Prof. Dr. Sinsi
|
Afrodisias Antik Kenti


AFRODİSİAS KARACASU / AYDIN
Türkiye’nin en önemli kültürel varlıklarının başında gelen Afrodisias Antik Kenti bulunmaktadır Afrodisias Antik Kenti, İlçemize 13 km mesafede bulunan Geyre Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır İlçemizde, Afrodisias Antik Kenti’nden çıkan eserlerin sergilendiği Afrodisias Müzesi mevcuttur
Afrodisias Antik Kenti’nde ilk araştırmalar 1835 yılında Dilletanti Derneği adına Laborde ve Texier tarafından yapılmıştır İlk kazılar, 1904-1905 yıllarında Paul Gaudin adlı bir Fransız Mühendis ve amatör arkeolog tarafından yapılmıştır 1937 yılında İtalyan G Jacobi Afrodisias Agorası’nda kazı yapmıştır 1961-1990 yılları arasında New York Üniversitesi adına Prof Dr Kenan T ERİM tarafından sistematik kazı ve araştırmalar yapılmış ve bugünkü kalıntıların büyük bir bölümü bu dönemde meydana çıkarılmıştır 1991 yılından itibaren kazı ve araştırmalara Prof Dr R SMITH başkanlığındaki ekip tarafından devam edilmektedir
Afrodisias Örenyeri içinde bulunan Akropol Tepesi Höyüğü’nde yapılan arkeolojik kazılarda en eski yerleşim olarak İ Ö 4 000 yıllarına tarihlenen kalkolitik seramikler, sileks ve obsidien aletler çıkarılmıştır Ayrıca, yüzey araştırmalarında Yenice Bucağı Akyar Değirmeni Mevkii’nde Hacılar tipi boyalı seramik buluntuları veren kalkolitik bir düz yerleşim alanı tespit edilmiştir
Bölge, Bronz Çağı içinde önemli bir yerleşim alanıdır Afrodisias Örenyeri içinde bulunan ve arkeolojik araştırmalar yapılan Akropol ve Pekmez Tepe Höyükleri Bronz Çağı’nın bütün tabakalarını kapsayan önemli buluntular vermişlerdir İç Anadolu Bronz Çağı uygarlıkları ürünleriyle bir arada çıkan bu buluntular bölgede gelişmiş ticaret ve kültür alış verişi olduğunu belgelemektedir Ayrıca, Güzelbeyli Köyü sınırları içinde bir erken Bronz Çağı Nekropolü tespit edilmiştir
Afrodisias kazılarında, Akropol Tepe Höyüğü ve Afrodite Tapınağı çevresinde Demir Çağı, Lidya tipi seramik veren tabakalar, Arkaik ve Klasik Dönem yerleşimi tespit edilmiştir
İ Ö bin yıl içinde bölgenin en önemli Antik Kenti olan Afrodisias’ta Ön Asya kökenli Tanrıça İştar’Asterte, Anadolu kökenli Tanrıça Kybele ve Grek kökenli Tanrıça Afrodit kültlerinin birleşmesinden oluşan doğa ve bereket tanrıçası nitelikli Afrodisias Afrodit’i kültü gelişmeye başlamış ve Afrodit Tapınağı kurularak şehir bir kült merkezi haline gelmiştir
Geç Hellenistik Dönem’de bölgede iki antik şehir gelişmeye başlamıştır Afrodisias ve Plaraza Antik Kentleri Roma Dönemi’nde, özellikle Julius-Claudius ailesinden gelen imparatorlar döneminde hızla gelişmişlerdir Roma tarafından ayrıcalık ve özerklikler tanınmış ve iki şehir müştereken sikke basmışlardır Afrodisias, çevresinde bulunan mermer ocaklarının kullanımı ile önemli bir Plastik Sanatlar Merkezi (Heykeltıraşlık Okulu) haline gelmiştir Bölge, İ S 4 yüzyıla kadar gelişmeye devam etmiş ve önemini korumuştur
Bizans Dönemi’nde Afrodisias, Karya Bölgesi Baş Piskoposluğu haline getirilmiştir İ S 6-11 yüzyıllarda bölge siyasi, dini ve ekonomik sıkıntılarla Vizigot ve Arap akınları yüzünden önemini yitirmiştir
Afrodisias’ta yapılan kazılar sonucu ortaya çıkarılan belli başlı anıtsal yapılar şunlardır:
Afrodite Tapınağı,
Tetrapylon,
Stadyum,
Odeon,
Felsefe Okulu,
Piskopos Sarayı,
Hadrian Hamamları,
Tiberius Portikosu,
Agora,
Bazilika,
Tiyatro ve Tiyatro Hamamları ,
Tetrastoon ve İmparatorlar Salonu,
Sebasteion,
Martyrion
1947 yılında Afrodisias Örenyeri’nden çıkan buluntuların korunması için Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nce Örenyeri içinde bulunan Eski Geyre Köyü’nde eski bir Deveci Hanı müze deposu haline getirilmiş ve bekçi tayini yapılmıştır 1967 yılı içinde bekçi kadrosu arttırılıp bir memur tayini yapılmıştır 1972 yılında ilk asistan tayini yapılmış ve mevcut müze binasının yapılmasına başlanmıştır 1977 yılından itibaren teşhir tanzim çalışmaları yapılarak Müze, 21 07 1979 tarihinde ziyarete açılmıştır Müzenin içine kurulduğu Afrodisias Antik Kenti, Müzenin bağlı birimi durumundadır
Afrodisias Müzesi, genellikle Afrodisias Antik Kenti kazılarında ortaya çıkartılan eserlerin sergilendiği lokal bir müze durumundadır Küçük eserler salonunda Örenyeri sahası içindeki Akropol Tepesi ve Pekmez Tepe Höyüklerinde yapılan kazılardan çıkartılan Kalkolitik Dönem, Bronz Çağı‘nın erken, orta ve geç dönemlerini kapsayan Prehistorik eserlerle, bu höyüklerden ve Afrodit Tapınağı çevresinden çıkarılan Lidya seramikleri, Arkaik, Klasik, Hellenistik Dönem eserleri ile ören yerinde yapılan kazılarda ele geçen Roma, Bizans ve Erken İslami devir eserleri sergilenmektedir
Müze eser koleksiyonunun en önemli bölümünü İ Ö 1 yüzyılda Geç Hellenistik Dönemde faaliyete başlayıp İ S 5 yüzyıl Erken Bizans Dönemi’ne kadar varlığını sürdüren Afrodisias Heykeltraşlık Okulu’nun ürettiği çok sayıdaki heykel ve kabartmaları ile muhtelif tipte lahitleri oluşturmaktadır Bu plastik eserlere örnek olarak halen teşhirde bulunan Zoilos Frizi, Melpomene Heykeli, muhtelif imparator heykelleri, Polykleitos’un Diskophoros adlı heykelinin İ S 1 yüzyıl kopyasını, Akhilleus-Pentexhesileia Grubunu, Bebek Dionysos ve Satyr Heykellerini, muhtelif Nike Heykellerini, Aftodisias Afrodit’inin kült heykelini, rahip ve rahibe heykelleri ile Demos Heykelini örnek olarak gösterebiliriz
Agora kapısında bulunmuş olan Amazonmakhi, Gigantomakhi ve Kentaur-Lapit mücadelesini işleyen yüksek kabartma grupları ile Sebasteion yapı grubunun yüksek kabartma panoları kazı ekibince restorasyon çalışmalarına devam edilmesi nedeniyle kazı evi atölyesinde korunmaktadır
|