Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Doğu Anadolu Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
elazığ, genel, tarihi

Elazığ Genel Tarihi

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Elazığ Genel Tarihi




Elazığ GENEL TARİHİ

Elazığ GENEL TARİHİ

Elazığ

GENEL TARİHİ

ELAZIĞ ili doğal şartların elverişli olması nedeniyle paleolitik (yontma taş) döneminden beri çeşitli toplulukların yerleştiği bir alan olmuştur

Keban ve Karakaya barajları eski eserleri kurtarma projesi çerçevesinde yapılan arkeolojik kazı ve araştırmalar yöre tarihinin bilinmesine büyük katkılar sağlamıştır

Bu çalışma ışığında Elazığ-Harput yöresinin bilinen en eski sakinleri Hurriler’dir Arkeolojik kazılar sonunda elde edilen tabletlerden anlaşıldığına göre Hurriler Ön Asya da büyük bir bölgeye yayılmış MÖ2 bin yılının sonlarında kuvvetlenerek ırkdaşları Subar Beyleri’ni de egemenlikleri altına alarak sınırlarını genişletmişlerdir Hurriler den sonra bölge Hititlerin hakimiyeti altına geçmiştir

MÖIX yüzyıldan itibaren Urarturlar bölgeye egemen olmuşlardır Urartu dönemine ait PaluKömürhan ve Bağın’da çivi yazılı kitabeler bulunmaktadır MÖVII yüzyıllar da bölgeye Medler hakim olmuş

sonraki yüzyıllarda Pers Straplar’ın Büyük İskender’e yenilmesiyle Pers hakimiyeti sona ermiş bölge İskenderin ordularının denetiminde kalmıştırMÖ546 yılında Roma ordusu Persler’e yenilince yörede Persler’in hakimiyeti görülmeye başlamıştır

Bu hakimiyetle birlikte yöre MSIII yüzyıla kadar Pers-Roma mücadelesine sahne olmuş Büyük Roma İmparatorluğu’nun MS395 yılında ikiye bölünmesinden sonra yörede Sasani Bizans mücadelesi başlamıştırSonuçta Fırat’ın batısı Bizansdoğusu Sasaniler hakimiyetine girmiştir

KÜLTÜR TARİHİ

Bugünkü Elazığ 1834 yılında tarihi Harput'un bir mezrası olan ve "mezre" diye anılan ovaya nakledilmesiyle kurulmuştur Cumhuriyet döneminde ise gelişmesine devam ettirerek gelişen ve Doğu Anadolu'nun önemli merkezlerinden birisi olan Elazığ kültür tarihi ve yerleşme tarihi açısından büyük önem arz eder

Bilim adamlarının yer değiştiren şehirler arasında saydığı Elazığ 1937 yılında bugünkü ismini almıştır Harput; Sultan Aziz döneminde Mamüret'ül-Aziz ismin alıncaya kadar Harput ismiyle bilinmiş ve tarihe mal olmuştur Bu nedenlerle Elazığı anlatırken onun menşeini oluşturan Harput'dan bahsetmek ve hatta birisinin ismi anıldığında diğeri anlamak mecburiyeti var gibidir

Elazığ(Harput)ve çevresi çok eski bir yerleşme bölgesidir Yöre hakkında ilk yazılı belgeler MÖ2000 yıllarına rastlar Ancak 1967 yılında Keban Barajı'nın yapımı nedeniyle oluşacak olan göl sahasında yapılan arkeolojik kazı ve etnografik araştırmalardan elde edilen buluntular yörenin paleolitik (eski taş)devrine ulaşan bir iskan sahası olduğunu ortaya çıkarmıştır Nitekim Elazığ'ın Murat ve Karasu'nun birleşmesinden oluşan Fırat Nehrinin çizdiği yay içinde sulak ve verimli bir ova üzerine kurulması yöreyi yerleşmeye elverişli kılmıştır

Elazığ(Harput)'ın yazılı tarihi hakkında ilk bilgilerin Hitit tabletlerinden almaktayız Buna göre yörenin ilk sakinleri Mitanni adında bir devler kuran Hurriler olmuştur MÖIII ve IV bin yıllarında bölgede Subarların yaşadıkları ve Fırat isminin bunlar tarafından verildiği ileri sürülmüştür Subarlar'ın Hurriler2le aynı kökten geldikleri ve yeryüzünde madeni ilk işleyen kavim oldukları bilinmektedir Hatta işlenen madenlerin Mezopotamya'ya da ihraç edildiği anlaşılmaktadır Mezopotamya'da gelişen kültürlerin kökenini burada aramanın daha doğru olacağı kanaatindedirler

Hurriler2den sonra MÖ2000 yıllarında yöreye IŞUVA adı veren tarımda ve dokuma sanatında ileri olan Hititler hakim olmuşlardır

Hititlerin yöredeki egemenliğine ;çivi yazısını kullanan ve taş oymacılığı konusunda ileri olan Urarturlar son vermiştir Günümüzde de ayakta olan Harput Kalesini ilk yapanların Urarturlar olduğu ileri sürülmektedir

MS 1 Asırla 3 Asar kadar Harput'a hakim olan Romalılar madencilikte ileri olup yörede maden işletmeleri kurmuşlar Harput ve civarında azda olsa bir şehir hayatının ortaya çıkmasına vesile olmuşlardır

Sasaniler'le Bizansızlar arsında zaman zaman el değiştiren Harput 7 Asrın ortalarında Bizansızlar'ın eline geçer Sonra HzÖmer zamanında müslüman Arapların hakimiyetine girer Bu dönemlerde Uluova ve Kuzuova da hayvancılık yapılıyorinsanlar çoksade bir hayat sürüyorlardı 10asırda ikinci defa Harput'u ele geçiren Bizanssızlar burada bir vilayet teşkilatı kurmuşlardır

Harput ve çevresi 1071 yılında kazanılan Malazgirt zaferinden sonra 1085 yılında Türkler'in eline geçmiştirHarput'taki ilk Türk hakimiyeti Çubukoğulları ile başlarBu dönemde Harput'un iskanı ve imarı çalışmaları uç verirBöylelikle günümüze kadar gelen ve sonsuza kadar devam edecek olan Türk hakimiyeti sağlam temeller üzerine kurulmuş olur

Anadolu'nunu fethine katılarak Türkleşmesinde önemli rol oynayan Artukoğulları Harput'ta 1113 yılından başlayıp 1234 yılına kadar yüzyıl sürecek olan bir hakimiyet kurmuşlardırArtukoğulları'nın Harput'un kültür tarihi üzerinde önemli bir yeri vardırOsmanlılar gibi kayı boyundan olan Artuklular ünlü komutan Belek Gazi'yi yetiştirmiş Harput'u bugüne kadar ulaşan Türk-İslam eserleriyle süslemeye başlamışlardırHarput'taki Ulu CamiAlacalı Camii bu dönemde yapılmışlardırYine Artukoğulları döneminde bir hastanebir çok çeşme türbe saray inşa edilmiştirHarput kalesi önemli bir onarım görmüş ve bazı eklentiler yapılmıştır Yine kalenin hemen dibinde Süryani Kilisesinin Artuklu Hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından yapıldığı kanaati vardır

Bu dönemde ticaret ve el sanatları son derece ğelişmiştir1185 yılında yapılan Ahi Musa Mescidi'nin varlığı Harput'ta bir Ahi Teşkilatı'nın kurulduğunu göstermektedirArtuklular dönemi Harput'un bayındır hale gelmesiyle birlikte bilim ve sanatta da önemli hamlelerle doludurAdı bilinmeyen bir yazar matematik kitabı yazmış musikide edebiyatta önemli gelişmeler olmuşturArtuklular döneminde Uluova ve Kuzuova da geleneksek usüllerle tarım yapılmıştırBu dönemlerde evler genellikle tek katlı ve damlıdır

Artuklular döneminde Harput bir bilimkültürsanat ve ticaret merkezi haline gelmiştir

Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat Artukluların egemenliğine son vererek Harput'a hakim olur Bu dönemde Harput'ta Türk-İslam Kültürü tamamen hakimdir Ticaretsanat ve kültür şehri olma özelliğini sürdürür Arap Baba Mescidi bu dönemin eseri olupmescitteki çini işçiliği el sanatlarının ne kadar ileri bir düzeyde olduğunu gösterir

Selçuklular'ın zayıflama dönemlerinde Harput'a İlhanlı akınları oldu İlhanlılar yörede huzursuzluk yarattıkları gibi Harput'ta oluşan uygarlık birikimlerini de önemli ölçüde tahrip etmişlerdir Harput'un yaşadığı en acı ve en talihsiz yıllar bu dönem olmuştur

İlhani hakimiyetinden sonra Harput'a 1339 yıllarında başlayıp 1465 yılına kadar sürecek olan Dulkadiroğulları dönemi başlar ve bu dönemde Harput Kalesi tekrara onarım görür

Tarihi boyunca bir sınır bölgesi ve ihtilaf hududu olarak kalan Harput 1465'de Akkoyunlular'ın eline geçer ve Osmanlılara sınır oluşturursuzun Hasan döneminde İtalyan gezgini Barbora'ya göre göz kamaştırıcı bir kenttir Akkoyunlular zamanında Harput'ta para basılmışkültür ve sanatta önemli hamleler yapılmış çok sayıda din adamı bilim adamı ve sanatkar yetişmiştir

Harput 1507 yılında Safaviler'in eline geçmiş 26 mart 1516 yılında ise Osmanlı Devleti topraklarına katılmıştır Osmanlı Devleti zamanında en olgun devrini yaşar ve Doğu Anadolu 'nun ticaret merkezi olur Bu dönemde Palu ve Keban'da da önemli eserler yaptırılmış Keban ve Maden ilçelerinde maden işletmeciliği oldukça gelişmiştir Bu nedenle özellikle Harput'ta bakır işletmeciliği gelişmiş ;bakır türkülere konu olmuştur

Harput medreselerinde çok sayıda vasıflı alim ve sanatkar yetişmiştir Yöre insanı divan edebiyatı konularına hakim olmuş Fuzuli ve Nedim gibi şairlerimizin şiirlerini bestelemişlerdir Medrese kültürü ile kır kültürü birbirini yakından etkilemiş aydın halk tezadı önemli ölçüde ortadan kaldırmıştır Bu dönemde musikide de önemli gelişmeler olmuş ve divan geleneği ile halk geleneğinin kaynaşmasından oluşmuş bir müzik kültürü ortaya çıkmıştır İpekçilik son derece gelişmiş ipek tezgahları ve fabrikaları kurulmuştur

Evliya Çelebi Harput'ta 17 Yüzyılda 600 dükkan 7 ticaret hanındanbedesten ve saraçhaneden söz eder Harput'un çevre köylerinde de el sanatları yaygınlaşmıştı

Pamuk ve diğer zirai ürünler ekilir tarım ve hayvancılıkla birlikte el sanatları en önemli geçim kaynağını oluştururdu

Harput 19yüzyılda canlılığını koruduKamus'al-Alem'e göre bu dönmede Harput'ta 2670 ev843 dükkan 10 camii10 medrese 8 kütüphane 8 kilise 12 han ve 90 hamam bulunmaktaydı

19 yüzyılda Harput2ta sanayide uç vermeye başladıOsmanlıların son zamanlarında batılılar Harput'a özel bir önem verdiler AmerikanAlman ve Fransız kolejleri kurdular Bu okullar Harputtaki yaşama biçimini etkilemiştir Bu nedenle Harput halkından bir çok insan Amerika'ya gidip gelmiştir Cevat Fehmi Başkut'un yazdığı Harput'ta bir Amerikalı oyunu bu olayı Harput'un son yüzyıldaki çöküşünü anlatır

Harputbirbirine çok benzeyen sebeplerle tarihe karışan bir çok eski Türk şehri gibi terk edilmiştir Yöneticilerin 1834 yılında askeri ve idari merkezlerini mezraya taşımaları demir yolunun mezreden geçmesi gibi nedenlerle zaman içerisinde Harput bütün fonksiyonları ile birilikte taşınarak bugünkü Elazığ 'ı oluşturmuştur

Türklerin fethine kadar bir kale şehri olarak kalan Harput Türklerle birlikte bayındır bir şehir haline gelmiş ve istikrara kavuşmuştur Orta Asya'dan kopup gelen Türk insanı beraberinde getirdiği bilgi birikimigelenekgörenekleri ile mahalli kültürlerden de istifade ederek Harput'u çiçek çiçek nakışlamış ve Türk medeniyetinin en hassas en sevimli ve en yüksek örneklerini yaratmıştır

Türklerle birlikte Harput'ta şehirleşmeticaretel sanatlarıdini ve diğer kültürel faaliyetler her geçen gün gelişerek devam etmiştir Son derece güçlü şairler bilim adamlarımutasavvıf yetiştiren Harput kendine has bir folklor ve edebiyat geliştirmiş ve Türk kültür tarihi içerisinde nadide bir yere sahip olmuştur

HARPUT VE ELAZIĞ ADININ KAYNAĞI

Asur ve Hitit yazılarında Harput'tan söz edilmektedir Boğazköy'de bulunan Hititler'e ait çivi yazılı belgelerde Harput yöresine IŞUVA denildiği görülmektedirMÖ19 uncu asırda bulunan Asurlar'a ait çivi yazılı Kapodokya metinlerinde KARPATA adıyla geçen yerin Harput olduğu söylenmektedirUrarturlar döneminde Harput'a KARBERD denilmekte idi"KAR " taş "BERD" ise kale anlamına gelmektedir

MÖ13 asra ait Hitit çivi yazılı bir vesikada Harput HARPUTTAŞ olarak adlandırılmıştır Vesikada Harputtaş Harziuna ülkesinin dört şehrinden birisi olarak gösterilmiştirHarputtaş şehri ile bugünkü Harput'un aynı olduğu konusundaki fikri ProfBossert ileri sürmüştürMÖ9 ve 8 yüzyılda Hitit kitabelerinde Harput'a HARPUTTAVANAS denilmektedir

MÖ900-650 yıllarında Urarturlar Harput'a SUPANI adını vermişlerdirEski Yunan ve Romalılar bu kelimeyi SUPHANE ya da SOFEN şeklinde kullanmışlardırBununla beraber ünlü Alman Coğrafyacılarından "KRitter" Harput'un bütün SUPHANE eyaletinin merkezi olarak göstermekte ve bu fikri Lehman Haupt da muhtemel görmektedir

Arap kaynaklarında Harput ve yöresi HİNZİTErmeni kaynaklarında ise HANDZİT olarak geçmektedirArap kaynaklarında İranlılar'ın zapt ettikleri ZIATA CASTELLUM denilen yerin Harput'tan başka bir yer olmadığı ZİYATA kalesine Araplar'ın HISN-I ZİYAT dedikleri Ziyata'nın Ziyad'a benzetilmiş olduğu ve Castellumun'da Arapça kale manasına gelen HISN kelimesinin karşılığı olduğu muhakkakdır

Harput bir zamanlar bu şekilde isimlendirilmiş ve Hısn-ı Ziyat ismi yakın asırlara kadar devam etmiştirBazı bilginler Hısn-ı Ziyat isminin yalnızca kaleye verildiği şehre ise HARTABIRT denildiği ve Arapça'ya bu şekilde ve bazende HATR-EL-BUYUT geçtiği ifade edilmektedir

Harput'un Elazığ'a taşınmasıyla Elazığ'da oturan insanlar Harput'a yukarı şehir demeye başladılar

Elazığ'ın Osmanlı Dönemindeki ilk adı MezradırElazığ'ın Sultan Abdulaziz zamanında bayındırlaştığı ve buraya MAMURET'ÜL AZİZ yani Aziz'in yaptırdığı kent adı verilmektedirSonraları halkın ağzında daha kolay söylenebildiği için ELAZİZ olarak kullanılmıştır17 Kasım 1937 'de ELAZİZ'e gelen Atatürk şehrin adının ELAZIK olmasını istemiş; Atatürk'ün önerisi ve bakanlar kurulu karari ile ElazizElazık olarak değiştirilmiştirAzık diyarı anlamına gelen bu kelime söyleniş zorluğu nedeniyle 10 Aralık 1937 'de bir bakanlar kurulu kararı ile bugünkü söyleniş şekliyle kabul edilmiştİR



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.