Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Güneydoğu Anadolu Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kalesi, mardin, merkez

Mardin Kalesi (Merkez)

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mardin Kalesi (Merkez)




Mardin Kalesi (Merkez) Mardin şehri iki bölümden meydana gelmiştir Bunlardan biri kale içerisinde, diğeri de kalenin eteklerinde bulunan yerleşim alanlarıdır Kale dışındaki yerleşim alanı Dış Mahalle olarak isimlendirilmiş ve bugünkü şehir de burada kurulmuştur

Mardin Kalesi doğuda 1200 m, batıda da 1180 m yüksekliğindeki bir tepenin üzerindeki düzlükte kurulmuştur Kale içerisindeki yerleşim de doğudan batıya doğru 800 m, kuzeyden güneye 30 m ile 150 m arasında değişen düzlükte yer almıştır Bu yerleşim alanı kale yamacının bittiği noktalarda sarp kayalıklarla ayrılmıştır Bu yüzden Kartal Yuvası ismi verilen kalenin duvarları ile burçları kayalıkları da kapsayacak biçimde yapılmıştır Bundan ötürü de kale, doğal bir görünümdedir

Kalenin girişi güneyde olup, bu giriş rampa şeklinde yükselir ve bir merdivene ulaşır Tarih boyunca ele geçirilemez olarak ün yapan Mardin Kalesi’nden ilk defa IVyüzyılda Bizans tarihçisi Ammianus Marcellinus söz etmiştir Ardından İmparator İustinianus dönemi tarihçilerinden Prokopios’tan başka uzun süre bu kaleden söz edilmemiştir VIIyüzyılda Arap akınları sırasında Arap tarihçileri arasında bu kaleden söz edenler olmuştur XIXyüzyılda Fransız Dupré bu kalenin çok eski tarihlere indiğini, Bizans imparatorları tarafından da onarıldığını belirtmiştir

Mardin Kalesi Xyüzyılda Al-Bâz (Şahin Kalesi), XIVyüzyılda Kal’at al Şahba, Kal’at-ı Kuh, Kal’at Gurâb (Karga Kalesi) olarak isimlendirilmiştir 1471 yılında Mardin’e gelen Barbaro şehirden yüksekte bulunan ve merdivenlerle çıkılan kale içerisinde yoğun bir nüfusun ve 300 evin bulunduğunu belirtmiştir Evliya Çelebi’ye göre de, kalenin altındaki mağara ve mahzenlerde hububatın saklandığı ve sarnıçlarında su biriktirilmiştir XVIIIyüzyılda Niebuhur bu kalenin oldukça sağlam ancak, tahrip gördüğünü belirtmiş, içerisinde 80’i oturulabilir 200 kadar ev olduğunu belirtmiştir XIXyüzyılın başlarında Olivier Bağdat paşasının kaleyi tamir ettirdiğinden söz etmiştir Bundan sonra Mardin Kalesi’nden 1891’de Cuinet, 1930 yılında Gabriel değinmiştir

Mardin Kalesi’nin yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır Bununla beraber bazı kaynaklarda bu kalede Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Roma, Bizans, Emevi ve Abbasilerin de hâkim olduğu yazılıdır Bazı kaynaklarda ise; kalenin Xyüzyılda Hamdaniler tarafından yapıldığı sanılmaktadır Kalede bulunan kitabe ve kabartma parçaları ise kesin bir tarihleme vermekten çok uzaktır Söylentiye göre; MS330 yılında ateşe ibadet eden ve güneşe tapan Şad Buhari isminde bir kral gelip Mardin kalesinde kalır Rahatsız olan kral, kalede kaldığı süre içerisinde iyi olunca, kendisine bir kasır yaptırıp, 12 yıl burada yaşar Daha sonra kendi memleketi Pers ve Babil’den birçok asker ve sivil getirip, onları Mardin’e yerleştirmiştir M5442’da veba salgınından dolayı kaledeki halkın birçoğu ölmüş ve Mardin Kalesi MS 542’e kadar boş kalmıştır MS975-976’da Hamdaniler’den Hamdan Bin El Hasan Nasır El Devle Bin Abdullah Bin Ham binlerce yıldır hâkim bir konumda bulunan bu doğal kaleyi bir takım eklemelerle, daha korunaklı bir hale getirmiştir Sonraki yıllarda Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safaviler ve Osmanlılar da bu kaleyi savunma amaçlı olarak kullanmışlarKalenin ovadan yüksekliği 1000 m kadardır Kalenin bir kısmı sarp kayaların üzerine oturmuştur Meyilin fazla olduğu yerlerde ise surlar eklenmiştir Kalenin güney kesiminde bir kule günümüze sağlam bir şekilde gelebilmiştir Kalede daha önceleri mesken olarak kullanılmaya yarayan kalıntılar bulunmaktadır IXyüzyılın ilk yarısında mevcut olan surların, bugün bazı yerlerde yalnız temellerine rastlanmaktadır Birçok kez kuşatılan kale, saldırılara karşı direnişini, bünyesinde barındırdığı su sarnıçları ve ambarlarındaki bolluk ile sağlamıştır

Kalenin altı kapısı bulunuyordu Bunlar; İlin batısında Diyarbakır Kapı, Doğuda Savur Kapısı, Kuzeyde Bab-ı Şavt, Kuzeybatıda Bab-ı Hamara, Güneybatıda, Bab-ı Zeytun, Güneyde Bab-ı Cedid (Yeni kapı) dir Bu kapıların ve sur duvarlarının sağlamlığı ve topoğrafik konumu kalenin uzun yıllar ele geçirilemeyişinde önemli bir etkendir

Güney yönündeki basit ve yuvarlak kemerli ana kapıdan içerisine girilen kalenin duvarları yer yer kayalarla desteklenmiş olup, kesme taş ve tuğladan yapılmıştır Güney yönünde kesme taş ve yuğla örgülü bir burç dikkati çekmektedir Beşgen planlı olan bu burç dışa doğru çıkıntılıdır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.