Bilimin Rotası Doğru Çizilmelidir |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bilimin Rotası Doğru ÇizilmelidirBen derin bir imana sahip olmayan herhangi bir bilim adamı düşünemiyorum Albert Einstein [size="3">Evreni ve içindeki varlıkları incelemenin ve Allah'ın yaratış sanatını keşfederek insanlığa açıklamanın yolu "][/size] Bilim Yanlış Yönlendirildiğinde [size="3">Bilimsel bir sürecin ilk aşaması hipotez belirlemedir ve bu süreç- bilim adamlarının benimsediği temel bakış açısı ile ilgilidir Örneğin bilim adamları- sahip oldukları temel bakış açısı nedeniyle- "][/size][size="3">Materyalistlerin- "][/size] [size="3">20 yüzyılın başlarına dek bilim dünyasındaki yaygın görüş- evrenin sonsuz boyutlara sahip olduğu- sonsuzdan beri var olduğu ve sonsuza kadar da var olacağı şeklindeydi Materyalist felsefenin temelini teşkil eden bu görüş- evrenin yaratılmış olduğunu da reddediyordu Materyalizme inanmış ya da bu felsefenin etkisinde kalmış olan çok sayıda bilim adamı- söz konusu "][/size][size="3">-"][/size] [size="3">Materyalistler- evrende bir amaç ve tasarım olmadığını da iddia etmişlerdir Evrendeki tüm denge- ahenk ve uyumun sadece tesadüflerin bir eseri olduğunu öne sürmüşlerdir Bu iddia da yine 19 yüzyılın ikinci yarısından itibaren bilim dünyasına hakim olmuş ve bilimsel çalışmalara yön vermiştir Örneğin- evrende bir tasarım olmadığını gösterebilmek amacıyla- "][/size]-Evrim Safsatasını Kanıtlama Çabalarının Bilime Kaybettirdikleri Bilimin yanlış temeller üzerine oturtulmasının en somut örneğini- Darwin'in evrim teorisinde görmek mümkündür 140 yıl öncesinde bilim dünyasının gündemine giren bu teori- gerçekte tüm bilim tarihinin en büyük yanılgısını oluşturmaktadır Evrim teorisi- canlılığın tesadüfler sonucunda bazı cansız maddelerin biraraya gelmeleriyle oluştuğunu iddia eder Aynı iddiaya göre- tesadüfen oluşan bu canlılar yine tesadüfler sonucu evrimleşerek başka canlılara dönüşmüştür Bu senaryonun ispatlanması için bir buçuk asırdır çok büyük bir çaba harcanmakta- ama bilimsel deliller hep teorinin aleyhinde çıkmaktadır Aksine bulunan bütün deliller evrimin asla gerçekleşmediğini- canlıların birbirine aşamalı dönüşümünün söz konusu olmadığını- tüm canlı türlerinin ayrı ayrı ve oldukları şekilde yaratıldıklarını göstermektedir Evrimciler- tüm bu açık delillere rağmen- evrimi ispatlamak için sayısız araştırma ve deneyler yapmakta- sadece safsatalardan ve aldatmacalardan ibaret ciltlerce kitap yazmakta- enstitüler kurup- konferanslar verip- televizyon programları hazırlamaktadırlar Gerçek olmayan bir iddia için binlerce bilim adamının- hesapsız paranın ve imkanın heba edilmesi insanlık için çok önemli bir kayıptır Tüm bu zarar yerine eğer bu imkanlar yerinde kullanılmış olsaydı- bugüne kadar bilimde çok faydalı konularda- çok önemli adımlar atılmış- kesin sonuçlar elde edilmiş olabilirdi Bazı bilim adamları ya da düşünürler- evrimin ne denli büyük bir yanılgı olduğunu görmektedir Örneğin Amerikalı felsefeci Malcolm Muggeridge- bu konuda şöyle der: Ben kendim- evrim teorisinin- geleceğin tarih kitaplarındaki en büyük alay konularından biri olacağına ikna oldum Gelecek kuşaklar- bu kadar dayanaksız ve belirsiz bir hipotezin inanılmaz bir saflıkla kabul edilmesini hayretle karşılayacaktır (Malcom Muggeridge- The End of Christendom- Grand Rapids: Eerdmans- 1980- s 59) Sonuç Çevremizde ve içinde yaşadığımız evrende- Yaratılış'a ait sayısız delil bulunmaktadır Bir sivrisinekteki hayranlık verici sistem- bir tavuskuşunun kanatlarındaki muhteşem sanat- göz gibi karmaşık ve mükemmel bir organ ve daha milyonlarca varlık iman eden insanlar için Allah'ın varlığının ve O'nun üstün ilminin ve aklının delilleridir Yaratılış gerçeğini kabul eden bir bilim adamı da- doğayı bu gözle inceleyecek ve yaptığı her gözlemden- düzenlediği her deneyden büyük bir zevk alacak- yeni araştırmalar için ateşleyici güç bulacaktır Oysa evrim ve materyalizm gibi hurafelere inanmak ve bunları bilime rağmen savunmaya çalışmak- psikolojik yönden bilim adamlarını da sıkıntıya sokar Evrendeki ahenk ya da canlılardaki tasarım- onlar için büyük bir sıkıntı kaynağı olur Gördükleri apaçık delillere gözlerini kapatan bu kişilerde- doğal olarak gerçeklere karşı umursuzluk ve buna bağlı bir yargı bozukluğu gelişir Hıristiyanlara seslenirken; "eğer bir heykelin sizlere el salladığını görseniz dahi- bir mucize ile karşı karşıya olduğunuzu sanmayın![]() ![]() çok küçük bir olasılıktır- ama belki de heykelin sağ kolundaki atomların hepsi- tesadüfen- bir anda aynı yönde hareket etme eğilimi içine girmiş olabilirler" (Richard Dawkins- The Blind Watchmaker- London: W W Norton- 1986- s 159) diyen ünlü evrimci Richard Dawkins- bu yargı bozukluğunun klinik bir örneğidir Bilimin ilerleyebilmesi- için bu 19 yüzyıl artıklarının bir kenara bırakılması ve özgürce düşünen ve gördüğü gerçeği kabul etmekten çekinmeyen bilim adamları gerekmektedirKaynak:Bilgilerdünyası |
|
|
|