Prof. Dr. Sinsi
|
Akmonya Paraları
Roma döneminde Akmonya’dan yetişen en önemli kişi İmparator Vespasian (69-79) idaresi altında Roma’da senatör olan L Servenius Cornutus’dur Akmonya’da bulunan yazıtlardan öğrendiğimize göre Cornutus praetor, Kıbrıs quaestor’luğu, ve Roma’da Asya prokonsülü M Aponius Saturninus’un legatus’u olarak bulunmuştur İmparator Nero (54-69) zamanında Senato’ya girmiştir Bu durum, Akmonya ile yarış halinde olan Aezani’de (Kütahya yakınında) öyle bir kızgınlık ve hayal kırıklığı yaratmıştır ki, İmparator Nero tarafından gönderilen emirnameler parçalanmıştır (Walton, 1929: 44-45) Akmonya, Anadolu’daki diğer Roma şehirleri gibi, özerk bir yapıya sahip olmuştur Şehir tüccar ve toprak sahiplerinden oluşan bir elit (curiales) tarafından yönetilmiş ve kendi bakır paralarını darpetmiştir Herhalde şehrin kendi parasını darp etmiş olması, günümüzde hala söylenegelen ve Akmonya’nın Roma İmparatorluğu’nun darphanesi olduğu şeklindeki söylentinin de kaynağını oluşturmuştur Akmonya elitinin evlilik yoluyla çevredeki diğer ailelerle bağlantı kurduğu bilinmektedir Bunların en önemlisi aşağıda daha detaylı bahsedeceğimiz Julia Severa’dır Şehirde bir tiyatronun varlığı yanında son on yıllarda ortaya çıkarılan mozaiklerin bir spor salonuna ya da stadyuma ait olma ihtimali düşününce şehrin gelişkin ve özbilince sahip bir sosyal-siyasi elitinin var olduğu varsayılabilir (Whittow, 1990: 6-7, 28) Ramsay, Akmonya’da kabile ve lonca örgütlenmesinin yan yana bulunmuş olması gerektiğini, ve lonca örgütlenmesinin Lidya ve Pers döneminden kalma daha eski bir sosyal yapıyı temsil ederken, kabilelerin Yunanlılar ile birlikte ortaya çıktığını söyler (Ramsay, 1895-97: 630)
Akmonya’da Din ve Yahudi Cemaati [değiştir]
Akmonya’da imparator Claudius (41-54) zamanında bir imparatorluk kültü kurulmuş ve Claudius burada “Yeni Zeus” olarak adlandırılmıştır (Magie, 1950: 544) Akmonya Neokorate statüsü, yani yerel imparator kültü, Akmonya’ya ayrıcalıklı bir konum vermiştir Daha sonra, Servenius Cornutus’un annesi Julia Severa bu kültün ‘yüksek rahibesi’ (archiepeia) konumunda olmuştur Julia Severa değişik şehirlerde akrabaları olan asil bir soydan gelmiştir (Ramsay, 1895-97: 647-49)
Yalnız Akmonya’nın dini coğrafyasında asıl ilginç olan, Akmonya’da varlığı bilinen Yahudi cemaatidir Yukarıda sözü geçen Julia Severa Akmonya’da bir sinagog yaptırmıştır Bu sinagogoun 80 ya da 90’lı yıllarda gerçekleştirilen tamiratının yazıtı günümüze kadar gelmiştir Bu yazıt Erceş (şimdiki adıyla Güllüçam) köyü yakınında bulunmuş ve çeşitli defalar yayınlanmıştır Bu gün Afyon Müzesi’ndedir (Buckler ve Calder, 1939: 97; Trebilco, 1991: 58-59; Ameling, 2004: 348-55):
Bu bina Julia Severa tarafından yaptırıldı Sinagogun yaşam boyu hahamı olan Publius Tyronios Klados, Haham Lucius oğlu Lucius ve Arkon Publius Zotikos bu sinagogu kendi kaynakları ve kendilerine verilen paralarla tamir ettirdiler Duvar ve tavan resimlerini bağışladılar, pencereleri sağlamlaştırdılar ve diğer bütün süslemeleri yaptırdılar Sinagog ise onları, Sinagoga karşı olan cömertlikleri, faziletli hareketleri, ve gayretleri nedeniyle altın kaplı bir kalkan ile onurlandırdı
Julia Severa'nın 50’li ve 60’lı yıllarda etkin olduğu düşünülürse, sinagogun da o tarihlerde yapılmış olması gerekir Julia Severa’nın kendisinin bir Yahudi olduğu konusunda elde herhangi bir delil yoktur (Ramsay, 1895-97: 650) Trebilco bu fikre katılmamaktadır (Trebilco, 1991: 58-59) Yazıtın içeriğinden Akmonya’daki sinagogun, Sardis'teki sinagog kadar görkemli olmasa bile, yine de önemli ve özenli bir yapı oldugunu gösterir Yapının özellikleri ve Julia Severa gibi etkili bir kadının Yahudi cemaatine olan ilgisi yan yana getirildiğinde, Akmonya’da Yahudi cemaatinin hem nüfusça fazla, hem de ekonomik ve politik olarak etkin olduğu düşünülebilir
Sinagogun yeri ve şekli konusunda bir şey söylemek mümkün değildir Hatıplar köyünde bulunan bir mermerdeki yedi uçlu şamdanın (menora) Akmonya’daki sinagogdan geldiği düşünülmektedir (Buckler ve Calder, 1939: 119; Trebilco, 1991: 60)
Akmonya'da bulunmuş olan menora
Akmonya’daki Yahudi cemaatinden günümüze daha çok mezar kitabeleri kalmıştır Bu kitabeler gömülü kişinin adının yanında mezar hırsızlarına karşı bazı lanetler içermeleri nedeniyle kültür tarihi bakımından önemli kaynaklardır İşte bunlardan bir kaçı (Trebilco, 1991: 62-63; Ameling, 2004: 362-64):
Titus Flavius Alexandros bu mezarı henüz hayatta iken, şehir konseyinin bir üyesi, Archon, ve onurlu bir yaşam sürmüş ve kimseyi üzmemiş birisi olarak kendisi ve eşi Gaiana için bir anıt olsun diye yaptırdı Kim ki biz, yani ben Alexandros ve eşim Gaiana, öldükten sonra bu mezarı açarsa yazılı olan bütün lanetler kendi görüşünün ve bütün vücudunun, çocuklarının ve hayatının üzerine olsun Her kim bu mezarı açmaya kalkışırsa hazineye 500 dinar ceza ödesin
Bu yazıt, Akmonya’da bir Yahudi’nin yönetici pozisyonuna kadar yükselebilmiş olması açısından önemlidir
Bazı yazıtlar ise gelecek nesillerde mezarlara başkalarının gömülmesini engellemek için yazılmıştır Akmonya’dan alınan ve Susuz Köyü camiinin duvarında bulunan yazıt buna güzel bir örnektir (Buckler ve Calder, 1939: 103-104; Trebilco, 1991: 69-70):
Eutyches’in kızı Ammia bu mezarı kendisi ve kocası Kalimachos için kendi çeyizinden harcayarak hazırladı Kim ki bu mezara oğlum Eutyches ve eşinden başkasını gömmeğe kalkışırsa, lanet onun çocuklarının çocukları üzerine olsun
|