|  | 'Bu Filmi Atatürk'ü Yaşatmak İçin Çektim' |  | 
|  10-15-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   'Bu Filmi Atatürk'ü Yaşatmak İçin Çektim''Bu filmi Atatürk'ü yaşatmak için çektim' İlk filmi Kahpe Bizans’la Osmanlı’yla bir ‘derdi’ olduğunu hissettiren ama yıllar sonra gelen ‘Osmanlı Cumhuriyeti’yle bu ‘derdi’ gayet kalın çizgilerle belirginleştiren Gani Müjde’yle merakla beklenen filmini konuştuk  Film Selanik’te karga kovalarken ağaçtan düşerek ölen Mustafa’yla başlıyor… Ve ‘Atatürk olmasaydı, nice olurdu halimiz’ demeye getiriyor… Tabii komik bir şekilde… Ata Demirer’in son Osmanlı padişahını canlandırdığı filmde, Müjde’nin deyimiyle ‘Osmanlı’ya bakmak aslında geçmişe değil geleceğe bakmak’ fikri uyanıveriyor Banu Bozdemir (banubozdemir@gmail  com) Osmanlı ve Türkiye tarihine ayrı ayrı baktığımızda, siz daha çok Osmanlı tarafından feyz alıyor gibisiniz  Osmanlının size ilginç gelen yanı nedir? Osmanlının benim soy ağacımda önemli bir yeri var  Ben öncelikle evladı fatihan bir ailenin oğluyum  Rumelili bir ailenin oğlu olarak Osmanlı kültürü ile büyüdüm  Fenerde ve Balat’ta 10 yaşına kadar Rumlar, Ermeniler, Yahudiler ve Kürtlerle birlikte huzur içinde yaşadım  Osmanlı’nın çok renkli çok kültürlü hayatını yaşama ve soluklama fırsatım oldu  Bu yüzden bu kültür Bizans kültürü ile birlikte beni var eden kültürlerden biri  Nasıl uzak dururum bu kültürden? Osmanlı’yı hep komik bir şekilde anlatsanız da, Osmanlı’ya olan genel tavrınız gayet merak uyandırıcı… Ben beni var eden tüm kültürlerime şapka çıkartırım  Osmanlı Cumhuriyeti ile birlikte söylemek istediğim çok söz var  Bunların etkilerini ben de merak ediyorum doğrusu  Filminiz 1888’de başlıyor… Ağaçtan düşerek ölen Mustafa Kemal fikri orijinal olduğu kadar hüzünlü de duruyor… Bu ülkeyi kurtaracak birisi olmasaydı fikrinden feyz alıyorsunuz… Biraz anlatabilir misiniz? Mustafa Kemal’in olmadığı bir Türkiye hayal ediyorum evet  Ama bu bir istek bir arzu değil ki, yalnızca hüzünlü bir durum tespiti  Geçenlerde bir köşe yazısında Gani Müjde Mustafa Kemal’i öldürdü demiş arkadaş  Yahu benim öldürmediğim delillerle sabit  Varsa bir görgü tanığı ortaya çıksın… Kaldı ki ben bu filmi Atatürk’ü öldürmek için değil yaşatmak için çektim…Sinan Engin’in Beşiktaşlılığı , Hıncal Uluç’un Galatasaraylılığı ne kadar sorgulanabilirse benim de Atatürkçülüğüm de o kadar sorgulanabilir  Bu filmden sonra bir tepki olarak gelmez mutlaka ama, insanlar şöyle düşünebilirler mi? ‘Biz ileriye bakıyoruz, Türkiye’yi ve Türk sinemasını ileriye taşımaya çalışıyoruz ama Gani Müjde hala Osmanlı’da’ demezler mi? Osmanlı yaşamaya devam ediyor diyordu Kemal Tahir sık sık… Osmanlıya bakmak aslında geçmişe değil geleceğe bakmak… Bu cevaplardan benim bir Osmanlı fanatiği olduğum da çıkmasın  Ben sever ve saygı duyarım ama hiçbir şeyin fanatiği olamam  Aslında fantastik öykülere karşı çok ilgilisiniz  Daha çok yazdığınız TV dizilerinden yola çıkarsak… Osmanlı da sonuçta fantastik ve oryantalist bir oluşum… Evet haklısınız Osmanlı cumhuriyeti fantastik bir kurgu denemesi  Bir “What if” filmi… Ve ben bu rüyayı, hayal kurmaları sinemaya çok yakıştırıyorum  Hayatın gerçekleri çekici gelmiyor bana sinemada veya televizyonda  Kurgulanmış hayatları, kurgulanmış konuları seviyorum  Osmanlıya bakarken oryantalist bir oluşum göremiyorum aslında  Senfoni yazan,  valsler besteleyen padişahlara sahip Osmanlıyı ben aslında batının tam göbeğinde görüyorum  Yine TV’den yola çıkarsak, seyircinin ilgisini çeken ve devamlılık sağlayan işlere imza atıyorsunuz  Nedir bu işin sırrı desek? Ben sokaklardan geldim  Sokağın dilini çok iyi bilirim  İyi de bir eğitim aldım  Kreatif birçok oluşumun içinde bulundum  Bütün bunları harmanlama yeteneğini de zor da olsa öğrendim  Geriye baktığımda birincilikler yaşamış, fenomen olmuş, yüzlerce bölüme ulaşmış bir yığın TV dizisi ve iki milyon sınırını aşmış iki sinema filmi var  (Zaten iki filmi yaptım)  Ben yaptığım işe aşığım ve yaptığım hiçbir işi para için yapmıyorum  Dolar milyoneri değilim ama zevk almadığım hiçbir işi yapmak zorunda kalmayacak bir dünya kurdum kendime  İlk filminizi 1999’da çektiniz  Aradan 8 – 9 yıl geçti  Sizce bu kadar süre iki film arası için uzun bir süre mi? Sanki siz film çekme konusunda daha içinizden geldiği gibi davranıyorsunuz… Bana senaryo getirenlere boş bir kartvizit uzatıp ön tarafa adınızı soyadınızı arkasına da projenizi yazın diyorum  (Spielberg de benden öğrenmiş aynısını yapıyormuş) Çünkü şunu biliyorum ki asıl olan fikirdir  İyi bir fikirden iyi bir senaryo yapmak mümkündür ama kötü bir fikirden iyi bir senaryo olmaz  Ve maalesef iyi bir fikir insanın aklına zırt pırt gelmiyor  Bazen seneler süren kuluçka dönemi gerekiyor ki bunu yaşadığımı ve sonunda yumurtladığımı düşünüyorum  Gene de dilerim ki bundan sonraki kuluçka dönemlerim daha kısa sürsün… Gördüğüm kadarıyla gayet gelişmeye açık, teknolojiyi ve dünyayı takip eden bir çizgide vermişsiniz Osmanlıyı  Daha karamsar bir yönde de verebilirdiniz aslında… Evet çünkü teknoloji her şey değildir  Birleşik Arap emirlikleri de teknolojiyi çok iyi kullanan ülkeler ama benim için gelişmiş ülke sayılmazlar  Ülkeleri gelişmiş yapan i-pod kullananların veya windows vista kullananların sayısı değil, kitap okuyanların sayısı, üniversitelerin sayısı, filmlerin sayısı, bağımsız seçimlerin yapılabildiği ortamlar filan  O yüzden teknoloji alanında gelişmiş Osmanlının bir kanadı kırık benim filmimde  Osmanlı Cumhuriyeti esaret altında bir ülke… Daha ne olsun… Bu aslında biraz da şimdiki Türkiye’yi andıran bir yapı… Yani bakış açısı olarak geri gidiyor gibiyiz ama insanlar teknolojik ve günlük gelişmeleri çok hızlı takip edip içselleştirebiliyorlar… Az önce söylediğim gibi  Kaç kitap yayınlanıyor, araştırma ve geliştirmeye ne harcıyoruz, dünya çapında kaç bilim insanımız var  SMS yazan insanların ülkeleri ileri gitmiyor maalesef… Osmanlı döneminde yaşamak ister miydiniz… Evetse kim olarak? Hayır ben Türkiye’nin 50’li yıllarında yaşamak isterdim  Büyükada’da bir faytoncu olarak  İnce kaytan bıyıklarım olurdu belki  Şamran hanım’dan bir iki tangoyu da ezbere söyleyebilirdim… Bu filmle öngördüğünüz seyirci rakamı var mı? İnsanlar kendilerini hala Osmanlı döneminde görmekten hoşlanırlar mı sizce? Bu film elbette çok seyredilecek ama bir rakam yok kafamda  1 milyon da olabilir, 10 milyon da… Önemli olan çıkan insanların ertesi gün bile filmi hatırlıyor ve konuşuyor olmaları  İsviçreli bilim adamlarına testler yaptırdık  Filmi seyredenin iki üç gün etkisinden kurtulamayacakları belirtildi  Mekan sorunlarını nasıl hallettiniz? Kahpe Bizans’ta tüm tarihi mekanları kullanabilmiştiniz… Bu filmde biraz sorunlu oldu galiba? Milli saraylar, meclis başkanlığının kontrolünde  Bülent Arınç başkanken sinemaya kapatılmış  Bu konuyu yeni başkan Sayın Köksal Toptan’a bizzat giderek ilettim  Bu sarayların kültürümüzün bir parçası olduğunu, yeniden inşasının veya dekor olarak yapılmasının mümkün olmadığını, Louvre sarayında bile çekimlerin yapılabildiğini belli kurallar dahilinde olmak kaydıyla sünnet düğünlerine ve bayi toplantılarına açık olan milli sarayların sinema çekimlerine de  açılmasını talep ettim  Kendisi beni dinledi dinledi ve “ne içersiniz ?” dedi… Benim için bu olay orada bitti  Sonra Kültür Bakanımıza gittim  Bir ülkede izinler nedeni ile tarihi filmler çekilemiyorsa bu sinemacıların değil kültür bakanının sorunudur dedim  Çay da söyledi telefon da etti  Ve sağolsunlar, kendilerinin izinleri ile bazı saraylarda çekim yapabildik  Gördüğünüz üzere çekimlerimiz bitti ve saraylar hala yerinde duruyor… Oyuncularınızdan performans olarak memnun kaldınız mı? Memnun kalmadığımda bir tekrar daha yaptırıyordum zaten  Hepsi süperdi ama sanıyorum Ata Demirer oyunculuğu hepimize çok ters köşeden bir gol atmış  Ben bile kıskandım yer yer adamı yahu… | 
|   | 
|  | 
|  |