genç yönetmen ilk filmini gerçekleştirdi Ancak, ekonomik istikrarsızlık ve birbiri ardına gelen krizlerin yanısıra hükümetlerin sık sık değişmesi film yapımını destekleme fonunun işlerliğini zayıflattı

Türkiye’de film sansürü devlet ile sinema arasındaki ilişkiyi belirleyen en önemli konulardan biri olmuştur 1939’da yürürlüğe giren Filmlerin ve Film Senaryolarının Kontrolüne Dair Nizamname, “politik ve dinsel propaganda”, “kamu düzeni”, “genel asayiş” ve “genel ahlak” gibi belli bazı konularda sıkı kurallar getirmişti Film sansürü, 1961 Anayasası ile birlikte geçici bir süre için gevşemiş, ancak 1971 ve 1980 yıllarındaki askeri müdahaleler döneminde yeniden sıkılaşmıştır Sansür Kurulu filmlere, senaryo aşamasında ve çekimin tamamlanmasından sonra olmak üzere iki kez denetim uygulamaktaydı

1986 tarihli Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu, senaryo aşamasındaki sansüre son verdi ve 16 yaş sınırı uygulamasını getirdi Belirtilen kanuna bağlı olarak, Sinema, Video ve Müzik Eserlerinin Denetlenmesine İlişkin Yönetmelik’e göre, sinema filmleri gösterime çıkarılmadan önce Kültür Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Müdürlüğünce SESAM (Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Kültür Bakanlığı temsilcilerinden oluşan bir alt komisyon tarafından değerlendiriliyor Komisyonun denetlenmesini gerekli gördüğü yapımlar, Millî Güvenlik Genel Sekreteri, Millî Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, SESAM ve MESAM (Müzik Eseri Sahipleri Meslek Birliği) temsilcileri ile Kültür Bakanı tarafından seçilen bir sanatçının oluşturduğu Denetleme Üst Kuruluna gönderiliyor Üst kurul uygun bulmadığı takdirde denetlenen filmin gösterimini yasaklıyor Film sansürü konusunda, 1990’lardan başlayarak daha özgürlükçü bir ortamın varlığından söz etmek mümkündür Genel olarak, liberal söylemlerdeki artış ve özel televizyon kanallarının başta cinsellik olmak üzere toplumda tabu sayılan hemen birçok konuyu çoğu kez abartılı biçimde ele alması, sinemada sansürün konumunu anlamsız bir noktaya taşımıştır Ancak şunu da önemle belirtmek gerekir ki, merkezî ya da yerel resmî kurum ya da kişilerin müdahaleleri sonucunda özellikle politik konulardaki bazı filmlerin yasaklanması durumu hâlâ söz konusudur



Alıntı Yaparak Cevapla

Devlet Sinema İlişkisi

Eski 10-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Devlet Sinema İlişkisi




Kriz ve Sonrası

Türkiye’de sinema 1970’lerin ilk yarısından başlayarak uzun bir kriz dönemine girdi Televizyon yayınlarının yaygınlaşması, ekonomik ve toplumsal belirsizlik ve kaos seyirci sayısındaki düşüşü hızlandırdı Bölge işletmecilerine ve yıldız oyunculara dayanan sistem ve özellikle 1967’den sonra sayısı giderek artan renkli film yapımının maliyetinin yüksek oluşu krizin ortaya çıkmasında önemli rol oynadı

Film yapım sayısı 1976’dan başlayarak 200’ün altına düştü ve nihayet 1980’de 68 oldu Yapım şirketlerinin de sayısı benzer biçimde azalarak 1980’de 36’ya düştü Ancak, film endüstrisinin yapım ayağı, 1980’li yılların başında bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyüyen video pazarının parasal desteğiyle geçici bir süre için yeniden canlandı Türkiye’de ve Almanya’da yerleşik, video filmi çeken ve dağıtan şirketler yerli filmlerin pazar açısından önemini keşfetti Özellikle uydu aracılığıyla yapılan televizyon yayınlarının aygınlaşmasından önce, yerli filmlerin video kasetleri Almanya’da ve başka Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiyeli göçmenler için kültürel bir işleve sahip oldu Video kaset pazarlayan şirketler yalnızca eski yerli filmlerin dağıtımıyla değil, yeni filmlerin yapımıyla da ilgilendi

Böylece, video kaset endüstrisinin, 1980’lerin ortasında, Türkiye’de çekilen ve büyük bir bölümü video dağıtımından önce sinemalarda gösterime giren kurmaca filmlerin toplamının yüzde 60-70’inin gerçekleşmesinde payı oldu Ancak, video ile sinema sektörleri arasındaki işbirliği uzun sürmedi Video pazarı için yapılan filmlerin teknik ve içerik olarak kalitesinin düşmesi seyirciyi bu alandan uzaklaştırırken, 1980’li yılların sonlarında yaşanan bir dizi gelişme, video sektörünün neredeyse tamamen sonunu getirdi Bunlardan ilki, 1986’da yürürlüğe giren “Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu”ydu Korsan videoculuğa son vermeyi amaçlayan kanun bir ölçüde başarılı oldu ve bunun sonucunda video kaset kiralayan çok sayıda dükkan hızla kapanırken, video kaset dağıtımcıları da parasal sorunlar içine girdi Bu arada, Hollywood filmlerinin 1987’den başlayarak Türkiye video kaset pazarında ve sinemalarda baskın bir konuma geçmesi, video film yapım ve dağıtımcılarının pazar payını azalttı Ancak asıl darbe, 1990’ların başında, Türkiye’de özel televizyon kanallarının sayılarının hızla artması ve yayınlarının ülke çapında yaygınlaşması ile geldi

Türkiye’de yerli sinemanın varoluş serüvenini çok kabaca iki temel ayrımı göz önüne alarak özetlemek mümkündür: yıldız sisteminin kurulduğu, popüler türlerin ortaya çıktığı, yerli sinemanın kurumlaştığı ve kitleselleştiği “Yeşilçam Dönemi” ve sonrası Çünkü Yeşilçam, anaakım sinemanın yükselişinin ve ondan farklılaşma çabalarının söz konusu olduğu benzersiz bir dönemdir Yerli film sayısının giderek azaldığı 1980 sonrası ise, filmlerin yapım koşullarından anlatım biçimlerine ve ele alınan konulara kadar Yeşilçam’dan kopuş olarak değerlendirebileceğimiz köklü bir dönüşüme tanıklık etmektedir

Söz konusu dönüşüme yol açan gelişmelerden ilki, büyük Amerikan film şirketlerinin 1980’lerin sonunda Türkiye’de kendi bürolarını açarak filmlerinin dağıtımını aracısız yapmaya başlamalarıdır 3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu’nun kabulünün ve yabancı sermaye kanununda yapılan değişikliğin ardından, 1987’de Warner Bros, 1989’da Universal, Paramount, Touchstone Pictures gibi büyük şirketlerin filmlerinin dağıtımcısı United International Pictures (UIP) video kaset ve film pazarına girdi Amerikan filmlerinin Türkiye’de her zaman önemli bir yeri olmuştu

II Dünya Savaşı yıllarına kadar Avrupa filmleri ile hemen, hemen eşit oranda temsil edilen Hollywood filmleri savaş yıllarından itibaren Türkiye pazarında baskın bir konum kazanmıştı 1970’lerde, Hollywood şirketlerinin, Türkiye’deki ithalcilere borçlarını ödeyemedikleri gerekçesiyle ambargo uygulamaları sonucu gösterimdeki Amerikan filmlerinin sayısı hızla azalmış ve bazı yapımlar Türkiye pazarına Avrupa üzerinden gecikmeyle gelebilmişti Bu yıllarda, Türkiye’de ithal filmcilik İtalyan “western”lerine, Alman, İtalyan, İsveç ve Fransız yapımı soft-porno filmlere ve Hong Kong yapımı “dövüş sanatları filmleri”ne yönelmişti 1980’lerin sonundan başlayarak büyük bütçeli, yıldız oyunculu Hollywood yapımlarının dünya sinemaları ile aynı anda Türkiye’de gösterime girmesi, düşen seyirci sayısında hareketlenmeye neden oldu Bu durum, uzunca bir süredir boş koltuklara film gösteren salon sahiplerini sevindirdi Türkiye’de sinema salonlarının sayısı, sinemaya gitmenin önemli boş zaman etkinliklerinden biri haline geldiği 1960’ların ortasında yükselmiş, 1970’de 2000’i aşarak en yüksek noktasına ulaşmıştı Ancak, aynı yıllarda başlayan krizle birlikte salon sayısı hızla azalmış ve 1990’larda 300’ün altına düşmüştü

Yeni Amerikan filmlerinin gelişiyle ortaya çıkan canlanma, Hollywood dağıtım şirketlerinin de talebi ve desteğiyle salon sahiplerinin yeniteknolojilere yatırım yapmalarını, yıllardır bakımsız kalan salonlarını yenilemelerini sağladı Bu arada, batıda daha önce yaygınlaşmış olan çok salonlu sinema merkezleri açılmaya başlandı Filmleri kısa süre içinde Türkiye pazarında baskın bir konum kazanan Hollywood dağıtım şirketleri, 1990’da yerli filmlerin de dağıtımını yapmaya başladı Böylece, dağıtım ve gösterim alanları Amerikan şirketlerinin kontrolüne girmiş oldu Bu arada, Yeşilçam sisteminin sona ermiş olması, video sektörünün tükenişi, yerli filmlerin seyircisini hızla kaybetmesi, Hollywood filmlerinin rekabeti, sinemanın yapım ayağını giderek daha zor bir durum içine soktu 1990 sonrasında, kimi yıllar için yapım sayısında farklılıklar söz konusu olsa da, gösterime giren yerli film sayısı yıllık 10 ila 18 arasında kaldı ve bu durum sabit bir konum kazanarak sürdü


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.