Hasankeyf - Konaklama Otel Tanıtımı |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hasankeyf - Konaklama Otel TanıtımıHasankeyf tarihi ile ilgili genel bilgiler Hasankeyf’in ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu bilinmiyorAncak şehir ve etrafındaki binlerce mağara insanların buraya çağlar öncesinden yerleştiğini gösteriyor Hasankeyf, insanlığın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Mezapotamya bölgesinde yer almaktadır Hem içinden Dicle nehrinin akıp gitmesi, korunmaya müsait coğrafi yapısı, mesken olarak kullanılan binlerce mağarası hep dikkatleri çekmiş ve çağlar boyunca stratejik önemini korumuştur Yekpare taştan meydana gelen kalesi nedeniyle “Hısn Keyfa” adını almıştır Ancak başka isimler de kullanıldığı bilinmektedir ANTİK DÖNEMDE HASANKEYF Milattan önceki dönemlerde Hasankeyf’in ne gibi tarihi gelişmelere sahne olduğu, kimlerin burada hüküm sürdüğü tarihin karanlık sayfalarından biridir Bu konuda yazılı herhangi bir kaynak bulunmamaktadır İleride yapılacak arkeolojik çalışmalar bu konuya ışık tutacaktır Yalnız Mezapotamya bölgesine hakim olan kavimlerin en gözde yerlerinden birinin Hasankeyf olduğunu söylemek mümkündür BİZANS DÖNEMİNDE HASANKEYF Miladi ilk asırlarda Hasankeyf, Bizanslılarla Sasaniler arasında el değiştirmiş Zaman zaman Bizanslıların zaman zaman da Sasaniler’in elinde kalmıştır Miladi dördüncü asrın ortalarında Hasankeyf’e sağlam bir kale yapan Bizanslılar, hemen hemen burayı bir daha Sasaniler’e hiç kaptırmamışlardır Bizansın hakimiyeti Müslümanların burayı elegeçirdiği 7 Asrın başlarına kadar sürmüştür İSLAM DÖNEMİNDE HASANKEYF Müslümanlar burayı ikinci halife HzÖmer döneminde M638 yılında fethettiler Halifeler döneminin ardından sırası ile Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler, Mervaniler, Artuklular, Eyyubiler ve Osmanlılar buraya hakim oldu Hasankeyf, tarihi önemini Artuklular’ın MS1101 yılında buraya hakim olması ile kazandı Bu tarihten itibaren o günkü ismi ile HISN KEYFA, ortaçağın önemli şehirlerinden biri oldu Kuzeyden güneye kıvrılıp giden Dicle nehri üzerinde yer alması ve o günlerde ticaretin önemli bir kısmının nehir yoluyla yapılması nedeniyle Hasankeyf, ticaret ve ekonomik olarak da gelişti Hasankeyf’i Artuklular’dan alan (M1232) Eyyubi Kürtleri, henüz bölgeye tam hakim olamadan Moğol istilası ve harabiyeti ile karşılaştı Bircok yerleşim yeri gibi burası da altüst oldu Kürt Eyyubiler, Moğol şokunu atlattıktan sonra 14 Asrın başlarından itibaren Hasankeyf’i yeniden imar etmeye başladı Özellikle bugün Hasankeyf’te bulunan birçok eserde imzası bulunan Eyyubiler’in, Sultan Süleyman zamanında bu imar faaliyeti zirveye ulaştı Hasankeyf, Eyyubiler zamanında tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşadı Nihayet Osmanlılar’ın gücüne karşı direnemeyen, Safeviler’in baskıları ve iç hesaplaşmalarla iyice yıpranan Eyyubiler, 1515 yılında burayı Osmanlılar’a bıraktı Bu tarihten itibaren şehir tarihi önemini kaybederek günümüze geldi Ancak bütün ihmallere ve tabii tahribata rağmen birçok eseri günümüze ulaştırdı Şimdi burada kısaca bu eserlerden bazılarına değinelim; KALE Kalenin eski çağlardan beri bir iskan yeri olarak kullanıldığı mağara yapılardan anlaşılmaktadır Ancak kale olarak kullanılmaya başlanması Bizanslılar dönemine rastlamaktadır Yekpare taştan olması nedeniyle çok korunaklı olması, üzerinde birkaç tarihi eserin olması, gizli yollarla nehre inilmesi ve kaleye çıkan yol üzerindeki zarif, muhteşem taş kapısıyla dikkatleri çekmektedir Kaleye doğudan merdivenli bir yolla ulaşılmaktadır Bu yolun hemen başında bulunan oyma taşlardan yapılmış Eyyübilere ait olduğu üzerindeki kitabeden anlaşılmaktadır Bu yolun üst tarafında da kısmen harap olmuş diğer bir kapı yer almaktadır Kalenin kuzeydoğu ucunda dev bir kule gibi yükselen Küçük Saray yer almaktadır Ayrıca kalede Ulu Cami, Büyük Saray yer almaktadır Bu eserlerle ilgili bilgi verilecektir Kalenin dikkate değer özelliklerinden biri de, gerek Artuklular gerekse Eyyübiler döneminde buraya su çıkarılmış olmasıdır Asırlarca kale bu su ile hayat bulmuş Bu suyun kesildiği olağanüstü zamanlarda kalenin kuzeyinde yer alan merdivenli yollarla nehirden su alınmış Kalenin tarihlerde silah zoru ile ele geçirildiği yazılmıyor KÖPRÜ Tarihi kaynaklarda köprünün 1116 tarihinde Artuklu Fahrettin Karaaslan tarafından yapıldığı yazılı Ancak Hasankeyf 638 yılında Müslümanlarca fethedildiği sırada bir köprüden bahsedilmektedir Bu nedenle köprünün antik bir temel üzerinde yapılmış olması ihtimal dahilindedir Kemer açıklılkları itibariyle ortaçağda yapılan taş köprülerin en büyüğüdür Ortadaki büyük kemeri taşıyan iki orta ayağın arasındaki açıklık 40 metredir Doğu ve batıdaki küçük kemerler dışındaki ortadaki büyük kemerler tamamen yıkılmış durumda Araştırmalara göre köprünün en büyük kemerin ortası ahşaptandı Düşman şehre saldırdığı zaman bu ahşap kısım yerinden kaldırılır, düşmanın şehre girişi engellenirdi Bu özellik köprünün ömrünü kısaltmış Köprünün önemli özelliklerinden biri de orta ayakları üzerinde yer alan ve on iki burcu simgelediği tahmin edilen figürlerdir Bir ikisi dışında tahrip olmuş ve şekil olarak he ifade ettikleri anlaşılmaz hale gelmiştir Köprünün ne zaman yıkıldığı da bilinmemektedir EL-RIZK CAMİİ Dicle nehrinin doğusunda köprü ayağına yakın bir mevkide yer alır Portal girişindeki kitabeden eserin, 1409 yılında Eyyubi Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır Bugün camiden sadece minare sağlam kalmış Kısmen yıkılmış portal giriş kapısında yer alan kitabenin altında bitkisel süsler arasında Allah’ın doksan dokuz ismi yazılmış Camiin önemli özelliklerinden biri de cami minaresinin çift yollu olmasıdır SULTAN SÜLEYMAN CAMİİ Minare şerefeden itibaren bilinmeyen bir tarihte yıkılmış Minare, kuşaklara ayrılmış, kuşaklar farklı bitkisel süslerle bezenmiş KOÇ CAMİİ Sultan Süleyman Camii doğusunda yer alır Genel özelliklerinden, alçı süslemelerinden Eyyübiler’e ait olduğu tahmin edilmektedir Yer yer sökülmesine rağmen Hasankeyf’te en canlı alçı süslemelere sahip bir eserdir Kitabesi olmadığından kesin olarak kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir ZEYNEL BEY TÜRBESİ Kısa bir süre Hasankeyf’te hakim olan Akkoyunlular’a ait tek eserdir Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Bey’e ait olduğu üzerindeki kitabeden anlaşılmaktadır KALEDEKİ ULU CAMİ Eyyubiler’in Hasankeyf’teki ilk eseridir 1325 yılında bir kilise kalıntısı üzerine inşa edilmiş Yapı gibi minaresi de genellikle moloz taşlardan yapılmıştır Minarenin kuzeyinde bulunan alçı süsleme ve kitabe dikkate değer Cami minberinden günümüze ulaşan ahşap kitabe, yazısı ve oyma süsleri ile günümüze ulaşan nadir parçalardardan biridir KÜÇÜK SARAY Kalenin kuzey-doğu ucunda bulunmaktadır Saray, aşağıdan itibaren yontulmuş kaya kütlesi üzerinde inşa edilmiş Eyyubilerin Hasankeyf’teki ilk eserlerinden biridir Kuzeye bakan cephedeki pencerenin üstünde iki aslan kabartması, bu kabartmaların ortasında kufi levhalar yer almaktadır Sarayın kuzey ve batı cephelerinde alçı süslemelerin izlerine rastlamaktadır BÜYÜK SARAY Kalenin kuzeyinde Ulu Camiinin altında yer almaktadır Büyük ölçüde yıkılmış ve göçükler altında kalmıştır Yapının en önemli özelliği, binadan bağımsız, giriş kapısının karşısında diktörtgen bir kulenin yükseliyor olmasıdır Burası kesme taşlardan örülmüş, köprüden olduğu gibi taşlar madeni kromplarla birbirine kenetlenmiştir Burasının gözetleme kulesi veya yıldırımlık görevi gördüğü tahmin ediliyor |
Hasankeyf - Konaklama Otel Tanıtımı |
10-14-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hasankeyf - Konaklama Otel TanıtımıBatman Hasankeyf Resimleri Hasankeyf, tarihteki önemini Artuklular'ın 1101 yılında buraya hakim olması ile kazandı Bu tarihten itibaren o günkü ismi ile Hısn Keyfa, Orta Çağ'ın önemli şehirlerinden biri oldu Artuklular, bölgenin idaresinde zaman zaman söz sahibi olduklari gibi, Hasankeyf'te de önemli eserler bıraktı Kuzeyden güneye kıvrılıp giden Dicle nehri üzerinde yer alması ve o günlerde ticaretin önemli bir kısmının nehir yoluyla yapılması nedeniyle Hasankeyf, ticari ve ekonomik olarak da gelişti Hasankeyf'i Artuklular'dan alan (1232) Eyyubiler, henüz bölgeye tam hakim olamadan Moğol istilasi ve harabiyeti ile karşılaştı Birçok yerleşim yeri gibi burası da altüst oldu Eyyubiler, Moğol şokunu atlattıktan sonra 14 yüzyıl başlarından itibaren Hasankeyf'i yeniden imar etmeye başladı Özellikle bugün Hasankeyf'te bulunan birçok eserde imzası bulunan Eyyubiler'in, Sultan Süleyman zamanında bu imar faaliyeti zirveye ulaştı Hasankeyf, bu yıllarda tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşadı Nihayet Osmanlılar'ın gücüne karşı direnemeyen, Safeviler'in baskıları ve iç hesaplaşmalarla iyice yıpranan Eyyubiler, 1515 yılında burayı Osmanlılar'a bıraktı Bu tarihten itibaren şehir, tarihi önemini kaybederek günümüze geldi GENEL BİLGİLER Yüzölçümü : 4654 km² Nüfus :406000 (1997) İl Trafik No : 72 Dicle'nin aktığı topraklarda zengin tarihi geçmişi koruyan Batman ve antik kenti Hasankeyf, bini aşkın mağaralarıyla, tarihsel anıtlarıyla bir doğa harikasıdır İLÇELER Batman ilinin ilçeleri; Beşiri, Gercüş, Hasankeyf, Kozluk ve Sason'dur NASIL GİDİLİR Karayolu : Türkiye'nin her yerinden otobüs seferi ile ulaşmak mümkündür Havayolu : Batman' dan Ankara, İstanbul ve İzmir'e havayolu seferleri yapılmaktadır GEZİLECEK YERLER HASANKEYF Diclenin kıyısında, zamanında medreseler, rasathane, darüşşifa ve diğer eğitim kurumlarıyla bölgenin ilim ve kültür merkezi olan Hasankeyf, ulaşım yolları ve ticaret merkezlerinin yer değiştirmesiyle günümüzde önemini yitirmiştir İlçe, sahip olduğu zengin tarihsel yapılar nedeniyle 1981 yılında bütünüyle sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır GAP projesi kapsamında bulunan Ilısu Barajı nedeniyle bu tarihsel yapılar bütünüyle sular altında kalacaktır Bu konuda çalışmalar Kültür Bakanlığı ve DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir Tarihçe: Hasankeyf'in ne zaman kurulduğu tam olarak bilinememektedir Şehrin jeopolitik yapısı çok eski bir yerleşim merkezi olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedirBugün bile zaman zaman bazıları mesken olarak kullanılan çok sayıdaki mağaralar, insanların çok eski çağlarda burada yerleştiklerini göstermektedir Mevcut bilgilere göre, Hasankeyf kalesinin kurulması, MS 4'üncü yüzyıla rastlamaktadır Bu yüzyıl ortalarında, Diyarbakır çevresini ele geçiren Bizans İmparatoru Konstantinos, bölgeyi korumak amacıyla iki sınır kalesi inşa ettirmiştir Bu iki kaleden birisi Hasankeyf KalesidirKale, Sasanilere karşı siyasi bir önem kazanınca, daha sağlam bir şekilde yeniden tahkim edilmiştir Hasankeyf, MS 639 yılında Emeviler tarafından fethedilmiştir Bu tarihten sonra; Abbasiler, Hamdaniler Mervaniler, Artuklular, Eyyubiler ye Osmanlılar hakimiyet kurmuşlardır Hasankeyf en parlak dönemini Artuklular döneminde yaşamıştır Merkezde bu dönemden kalan pek çok tarihi eser mevcuttur İklim: Bölgeye hayat veren Dicle Nehri, yörenin iklimini de etkilemektedir Nehir kış aylarının ılıman geçmesini sağlamaktadır Ortalama sıcaklık 25° C olup en yüksek ortalama ısı 40-43° C, en düşük ortalama ısı 6-8° C arasında değişmektedir Av Turizmi Kentte en çok avlanan hayvanlar tavşan, keklik, bıldırcın, toykuşu, tahtalı güvercin, yabani ördek, kaz, su samuru, sansar, porsuktur Bunların dışında Raman dağında dağ koyunu, Kozluk-Sason ilçelerinde dağ keçisi bulunmaktadır COĞRAFYA Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan Batman ilinin, kuzey ve kuzeydoğusu yüksek, sarp ve dağlık olup güneyi ise dağlık ve engebelidir Dicle nehri batıdan doğuya akarak il topraklarının içinden geçer Batman çayı, Batman-Diyarbakır il sınırını çizerek Dicle nehri ile birleşir 4000'i aşkın mağaranın bulunduğu bu bölge dünyada benzeri az bulunan bir doğa harikasıdır Batman'da karasal iklim hüküm sürmektedir Bölgede yazları sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçer TARİHÇE Batman, İluh adlı bir köy iken 1937 yılında bucak olmuştur Adı 1950 yılında Batman Çayı'ndan dolayı Batman olmuştur 1957 yılında Siirt iline bağlı ilçe olan Batman, 1990 yılında il olmuştur NE YENİR Bol yağlı et yemekleri, hamur işleri, yöreye özgün çorbalar, tiftik kıçıl denilen ve çamurdan yapılmış ocaklarda pişirilen tandır ekmeği ve taş ekmeği Hevranın tadına doyum olmaz NE ALINIR? Dokumacılık, parlak ipek sim işlemeli kumaşlar, oya, dantel ve kanaviçe işlemeleri, yün patik, çeşit çeşit renklerde yöreye özgü motifli yün çorap çoraplar yöreden alınabilecek hediyelik eşyalardır |
|