10-14-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Teknoloji Ve Sanayi İlişkisi
Teknoloji ve Sanayi
Teknolojik gelişmeler bir işletmenin üretim gücü ile ve pazar konumunu çeşitli şekillerde etkiler En başta teknolojik gelişmeler işletmenin ürün ya da hizmetlerinin pazar kullanımını ve önemini etkileyerek satış artışı hızlandırabilir ya da yavaşlatabilir Teknolojik gelişmeler ikinci olarak, bir işletmenin kullandığı üretim proseslerinin üretkenliğini ve maliyet verimliliğini etkileyebilir Bu da firmanın maliyet rekabet gücünü etkiler Teknolojinin maliyet üzerindeki etkisi, hem üretimde hem de sabit giderlerde söz konusudur Üçüncü olarak da teknolojik gelişmeler işletmenin kullandığı satış ve dağıtım sistemlerinin üretkenliğini ve maliyetini etkiler Son olarak da teknoloji ile gelişmeler bir işletmenin personel becerilerinin (yeteneklerinin) bileşimini önemli derecede arttırabilir Bu sözünü ettiğimiz hususlar bir işletmenin rekabet gücünü etkiler
Buraya kadar sözünü ettiğimiz işletmeler sanayi işletmeleridir Yani sanayi sektörüdür Hizmet sektörü diye bilinen diğer sektörlerde de teknolojinin gelişmesi, birçok avantajlar sağlayacaktır Ancak sanayi sektöründe etkisi daha geniş ve etkin olacaktır Ayrıca, teknolojinin gelişmesinden en çok yararlanan da sanayi kesimi olmaktadır İleri teknolojiler uluslararası rekabet gücünü kazandırdığı ülkelerde ayrıca ileri teknolojileri uygulayan işletmeler üretim maliyetini düşürdüğü için satış fiyatını da düşürür Bunun neticesinde satış miktarı ve kârı artar Düşük fiyatlarda rekabet edemeyen işletmeler eninde sonunda kapanmaya mahkum olacaklardır Yenilik yapan işletme piyasalarda tekelci konuma geçebilir Bu tekel konumuna geçen işletme kâr elde edebilmek için ürün fiyatını düşürerek bu iş kolunda birçok işletmenin kapanmasına yol açabilir Böyle durumlarda devlet gerekli tedbirleri almak mecburiyetindedir Teknoloji gelişmesinin işletme ve sektör üzerinde etkilerini dikkatli olarak incelemek gerekir Bu incelemede hızla değişen teknolojiye uyum sağlama yeteneği yeni teknolojiler üretmek ve bu teknolojileri hızlı ve yaygın bir biçimde üretime uygulamaktır
Teknoloji üretme yeteneği olmayan ülkelerde ise teknolojinin çeşitli yollarla transfer edilerek üretime uygulanması önem kazanmaktadır Bu durumda sanayi stratejilerinin makro ve mikro düzeyde tartışılması gerekir Sanayi stratejilerinin değerlendirilmesine makro yaklaşımlar, sektörel düzeyde sanayi stratejilerine göre öncelik kazanmaktadırlar ve yaşamsal niteliktedirler Bu anlamda makro düzeyde sanayi stratejilerinin üç önemli unsuru söz konusudur Bunlar teknoloji üretmeye ve ileri teknolojilerin hızla yayılmasını sağlayarak üretime yayılmasına yardımcı olacak temel unsurları içermektedir Bu unsurlar istikrarlı makro ekonomik ortamı, eğitim sistemi ve teknolojinin hızla yaymasını kolaylaştıracak kuramsal süreçlerdir İstikrarlı Makro ekonomide ortamın istikrarlı olması neticesinde girişimciler yatırımlarını ertelemeyeceklerdir ve üretken olmayan spekülatif yatırımlara kaçamayacaklardır İstikrarlı makro ekonomik ortam iki özellik taşır
Birinci özellik fiyat artışlarının düşük seviyede yani enflasyonun düşük olmasıdır İkinci özellik ise hükümetlerin inandırıcı olan politikalarını kararlı bir şekilde uygulamaya devam edebilmesidir Eğitim Sisteminin ise teknoloji üreten yaratıcı insan yetiştirmeyi ve yeni teknolojilerin hızla üretime uygulanmasını sağlayacak nitelikli insanların eğitimini verecek şekilde oluşmasını sağlamalıyız Bugğn gelişmiş ülkelerde dahi eğitim sistemlerinin yetersizliği, nasıl iyileştirileceği konusunda yoğun tartışmalar yapılmaktadır Teknolojinin yayılmasını kolaylaştıran kuramsal süreçler ayrı bir önem taşımaktadır Bilhassa Türkiye`de bu kuramsal yapının kurulması, finansal sistemin reformundan, rekabetin korunması konusunda yapılacak düzenlemeler ile vergi reformunun yaşama geçirilmesine kadar birçok alan kapsamaktadır Ayrıca Türk sanayisinin, ileri teknolojileri, üretime uygulamaya zorlayacak toplumsal baskıların olmayışı, Türkiye`deki işletmelerin dış ve iç koruma duvarları arkasında saklanarak ileri teknolojileri, üretime uygulama gereksinimini ve zorlamasını duymamalar, hızla değişen bir dünyaya ayak uyduramamasının başka nedenleri arasındadır
Hızla değişen dünyamızda, yeni gelişmelerin doğal sonucu olarak sık sık değişiklikler meydana gelmektedir Bu değişiklikler de; sosyal ekonomik çevre ile işletmelerin stratejilerinde, yapısında ve yönetiminde çok yaygın etkileri olan değişikliklere yol açmaktadır
Bu durum karşısında işletmeler karmaşıklık ve belirsizlikler altında faaliyetlerini yerine getirmek zorunda kalmaktadırlar Ancak şu bir gerçektir ki teknolojinin değişmesi de ekonomiyi yeni bir büyüme dalgasına doğru götürmektedir
Ekonomideki büyümenin ana ölçüsü, ülkedeki "Gayri Safi Milli Hasıla" nın artışı olarak ortaya çıkmaktadır GSMH içindeki tarım, sanayi ve hizmetler ana sektörlerin payları o ülke ekonomisi için çok şeyler ifade etmektedir GSMH içinde tarımın payı büyükse, o ülke ekonomisi tarım ülkesi, sanayinin payı büyükse, sanayi ülkesi olarak tanımlanmaktadır
Ekonominin belirli bir yıl içinde nasıl değişim gösterdiğini büyüme oranları ile anlarız Büyüme ile kazanırız Yeni yatırımlar artar, şirket kuruluşları hızlanır, iş bulanların sayısı artar, tüketim artar, yabancı sermaye girişi canlanır Türkiye`de her %1`lik bir büyüme 100 000 kişiye yeni iş olanağı sağladığı yapılan bir araştırmadan tespit edilmiştir
Büyüme ile kazanılanları gelişmekte olan bütün ülkeler istemektedirler Böylece toplumları refah seviyesine ulaşmış olacaklardır Bunu sağlayabilmek için de, gelişmekte olan ülkeler, sahip olduğu teknolojileri, gelişmiş ülkelerin sahip oldukları teknolojiler seviyesine çıkarmak mecburiyetindedirler Teknolojinin gelişmesi neticesinde ekonomi büyük ölçüde etkilenecektir, çünkü teknolojinin gelişmesi mal ve hizmetlerin üretiminin artışını getirecek, o da GSMH`lerin artışı ve neticesinde de büyüme hızı artacaktır Teknolojinin gelişmesi ile büyüme arasında yakın bir ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır Gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkeleri büyüme ve üretim yönünden karşılaştıralım
|
|
|